Arapça:
وَقَالُوا أَإِذَا كُنَّا عِظَامًا وَرُفَاتًا أَإِنَّا لَمَبْعُوثُونَ خَلْقًا جَدِيدًا
Çeviriyazı:
veḳâlû eiẕâ künnâ `iżâmev verufâten einnâ lemeb`ûŝûne ḫalḳan cedîdâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bir de onlar dediler ki: "Biz, bir kemik yığını olduğumuz ve ufalanıp toz olduğumuz vakit mi, gerçekten biz mi, yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?
Diyanet İşleri:
Biz kemik ve ufalanmış toprak olduğumuz zaman, yeniden mutlaka dirilecek miyiz? derler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Biz dediler, kemik ve toz haline geldikten sonra mı yeniden halk edilecek, dirileceğiz?
Şaban Piriş:
“Biz kemik ve (toprak olup) ufalandığımız zaman yeni bir yaratılışla mı diriltileceğiz?“ derler.
Edip Yüksel:
Dediler ki: "Kemik ve ufak parçalar haline geldikten sonra mı yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?!"
Ali Bulaç:
Dediler ki: "Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?"
Suat Yıldırım:
Bir de şöyle dediler: “Sahi, biz kupkuru kemik yığını ve ufalanmış toz haline geldiğimiz zaman, biz mi yeniden yaratılıp dirileceğiz! (bu olacak iş değil!)” [36,78-79; 79,10-12]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve dediler ki: «Biz kemikler ve döküntüler olduğumuz zaman mı, biz mi yeni bir yaradılmış olarak elbette diriltileceğiz?»
Yaşar Nuri Öztürk:
Dediler ki: "Biz, bir yığın kemik olduğumuz, un-ufak hale geldiğimiz zaman mı, gerçekten biz o zaman mı yeni bir yaratılışla diriltileceğiz."
Bekir Sadak:
Rabbiniz sizi daha iyi bilir. Dilerse size merhamet eder veya dilerse size azabeder. Biz seni onlara vekil olarak gondermedik.
İbni Kesir:
Ve dediler ki: Biz, kemik ve ufalanmış toprak olduğumuzda mı, cidden biz yeni bir yaratılışla diriltilecek miyiz?
Adem Uğur:
Bir de onlar dediler ki: Sahi biz, bir kemik yığını ve kokuşmuş bir toprak olmuş iken, yepyeni bir hilkatte diriltileceğiz, öyle mi!
İskender Ali Mihr:
Ve “Biz, kemik ve kırıntı (ufalanmış toprak) olduğumuz zaman mı? Gerçekten biz, mutlaka yeni bir yaratılışla mı beas edileceğiz (diriltileceğiz)?” dediler.
Celal Yıldırım:
Biz kemik (yığını) ve ufalanmış toz haline geldiğimiz zaman, biz mi yepyeni bir yaratık olarak diriltilip kaldırılacağız? derler.
Tefhim ul Kuran:
Dediler ki: «Biz kemikler haline geldikten, toprak olup ufalandıktan sonra mı, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?»
Fransızca:
Et ils disent : "Quand nous serons ossements et poussière, serons-nous ressuscités en une nouvelle création ? "
İspanyolca:
Dicen: «Cuando seamos huesos y polvo, ¿es verdad que se nos resucitará a una nueva creación?»
İtalyanca:
E dicono: " Quando saremo ossa e polvere, saremo risuscitati a nuova creazione?".
Almanca:
Und sie sagten: "Nachdem wir zu Knochen und Staub geworden sind, werden wir etwa sicher als neue Schöpfung erweckt?"
Çince:
他们说:我们变成枯骨和尘土后,难道我们还一定会被复活成为新人吗?
Hollandaca:
Zij zeggen ook: Nadat wij tot beenderen en stof zijn geworden, zullen wij dan zekerlijk als een nieuw schepsel opstaan?
Rusça:
Они скажут: "Неужели после того, как от нас останутся кости и частички, мы будем воскрешены в новом творении?"
Somalice:
Waxay dhaheen (gaaladii) ma markaan noqonno lafo iyo burbur yaa nalagu soo celin Abuur cusub.
Swahilice:
Na walisema: Je! Tutapo kuwa mifupa na mapande yaliyo vurugika, tutafufuliwa kwa umbo jipya?
Uygurca:
مۇشرىكلار: ‹‹بىز قۇرۇق سۆڭەك ۋە چىرىپ توپا بولۇپ كەتكەندىن كېيىن چوقۇم قايتا تىرىلىپ يېڭىدىن ئادەم بولامدۇق؟ ›› دېيىشىدۇ
Japonca:
かれらは言う。「わたしたちが骨になり砕けた土になった後,本当に新たな生き物として甦るのでしょうか。」
Arapça (Ürdün):
«أئذا كنا عظاما ورفاتا أئنا لمبعوثون خلقا جديدا».
Hintçe:
और ये लोग कहते हैं कि जब हम (मरने के बाद सड़ गल कर) हड्डियाँ रह जाएँगें और रेज़ा रेज़ा हो जाएँगें तो क्या नये सिरे से पैदा करके उठा खड़े किए जाएँगें
Tayca:
และพวกเขากล่าวว่า “เมื่อเราเป็นกระดูกและร่วนยุ่ยแล้ว แท้จริงเราจะถูกให้ฟื้นขึ้นเพื่อกำเนิดใหม่แน่หรือ ?
İbranice:
והם אמרו : 'האם לאחר שנהיה עצמות ושיירי- גוף נקום לתחייה כבריאה חדשה
Hırvatça:
Oni govore: "Zar kad se u kosti i prašinu pretvorimo, zar ćemo novim stvaranjem, doista, oživljeni biti?!"
Rumence:
Ei spun: “Când vom fi oseminte şi ţărână, vom mai fi sculaţi ca o nouă făptură?”
Transliteration:
Waqaloo aitha kunna AAithaman warufatan ainna lamabAAoothoona khalqan jadeedan
Türkçe:
Dediler ki: "Biz, bir yığın kemik olduğumuz, un-ufak hale geldiğimiz zaman mı, gerçekten biz o zaman mı yeni bir yaratılışla diriltileceğiz."
Sahih International:
And they say, "When we are bones and crumbled particles, will we [truly] be resurrected as a new creation?"
İngilizce:
They say: "What! when we are reduced to bones and dust, should we really be raised up (to be) a new creation?"
Azerbaycanca:
Onlar: “Biz sür-sümük, çürüyüb ovxalanmış torpaq olduğumuz halda, dirildilib yeni məxluqmu olacağıq?” – deyirlər.
Süleyman Ateş:
Dediler ki: "Biz kemikler haline geldikten, ufalanıp toprak olduktan sonra mı sahiden biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?"
Diyanet Vakfı:
Bir de onlar dediler ki: Sahi biz, bir kemik yığını ve kokuşmuş bir toprak olmuş iken, yepyeni bir hilkatte diriltileceğiz, öyle mi!
Erhan Aktaş:
“Biz kemik yığını ve toz toprak olduktan sonra, gerçekten de yeni bir yaratılışla mı diriltileceğiz?” dediler.
Kral Fahd:
Bir de onlar dediler ki: Sahi biz, bir kemik yığını ve kokuşmuş bir toprak olmuş iken, yepyeni bir yaratılışla diriltileceğiz, öyle mi!
Hasan Basri Çantay:
Dediler ki: «Biz bir sürü kemik, kırıntı ve döküntü (haalinde bir toprak) olduğumuz vakit mı, hakıykaten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz»?
Muhammed Esed:
Ve onlar (bir de şöyle) diyorlar: "Demek biz kemiğe, toza toprağa dönüştükten sonra, gerçekten yepyeni bir yaratma eylemiyle diriltileceğiz, öyle mi?"
Gültekin Onan:
Dediler ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Bir de şöyle dediler: “-Biz, kemik ve toz yığını olduğumuz vakit mi, gerçekten biz mi yeni bir yaratılışla diriltileceğiz?”
Portekizce:
Dizem: Quê! Quando estivermos reduzidos a ossos e pó, seremos, acaso reencarnados em uma nova criação?
İsveççe:
Och de säger: "Skall vi, efter att ha blivit ben och sönderfrätta rester, återuppstå i en ny skapelse?"
Farsça:
و گفتند؛ هنگامی که ما استخوان [هایی جدا از هم و ریز ریز] و پوسیده شدیم، آیا به طور قطع در آفرینشی جدید برانگیخته می شویم؟!
Kürtçe:
دەشڵێن ئایا کاتێ بووینە ئێسک پروسکێکی ڕزیو و پتورکاو ئایا (جارێکی تر) زیندوو دەکرێینەوە و دەبینەوە بە دروسکراوێکی نوێ
Özbekçe:
Улар: «Суяк ва титилган тупроқ бўлганимиздан кейин ҳам, яна янгидан яратилиб тирилтириламизми?» дедилар.
Malayca:
Dan mereka berkata: "Adakah sesudah kita menjadi tulang dan benda yang reput, adakah kita akan dibangkitkan semula dengan kejadian yang baharu?"
Arnavutça:
Ata thonë: “Vallë kur të bëhemi eshtra dhe pluhur, a do të ringjallemi në krijesa të reja?”
Bulgarca:
И казват: “Нима след като станем кости и пръст, нима наистина ще бъдем възкресени в ново творение?”
Sırpça:
Они говоре: „Зар кад се у кости и прашину претворимо, зар ћемо новим стварањем, заиста, да будемо оживљени?!“
Çekçe:
a říkají: 'Až staneme se kostmi a prachem, budeme vzkříšeni nějakým novým stvořením?'
Urduca:
وہ کہتے ہیں "جب ہم صرف ہڈیاں اور خاک ہو کر رہ جائیں گے تو کیا ہم نئے سرے سے پیدا کر کے اٹھائے جائیں گے؟"
Tacikçe:
Гуфтанд: «Оё агар аз мо устухоне бимонаду хоке, боз ҳам бо офаринише нав аз қабр бармехезем?»
Tatarca:
Кәферләр әйтәләр: "Әйә без череп сөяк, туфрак булсак та яңадан терелеп кубарылырбызмы? Бу эш мөмкин түгел".
Endonezyaca:
Dan mereka berkata: "Apakah bila kami telah menjadi tulang belulang dan benda-benda yang hancur, apa benar-benarkah kami akan dibangkitkan kembali sebagai makhluk yang baru?"
Amharca:
አሉም «እንዴት አጥንቶችና ብስብሶች በኾን ጊዜ እኛ አዲስ ፍጥረት ኾነን በእርግጥ ተቀስቃሾች ነን»
Tamilce:
“இன்னும், நாம் (இறந்து) எலும்புகளாகவும், (மண்ணோடு மண்ணாக) மக்கியவர்களாகவும் ஆகிவிட்டால் புதியதொரு படைப்பாக நிச்சயமாக நாம் எழுப்பப்படுவோமா?” என்று அவர்கள் கூறுகிறார்கள்.
Korece:
불신자들이 말하더라 우리의뼈가 산산조각이 될 때 우리가 다시 부활할 수 있단 말이뇨
Vietnamca:
Và họ bảo: “Lẽ nào sau khi chúng tôi trở thành những khúc xương và mảnh vụn thì chúng tôi sẽ lại được phục sinh thành một tạo hóa mới ư?!”
Ayet Linkleri: