Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

20

Sûredeki Ayet No: 

38

Ayet No: 

2386

Sayfa No: 

314

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

إِذْ أَوْحَيْنَا إِلَىٰ أُمِّكَ مَا يُوحَىٰ

Çeviriyazı: 

iẕ evḥaynâ ilâ ümmike mâ yûḥâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Hani bir vakit ilham edilmesi gereken (ancak ilham ile bilinebilen) şu ilhamı annene verdik:

Diyanet İşleri: 

Allah: "Ey Musa! İstediğin sana verildi" dedi, "Zaten sana başka bir defa da iyilikte bulunmuş ve annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmiştik: Musa'yı bir sandığa koy da suya bırak; su onu kıyıya atar, Bana da, ona da düşman olan biri onu alır. Ey Musa! Gözümün önünde yetişesin diye seni sevimli kıldım."

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Hani vahyedilecek şeyi ilham etmiştik anana.

Şaban Piriş: 

Hani annene ilham edilmesi gerekeni ilham etmiştik.

Edip Yüksel: 

Hani annene şu vahyi vahyetmiştik:

Ali Bulaç: 

Hani, annene vahyolunan şeyi vahyetmiştik, (şöyle ki:)

Suat Yıldırım: 

O vakit annene ilham edip dedik ki:

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Vaktâ ki, validene vahyolunacak şeyi vahyetmiştik.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Hani, annene vahyedileni şöyle vahyetmiştik:

Bekir Sadak: 

Ona yumusak soz soyleyin, belki ogut dinler veya korkar.

İbni Kesir: 

Hani annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmiştik.

Adem Uğur: 

Bir zaman, vahyedilecek şeyi annene (şöyle) vahyetmiştik:

İskender Ali Mihr: 

Vahyedilecek şeyi annene vahyetmiştik.

Celal Yıldırım: 

(38-39) Hani annene ilham edilecek şeyi ilham etmiştik: Musa´yı bir sandığa yerleştir de suya at, su onu kıyıya bıraksın

Tefhim ul Kuran: 

«Hani, annene vahyolunan şeyi vahyetmiştik, (şöyleki:)»

Fransızca: 

lorsque Nous révélâmes à ta mère ce qui fut révélé :

İspanyolca: 

Cuando inspiramos a tu madre lo siguiente:

İtalyanca: 

quando ispirammo a tua madre quello che le fu ispirato:

Almanca: 

als WIR deiner Mutter Wahy zuteil werden ließen von dem, was als Wahy erteilt wird:

Çince: 

当时,我给你母亲以应有的启示,

Hollandaca: 

Toen wij uwe moeder openbaarden wat haar geboodschapt werd, zeggende:

Rusça: 

когда внушили твоей матери откровение:

Somalice: 

markaan u waxyoonay Hooyadaa (ku ilhaamay) wixii lagu ilhaameeye.

Swahilice: 

Pale tulipo mfunulia mama yako yaliyo funuliwa,

Uygurca: 

ئۆز ۋاقتىدا ئاناڭنىڭ كۆڭلىگە پەقەت ۋەھيى ئارقىلىق بىلىنىدىغان نەرسىلەرنى سالدۇق»

Japonca: 

その時は,わが意志をあなたの母に伝えた。

Arapça (Ürdün): 

«إذ» للتعليل «أوحينا إلى أمك» مناما أو إلهاما لما ولدتك وخافت أن يقتلك فرعون في جملة من يولد «ما يوحى» في أمرك ويبدل منه:

Hintçe: 

जब हमने तुम्हारी माँ को इलहाम किया जो अब तुम्हें ''वही'' के ज़रिए से बताया जाता है

Tayca: 

โดยที่เราได้ดลใจให้มารดของเจ้าถึงสิ่งที่ถูกดลใจ

İbranice: 

כאשר ציווינו על אמך את אשר ציווינו עליה

Hırvatça: 

kada smo majku tvoju nadahnuli onim što se samo nadahnućem zadobija:

Rumence: 

când i-am dezvăluit mamei tale ceea ce i-am dezvăluit:

Transliteration: 

Ith awhayna ila ommika ma yooha

Türkçe: 

Hani, annene vahyedileni şöyle vahyetmiştik:

Sahih International: 

When We inspired to your mother what We inspired,

İngilizce: 

Behold! We sent to thy mother, by inspiration, the message:

Azerbaycanca: 

Anana vəhy olunacaq şeyi vəhy etdiyimiz zaman.

Süleyman Ateş: 

(Sen doğduğun zaman,) Annene vahyedileni vahyetmiştik:

Diyanet Vakfı: 

Bir zaman, vahyedilecek şeyi annene (şöyle) vahyetmiştik:

Erhan Aktaş: 

“Hani annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmiştik.”

Kral Fahd: 

Bir zaman, vahyedilecek şeyi annene (şöyle) vahyetmiştik:

Hasan Basri Çantay: 

20:37

Muhammed Esed: 

hani, annene vahyi, buyruğu şöyle esinlemiştik:

Gültekin Onan: 

20:37

Ali Fikri Yavuz: 

Hani bir vakit (Firavun, doğan çocukları öldürüyordu da sen doğduğun zaman annen endişelenmişti. İşte bu sırada) ilham edilen şu ilhamı annene verdik:

Portekizce: 

Quando inspiramos a tua mãe o que lhe foi inspirado:

İsveççe: 

då Vi gav din moder denna ingivelse:

Farsça: 

آن زمان که به مادرت آنچه را که باید الهام می شد، الهام کردیم؛

Kürtçe: 

کاتێک ئێمە ئاگاداری دایکتمان کرد ئەوەی پێویست بوو ئاگادار بکرێت

Özbekçe: 

Ўшанда онангга илҳом қилинадиган нарсани илҳом қилган эдик.

Malayca: 

"Ketika Kami ilhamkan kepada ibumu, dengan memberitahu kepadanya:

Arnavutça: 

kur nënën tënde e frymëzuam me atë, që mund të arrihet vetëm me frymëzim:

Bulgarca: 

когато разкрихме на майка ти следното откровение:

Sırpça: 

када смо твоју мајку надахнули оним што се само надахнућем постиже:

Çekçe: 

když jsme vnukli matce tvé toto vnuknutí:

Urduca: 

یاد کر وہ وقت جبکہ ہم نے تیری ماں کو اشارہ کیا ایسا اشارہ جو وحی کے ذریعہ سے ہی کیا جاتا ہے

Tacikçe: 

Он гоҳ, ки бар модарат он чӣ ваҳй карданӣ буд, ваҳй кардем,

Tatarca: 

Беренче мәртәбә ингам итүебез сиңа вәхий иткән нәрсәне анаңа вәхий итүебез булды.

Endonezyaca: 

yaitu ketika Kami mengilhamkan kepada ibumu suatu yang diilhamkan,

Amharca: 

«ወደናትህ በልብ የሚፈስን ነገር ባሳወቅን ጊዜ፡፡

Tamilce: 

அறிவிக்கப்பட வேண்டியவற்றை நாம் உமது தாய்க்கு அறிவித்தபோது.

Korece: 

보라 너의 어머니께 영감으 로서 계시를 보냈노라

Vietnamca: 

“Khi TA mặc khải cho mẹ của Ngươi những gì được mặc khải (về việc bảo vệ Ngươi khỏi kế hoạch giết chóc của Pha-ra-ông):”

Ayet Linkleri: 

Rubu tag: 

Hizb tag: