Arapça:
قُلْ أَتُحَاجُّونَنَا فِي اللَّهِ وَهُوَ رَبُّنَا وَرَبُّكُمْ وَلَنَا أَعْمَالُنَا وَلَكُمْ أَعْمَالُكُمْ وَنَحْنُ لَهُ مُخْلِصُونَ
Çeviriyazı:
ḳul etüḥâccûnenâ fi-llâhi vehüve rabbünâ verabbüküm. velenâ a`mâlünâ veleküm a`mâlüküm. venaḥnü lehû muḫliṣûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
De ki: "Allah hakkında bizimle didişmeye mi gireceksiniz? Oysa O, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz de size. Şu kadar var ki, biz O'na ihlas ile sarılıyoruz.
Diyanet İşleri:
De ki: "Bizim ve sizin Rabbiniz olan Allah hakkında bize karşı hüccet mi gösteriyorsunuz? Bizim yaptıklarımız kendimize, sizin yaptıklarınız de kendinize aittir. Biz O'na karşı samimiyiz".
Abdulbakî Gölpınarlı:
De ki: Allah hakkında bizimle mücadeleye mi girişiyorsunuz? O, bizim de Rabbimizdir, sizin de Rabbiniz. Bizim yaptıklarımız bize ait, sizin yaptıklarınız size ve biz, bütün kalbimizle Allah'a bağlıyız.
Şaban Piriş:
(O kitap ehline) De ki: Siz, bizimle Allah hakkında mı tartışıyorsunuz? Halbuki O, bizim de Rabbimiz sizin de Rabbinizdir. Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız da size aittir. Biz Allah’a içten ihlasla bağlananlarız.
Edip Yüksel:
"Bizimle ALLAH hakkında mı tartışıyorsunuz? Oysa O, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Biz işlediğimizden, siz de işlediğinizden sorumlusunuz. Biz kendimizi sadece O'na adadık," de.
Ali Bulaç:
De ki: "O bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbiniz iken, bizimle Allah hakkında (sözde kanıtlarla) tartışmalara mı giriyorsunuz? Bizim amellerimiz bizim, sizin de amelleriniz sizindir. Biz, O'na gönülden bağlanmış (muhlis) olanlarız."
Suat Yıldırım:
Ve de ki: “Allah hem bizim Rabbimiz, hem de sizin Rabbiniz olduğu halde, Siz bizimle Allah hakkında mı münakaşa ediyorsunuz? Bizim yaptıklarımızın karşılığı bize, sizin yaptıklarınızınki ise size ait. Biz tam bir samimiyetle yalnız O'na bağlıyız.” [10,41; 3,20; 3,67-68]
Ömer Nasuhi Bilmen:
(Ey Resûlüm!) De ki: «Allah hakkında bizimle mücadele mi ediyorsunuz? Halbuki O, bizim de Rabbimizdir, sizin de Rabbinizdir. Ve bizim amellerimiz bize aittir, sizin amelleriniz de size aittir. Ve bizler ancak O´na muhlis kullarız.»
Yaşar Nuri Öztürk:
De ki onlara: "Allah hakkında bizimle tartışıyor musunuz? Oysaki Allah hem bizim Rabbimizdir hem sizin Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size. Biz yalnız O'na/Allah'a gönül verenleriz."
Bekir Sadak:
De ki: «Bizim ve sizin Rabbiniz olan Allah hakkinda bize karsi huccet mi gosteriyorsunuz? Bizim yaptiklarimiz kendimize, sizin yaptiklariniz de kendinize aittir. Biz O´na karsi samimiyiz"
İbni Kesir:
Allah hakkında bizimle tartışıyor musunuz? Halbuki O, bizimde Rabbımız, sizim de Rabbınızdır. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size aittir. Biz O´na muhlis kullarız, de.
Adem Uğur:
De ki: Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbiniz olduğu halde, O´nun hakkında bizimle tartışmaya mı girişiyorsunuz? Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız da size aittir. Biz O´na gönülden bağlananlarız.
İskender Ali Mihr:
De ki: “Allah hakkında bizimle mücâdele mi ediyorsunuz? O, bizim de Rabbimizdir sizin de Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz de size aittir. Ve biz, onun için ihlâs sahibi (muhlis) (kul)larız.”
Celal Yıldırım:
De ki: Allah hakkında bizimle tartışıp çekişiyor musunuz? Halbuki O bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim işlediklerimizin (karşılığı) bize aittir, sizin işlediklerinizin (karşılığı) size aittir. Biz ancak O´na içten gelen katıksız bir ciddiyet ve samimiyetle bağlanmışızdır.
Tefhim ul Kuran:
De ki: «O bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbiniz iken, bizimle Allah hakkında (sözde kanıtlarla) tartışmalara mı giriyorsunuz? Bizim amellerimiz bizim, sizin de amelleriniz sizindir. Biz, O´na gönülden bağlanmış (muhlis) olanlarız.»
Fransızca:
Dis : "Discutez-vous avec nous au sujet d'Allah, alors qu'Il est notre Seigneur et le vôtre ? A nous nos actions et à vous les vôtres ! C'est à Lui que nous sommes dévoués.
İspanyolca:
Di: «¿Vais a discutir con nosotros sobre Alá. siendo así que Él es nuestro Señor y Señor vuestro? Nosotros respondemos de nuestras obras y vosotros de las vuestras. Y Le servimos sinceramente.
İtalyanca:
Di': "Volete polemizzare con noi a proposito di Allah, Che è il nostro e vostro Signore? A noi le nostre opere e a voi le vostre! Noi ci diamo solo a Lui
Almanca:
Sagt: "Wollt ihr mit uns über ALLAH disputieren, wo ER unser und euer HERR ist, und wo uns unsere Taten und euch eure Taten gehören, und wo wir Ihm gegenüber aufrichtig sind?!"
Çince:
你说:难道你们和我们争论真主吗?其实,他是我们的主,也是你们的主;我们将受我们的行为的报酬,你们也将受你们的行为的报酬;我们只是忠於他的。
Hollandaca:
Wilt gij met ons over God strijden? Wie is onze God en de uwe? Wij hebben onze handelingen en gij de uwe, en wij zijn hem oprecht onderworpen.
Rusça:
Скажи: "Неужели вы станете препираться с нами относительно Аллаха, тогда как Он является нашим Господом и вашим Господом. Нам достанутся наши деяния, а вам - ваши деяния, и мы искренни перед Ним".
Somalice:
waxaad dhahdaa Nabiyow ma waxaad igula doodaysaan Eebe isagoo Eebahanno iyo Eebihiinna ah, anaguna Camalkanagu noo sugnaaday idinkuna Camalkiina, isagaana u kali yeelaynaa Diinta.
Swahilice:
Sema: Mnahojiana nasi juu ya Mwenyezi Mungu, naye ni Mola wetu Mlezi na Mola wenu Mlezi, na sisi tuna vitendo vyetu na nyinyi mna vitendo vyenu? Nasi tunamsafia Yeye tu.
Uygurca:
«بىز بىلەن اﷲ توغرۇلۇق مۇنازىرىلىشەمسىلەر؟ ھالبۇكى، ئۇ ھەم بىزنىڭ پەرۋەردىگارىمىز، ھەم سىلەرنىڭ پەرۋەردىگارىڭلاردۇر. بىزنىڭ ئەمەللىرىمىز ئۆزىمىز ئۈچۈندۇر، سىلەرنىڭ ئەمەللىرىڭلارمۇ ئۆزۈڭلار ئۈچۈندۇر، بىز اﷲ قا سادىقمىز» دېگىن
Japonca:
(ユダヤ教徒やキリスト教徒たちに)言ってやるがいい。「あなたがたは,アッラーに就いてわたしたちと論議するのか,かれはわたしたちの主であり,またあなたがたの主であられる。わたしたちにはわたしたちの行いがあり,あなたがたにはあなたがたの行いがある。 わたしたちは,かれに誠を尽くします。
Arapça (Ürdün):
«قل» لهم «أتحاجوننا» تخاصموننا «في الله» أن اصطفى نبيا من العرب «وهو ربنا وربكم» فله أن يصطفي من عباده ما يشاء «ولنا أعمالنا» نجازى بها «ولكم أعمالكم» تجازون بها فلا يبعد أن يكون في أعمالنا ما نستحق به الإكرام «ونحن له مخلصون» الدين والعمل دونكم فنحن أولى بالاصطفاء، والهمزة للإنكار والجمل الثلاث أحوال.
Hintçe:
(ऐ रसूल) तुम उनसे पूछो कि क्या तुम हम से खुदा के बारे झगड़ते हो हालाँकि वही हमारा (भी) परवरदिगार है (वही) तुम्हारा भी (परवरदिगार है) हमारे लिए है हमारी कारगुज़ारियाँ और तुम्हारे लिए तुम्हारी कारसतानियाँ और हम तो निरेखरे उसी में हैं
Tayca:
จงกล่าวเถิด(มุฮัมมัด) ว่าพวกท่านจะโต้แย้งกับเราในเรื่องของอัลลอฮ์กระนั้นหรือ? ทั้ง ๆ ที่พระองค์ทรงเป็นพระเจ้าของเราและพระเจ้าพวกท่าน และบรรดาการงานของเราก็ย่อมเป็นของเรา และบรรดาการงานของพวกท่านก็เป็นของพวกท่าน และพวกเรานั้น จะเป็นผู้มอบการอิบาดะฮ์ทั้งหลายให้แก่พระองค์เท่านั้น
İbranice:
אמור:! 'למה תתנצחו אתנו על אלוהים, אף-כי הוא ריבוננו וריבונכם, ואף כי לנו מעשינו ולכם מעשיכם, ואף כי אנחנו רק לו בלבד מתמסרים
Hırvatça:
Reci: "Zar s nama o Allahu raspravljate, a On je i naš i vaš Gospodar! Nama pripadaju naša djela, a vama vaša djela! A mi smo prema Njemu iskreni."
Rumence:
Spune-le: “Vă certaţi cu noi asupra lui Dumnezeu, pe când El este Domnul nostru şi Domnul vostru? Noi, cu faptele noastre, voi, cu faptele voastre. Noi Lui îi suntem devotaţi.”
Transliteration:
Qul atuhajjoonana fee Allahi wahuwa rabbuna warabbukum walana aAAmaluna walakum aAAmalukum wanahnu lahu mukhlisoona
Türkçe:
De ki onlara: "Allah hakkında bizimle tartışıyor musunuz? Oysaki Allah hem bizim Rabbimizdir hem sizin Rabbinizdir. Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz size. Biz yalnız O'na/Allah'a gönül verenleriz."
Sahih International:
Say, [O Muhammad], "Do you argue with us about Allah while He is our Lord and your Lord? For us are our deeds, and for you are your deeds. And we are sincere [in deed and intention] to Him."
İngilizce:
Say: Will ye dispute with us about Allah, seeing that He is our Lord and your Lord; that we are responsible for our doings and ye for yours; and that We are sincere (in our faith) in Him?
Azerbaycanca:
(Ya Rəsulum! Kitab əhlinə de: ) “Siz Allah barəsində bizimlə mübahisəmi edirsiniz? Halbuki O həm bizim, həm də sizin Rəbbinizdir. Bizim əməllərimiz bizə, sizin əməlləriniz isə sizə aiddir. Ona sadiq olan bizik!”
Süleyman Ateş:
Söyle (onlara): "Allah, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbiniz iken, O'nun hakkında bizimle tartışıyor musunuz? Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız size aittir. Biz O'na gönülden bağlananlarız."
Diyanet Vakfı:
De ki: Allah bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbiniz olduğu halde, O'nun hakkında bizimle tartışmaya mı girişiyorsunuz? Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız da size aittir. Biz O'na gönülden bağlananlarız.
Erhan Aktaş:
De ki: “Bizimle Allah hakkında mı tartışıyorsunuz? Oysa O, bizim de Rabb’imiz sizin de Rabb’inizdir. Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız sizedir. Biz ona içtenlikle bağlananlarız.”
Kral Fahd:
De ki ( Ey Yahûdi ve hristiyanlar): Siz, Allah hakkında bizimle delilli tartışmaya mı girişiyorsunuz? Halbuki O, bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. Bizim yaptıklarımız bize, sizin yaptıklarınız da size aittir. Biz O'na (ibâdet ve taatlerimizde) ihlâs ile bağlananlarız.
Hasan Basri Çantay:
De ki (Habîbim) : «Siz (Arabdan bir peygamber geldi diye) bizimle Allah hakkında çekişiyor musunuz? Halbuki o bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbinizdir. (Dilediğini O seçer) Bizim yapdıklarımız (ın mükâfatı) bize, sizin yapdıklarınız (ın mücâzâtı) size âid. Biz ona bütün samîmiyyetimizle bağlanmışızdır».
Muhammed Esed:
(Yahudi ve Hıristiyanlara) de ki: "Allah hakkında bizimle tartışıyor musunuz? Nasıl olur? O, bizim gibi sizin de Rabbinizdir; bizim işimiz bize, sizin işiniz de size aittir; ve biz kendimizi yalnızca O´na adamışızdır."
Gültekin Onan:
De ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Ey Habibim, onlara söyle: “-Allah’ın dininde ve O’na bağlanmakla üstün olmada bizimle çekişip mücadele mi ediyorsunuz? Halbuki O, bizim de Rabbimizdir, sizin de Rabbiniz. (Ona kulluk yapmak herkese vâcibdir). Yaptıklarımızın mükâfatı bize, sizin yaptıklarınızın cezası da size aittir. Biz ona özümüzle bağlanmışız.
Portekizce:
Pergunta-lhes: Discutireis conosco sobre Deus. Apesar de ser o nosso e o vosso Senhor? Somos responsáveis pornossas ações assim como vós por vossas, e somos sinceros para com Ele.
İsveççe:
Säg [till judarna och de kristna]: "Vill ni tvista med oss om Gud, Han som är vår Herre likaväl som er Herre? Våra handlingar är våra och era handlingar är era. Vi tillber Honom med uppriktig tro.
Farsça:
بگو: آیا با ما در باره خدا گفتگوی بی منطق و احتجاج نادرست می کنید؟! در حالی که او پروردگار ما و شماست [و همه کارهایش بر وفق حکمت و مصلحت است، و جای گفتگوی بی منطق و احتجاج نادرست نیست]؛ و اعمال ما مربوط به خود ما و اعمال شما مربوط به خود شماست، و ما [در ایمان، اعتقاد، طاعت و عبادت] برای او اخلاص می ورزیم.
Kürtçe:
بڵێ: ئایا دەمەقاڵێ و دەمەوەریمان لەگەڵ ئەکەن لەکاری خوا لە کاتێکدا ئەو پەروەردگاری ئێمە و ئێوەشە وە کردەوەی خۆمان بۆخۆمانە و کردەوەی خۆتان بۆ خۆتانە وە ئێمە تەنھا بەدڵسۆزی بەندایەتی خوا دەکەین
Özbekçe:
Айт: «Биз билан Аллоҳ ҳақида тортишасизми?! Ва ҳолбуки, У бизнинг Роббимиз ва сизнинг Роббингиз, бизнинг ўз амалларимиз бор, сизнинг ўз амалларингиз бор. Ва биз Унга мухлисмиз».
Malayca:
Katakanlah (wahai Muhammad): "Patutkah kamu (hai kaum Yahudi dan Nasrani) membuat bantahan terhadap kami mengenai pilihan Allah dan pengurniaanNya ? Padahal Dia lah Tuhan kami dan Tuhan kamu. Bagi kami (faedah) amal kami dan bagi kamu pula (faedah) amal kamu (kalau diikhlaskan), dan kami adalah (mengerjakan amal dengan) ikhlas kepadaNya;
Arnavutça:
Thuaj: “A mos doni të polemizoni ju me ne, për kompetencat e Perëndisë – kur Ai është Zoti ynë dhe i juaj? Na i kemi veprat tona e ju tuajat. E, vetëm na jemi të sinqertë ndaj Zotit”.
Bulgarca:
Кажи: “Нима спорите с нас за Аллах, а Той е и нашият Господ, и вашият Господ? Нам са нашите дела и вам са вашите дела. На Него сме предани.”
Sırpça:
Реци: "Зар с нама о Аллаху расправљате, а Он је и наш и ваш Господар! Нама припадају наша дела, а вама ваша дела! А ми смо према Њему искрени."
Çekçe:
Rci: 'Chcete se s námi přít o Bohu? Vždyť On Pánem je naším i Pánem je vaším, my skutky své máme a vy skutky své máte. My jen Jemu zasvěcujeme svou víru upřímnou.
Urduca:
اے نبیؐ! اِن سے کہو: "کیا تم اللہ کے بارے میں ہم سے جھگڑتے ہو؟حالانکہ وہی ہمارا رب بھی ہے اور تمہارا رب بھی ہمارے اعمال ہمارے لیے ہیں، تمہارے اعمال تمہارے لیے، اور ہم اللہ ہی کے لیے اپنی بندگی کو خالص کر چکے ہیں
Tacikçe:
Бигӯ: «Оё дар бораи Худо бо мо баҳсу муҷодала мекунед? Ӯ Парвардигори мову шумост. Аъмоли мо азони мо ва аъмоли шумо азони шумост ва мо Ӯро ба покдилӣ мепарастем».
Tatarca:
Янә, ий сез яһүдләр вә насаралар һәм бидәгәтче мөселманнар! Аллаһ хөкемнәре хакында безнең белән тартышасызмы? Батыл гамәлләрегезне, ялган дәлилләрегезне дөрес димәкче буласызмы? Бит Аллаһ сезнең да, безнең дә Раббыбыз. Без Коръән белән гамәл кылсак, файдасы үзебезгә булыр. Сез Коръән белән гамәл кылмасагыз, зарары үзегезгә булыр. Без Аллаһуга гыйбәдәт кылуда һәм Коръән белән гамәл кылуда ихласбыз.
Endonezyaca:
Katakanlah: "Apakah kamu memperdebatkan dengan kami tentang Allah, padahal Dia adalah Tuhan kami dan Tuhan kamu; bagi kami amalan kami, dan bagi kamu amalan kamu dan hanya kepada-Nya kami mengikhlaskan hati,
Amharca:
እርሱ (አላህ) ጌታችንና ጌታችሁ ሲኾን ለኛም ሥራችን ያለን ስንኾን ለናንተም ሥራችሁ ያላችሁ ስትኾኑ እኛም ለርሱ ፍጹም ታዛዦች ስንኾን በአላህ (ሃይማኖት) ትከራከሩናላችሁን? በላቸው፡፡
Tamilce:
(நபியே!) கூறுவீராக: “நீங்கள் அல்லாஹ்வின் விஷயத்தில் எங்களிடம் தர்க்கிக்கிறீர்களா? அவனோ எங்கள் இறைவனும் உங்கள் இறைவனும் ஆவான்! எங்கள் செயல்கள் (உடைய பலன்) எங்களுக்கு கிடைக்கும். இன்னும் உங்கள் செயல்கள் (உடைய பலன்) உங்களுக்கு கிடைக்கும். நாங்கள் வணக்க வழிபாடுகளை (கலப்பின்றி) அவனுக்கு மட்டும் தூய்மையாக செய்வோம்.”
Korece:
일러가로되 너희는 우리의 주님이요 너회의 주님이신 하나님 에 관해 논쟁을 하느뇨 우리의 것 은 우리의 일이요 너희의 일은 너 희의 일이로다 우리는 그분만을 경배하노라
Vietnamca:
Ngươi hãy nói với họ: “Phải chăng các người muốn tranh luận với chúng tôi về Allah trong khi Ngài là Thượng Đế của chúng tôi và cũng là Thượng Đế của các người ư? Chúng tôi lo phần việc của chúng tôi còn các người cứ lo phần việc của các người; và chúng tôi một lòng (thờ phượng Ngài).
Ayet Linkleri: