Arapça:
إِذْ أَوْحَيْنَا إِلَىٰ أُمِّكَ مَا يُوحَىٰ
Çeviriyazı:
iẕ evḥaynâ ilâ ümmike mâ yûḥâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hani bir vakit ilham edilmesi gereken (ancak ilham ile bilinebilen) şu ilhamı annene verdik:
Diyanet İşleri:
Allah: "Ey Musa! İstediğin sana verildi" dedi, "Zaten sana başka bir defa da iyilikte bulunmuş ve annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmiştik: Musa'yı bir sandığa koy da suya bırak; su onu kıyıya atar, Bana da, ona da düşman olan biri onu alır. Ey Musa! Gözümün önünde yetişesin diye seni sevimli kıldım."
Abdulbakî Gölpınarlı:
Hani vahyedilecek şeyi ilham etmiştik anana.
Şaban Piriş:
Hani annene ilham edilmesi gerekeni ilham etmiştik.
Edip Yüksel:
Hani annene şu vahyi vahyetmiştik:
Ali Bulaç:
Hani, annene vahyolunan şeyi vahyetmiştik, (şöyle ki:)
Suat Yıldırım:
O vakit annene ilham edip dedik ki:
Ömer Nasuhi Bilmen:
Vaktâ ki, validene vahyolunacak şeyi vahyetmiştik.
Yaşar Nuri Öztürk:
Hani, annene vahyedileni şöyle vahyetmiştik:
Bekir Sadak:
Ona yumusak soz soyleyin, belki ogut dinler veya korkar.
İbni Kesir:
Hani annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmiştik.
Adem Uğur:
Bir zaman, vahyedilecek şeyi annene (şöyle) vahyetmiştik:
İskender Ali Mihr:
Vahyedilecek şeyi annene vahyetmiştik.
Celal Yıldırım:
(38-39) Hani annene ilham edilecek şeyi ilham etmiştik: Musa´yı bir sandığa yerleştir de suya at, su onu kıyıya bıraksın
Tefhim ul Kuran:
«Hani, annene vahyolunan şeyi vahyetmiştik, (şöyleki:)»
Fransızca:
lorsque Nous révélâmes à ta mère ce qui fut révélé :
İspanyolca:
Cuando inspiramos a tu madre lo siguiente:
İtalyanca:
quando ispirammo a tua madre quello che le fu ispirato:
Almanca:
als WIR deiner Mutter Wahy zuteil werden ließen von dem, was als Wahy erteilt wird:
Çince:
当时,我给你母亲以应有的启示,
Hollandaca:
Toen wij uwe moeder openbaarden wat haar geboodschapt werd, zeggende:
Rusça:
когда внушили твоей матери откровение:
Somalice:
markaan u waxyoonay Hooyadaa (ku ilhaamay) wixii lagu ilhaameeye.
Swahilice:
Pale tulipo mfunulia mama yako yaliyo funuliwa,
Uygurca:
ئۆز ۋاقتىدا ئاناڭنىڭ كۆڭلىگە پەقەت ۋەھيى ئارقىلىق بىلىنىدىغان نەرسىلەرنى سالدۇق»
Japonca:
その時は,わが意志をあなたの母に伝えた。
Arapça (Ürdün):
«إذ» للتعليل «أوحينا إلى أمك» مناما أو إلهاما لما ولدتك وخافت أن يقتلك فرعون في جملة من يولد «ما يوحى» في أمرك ويبدل منه:
Hintçe:
जब हमने तुम्हारी माँ को इलहाम किया जो अब तुम्हें ''वही'' के ज़रिए से बताया जाता है
Tayca:
โดยที่เราได้ดลใจให้มารดของเจ้าถึงสิ่งที่ถูกดลใจ
İbranice:
כאשר ציווינו על אמך את אשר ציווינו עליה
Hırvatça:
kada smo majku tvoju nadahnuli onim što se samo nadahnućem zadobija:
Rumence:
când i-am dezvăluit mamei tale ceea ce i-am dezvăluit:
Transliteration:
Ith awhayna ila ommika ma yooha
Türkçe:
Hani, annene vahyedileni şöyle vahyetmiştik:
Sahih International:
When We inspired to your mother what We inspired,
İngilizce:
Behold! We sent to thy mother, by inspiration, the message:
Azerbaycanca:
Anana vəhy olunacaq şeyi vəhy etdiyimiz zaman.
Süleyman Ateş:
(Sen doğduğun zaman,) Annene vahyedileni vahyetmiştik:
Diyanet Vakfı:
Bir zaman, vahyedilecek şeyi annene (şöyle) vahyetmiştik:
Erhan Aktaş:
“Hani annene vahyedilmesi gerekeni vahyetmiştik.”
Kral Fahd:
Bir zaman, vahyedilecek şeyi annene (şöyle) vahyetmiştik:
Hasan Basri Çantay:
20:37
Muhammed Esed:
hani, annene vahyi, buyruğu şöyle esinlemiştik:
Gültekin Onan:
20:37
Ali Fikri Yavuz:
Hani bir vakit (Firavun, doğan çocukları öldürüyordu da sen doğduğun zaman annen endişelenmişti. İşte bu sırada) ilham edilen şu ilhamı annene verdik:
Portekizce:
Quando inspiramos a tua mãe o que lhe foi inspirado:
İsveççe:
då Vi gav din moder denna ingivelse:
Farsça:
آن زمان که به مادرت آنچه را که باید الهام می شد، الهام کردیم؛
Kürtçe:
کاتێک ئێمە ئاگاداری دایکتمان کرد ئەوەی پێویست بوو ئاگادار بکرێت
Özbekçe:
Ўшанда онангга илҳом қилинадиган нарсани илҳом қилган эдик.
Malayca:
"Ketika Kami ilhamkan kepada ibumu, dengan memberitahu kepadanya:
Arnavutça:
kur nënën tënde e frymëzuam me atë, që mund të arrihet vetëm me frymëzim:
Bulgarca:
когато разкрихме на майка ти следното откровение:
Sırpça:
када смо твоју мајку надахнули оним што се само надахнућем постиже:
Çekçe:
když jsme vnukli matce tvé toto vnuknutí:
Urduca:
یاد کر وہ وقت جبکہ ہم نے تیری ماں کو اشارہ کیا ایسا اشارہ جو وحی کے ذریعہ سے ہی کیا جاتا ہے
Tacikçe:
Он гоҳ, ки бар модарат он чӣ ваҳй карданӣ буд, ваҳй кардем,
Tatarca:
Беренче мәртәбә ингам итүебез сиңа вәхий иткән нәрсәне анаңа вәхий итүебез булды.
Endonezyaca:
yaitu ketika Kami mengilhamkan kepada ibumu suatu yang diilhamkan,
Amharca:
«ወደናትህ በልብ የሚፈስን ነገር ባሳወቅን ጊዜ፡፡
Tamilce:
அறிவிக்கப்பட வேண்டியவற்றை நாம் உமது தாய்க்கு அறிவித்தபோது.
Korece:
보라 너의 어머니께 영감으 로서 계시를 보냈노라
Vietnamca:
“Khi TA mặc khải cho mẹ của Ngươi những gì được mặc khải (về việc bảo vệ Ngươi khỏi kế hoạch giết chóc của Pha-ra-ông):”
Ayet Linkleri: