Arapça:
بَدِيعُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۖ وَإِذَا قَضَىٰ أَمْرًا فَإِنَّمَا يَقُولُ لَهُ كُن فَيَكُونُ
Çeviriyazı:
bedî`u-ssemâvâti vel'arḍ. veiẕâ ḳaḍâ emran feinnemâ yeḳûlü lehû kün feyekûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O, göklerin ve yerin yoktan var edicisidir ve O, bir işin olmasını murad edince, ona yalnızca "ol!" der, o da hemen oluverir.
Diyanet İşleri:
Gökleri ve yeri yoktan var eden Allah'tır. O, bir işin olmasını dilerse, ona ancak "ol" der ve olur.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Gökleri de eşsiz, örneksiz yaratan odur, yeryüzünü de. Bir işin olmasını diledi mi ona ancak ol der, o iş oluverir.
Şaban Piriş:
O, göklerin ve yerin yaratıcısıdır. Bir şeyin olmasını istediği zaman ona sadece “Ol!” der, o da hemen oluverir.
Edip Yüksel:
Gökleri ve yeri yoktan var edendir. Bir işin olmasını dilerse, ona sadece "Ol," der ve olur.
Ali Bulaç:
Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca "OL" der, o da hemen oluverir.
Suat Yıldırım:
O, gökleri ve yeri yoktan var edendir. Bir şeyi yaratmak isteyince sadece “ol!” der, oluverir. [36,82; 16,40; 54,50]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Allah Teâlâ göklerin ve yerin mübdiidir. Bir şeyi irâde edince ona «Ol!» der, o da hemen oluverir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Gökleri ve yeri, güzelliklerle donatarak yaratan Bedî' O'dur. Bir şeyin olmasına karar verdi mi ona sadece "Ol!" der. Artık o, oluverir.
Bekir Sadak:
Gokleri ve yeri yoktan var eden Allah´tir. O, bir isin olmasini dilerse, ona ancak «ol» der ve olur.
İbni Kesir:
Göklerin ve yerin yaratanıdır. Bir şeyin olmasını isteyince ona sadece «ol», der, o da oluverir.
Adem Uğur:
(O), göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısıdır. Bir şeyi dilediğinde ona sadece "
İskender Ali Mihr:
Gökleri ve yeri, eşsiz, örneksiz (ilâhi bir tarzda ilk olarak) yaratandır. O, emir olarak bir şeyi kaza etmek (irade etmek, ifa etmek) istediği zaman o şeye muhakkak ki (sadece) “Ol!” der. O da hemen oluverir.
Celal Yıldırım:
(Allah) gökleri ve yeri örneksiz yaratandır. O bir şeyi (yaratmayı) hükmedip yerine getirmek istedi mi, ona sadece «ol!» der, o da oluverir.
Tefhim ul Kuran:
Gökleri ve yeri (bir örnek edinmeksizin) yaratandır. O, bir işin olmasına karar verirse, ona yalnızca «Ol» der, o da hemen oluverir.
Fransızca:
Il est le Créateur des cieux et de la terre à partir du néant ! Lorsqu'Il décide une chose, Il dit seulement : "Sois", et elle est aussitôt.
İspanyolca:
Es el Creador de los cielos y de la tierra. Y cuando decide algo, le dice tan sólo: «¡Sé!» y es.
İtalyanca:
Egli è il Creatore dei cieli e della terra; quando vuole una cosa, dice "Sii"ed essa è.
Almanca:
ER ist Der Erschaffer der Himmel und der Erde. Und wenn ER eine Angelegenheit bestimmte, so sagt ER ihr nur: "Sei!", sogleich ist sie.
Çince:
他是天地的创造者,当他判决一件事的时候,他只对那件事说声有,它就 有了。
Hollandaca:
De schepper van hemel en aarde is bezitter van alles; zoo hij slechts bezielt, indien hij slechts zegt: Wees! dan bestaat het.
Rusça:
Он - Творец небес и земли. Когда Он принимает решение, то стоит Ему сказать: "Будь!" - как это сбывается.
Somalice:
isagaa abuuray Samooyinka iyo Dhulka, markuu doono arrinna wuxuu uun dhahaa ahaw wuuna ahaadaa.
Swahilice:
Yeye ndiye Muumba wa mbingu na ardhi pasina ruwaza; na anapo taka jambo basi huliambia tu: Kuwa! Nalo huwa.
Uygurca:
اﷲ ئاسمانلار ۋە زېمىننى يوقتىن بار قىلغۇچىدۇر. بىر ئىشنى ۋۇجۇدقا كەلتۈرۈشنى ئىرادە قىلسا، «ۋۇجۇدقا كەل» دەيدۇ - دە، ئۇ ۋۇجۇدقا كېلىدۇ
Japonca:
(かれこそは)天と地の創造者である。かれが一事を決められ,それに「有れ。」と仰せになれば,即ち有るのである。
Arapça (Ürdün):
«بديع السماوات والأرض» موجدهم لا على مثال سبق «وإذا قضى» أراد «أمرا» أي إيجاده «فإنما يقول له كن فيكون» أي فهو يكون وفى قراءة بالنصب جوابا للأمر.
Hintçe:
(वही) आसमान व ज़मीन का मोजिद है और जब किसी काम का करना ठान लेता है तो उसकी निसबत सिर्फ कह देता है कि ''हो जा'' पस वह (खुद ब खुद) हो जाता है
Tayca:
พระองค์ผู้ทรงประดิษฐ์ชั้นฟ้า และแผ่นดิน และเมื่อพระองค์ทรงกำหนดสิ่งใดแล้วพระองค์ก็เพียงแต่ประกาศิตแก่สิ่งนั้นว่า จงเป็นแล้วสิ่งนั้นก็จะเป็นขึ้น
İbranice:
(אלוהים) הבורא את השמים ואת הארץ, ובהחליטו לברוא דבר רק יאמר לו: 'היה,'! ויהיה
Hırvatça:
On je Stvoritelj nebesa i Zemlje, a kada nešto odredi, On samo kaže: "Budi!" - i to biva.
Rumence:
Ziditorul cerurilor şi al pământului, când hotărăşte un lucru, spune doar: “Fii!” Şi el este.
Transliteration:
BadeeAAu alssamawati waalardi waitha qada amran fainnama yaqoolu lahu kun fayakoonu
Türkçe:
Gökleri ve yeri, güzelliklerle donatarak yaratan Bedî' O'dur. Bir şeyin olmasına karar verdi mi ona sadece "Ol!" der. Artık o, oluverir.
Sahih International:
Originator of the heavens and the earth. When He decrees a matter, He only says to it, "Be," and it is.
İngilizce:
To Him is due the primal origin of the heavens and the earth: When He decreeth a matter, He saith to it: "Be," and it is.
Azerbaycanca:
Göyləri və yeri icad edən (yoxdan yaradan) Odur. Bir işin yaranmasını istədiyi zaman, ona (o işə) yalnız: “Ol !” –deyər, o da (fövrən) olar.
Süleyman Ateş:
(O), göklerin ve yerin yaratıcısıdır. Bir şeyi yaratmak istedi mi, ona sadece "ol" der, o da hemen oluverir.
Diyanet Vakfı:
(O), göklerin ve yerin eşsiz yaratıcısıdır. Bir şeyi dilediğinde ona sadece "Ol!" der, o da hemen oluverir.
Erhan Aktaş:
O, göklerin ve yerin Bedî’sidir(1). Bir şeyin olmasını istediğinde, ona sadece “Ol.” der, o da oluverir.
Kral Fahd:
(O), göklerin ve yerin yoktan varedicisidir. Bir şeyi dilediğinde ona sadece «Ol!» der, o da hemen oluverir.
Hasan Basri Çantay:
Göklerin ve yerin Yaratıcısıdır o. O bir şey´e hükmetdi mi ona ancak «o!» der, o da oluverir.
Muhammed Esed:
Göklerin ve yerin yaratıcısı O´dur; bir şeyin olmasını istediğinde ona sadece "Ol" der -ve o (şey hemen) oluverir.
Gültekin Onan:
Gökleri ve yeri [bir örnek edinmeksizin] yaratandır. O, bir buyruğun olmasına karar verirse, ona yalnızca "
Ali Fikri Yavuz:
Göklerin ve yerin yaratıcısıdır. Bir işin olmasını istese ona yalnız
Portekizce:
Ele é o Originador dos céus e da terra e, quando decreta algo, basta-Lhe dizer: "Seja!" e ele é.
İsveççe:
Himlarna och jorden är Hans verk och när Han beslutar att något skall vara säger Han endast till det: "Var!" - och det är.
Farsça:
[بی سابقه ماده، مدت و نقشه] پدیدآورنده آسمان ها و زمین است. وهنگامی که فرمان به وجود آمدن چیزی را صادر کند فقط به آن می گوید: « باش ». پس بی درنگ می باشد.
Kürtçe:
(خوا) بەدیھێنەری ئاسمانەکان و زەویە وە کاتێ کەویستی شتێ بکات ھەر ئەوەندەی پێ ئەوێ کە پێ ی بڵێ: ببە ئیتر ئەبێ
Özbekçe:
У осмонлару ерни пайдо қилувчидир. Бирор ишни қилмоқчи бўлганида, унга: «Бўл!» деса, бўлаверадир. (Кофирлар ушбу ояти каримада келганидек, «Аллоҳ ўзига фарзанд тутди», дейдилар. Бу оятлар тушаётган пайтда мусулмонлар билан юзма-юз тўқнашиб турган уч тоифа кофирлар уччаласи ҳам улкан жиноятга бориб, Аллоҳга туҳмат қилишарди: Яҳудийлар: «Узайр Аллоҳнинг ўғли», дейишарди; насоролар: «Ийсо Масиҳ Аллоҳнинг ўғли», дейишарди; кофирларнинг учунчи гуруҳи бўлмиш мушриклар: «Фаришталар Аллоҳнинг қизлари», дейишарди. Исломий тасаввурдан бошқа тасаввурлар фалсафаларнинг катта хатоси Холиқ (яратувчи) билан махлуқ (яратилмиш) орасидаги фарқни тушунмасликдадир. Ислом назарияси бўйича, маҳлуқлар тамом бошқа, Холиқ тамом бошқа мавжудлик. Холиқнинг асло ўхшаши йўқ, Уни тасаввурга сиғдириб ҳам бўлмайди, махлуққа қиёсан таърифланмайди ҳам. Яъни, Аллоҳнинг хотини ҳам, фарзанди ҳам бўлиши мумкин эмас.)
Malayca:
Allah jualah yang menciptakan langit dan bumi (dengan segala keindahannya); dan apabila Ia berkehendak (untuk menjadikan) suatu, maka Ia hanya berfirman kepadanya: "Jadilah engkau!" Lalu menjadilah ia.
Arnavutça:
Ai është krijues i pashembull i qiejve dhe i Tokës dhe kur të vendos për ndonjë gjë, vetëm thotë për të: “Bëhu!” – dhe ajo bëhet.
Bulgarca:
Първосъздателя на небесата и на земята! И щом реши нещо, казва му само: “Бъди!”. И то става.
Sırpça:
Он је Створитељ небеса и Земље, а када нешто одреди, Он само каже: "Буди!" - И то бива.
Çekçe:
On stvořitelem je nebes a země, a když rozhodne věc nějakou, pak řekne toliko 'Staniž se!' a stane se.
Urduca:
وہ آسمانوں اور زمین کا موجد ہے اور جس بات کا وہ فیصلہ کرتا ہے، اس کے لیے بس یہ حکم دیتا ہے کہ "ہو جا" اور وہ ہو جاتی ہے
Tacikçe:
Офаринандаи осмонҳо ва замин аст. Чун иродаи чизе кунад, мегӯянд: «Мавҷуд шав!» Ва он чиз мавҷуд мешавад.
Tatarca:
Аллаһу тәгалә үзенең кодрәте белән күкләрне һәм җирне төзүче. Әгәр Аллаһ бернәрсәне төзергә теләсә: "Бар бул", – дип әйтер, шунда ук төзелеп бар булыр.
Endonezyaca:
Allah Pencipta langit dan bumi, dan bila Dia berkehendak (untuk menciptakan) sesuatu, maka (cukuplah) Dia hanya mengatakan kepadanya: "Jadilah!" Lalu jadilah ia.
Amharca:
ሰማያትንና ምድርን ያለብጤ ፈጣሪ ነው፤ ነገርንም (ማስገኘት) በሻ ጊዜ ለርሱ የሚለው፡- «ኹን ነው፤» ወዲያውም ይኾናል፡፡
Tamilce:
(அவன்) வானங்கள் இன்னும் பூமியை புதுமையாக படைத்தவன். அவன் ஒரு காரியத்தை (செய்வதற்கு) முடிவு செய்தால், அதற்கு அவன் கூறுவதெல்லாம் “ஆகு!” என்றுதான். உடனே, அது ஆகிவிடும்.
Korece:
하나님이 천지를 창조하셨 나니 어떤 목적을 두시고 있어라 말씀하시니 거기에 있더라
Vietnamca:
Ngài (Allah) đã sáng tạo ra các tầng trời và trái đất, (đối với Ngài) mỗi khi Ngài định điều gì, Ngài chỉ cần phán “Hãy thành”, (ngay lập tức) nó sẽ thành (theo đúng ý của Ngài).
Ayet Linkleri: