Arapça:
قَالَ ذَٰلِكَ مَا كُنَّا نَبْغِ ۚ فَارْتَدَّا عَلَىٰ آثَارِهِمَا قَصَصًا
Çeviriyazı:
ḳâle ẕâlike mâ künnâ nebgi. ferteddâ `alâ âŝârihimâ ḳaṣaṣâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Musa da demişti ki: "İşte aradığımız o idi." Bunun üzerine izlerine dönüp gerisin geri gittiler.
Diyanet İşleri:
Musa: "İstediğimiz zaten buydu" dedi. Hemen geldikleri yoldan izleri üzerinde geri döndüler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Musa, buydu aradığımız işte dedi ve kendi izlerini izleyerek geri döndüler.
Şaban Piriş:
Musa: İşte, aradığımız buydu, dedi. İzleri üzerine gerisin geriye döndüler.
Edip Yüksel:
(Musa:) "İşte aradığımız yer orası idi," dedi ve böylece izleri üzerinde geri döndüler.
Ali Bulaç:
(Musa) Dedi ki: "Bizim de aradığımız buydu." Böylelikle ikisi izleri üzerinde geriye doğru gittiler.
Suat Yıldırım:
Musa: “İşte gözleyip durduğumuz da bu idi ya!” dedi.Derhal izlerini takip ederek gerisin geri dönüp kayanın yanına vardılar.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Dedi ki: «İşte bizim aramakta olduğumuz da bu ya.» Hemen izleri üzerine uyarak geri döndüler.
Yaşar Nuri Öztürk:
Mûsa: "Arayıp durduğumuz işte o idi." dedi. Bunun üzerine kendi izlerini sürerek gerisingeri döndüler.
Bekir Sadak:
Musa: «Insallah sabrettigimi goreceksin, sana hic bir isde bas kaldirmiyacagim» dedi.
İbni Kesir:
Musa
Adem Uğur:
Musa: İşte aradığımız o idi, dedi. Hemen izlerinin üzerine geri döndüler.
İskender Ali Mihr:
(Musa A.S): “Bizim aradığımız şey, işte bu.” dedi. Böylece kendi izlerini takip ederek geri döndüler.
Celal Yıldırım:
Musa ona: «Aradığımız bu ya» dedi ve izleri üzerine gerisin geri döndüler.
Tefhim ul Kuran:
(Musa) Dedi ki: «Bizim de aradığımız buydu.» Böylelikle ikisi izleri üzerinde geriye doğru gittiler.
Fransızca:
[Moïse] dit : "Voilà ce que nous cherchions". Puis, ils retournèrent sur leurs pas, suivant leurs traces.
İspanyolca:
Dijo: «Eso es lo que deseábamos», y regresaron volviendo sobre sus pasos,
İtalyanca:
Disse [Mosè]: «Questo è quello che cercavamo». Poi entrambi ritornarono sui loro passi.
Almanca:
Er sagte: "Das ist genau, was wir anstreben." Dann kehrten beide ihren Spuren folgend zurück.
Çince:
他说:这正是我们所寻求的。他俩就依来时的足迹转身回去。
Hollandaca:
Mozes zeide: Dit is wanneer wij hebben gezocht, en zij wendden zich beiden om en keerden den weg terug, langs welken zij waren gekomen.
Rusça:
Он сказал: "Это - то, чего мы желали!" Они вдвоем вернулись назад по своим следам.
Somalice:
wuxuu yidhi (Nabi Muuse) kaasi waa kaan doonaynay, waxayna ku noqdeen raadkoodii iyagoo raaci.
Swahilice:
(Musa) akasema: Hayo ndiyo tuliyo kuwa tunayataka. Basi wakarudi nyuma kwa kufuata njia waliyo jia.
Uygurca:
مۇسا: «بىزنىڭ ئىزدەيدىغىنىمىز دەل مۇشۇ ئىدى» دېدى - دە، ئىككىسى كەلگەن ئىزى بويىچە كەينىگە يېنىشتى
Japonca:
かれ(ムーサー)は言った。「それこそは,わたしたちが探し求めていたものだ。」そこでかれらはもと来た道を引き返した。
Arapça (Ürdün):
«قال» موسى «ذلك» أي فقدنا الحوت «ما» أي الذي «كنا نبغ» نطلبه فإنه علامة لنا على وجود من نطلبه «فارتدا» رجعا «على آثارهما» يقصانها «قصصا» فأتيا الصخرة.
Hintçe:
मूसा ने कहा वही तो वह (जगह) है जिसकी हम जुस्तजू (तलाश) में थे फिर दोनों अपने क़दम के निशानों पर देखते देखते उलटे पॉव फिरे
Tayca:
เขากล่าวว่า “นั่นแหละคือสิ่งที่เราต้องการหา” ดังนั้น ทั้งสองจึงหวลกลับตามร่องรอยไปที่เดิม”
İbranice:
ואמר המערה (משה:) 'זה בדיוק מה שחיפשנו,' לכן, הם הסתובבו וחזרו לדרכם
Hırvatça:
"E, to je ono što tražimo!", reče Musa, i njih dvojica se vratiše putem kojim su bili došli,
Rumence:
Moise spuse: “Aceasta este ceea ce căutăm.” Apoi se întoarseră pe urmele lor.
Transliteration:
Qala thalika ma kunna nabghi fairtadda AAala atharihima qasasan
Türkçe:
Mûsa: "Arayıp durduğumuz işte o idi." dedi. Bunun üzerine kendi izlerini sürerek gerisingeri döndüler.
Sahih International:
[Moses] said, "That is what we were seeking." So they returned, following their footprints.
İngilizce:
Moses said: "That was what we were seeking after:" So they went back on their footsteps, following (the path they had come).
Azerbaycanca:
(Musa: ) “Elə istədiyimiz də (axtardığımız da) budur!” – dedi və onlar öz ləpirlərinin izinə düşüb gəldikləri yolla geri (iki dənizin qovuşduğu yerə) qayıtdılar.
Süleyman Ateş:
(Musa): "İşte aradığımız o idi." dedi. Tekrar izlerini ta'kibederek geriye döndüler, (kayaya vardılar).
Diyanet Vakfı:
Musa: İşte aradığımız o idi, dedi. Hemen izlerinin üzerine geri döndüler.
Erhan Aktaş:
“Hemen oraya dönmeliyiz” dedi. Ve izlerini takip ederek geri döndüler.
Kral Fahd:
Musa: İşte aradığımız o idi, dedi. Hemen izlerinin üzerine geri döndüler.
Hasan Basri Çantay:
(Musa) «İşte, dedi, bizim arayacağımız bu idi». Şimdi izlerinin üzerinde gerisin geri döndüler.
Muhammed Esed:
(Musa heyecanla): "Demek, aradığımız yer orası(ydı)!" diye bağırdı. Ve izleri üzerine hemen geri döndüler.
Gültekin Onan:
(Musa) Dedi ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Mûsa: “- İşte aradığımız bu idi.” dedi. Bunun üzerine izlerine dönüp gerisin geri gittiler.
Portekizce:
Disse-lhe: Eis o que procurávamos! E voltaram pelo mesmo caminho.
İsveççe:
[Moses] sade: "Detta är just den plats Vi söker!" Och så vände de tillbaka samma väg som de kom
Farsça:
موسی گفت: این [جای فراموش کردن ماهی] همان است که ما در طلبش بودیم. پس با پی گرفتن جای پای خود [از راهی که آمده بودند] برگشتند.
Kürtçe:
(موسا) ووتی ئێمەش ئەوەمان دەویست ئەمجا بە شوێنی خۆیاندا گەڕانەوە بە سەرنجدان
Özbekçe:
У (Мусо) «Ана шу биз истаган нарса», деди. Бас, келган йўлларидан изларига қайтдилар.
Malayca:
Nabi Musa berkata: "Itulah yang kita kehendaki "; merekapun balik semula ke situ, dengan menurut jejak mereka.
Arnavutça:
(Musai) tha: “E, kjo është ajo që po kërkojmë. Andaj u kthyen nëpër gjurmët e veta (duke i treguar njëri-tjetrit),
Bulgarca:
Рече [Муса]: “Това е, към което се стремяхме.” И се върнаха обратно, следвайки своите дири.
Sırpça:
„Е, то је оно што тражимо!“ Рече Мојсије, и њих двојица се вратише путем којим су били дошли,
Çekçe:
I řekl Mojžíš: 'To právě je to, co hledáme.' A oba se obrátili a po stopách svých se navrátili.
Urduca:
موسیٰؑ نے کہا "اسی کی تو ہمیں تلاش تھی" چنانچہ وہ دونوں اپنے نقش قدم پر پھر واپس ہوئے
Tacikçe:
Гуфт: «Он ҷо ҳамон ҷоест, ки дар талабаш будаем». Ва ба пайи қадамҳои худ ҷустуҷӯкунон бозгаштанд.
Tatarca:
Муса г-м әйтте: "Безнең балыкны онытып калдыруыбыз без эзли торган Хозыр г-мнең анда булуына галәмәттер". Һәм барган эзләреннән кире кайттылар хәбәрләрене сөйләшкән хәлдә.
Endonezyaca:
Musa berkata: "Itulah (tempat) yang kita cari". Lalu keduanya kembali, mengikuti jejak mereka semula.
Amharca:
(ሙሳም) ይህ እንፈልገው የነበርነው ነው አለው፡፡ በፈለጎቻቸውም ላይ እየተከተሉ ተመለሱ፡፡
Tamilce:
(மூஸா) கூறினார்: “நாம் தேடிக்கொண்டிருந்த (இடமான)து அதுதான்.” ஆக, அவ்விருவரும் (அவ்விடத்தைத்) தேடியவர்களாக தங்கள் (காலடி) சுவடுகள் மீதே (அவற்றை பின்பற்றி வந்த வழியே) திரும்பினார்கள்.
Korece:
이에 그가 말하길 그곳이 바로 우리가 찾던 곳이라 그리고 그 둘은 그들이 왔던 길로 되돌아갔더라
Vietnamca:
(Musa) bảo: “Đấy chính là địa điểm mà chúng ta cần tìm”. Vậy là hai thầy trò lần theo lối cũ mà quay trở lại nơi hẹn.
Ayet Linkleri: