Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

18

Sûredeki Ayet No: 

64

Ayet No: 

2204

Sayfa No: 

301

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالَ ذَٰلِكَ مَا كُنَّا نَبْغِ ۚ فَارْتَدَّا عَلَىٰ آثَارِهِمَا قَصَصًا

Çeviriyazı: 

ḳâle ẕâlike mâ künnâ nebgi. ferteddâ `alâ âŝârihimâ ḳaṣaṣâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Musa da demişti ki: "İşte aradığımız o idi." Bunun üzerine izlerine dönüp gerisin geri gittiler.

Diyanet İşleri: 

Musa: "İstediğimiz zaten buydu" dedi. Hemen geldikleri yoldan izleri üzerinde geri döndüler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Musa, buydu aradığımız işte dedi ve kendi izlerini izleyerek geri döndüler.

Şaban Piriş: 

Musa: İşte, aradığımız buydu, dedi. İzleri üzerine gerisin geriye döndüler.

Edip Yüksel: 

(Musa:) "İşte aradığımız yer orası idi," dedi ve böylece izleri üzerinde geri döndüler.

Ali Bulaç: 

(Musa) Dedi ki: "Bizim de aradığımız buydu." Böylelikle ikisi izleri üzerinde geriye doğru gittiler.

Suat Yıldırım: 

Musa: “İşte gözleyip durduğumuz da bu idi ya!” dedi.Derhal izlerini takip ederek gerisin geri dönüp kayanın yanına vardılar.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Dedi ki: «İşte bizim aramakta olduğumuz da bu ya.» Hemen izleri üzerine uyarak geri döndüler.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Mûsa: "Arayıp durduğumuz işte o idi." dedi. Bunun üzerine kendi izlerini sürerek gerisingeri döndüler.

Bekir Sadak: 

Musa: «Insallah sabrettigimi goreceksin, sana hic bir isde bas kaldirmiyacagim» dedi.

İbni Kesir: 

Musa

Adem Uğur: 

Musa: İşte aradığımız o idi, dedi. Hemen izlerinin üzerine geri döndüler.

İskender Ali Mihr: 

(Musa A.S): “Bizim aradığımız şey, işte bu.” dedi. Böylece kendi izlerini takip ederek geri döndüler.

Celal Yıldırım: 

Musa ona: «Aradığımız bu ya» dedi ve izleri üzerine gerisin geri döndüler.

Tefhim ul Kuran: 

(Musa) Dedi ki: «Bizim de aradığımız buydu.» Böylelikle ikisi izleri üzerinde geriye doğru gittiler.

Fransızca: 

[Moïse] dit : "Voilà ce que nous cherchions". Puis, ils retournèrent sur leurs pas, suivant leurs traces.

İspanyolca: 

Dijo: «Eso es lo que deseábamos», y regresaron volviendo sobre sus pasos,

İtalyanca: 

Disse [Mosè]: «Questo è quello che cercavamo». Poi entrambi ritornarono sui loro passi.

Almanca: 

Er sagte: "Das ist genau, was wir anstreben." Dann kehrten beide ihren Spuren folgend zurück.

Çince: 

他说:这正是我们所寻求的。他俩就依来时的足迹转身回去。

Hollandaca: 

Mozes zeide: Dit is wanneer wij hebben gezocht, en zij wendden zich beiden om en keerden den weg terug, langs welken zij waren gekomen.

Rusça: 

Он сказал: "Это - то, чего мы желали!" Они вдвоем вернулись назад по своим следам.

Somalice: 

wuxuu yidhi (Nabi Muuse) kaasi waa kaan doonaynay, waxayna ku noqdeen raadkoodii iyagoo raaci.

Swahilice: 

(Musa) akasema: Hayo ndiyo tuliyo kuwa tunayataka. Basi wakarudi nyuma kwa kufuata njia waliyo jia.

Uygurca: 

مۇسا: «بىزنىڭ ئىزدەيدىغىنىمىز دەل مۇشۇ ئىدى» دېدى - دە، ئىككىسى كەلگەن ئىزى بويىچە كەينىگە يېنىشتى

Japonca: 

かれ(ムーサー)は言った。「それこそは,わたしたちが探し求めていたものだ。」そこでかれらはもと来た道を引き返した。

Arapça (Ürdün): 

«قال» موسى «ذلك» أي فقدنا الحوت «ما» أي الذي «كنا نبغ» نطلبه فإنه علامة لنا على وجود من نطلبه «فارتدا» رجعا «على آثارهما» يقصانها «قصصا» فأتيا الصخرة.

Hintçe: 

मूसा ने कहा वही तो वह (जगह) है जिसकी हम जुस्तजू (तलाश) में थे फिर दोनों अपने क़दम के निशानों पर देखते देखते उलटे पॉव फिरे

Tayca: 

เขากล่าวว่า “นั่นแหละคือสิ่งที่เราต้องการหา” ดังนั้น ทั้งสองจึงหวลกลับตามร่องรอยไปที่เดิม”

İbranice: 

ואמר המערה (משה:) 'זה בדיוק מה שחיפשנו,' לכן, הם הסתובבו וחזרו לדרכם

Hırvatça: 

"E, to je ono što tražimo!", reče Musa, i njih dvojica se vratiše putem kojim su bili došli,

Rumence: 

Moise spuse: “Aceasta este ceea ce căutăm.” Apoi se întoarseră pe urmele lor.

Transliteration: 

Qala thalika ma kunna nabghi fairtadda AAala atharihima qasasan

Türkçe: 

Mûsa: "Arayıp durduğumuz işte o idi." dedi. Bunun üzerine kendi izlerini sürerek gerisingeri döndüler.

Sahih International: 

[Moses] said, "That is what we were seeking." So they returned, following their footprints.

İngilizce: 

Moses said: "That was what we were seeking after:" So they went back on their footsteps, following (the path they had come).

Azerbaycanca: 

(Musa: ) “Elə istədiyimiz də (axtardığımız da) budur!” – dedi və onlar öz ləpirlərinin izinə düşüb gəldikləri yolla geri (iki dənizin qovuşduğu yerə) qayıtdılar.

Süleyman Ateş: 

(Musa): "İşte aradığımız o idi." dedi. Tekrar izlerini ta'kibederek geriye döndüler, (kayaya vardılar).

Diyanet Vakfı: 

Musa: İşte aradığımız o idi, dedi. Hemen izlerinin üzerine geri döndüler.

Erhan Aktaş: 

“Hemen oraya dönmeliyiz” dedi. Ve izlerini takip ederek geri döndüler.

Kral Fahd: 

Musa: İşte aradığımız o idi, dedi. Hemen izlerinin üzerine geri döndüler.

Hasan Basri Çantay: 

(Musa) «İşte, dedi, bizim arayacağımız bu idi». Şimdi izlerinin üzerinde gerisin geri döndüler.

Muhammed Esed: 

(Musa heyecanla): "Demek, aradığımız yer orası(ydı)!" diye bağırdı. Ve izleri üzerine hemen geri döndüler.

Gültekin Onan: 

(Musa) Dedi ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Mûsa: “- İşte aradığımız bu idi.” dedi. Bunun üzerine izlerine dönüp gerisin geri gittiler.

Portekizce: 

Disse-lhe: Eis o que procurávamos! E voltaram pelo mesmo caminho.

İsveççe: 

[Moses] sade: "Detta är just den plats Vi söker!" Och så vände de tillbaka samma väg som de kom

Farsça: 

موسی گفت: این [جای فراموش کردن ماهی] همان است که ما در طلبش بودیم. پس با پی گرفتن جای پای خود [از راهی که آمده بودند] برگشتند.

Kürtçe: 

(موسا) ووتی ئێمەش ئەوەمان دەویست ئەمجا بە شوێنی خۆیاندا گەڕانەوە بە سەرنجدان

Özbekçe: 

У (Мусо) «Ана шу биз истаган нарса», деди. Бас, келган йўлларидан изларига қайтдилар.

Malayca: 

Nabi Musa berkata: "Itulah yang kita kehendaki "; merekapun balik semula ke situ, dengan menurut jejak mereka.

Arnavutça: 

(Musai) tha: “E, kjo është ajo që po kërkojmë. Andaj u kthyen nëpër gjurmët e veta (duke i treguar njëri-tjetrit),

Bulgarca: 

Рече [Муса]: “Това е, към което се стремяхме.” И се върнаха обратно, следвайки своите дири.

Sırpça: 

„Е, то је оно што тражимо!“ Рече Мојсије, и њих двојица се вратише путем којим су били дошли,

Çekçe: 

I řekl Mojžíš: 'To právě je to, co hledáme.' A oba se obrátili a po stopách svých se navrátili.

Urduca: 

موسیٰؑ نے کہا "اسی کی تو ہمیں تلاش تھی" چنانچہ وہ دونوں اپنے نقش قدم پر پھر واپس ہوئے

Tacikçe: 

Гуфт: «Он ҷо ҳамон ҷоест, ки дар талабаш будаем». Ва ба пайи қадамҳои худ ҷустуҷӯкунон бозгаштанд.

Tatarca: 

Муса г-м әйтте: "Безнең балыкны онытып калдыруыбыз без эзли торган Хозыр г-мнең анда булуына галәмәттер". Һәм барган эзләреннән кире кайттылар хәбәрләрене сөйләшкән хәлдә.

Endonezyaca: 

Musa berkata: "Itulah (tempat) yang kita cari". Lalu keduanya kembali, mengikuti jejak mereka semula.

Amharca: 

(ሙሳም) ይህ እንፈልገው የነበርነው ነው አለው፡፡ በፈለጎቻቸውም ላይ እየተከተሉ ተመለሱ፡፡

Tamilce: 

(மூஸா) கூறினார்: “நாம் தேடிக்கொண்டிருந்த (இடமான)து அதுதான்.” ஆக, அவ்விருவரும் (அவ்விடத்தைத்) தேடியவர்களாக தங்கள் (காலடி) சுவடுகள் மீதே (அவற்றை பின்பற்றி வந்த வழியே) திரும்பினார்கள்.

Korece: 

이에 그가 말하길 그곳이 바로 우리가 찾던 곳이라 그리고 그 둘은 그들이 왔던 길로 되돌아갔더라

Vietnamca: 

(Musa) bảo: “Đấy chính là địa điểm mà chúng ta cần tìm”. Vậy là hai thầy trò lần theo lối cũ mà quay trở lại nơi hẹn.