Arapça:
قُلِ ادْعُوا الَّذِينَ زَعَمْتُم مِّن دُونِهِ فَلَا يَمْلِكُونَ كَشْفَ الضُّرِّ عَنكُمْ وَلَا تَحْوِيلًا
Çeviriyazı:
ḳuli-d`ü-lleẕîne za`amtüm min dûnihî felâ yemlikûne keşfe-ḍḍurri `anküm velâ taḥvîlâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
De ki: "Allah'tan başka, ilâh olduğunu sandığınız şeyleri çağırın, size yardım etsinler. Onlar, ne sizden sıkıntıyı kaldırabilirler, ne de değiştirebilirler.
Diyanet İşleri:
De ki: "Allah'tan başka tanrı olduğunu sandıklarınızı çağırın; sizin bir sıkıntınızı gidermeye ve onu değiştirmeye güçleri yetmez."
Abdulbakî Gölpınarlı:
De ki: Allah'tan başka mabut sandıklarınızı çağırın, onlar, sizden ne bir zararı defedebilirler, ne onu çevirmeye güçleri yeter.
Şaban Piriş:
De ki: Allah’tan başka (ibadet edilen ilah olduğunu) ileri sürdüklerinize dua edin bakalım, sizin sıkıntınızı ne giderebilirler ne de değiştirebilirler.
Edip Yüksel:
De ki: "O'nun dışında (bir güce sahip olduğunu) iddia ettiklerinizi çağırın bakalım, onlar sizden ne sıkıntıyı kaldırabilirler ne de önleyebilirler."
Ali Bulaç:
De ki: "O'nun dışında (ilah olarak) öne sürdüklerinizi çağırın, onlar sizden ne zararı uzaklaştırabilirler, ne de (onu yararınıza) dönüştürebilirler.
Suat Yıldırım:
De ki: “İbadetlerde Allah'ın ortakları olduklarını yalan yere iddia ettiğiniz tanrılarınızı çağırın çağırabildiğiniz kadar!Onlar ne sizin sıkıntınızı giderebilir, ne de onu başka yere çevirebilirler!” {KM, İşaya 41,23-24}
Ömer Nasuhi Bilmen:
De ki: «O´ndan başka zû´m etmiş olduğunuza dua ediniz. İmdi onlar sizden ne sıkıntıyı açmaya kâdir olurlar, ne de değiştirmeye.»
Yaşar Nuri Öztürk:
De ki: "O'nun berisinden bel bağladıklarınızı çağırın; onlar, başınızdaki zorluk ve sıkıntıyı ne kaldırabilirler ne de değiştirebilirler."
Bekir Sadak:
Meleklere: «Adem´e secde edin» demistik, Iblis´ten baska hepsi secde etmis, o ise: «amurdan yarattigina mi secde edecegim?» demisti.
İbni Kesir:
De ki: O´ndan başka taptıklarınızı çağırın. Sizin bir sıkıntınızı gidermeye de, değiştirmeye de güçleri yetmez.
Adem Uğur:
(Resûlüm!) De ki: "
İskender Ali Mihr:
(Onlara) de ki: “O´ndan (Allah´tan) başka (ilâh edinerek) zanda bulunduklarınızı çağırın.” Oysa onlar, sizden bir darlığı giderme ve onu değiştirme gücüne malik (sahip) değillerdir.
Celal Yıldırım:
De ki: Allah´tan başka ilâh diye iddia ettiklerinizi çağırın
Tefhim ul Kuran:
De ki: «O´nun dışında (ilah olarak) öne sürdüklerinizi çağırın, onlar sizden ne zararı uzaklaştırabilirler, ne de (onu yararınıza) dönüştürebilirler. Rablerine (yaklaşmak için) bir vesile arıyorlar. O´nun rahmetini umuyorlar ve azabından korkuyorlar. Şüphesiz senin Rabbinin azabı korkunçtur.
Fransızca:
Dis : "Invoquez ceux que vous prétendez, (être des divinités) en dehors de Lui. Ils ne possèdent ni le moyen de dissiper votre malheur ni de le détourner.
İspanyolca:
Di: «¡Invocad a los que, en lugar de Él, pretendéis! ¡No pueden evitaros la desgracia ni modificarla!»
İtalyanca:
Di' [loro]: " Invocate quelli che pretendete
Almanca:
Sag: "Richtet nur Bittgebete an diejenigen, die ihr (als Götter) anstelle von Ihm ausgewiesen habt! Sie können den Schaden von euch weder wegnehmen, noch ableiten."
Çince:
你说:你们舍真主而称为神明者,你们祈祷他们吧!他们不能替你们消灾,也不能替你们嫁祸。
Hollandaca:
Zeg: Roep hen ter hulp, welke gij u verbeeldt dat goden buiten hem zijn, en gij zult zien, dat zij niet in staat zijn u van het booze te verlossen, of het af te keeren.
Rusça:
Скажи: "Взывайте к тем, кого вы считаете богами наряду с Ним. Они не властны отвратить от вас беду или перенести ее на другого".
Somalice:
waxaad dhahdaa u yeedha kuwaad sheeegateen oo Eebe ka soo hadhay ma hantaan inay idinka faydaan dhib ama idinka wareejiyaan.
Swahilice:
Sema: Waombeni hao mnao wadaia badala yake Yeye. Hawawezi kukuondoleeni madhara, wala kuyaweka pengine.
Uygurca:
داۋۇتقا زەبۇرنى ئاتا قىلدۇق، سىلەر اﷲ نى قويۇپ خۇدا دەپ ئويلىغانلىرىڭلارنى چاقىرىڭلار. ئۇلارنىڭ قولىدىن سىلەردىن بالانى كۆتۈرۈۋېتىشمۇ ۋە ئۇنى (باشقىلارغا) يۆتكەپ قويۇشمۇ كەلمەيدۇ
Japonca:
言ってやるがいい。「かれを差し置いて,あなたがたが考えている(神々)を呼ベ。かれらはあなたがたから災厄を除く力もなく,またそれを変えることも出来ない。」
Arapça (Ürdün):
«قل» لهم «ادعوا الذين زعمتم» أنهم آلهة «من دونه» كالملائكة وعيسى وعزير «فلا يملكون كشف الضر عنكم ولا تحويلا» له إلى غيركم.
Hintçe:
(ऐ रसूल) तुम उनसे कह दों कि ख़ुदा के सिवा और जिन लोगों को माबूद समझते हो उनको (वक्त पडे) पुकार के तो देखो कि वह न तो तुम से तुम्हारी तकलीफ ही दफा कर सकते हैं और न उसको बदल सकते हैं
Tayca:
จงกล่าวเถิดมุฮัมมัด “พวกท่านจงเรียกร้องบรรดาสิ่งที่พวกท่านกล่าวอ้างอื่นจากพระองค์4 พวกมันไม่มีอำนาจที่จะปลดเปลื้องความทุกข์ยากและเปลี่ยนแปลงมันจากพวกท่านได้”
İbranice:
אמור: 'קראו לאלה אשר טענתם שהם קיימים מלבד אלוהים לעזרה, הם לא יוכלו להסיר כל צרה מכם ולא יוכלו להמיט אותה על אויבכם
Hırvatça:
Reci: "Molite se onima koje, pored Njega, smatrate bogovima, pa, oni od vas neće moći nevolju otkloniti niti je preusmjeriti."
Rumence:
Spune: “Chemaţi-i pe cei pe care vi-i închipuiţi în locul Lui: ei nu vor putea îndepărta răul de la voi şi nici da o altă întorsătură.”
Transliteration:
Quli odAAu allatheena zaAAamtum min doonihi fala yamlikoona kashfa alddurri AAankum wala tahweelan
Türkçe:
De ki: "O'nun berisinden bel bağladıklarınızı çağırın; onlar, başınızdaki zorluk ve sıkıntıyı ne kaldırabilirler ne de değiştirebilirler."
Sahih International:
Say, "Invoke those you have claimed [as gods] besides Him, for they do not possess the [ability for] removal of adversity from you or [for its] transfer [to someone else]."
İngilizce:
Say: "Call on those - besides Him - whom ye fancy: they have neither the power to remove your troubles from you nor to change them."
Azerbaycanca:
De: “(Allahdan) başqa tanrı güman etdiklərinizi (köməyə) çağırın. Onlar sizi nə möhnətdən qorumağa, nə də onu dəyişməyə (sizdən sovuşdurub başqasına tərəf yönəltməyə) qadir deyillər!”
Süleyman Ateş:
De ki: "O'ndan başka (tanrı olduğunu) sandığınız şeylere yalvarın; onlar ne sizden sıkıntıyı kaldırabilirler, ne de (onu) başka bir yana çevirebilirler.
Diyanet Vakfı:
(Resulüm!) De ki: "Allah'ı bırakıp da (ilah olduğunu) ileri sürdüklerinize yalvarın. Ne var ki onlar, sizin sıkıntınızı ne uzaklaştırabilir, ne de değiştirebilirler."
Erhan Aktaş:
De ki: “O’nun yanı sıra, zanda bulunduklarınızı(1) çağırın.” Oysa onlar, sizden bir sıkıntıyı yok etme veya onu değiştirmeye güç yetiremezler.
Kral Fahd:
(Rasûlüm!) De ki: «Allah'ı bırakıp da (ilâh olduğunu) ileri sürdüklerinize yalvarın. Ne var ki onlar, sizin sıkıntınızı ne uzaklaştırabilir, ne de değiştirebilirler.»
Hasan Basri Çantay:
De ki: «Onu (Allâhı) bırakıb boş yere (Tanrı diye) söylediklerinizi çağırın. Onlar sizden her hangi bir sıkıntı gideremeyecekleri gibi değişdiremezler de.
Muhammed Esed:
De ki: "O´nunla beraber (tanrısal güçlere sahip olduğunu) zannettiğiniz (varlıkları) çağırın bakalım; sizden bir darlığı gidermeye ya da onu (başka bir yere) yansıtmaya güçlerinin olmadığını (göreceksiniz").
Gültekin Onan:
De ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Ey Rasûlüm, müşriklere de ki: “- Allah’dan başka, ilâhlarınız diye inandıklarınızı çağırın, size yardım etsinler. Bu takdirde sizden sıkıntıyı ne kaldırabilirler, ne de değiştirebilirler...
Portekizce:
Dize-lhes: Invocai os que pretendeis em vez d'Ele! Porém não poderão vos livrar das adversidades, nem as modificar.
İsveççe:
SÄG: "Anropa dem som ni tror [finnas] vid sidan av Honom, så [skall ni se att] de inte kan befria er från det onda [som tynger er] och inte heller lasta över det på andra."
Farsça:
بگو: کسانی را که به جای خدا [معبودان خود] پنداشتید، [بخوانید تا بفهمید که] آنها نمی توانند آسیب و گزندی را از شما دفع کنند، و نه [آن را از شما به دیگری] انتقال دهند.
Kürtçe:
(ئەی موحەممەد ﷺ) بڵێ (بێ باوەڕان) ھاوار بکەن لە ئەوانەی کە ئێوە بە خواتان دەزانین بێجگە لە خوا جا ئەوانە دەسەڵاتیان نیە بەڵا و زیانتان لەسەر لابەن وە (دەسەڵاتی) گۆڕانیشیان نیە
Özbekçe:
Сен: «Ундан ўзга ўзингизча гумон қилганларингизни чақиринг. Бас, улар сиздан зарарни кушойиш қила олишга ёки буриб юборишга молик эмаслар», деб айт.
Malayca:
Katakanlah (wahai Muhammad kepada kaum musyrik): "Serukanlah orang-orang yang kamu dakwa (boleh memberi pertolongan) selain dari Allah, maka sudah tentu mereka tidak berkuasa menghapuskan bahaya daripada kamu dan tidak dapat memindahkannya".
Arnavutça:
Thuaj: “Thirrni ju ata, të cilët i mendoni (për zotra) përveç Tij (Perëndisë), e ata nuk mund t’ju largojnë të keqen nga ju, as nuk mund ta hedhin tjetër kund”.
Bulgarca:
Кажи: “Позовете онези, които приемате вместо Него, но те нито могат да премахнат бедата от вас, нито да я отклонят.”
Sırpça:
Реци: “Молите се онима које, поред Њега, сматрате боговима – али вас они неће моћи невоље ослободити нити је изменити.”
Çekçe:
Rci: 'Jen si vzývejte ty, jež jste si vedle Něho vymyslili! Ti mocí žádnou nevládnou, aby od vás neštěstí odvrátili či je změnili.'
Urduca:
اِن سے کہو، پکار دیکھو اُن معبودوں کو جن کو تم خدا کے سوا (اپنا کارساز) سمجھتے ہو، وہ کسی تکلیف کو تم سے نہ ہٹا سکتے ہیں نہ بدل سکتے ہیں
Tacikçe:
Бигӯ: «Онҳоеро, ки ҷуз Ӯ худо мепиндоред, бихонед. Наметавонанд балоро аз шумо дур созанд ё онро насиби дигарон кунанд!»
Tatarca:
Ий Мухәммәд г-м, мөшрикләргә әйт: "Аллаһудан башка сынымнарны Аллаһ дип гыйбадәт кыйласыз, ул сынымнарыгыз сездән зарарны җибәрергә кадир түгелләр, ул зарарны сездән алып башка кешегә бирергә дә көчләре җитми.
Endonezyaca:
Katakanlah: "Panggillah mereka yang kamu anggap (tuhan) selain Allah, maka mereka tidak akan mempunyai kekuasaan untuk menghilangkan bahaya daripadamu dan tidak pula memindahkannya".
Amharca:
«እነዚያን ከእርሱ ሌላ (አማልክት) የምትሏቸውን ጥሩ፡፡ ከእናንተም ላይ ጉዳትን ማስወገድን (ወደ ሌላ) ማዞርንም አይችሉም» በላቸው፡፤
Tamilce:
(நபியே!) கூறுவீராக! அவனையன்றி நீங்கள் (தெய்வங்கள் என்று) கூறியவற்றை (உங்கள் துன்பத்தில் உங்களுக்கு உதவுவதற்கு) அழையுங்கள். ஆனால், அவை உங்களை விட்டும் துன்பத்தை நீக்குவதற்கும், (அதை வேறு ஒருவர் பக்கம்) திருப்புவதற்கும் ஆற்றல் பெற மாட்டார்கள்.
Korece:
일러가로되 그분이 아닌 너 희가 주장하는 것에 구원하여 보 라 하니 그것들은 너희의 불행을 제거하지도 못하고 변경하지도 못하더라
Vietnamca:
Ngươi (hỡi Thiên Sứ Muhammad) hãy bảo (những kẻ thờ đa thần): “Các người hãy cầu nguyện những gì mà các người đã khẳng định chúng là thần linh ngoài Allah, rồi các người sẽ thấy chúng không có khả năng giải nạn cho các người và cũng không thể chuyển nạn kiếp cho người khác được”.
Ayet Linkleri: