Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

18

Sûredeki Ayet No: 

75

Ayet No: 

2215

Sayfa No: 

302

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

۞ قَالَ أَلَمْ أَقُل لَّكَ إِنَّكَ لَن تَسْتَطِيعَ مَعِيَ صَبْرًا

Çeviriyazı: 

ḳâle elem eḳul leke inneke len testeṭî`a me`iye ṣabrâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Hızır dedi ki: "Doğrusu sen benimle asla sabredemezsin demedim mi sana?"

Diyanet İşleri: 

O: "Ben sana, yaptığım işlere dayanamazsın demedim mi?" dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

O, demedim miydi sana dedi, gerçekten de sen, benimle beraber bulunmaya dayanamazsın.

Şaban Piriş: 

Ben sana, benimle birlikte olmaya sabredemezsin demedim mi? dedi.

Edip Yüksel: 

"Bana dayanamıyacağını sana söylememiş miydim," diye tekrarladı.

Ali Bulaç: 

Dedi ki: "Gerçekte benimle birlikte olma sabrını göstermeye kesinlikle güç yetiremeyeceğini ben sana söylemedim mi?"

Suat Yıldırım: 

“Sen benimle arkadaşlık etmeye katlanamazsın dememiş miydim?” dedi.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Dedi ki: «Ben sana demedim mi ki, şüphe yok sen benimle beraber sabra takat getiremezsin.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Dedi: "Ben sana söylemedim mi, sen benimle beraberliğe asla dayanamazsın."

Bekir Sadak: 

«glana gelince

İbni Kesir: 

O: Ben, sana

Adem Uğur: 

(Hızır:) Ben sana, benimle beraber (olacaklara) sabredemezsin, demedim mi? dedi.

İskender Ali Mihr: 

(Hızır A.S şöyle) dedi: “Sana, ´muhakkak ki sen, benimle beraber sabırlı olmaya asla güç yetiremezsin.´ demedim mi?”

Celal Yıldırım: 

O, Musâ´ya : «Ben sana demedim mi, benimle beraber bulunmaya sabredemezsin ?» dedi.

Tefhim ul Kuran: 

Dedi ki: «Gerçekten benimle birlikte olma sabrını göstermeye kesinlikle güç yetiremeyeceğini ben sana söylemedim mi?»

Fransızca: 

[L'autre] lui dit : "Ne t'ai-je pas dit que tu ne pourrais pas garder patience en ma compagnie ? "

İspanyolca: 

Dijo: «¿No te he dicho que no podrías tener paciencia conmigo?»

İtalyanca: 

Rispose: «Non ti avevo detto che non avresti avuto pazienza insieme con me?».

Almanca: 

Er sagte: "Habe ich dir nicht gesagt, daß du gewiß mit mir keine Geduld haben kannst?"

Çince: 

他说:难道我没有对你说过吗?你不能耐心地和我在一起。

Hollandaca: 

Hij antwoordde: Heb ik u niet gezegd, dat gij niet bij mij zoudt kunnen blijven?

Rusça: 

Он сказал: "Разве я не говорил тебе, что ты не сможешь сохранить терпение рядом со мной?"

Somalice: 

wuxuu yidhi miyaanan kuu dhihin adigu ma karaysid la jirkayga samir.

Swahilice: 

AKASEMA: Je! Sikukwambia kwamba hakika wewe huwezi kuvumilia kuwa pamoja nami?

Uygurca: 

(خىزىر) ئېيتتى: «ساڭا مەن ھەقىقەتەن مەن بىلەن بىللە بولۇشقا سەۋر - تاقەت قىلىپ تۇرالمايسەن دېمىدىممۇ؟»

Japonca: 

かれは答えて言った。「あなたは,わたしと一緒には耐えられないと,告げなかったか。」

Arapça (Ürdün): 

«قال ألم أقل لك إنك لن تستطيع معي صبرا» زاد لك على ما قبله لعدم العذر هنا.

Hintçe: 

खिज्र ने कहा कि मैंने आपसे (मुक़र्रर) न कह दिया था कि आप मेरे साथ हरगिज़ नहीं सब्र कर सकेगें

Tayca: 

เขากล่าวว่า “ฉันมิได้บอกหรือว่า แท้จริงท่านจะไม่สามารถมีความอดทนร่วมกับฉันได้”

İbranice: 

אמר: 'האם לא אמרתי לך כי לא תהיה לך סבלנות אתי

Hırvatça: 

"Ne rekoh li ja tebi", reče onaj, "da se ti, doista, nećeš moći strpjeti sa mnom."

Rumence: 

Robul spuse: “Nu mi-ai spus că vei avea răbdare cu mine?”

Transliteration: 

Qala alam aqul laka innaka lan tastateeAAa maAAiya sabran

Türkçe: 

Dedi: "Ben sana söylemedim mi, sen benimle beraberliğe asla dayanamazsın."

Sahih International: 

[Al-Khidh r] said, "Did I not tell you that with me you would never be able to have patience?"

İngilizce: 

He answered: "Did I not tell thee that thou canst have no patience with me?"

Azerbaycanca: 

(Xızır) yenə belə cavab verdi: “Sənə demədimmi ki, mənimlə birlikdə olanda (edəcəyim əməllərə) əsla dözə bilməzsən?

Süleyman Ateş: 

(O kul): "Ben sana, sen benimle beraber bulunmağa dayanamazsın, dememiş miydim? dedi.

Diyanet Vakfı: 

(Hızır:) Ben sana, benimle beraber (olacaklara) sabredemezsin, demedim mi? dedi.

Erhan Aktaş: 

Sana, “Sen, kesinlikle benimle birlikte olmaya sabretmeye asla güç yetiremezsin, demedim mi?” dedi.

Kral Fahd: 

(Hızır:) Ben sana, benimle beraber (olacaklara) sabredemezsin, demedim mi? dedi.

Hasan Basri Çantay: 

(O zât şöyle) dedi: «Ben sana beraberimde sabretmiye asla muktedir olamazsın demedim mi?»

Muhammed Esed: 

Beriki: "Ben sana, bana asla katlanamayacağını söylememiş miydim?" dedi.

Gültekin Onan: 

Dedi ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Hızır dedi ki: “-Sen, benimle asla sabredemezsin, demedim mi sana?”

Portekizce: 

Retrucou-lhe: Não te disse que não poderás ser paciente comigo?

İsveççe: 

Han svarade: ”Jag sa ju att du aldrig skulle ha tålamod med mig!”

Farsça: 

گفت: [ای موسی!] آیا نگفتم که تو هرگز نمی توانی بر همراهی من شکیبایی کنی؟

Kürtçe: 

(بەندە چاکەکە) ووتی(بە موسا) پێم نەووتیت بێگومان تۆ ھەرگیز ناتوانی خۆت بگری لەگەڵمندا

Özbekçe: 

У: «Сенга, албатта, сен мен билан бирга сабр қила олмайсан демабмидим?!» деди.

Malayca: 

Ia menjawab: "Bukankah, aku telah katakan kepadamu, bahawa engkau tidak sekali- kali akan dapat bersabar bersamaku?"

Arnavutça: 

I tha (Musait): “A nuk të thasë vallë unë ty, se ti – me të vërtetë, nuk mund të durosh me mua (në shoqëri)”.

Bulgarca: 

Рече: “Нали ти казах, че не ще можеш да търпиш заедно с мен?”

Sırpça: 

„Не рекох ли ја теби“, рече он, „да ти, заиста, нећеш моћи да се стрпиш са мном.“

Çekçe: 

Odpověděl: 'Neřekl jsem ti, že nebudeš schopen mít trpělivost se mnou?'

Urduca: 

اُس نے کہا " میں نے تم سے کہا نہ تھا کہ تم میرے ساتھ صبر نہیں کر سکتے؟"

Tacikçe: 

Гуфт: «Нагуфтам, ки туро сабри ҳамроҳӣ бо ман нест?»

Tatarca: 

Хозыр г-м әйтте: "Әйә мин сиңа әйтмәдемме минем белән йөрергә чыдамлыгың җитмәс, дип".

Endonezyaca: 

Khidhr berkata: "Bukankah sudah kukatakan kepadamu, bahwa sesungguhnya kamu tidak akan dapat sabar bersamaku?"

Amharca: 

«አንተ ከኔ ጋር ትእግሥትን ፈጽሞ አትችልም አላልኩህምን» አለ፡፡

Tamilce: 

அவர் கூறினார்: “என்னுடன் பொறுமையாக இருப்பதற்கு நிச்சயமாக நீர் இயலவே மாட்டீர்” என்று நான் உமக்கு கூறவில்லையா?”

Korece: 

그가 대답하길 당신은 나와 함께 인내할 수 없을 것이라 말하 지 아니했소 라고 하매

Vietnamca: 

(Al-Khudhir) nói: “Chẳng phải Ta đã bảo rằng Ngươi không bao giờ có thể kiên nhẫn được cùng với Ta sao?”