Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

17

Sûredeki Ayet No: 

2

Ayet No: 

2031

Sayfa No: 

282

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَآتَيْنَا مُوسَى الْكِتَابَ وَجَعَلْنَاهُ هُدًى لِّبَنِي إِسْرَائِيلَ أَلَّا تَتَّخِذُوا مِن دُونِي وَكِيلًا

Çeviriyazı: 

veâteynâ mûse-lkitâbe vece`alnâhü hüdel libenî isrâîle ellâ tetteḫiẕû min dûnî vekîlâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Musa'ya da kitap verdik ve beni bırakıp başkasını vekil edinmeyiniz diye onu İsrail oğulları için bir hidayet rehberi kıldık.

Diyanet İşleri: 

Musa'ya kitap verdik. Ey Nuh'la beraber taşıyarak kurtardığımız kimselerin soyundan olanlar! Beni bırakıp başkasını vekil edinmeyesiniz diye onu İsrailoğullarına doğruluk rehberi kıldık. Doğrusu Nuh, çok şükreden bir kuldu.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve biz, Musa'ya kitap verdik ve o kitabı, benden başka hiçbir koruyucu tanımayın emriyle İsrailoğulları için doğru yola bir rehber ettik.

Şaban Piriş: 

Musa’ya kitap verdik. O kitabı, İsrailoğulları için, ‘benden başkasını vekil edinmeyin!’ diye hidayet (rehberi) kıldık.

Edip Yüksel: 

Aynı şekilde, Musa'ya kitabı vermiştik. İsrail oğullarını şu gerçeğe iletmek için: "Benden başka bir sahip edinmeyin."

Ali Bulaç: 

Musa'ya kitap verdik ve "Benden başka vekil edinmeyin" diye onu İsrailoğulları'na kılavuz kıldık.

Suat Yıldırım: 

Biz Mûsâ'ya kitap verdik ve onu, İsrailoğullarına “Benden başkasını Rab edinmeyin, benden başkasının himayesine girmeyin.” diye, doğru yolu gösteren bir rehber kıldık.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve Mûsa´ya kitap verdik ve onu (o kitabı) İsrailoğullarına bir hidâyet rehberi kıldık, Benden başkasını vekil tutmayın diye.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Mûsa'ya Kitap'ı verdik ve onu, "Benden başka bir vekil tutmayın!" buyruğuyla Beniisrail'e bir kılavuz kıldık.

Bekir Sadak: 

Iyilik ederseniz kendinize iyilik etmis olursunuz. Kotuluk ederseniz o da kendinizedir. Iki vaadden ikincisinin vakti gelince, yuzunuzu uzuntuye sokmalari, kotuluk yapmalari, onceden Mescid´e girdikleri gibi girmeleri, ele gecirdikleri yerleri harap etmeleri icin onlari tekrar gonderecegiz.

İbni Kesir: 

Musa´ya da kitabı verdik. Ve onu, İsrailoğulları için bir hidayet kıldık. Beni bırakıp başkasını vekil edinmeyesiniz diye.

Adem Uğur: 

Biz, Musa´ya Kitab´ı verdik ve İsrailoğullarına: &quot

İskender Ali Mihr: 

Ve Musa (A.S)´a kitap verdik. Ve O´nu, “Benden (Allah´tan) başkasını vekil edinmeyin (tevekkül etmeyin).” diye İsrailoğullarına hidayetçi kıldık.

Celal Yıldırım: 

Musa´ya da kitap verdik ve benden başkasını vekîl edinmeyin diye onu İsrail oğulları için doğru yolu gösteren bir rehber kıldık.

Tefhim ul Kuran: 

Musa´ya kitap verdik ve «Benden başka vekil edinmeyin» diye onu İsrailoğulları için kılavuz kıldık.

Fransızca: 

Et Nous avions donné à Moïse le Livre dont Nous avions fait un guide pour les Enfants d'Israël : "Ne prenez pas de protecteur en dehors de Moi".

İspanyolca: 

Dimos a Moisés la Escritura e hicimos de ella dirección para los Hijos de Israel: «¡No toméis protector fuera de Mí,

İtalyanca: 

Demmo a Mosè la Scrittura e ne facemmo la Guida per i figli di Israele [dicendo loro]: " Non prendete altro protettore che Me!".

Almanca: 

Und WIR ließen Musa die Schrift zuteil werden und machten sie zur Rechtleitung für die Kinder von Israil: "Nehmt euch an Meiner Stelle keinen Wakil!"

Çince: 

我把经典赏赐穆萨,并用作以色列的子孙的向导。我说:你们不要舍我而采取任何监护者!

Hollandaca: 

En wij gaven aan Mozes het boek der wet en bepaalden dat die tot leiddraad zou dienen voor de kinderen Israëls, zeggende: Neemt u in acht, dat gij geen anderen schuts buiten mij kiest.

Rusça: 

Мы даровали Мусе (Моисею) Писание и сделали его верным руководством для сынов Исраила (Израиля): "Не берите в покровители никого, кроме Меня!

Somalice: 

waxaana siinay Nabi Muuse kitaabkii (Tawreed) waxaana uga yeellay hanuun BaniiIsraa'iil inaydaan ka yeelanin wax iga soo hadhay Wakiil.

Swahilice: 

Na tukampa Musa Kitabu, na tukakifanya uwongofu kwa Wana wa Israili. (Tukawambia): Msiwe na mtegemewa ila Mimi!

Uygurca: 

مۇساغا كىتابنى (يەنى تەۋراتنى) ئاتا قىلدۇق، كىتابنى ئىسرائىل ئەۋلادىغا يېتەكچى قىلدۇق، (ئۇلارغا) مەندىن غەيرىنى ھامىي (يەنى پەرۋەردىگار) قىلىۋالماڭلار!» (دېدۇق)

Japonca: 

われはムーサーに啓典を授け,イスラエルの子孫ヘの導きとさせ(命じ)た。「われの外に守護者を持ってはならない。」,

Arapça (Ürdün): 

قال تعالى «وآتينا موسى الكتاب» التوراة «وجعلناه هدى لبني إسرائيل» لـ «أ» ن «لا يتخذوا من دوني وكيلاً» يفوضون إليه أمرهم وفي قراءة تتخذوا بالفوقانية التفاتا فأن زائدة والقول مضمر.

Hintçe: 

और हमने मूसा को किताब (तौरैत) अता की और उस को बनी इसराईल की रहनुमा क़रार दिया (और हुक्म दे दिया) कि ऐ उन लोगों की औलाद जिन्हें हम ने नूह के साथ कश्ती में सवार किया था

Tayca: 

และเราได้ให้คัมภีร์แก่มูซา และเราได้ทำให้มันเป็นทางนำแก่วงศ์วานของอิสรออีลว่าอย่ายึดถือผู้ใดอื่นจากข้าเป็นผู้คุ้มครองอย่างเด็ดขาด

İbranice: 

אנחנו נתנו למשה את הספר ועשינו אותו כמדריך לבני ישראל (לאמור:) 'אל תיקחו אף אחד מלבדי אשר תסמכו עליו'

Hırvatça: 

A Musau smo Knjigu dali i uputom je sinovima Israilovim učinili: "Osim Mene zaštitinika ne tražite,

Rumence: 

Noi i-am dăruit lui Moise Cartea drept călăuzire fiilor lui Israel: “Nu-ţi lua apărător afară de Mine!”

Transliteration: 

Waatayna moosa alkitaba wajaAAalnahu hudan libanee israeela alla tattakhithoo min doonee wakeelan

Türkçe: 

Mûsa'ya Kitap'ı verdik ve onu, "Benden başka bir vekil tutmayın!" buyruğuyla Beniisrail'e bir kılavuz kıldık.

Sahih International: 

And We gave Moses the Scripture and made it a guidance for the Children of Israel that you not take other than Me as Disposer of affairs,

İngilizce: 

We gave Moses the Book, and made it a Guide to the Children of Israel, (commanding): "Take not other than Me as Disposer of (your) affairs."

Azerbaycanca: 

Biz Musaya kitab (Tövrat) verdik və: “Məndən başqa heç bir vəkil tutmayın (və ya tanrı qəbul etməyin)” – deyə, onu İsrail oğullarına (haqq yolu göstərən) bir rəhbər tə’yin etdik.

Süleyman Ateş: 

Biz Musa'ya Kitabı verdik ve onu İsrail oğullarına "Benden başka bir vekil tutmayın!" diye bir kılavuz yaptık.

Diyanet Vakfı: 

Biz, Musa'ya Kitab'ı verdik ve İsrailoğullarına: "Benden başkasını dayanılıp güvenilen bir rab edinmeyin" diyerek bu Kitab'ı bir hidayet rehberi kıldık.

Erhan Aktaş: 

Mûsâ’ya, İsrâîloğulları’na, Ben’den başka bir vekil(1) edinmeyin diye, doğru yola ileten o Kitâp’ı verdik.

Kral Fahd: 

Biz, Musa’ya Kitab’ı verdik ve İsrailoğullarına: «Benden başkasını dayanılıp güvenilen bir (yardımcı, dost ve) ilah edinmeyin» diyerek bu Kitab’ı bir hidayet rehberi kıldık.

Hasan Basri Çantay: 

Biz Musâya kitab verdik ve o (kitabı) «Benden başka hiçbir vekîl tutmayın» diye israil oğulları için bir hidâyet (rehberi) kıldık.

Muhammed Esed: 

Ve Biz (aynı şekilde) Musa´ya (da) kitap vermiştik ve onu İsrailoğulları için bir doğru yol rehberi kılmış (ve onlara şöyle demiştik:) "Kaderinizi belirleme gücünü Benden başkasında aramaya kalkmayın.

Gültekin Onan: 

Musa´ya kitap verdik ve &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Mûsa’ya da kitap verdik ve benden başka bir vekil edinmeyin diye, onu İsraîloğulları için bir hidayet rehberi kıldık.

Portekizce: 

E concedemos o Livro a Moisés, (Livro esse) que transformamos em orientação para os israelitas, (dizendo-lhes): Nãoadoteis, além de Mim, outro guardião!

İsveççe: 

Och Vi gav Moses uppenbarelsen och gjorde den till vägledning för Israels barn [och förmanade dem:] "Tag ingen annan än Mig till beskyddare,

Farsça: 

و ما به موسی کتاب دادیم و آن را برای بنی اسرائیل وسیله هدایت قرار دادیم [و در آن کتاب، آنان را به این حقیقت راهنمایی کردیم] که جز مرا [که خدای یگانه ام] وکیل و کار ساز نگیرید.

Kürtçe: 

وە تەوراتیشمان بەخشی بە موسا وە ئەو (تەوراتە) مان کردە ھۆی ڕێنمونی بۆ نەوەی ئیسرائیل (پێمان ووتن) کە بێجگە لە من کەس مەکەنە پشتیوانی خۆتان

Özbekçe: 

Ва Биз Мусога китобни бердик ва у(китоб)ни Бани Исроилга ҳидоят қилиб: «Мендан ўзгани вакил тутманглар!» дедик.

Malayca: 

Dan Kami telah memberikan Nabi Musa Kitab Taurat, dan Kami jadikan Kitab itu petunjuk bagi Bani Israil (serta Kami perintahkan mereka): "Janganlah kamu jadikan yang lain daripadaKu sebagai Tuhan (untuk menyerahkan urusan kamu kepadanya)".

Arnavutça: 

Dhe ia dhamë Musait Librin dhe e bëmë atë udhërrëfyes për bijtë e Israelit – (duke u thënë atyre): “Mos merrni përpos Meje kurrfarë përfaqësuesi,

Bulgarca: 

И дадохме на Муса Писанието, и го сторихме напътствие за синовете на Исраил: “Да не приемате друг покровител освен Мен,

Sırpça: 

А Мојсију смо дали Књигу и упутом је Израиљевим синовима учинили и казали: “Поред Мене – Господара другог не узимајте,

Çekçe: 

A darovali jsme Mojžíšovi Písmo a učinili jsme je pro dítka Izraele vedením řkouce: 'Nevezmete sobě vedle Mne nikoho jiného za ochránce,

Urduca: 

ہم نے اِس سے پہلے موسیٰؑ کو کتاب دی تھی اور اُسے بنی اسرائیل کے لیے ذریعہ ہدایت بنایا تھا، اِس تاکید کے ساتھ کہ میرے سوا کسی کو اپنا وکیل نہ بنانا

Tacikçe: 

Ва он китобро ба Мӯсо додем ва, онро роҳнамои банӣ-Исроил гардонидем, ки ҷуз Ман корсозе интихоб накунед.

Tatarca: 

Муса пәйгамбәргә Тәүратны бирдек вә ул Тәүратны Ягъкуб балаларына һидәят кыйлдык, Миннән башка Илаһә дип әйтмәскә боердык ул Тәүрат белән.

Endonezyaca: 

Dan Kami berikan kepada Musa kitab (Taurat) dan Kami jadikan kitab Taurat itu petunjuk bagi Bani Israil (dengan firman): "Janganlah kamu mengambil penolong selain Aku,

Amharca: 

ሙሳንም መጽሐፉን ሰጠነው፡፡ ለእስራኤልም ልጆች መሪ አደረግነው፡፡ ከእኔ ሌላ መጠጊያን አትያዙ፤ (አልናቸውም)፡፡

Tamilce: 

இன்னும், மூஸாவிற்கு வேதத்தைக் கொடுத்தோம். மேலும், “நீங்கள் என்னைத் தவிர (எவரையும் உங்கள் தேவைகளுக்கு நீங்கள் பிரார்த்திக்கின்ற) பொறுப்பாளனாக எடுத்துக் கொள்ளாதீர்கள் என்று” இஸ்ராயீலின் சந்ததிகளுக்கு நேர்வழி காட்டக் கூடியதாக அ(ந்த வேதத்)தை ஆக்கினோம்.

Korece: 

하나님은 모세에게 성서를 주 사 그것으로 이스라엘 자손의 복 음이 되도록 하였으니 너희는 나 외에 다른 것을 보호자로 택하지 말라

Vietnamca: 

TA đã ban cho Musa (Môi-sê) Kinh Sách (Tawrah) và dùng Nó làm nguồn chỉ đạo cho người dân Israel (với mệnh lệnh): “Các ngươi không được nhận ai (vật gì) ngoài TA làm Đấng Bảo Hộ.”