Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

19

Sûredeki Ayet No: 

43

Ayet No: 

2293

Sayfa No: 

308

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

يَا أَبَتِ إِنِّي قَدْ جَاءَنِي مِنَ الْعِلْمِ مَا لَمْ يَأْتِكَ فَاتَّبِعْنِي أَهْدِكَ صِرَاطًا سَوِيًّا

Çeviriyazı: 

yâ ebeti innî ḳad câenî mine-l`ilmi mâ lem ye'tike fettebi`nî ehdike ṣirâṭan seviyyâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Babacığım! Doğrusu sana gelmeyen bir ilim bana geldi. O halde bana uy da, seni doğru bir yola eriştireyim.

Diyanet İşleri: 

Babacığım! Doğrusu sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Bana uy, seni doğru yola eriştireyim.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Gerçekten de ata, sence bilinmeyen bir bilgiye sahip oldum ben, artık bana uy da seni dosdoğru yola ileteyim.

Şaban Piriş: 

Babacığım! Gerçekten sana gelmeyen ilim bana gelmiştir. Hadi bana uy da seni dosdoğru bir yola ileteyim.

Edip Yüksel: 

Babacığım, bana, sana gelmeyen bir bilgi geldi. Beni izle de seni düzgün yola ileteyim.

Ali Bulaç: 

Babacığım, gerçek şu ki, bana, sana gelmeyen bir ilim geldi. Artık bana tabi ol, seni düzgün bir yola ulaştırayım.

Suat Yıldırım: 

“Babacığım, sana ulaşmayan bir ilim, geldi bana, ne olur bana tâbi ol da seni dümdüz bir yola çıkarayım”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ey atacığım! Muhakkak ki, ilimden sana gelmeyen, bana gelmiştir. Artık bana tâbi ol, seni bir doğru yola eriştireyim.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Babacığım, bana ilimden, sana ulaşmayan bir nasip geldi. O halde bana uy ki, seni düzgün bir yola ileteyim!

Bekir Sadak: 

Ibrahim onlari Allah´tan baska taptiklariyla basbasa birakip cekilince ona shak ve Yakub´u bahsettik ve her birini peygamber yaptik.

İbni Kesir: 

Babacığım, doğrusu sana gelmeyen bir ilim bana gelmiştir. Öyleyse bana uy da, seni dosdoğru bir yola ileteyim.

Adem Uğur: 

Babacığım! Hakikaten sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Öyle ise bana uy ki, seni düz yola çıkarayım.

İskender Ali Mihr: 

Ey babacığım, muhakkak ki bana, sana gelmeyen bir ilim gelmiştir! Öyleyse bana tâbî ol. Seni, Sıratı Seviye´ye (düzgün, seviyeli, Allah´a ulaştıran yola) hidayet edeyim (ulaştırayım).

Celal Yıldırım: 

Babacığım, şüphen olmasın ki ilimden sana gelmiyen bana gelmiştir

Tefhim ul Kuran: 

«Babacığım, gerçek şu ki, sana gelmeyen bir ilim geldi bana. Artık bana tabi ol, seni düzgün bir yola ulaştırayım.»

Fransızca: 

ô mon père, il m'est venu de la science ce que tu n'as pas reçu; suis-moi, donc, je te guiderai sur une voie droite.

İspanyolca: 

¡Padre! He recibido una ciencia que tú no has recibido. ¡Sígueme, pues, y yo te dirigiré por una vía llana!

İtalyanca: 

O padre, mi è stata data una scienza che tu non hai avuto, seguimi e ti condurrò sulla retta via.

Almanca: 

Mein Vater! Gewiß, mir wurde vom Wissen das zuteil, was dir nicht zuteil wurde, so folge mir, dann leite ich dich recht auf einen geraden Weg!

Çince: 

我的父亲啊!没有降临你的知识,确已降临我了;你顺从我吧,我要指示你一条正路。

Hollandaca: 

O mijn vader! waarlijk, mij werd een deel van kennis geschonken, dat u niet is gegeven; volg mij dus; ik zal u op den effen weg leiden.

Rusça: 

Отец мой! Мне открылось знание, которое не было открыто тебе. Последуй же за мной, и я поведу тебя верным путем.

Somalice: 

aabow aniga waxaa ii yimid cilmi waxaan adi kuu imaanin ee i raac aan kugu hanuuniyo jid toosane (xaqa).

Swahilice: 

Ewe baba yangu! Kwa yakini imenifikia ilimu isiyo kufikia wewe. Basi nifuate mimi, nami nitakuongoza Njia Iliyo Sawa.

Uygurca: 

ئى ئاتا! ماڭا سەن بىلمەيدىغان ئىلىملەر نازىل بولدى، ماڭا ئەگەشكىن، سېنى توغرا يولغا باشلايمەن

Japonca: 

父よ,あなたが授かっていない知識が,今,確かにわたしに下った。だからわたしに従いなさい。わたしはあなたを正しい道に導くでしょう。

Arapça (Ürdün): 

«يا أبت إني قد جاءني من العلم ما لم يأتك فاتبعني أهدك صراطا» طريقا «سويا» مستقيما.

Hintçe: 

और न कुछ आपके काम ही आ सकता है ऐ मेरे अब्बा यक़ीनन मेरे पास वह इल्म आ चुका है जो आपके पास नहीं आया तो आप मेरी पैरवी कीजिए मैं आपको (दीन की) सीधी राह दिखा दूँगा

Tayca: 

“โอ้พ่อจ๋า แท้จริงความรู้ได้มีมายังฉันแล้ว ซึ่งมิได้มีมายังท่าน ดังนั้น จงเชื่อฟังปฏิบัติตามฉันเถิด ฉันจะชี้แนะท่านสู่ทางที่ราบรื่น ”

İbranice: 

הוי, אבי, אכן כבר בא אליי מהידע שלא ניתן לך , אז לך בעקבותיי, ואדריך אותך בדרך הישר

Hırvatça: 

O oče moj, meni dolazi znanje, a ne tebi; zato mene slijedi, i ja ću te na Pravi put uputiti.

Rumence: 

O, tată! Mie mi-a venit o ştiinţă ce ţie nu ţi-a venit. Urmează-mă, căci eu te voi călăuzi pe o Cale Netedă.

Transliteration: 

Ya abati innee qad jaanee mina alAAilmi ma lam yatika faittabiAAnee ahdika siratan sawiyyan

Türkçe: 

"Babacığım, bana ilimden, sana ulaşmayan bir nasip geldi. O halde bana uy ki, seni düzgün bir yola ileteyim!"

Sahih International: 

O my father, indeed there has come to me of knowledge that which has not come to you, so follow me; I will guide you to an even path.

İngilizce: 

O my father! to me hath come knowledge which hath not reached thee: so follow me: I will guide thee to a way that is even and straight.

Azerbaycanca: 

Atacan! Həqiqətən, sənə gəlməyən bir elm (peyğəmbərlik) mənə gəlmişdir (sənə müyəssər olmayan bir şey mənə müyəssər olmuşdur). Ardımca gəl ki, səni (Allahın buyurduğu) doğru bir yola çıxardım!

Süleyman Ateş: 

Babacığım, bana sana, gelmeyen bir bilgi geldi; bana uy, seni düzgün bir yola ileteyim.

Diyanet Vakfı: 

Babacığım! Hakikaten sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Öyle ise bana uy ki, seni düz yola çıkarayım.

Erhan Aktaş: 

“Ey babacığım! Sana gelmeyen bir ilim(1) bana geldi. O halde bana uy. Ki seni dosdoğru olan yola ileteyim.”

Kral Fahd: 

Babacığım! Hakikaten sana gelmeyen bir ilim bana geldi. Öyle ise bana uy ki, seni doğru yola çıkarayım.

Hasan Basri Çantay: 

«Ey atam, bana muhakkak ki sana gelmeyen bir ilim gelmişdir. O halde bana uy da seni dümdüz bir yola çıkarayım».

Muhammed Esed: 

"Ey babacığım, gerçek şu ki, senin hiç haberdar olmadığın bir bilgi ışığı ulaştı bana; öyleyse bana uy ki seni dosdoğru bir yola çıkarayım.

Gültekin Onan: 

&quot

Ali Fikri Yavuz: 

Ey babam! Gerçekten bana, sana gelmiyen ilim gelmiştir (Allah’ı bilmişimdir). O halde, bana uy da, seni doğru bir yola ileteyim.

Portekizce: 

Ó meu pai, tenho recebido algo da ciência, que tu não recebeste. Segue-me, pois, que eu te conduzirei pela senda reta!

İsveççe: 

Fader! Jag har fått del av en kunskap som du inte har fått del av. Följ mig [så] skall jag visa dig en rak väg.

Farsça: 

پدرم! همانا برای من [از طریق وحی] دانشی آمده که تو را نیامده؛ بنابراین از من پیروی کن تا تو را به راهی راست راهنمایی کنم.

Kürtçe: 

ئەی باوکی خۆشەویستم بەڕاستی دڵنیابە زانست و زانیارێکم بۆ ھاتووە کە بۆ تۆ نەھاتووە (وپێت نەدراوە) کەواتە شوێنم کەوە و گوێرایەڵیم بکە ڕێنمونیت دەکەم بۆ رێبازی ڕاست

Özbekçe: 

Эй отам, албатта, сенга келмаган илм менга келди. Бас, менга эргаш, сени тўғри йўлга бошлайман.

Malayca: 

" Wahai ayahku, sesungguhnya telah datang kepadaku dari ilmu pengetahuan yang tidak pernah datang kepadamu oleh itu ikutlah daku; aku akan memimpinmu ke jalan yang betul.

Arnavutça: 

O babai im, mua më ka ardhur një pjesë e dijenisë, që të ka munguar ty; andaj më paso mua dhe unë do të udhëzoj në rrugën e drejtë.

Bulgarca: 

О, татко мой, на мен наистина ми се яви от знанието онова, което не дойде при теб. Последвай ме, и аз ще те изведа на правия път!

Sırpça: 

О оче мој, објављује ми се знање које ти не знаш; зато ме следи, па ћу те ја упутити на Прави пут.

Çekçe: 

Otče můj, dostalo se mi vědění, jehož se tobě nedostalo, následuj mne tedy a já uvedu tě na stezku rovnou.

Urduca: 

ابّا جان، میرے پاس ایک ایسا عِلم آیا ہے جو آپ کے پاس نہیں آیا، آپ میرے پیچھے چلیں، میں آپ کو سیدھا راستہ بتاؤں گا

Tacikçe: 

Эй падар, маро донише додаанд, ки ба ту надодаанд. Пас ба ман пайравӣ кун, то туро ба роҳи рост ҳидоят кунам.

Tatarca: 

Ий атам, Аллаһудан миңа гыйлем вә дәлилләр килде, ул гыйлем вә дәлилләр синдә юк, миңа ияр, туры юлга күндерермен!

Endonezyaca: 

Wahai bapakku, sesungguhnya telah datang kepadaku sebahagian ilmu pengetahuan yang tidak datang kepadamu, maka ikutilah aku, niscaya aku akan menunjukkan kepadamu jalan yang lurus.

Amharca: 

«አባቴ ሆይ! እኔ ከዕውቀት ያልመጣልህ ነገር በእርግጥ መጥቶልኛልና ተከተለኝ፡፡ ቀጥተኛውን መንገድ እመራሃለሁና፡፡

Tamilce: 

“என் தந்தையே! நிச்சயமாக நான் (கூறுவதாவது: அல்லாஹ்வின் புறத்திலிருந்து) உமக்கு வராத கல்வி ஞானம் எனக்கு வந்திருக்கிறது. ஆகவே, என்னைப் பின்பற்றுவீராக. நான் உமக்கு சமமான நேரான பாதையை வழிகாட்டுவேன்.”

Korece: 

아버지 당신께 이르지 못한 지식이 저에게 이르렀나니 저를 따르십시요 제가 아버지를 바른 길로 안내하겠습니다

Vietnamca: 

“Thưa cha! Quả thật con đã lĩnh hội được kiến thức mà cha không có; thế nên, con xin cha hãy nghe con, con sẽ dẫn cha đến một con đường ngay thẳng.”

Rubu tag: 

Hizb tag: