Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

15

Sûredeki Ayet No: 

29

Ayet No: 

1831

Sayfa No: 

263

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَإِذَا سَوَّيْتُهُ وَنَفَخْتُ فِيهِ مِن رُّوحِي فَقَعُوا لَهُ سَاجِدِينَ

Çeviriyazı: 

feiẕâ sevveytühû venefaḫtü fîhi mir rûḥî feḳa`û lehû sâcidîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ben, onun yaratılışını tamamladığım ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın."

Diyanet İşleri: 

'Rabbin meleklere: "Ben, balçıktan, işlenebilen kara topraktan bir insan yaratacağım. Onu yapıp ruhumdan üflediğimde ona secdeye kapanın" demişti.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Onun yaratılışını tamamlayıp kemale getirerek ruhumdan ruh üfürünce derhal ona karşı secdeye kapanın.

Şaban Piriş: 

"Ona şekil verip, tamamladığımda ve ruhumdan üfürdüğümde hemen ona secdeye kapanın."

Edip Yüksel: 

"Onu düzenleyip ona ruhumdan üflediğimde hemen onun için secdeye varın," demişti.

Ali Bulaç: 

Ona bir biçim verdiğimde ve ona Ruhum'dan üfürdüğümde hemen ona secde ederek (yere) kapanın.

Suat Yıldırım: 

“Bu itibarla, Ben onu düzenlediğim insan şekline koyduğum ve içine ruhumdan üflediğim zaman, derhal onun önünde secdeye kapanınız.” [2,34; 7,11; 38,72]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

«Artık Ben onu tesviye ettiğim ve ona ruhumdan üflediğim zaman siz hemen onun için secde ediciler olarak yere kapanın.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onu, amaçlanan düzgünlüğe ulaştırıp öz ruhumdan içine üflediğim zaman, önünde hemen secdeye kapanın.

Bekir Sadak: 

(34-35) «leyse defol oradan, sen artik kovulmus birisin. Dogrusu hesap gunune kadar lanet sanadir» dedi.

İbni Kesir: 

Onu yapıp ruhumdan üflediğimde

Adem Uğur: 

Ona şekil verdiğim ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın!

İskender Ali Mihr: 

Artık onu dizayn edip, içine ruhumdan üflediğim zaman, hemen ona secde ederek yere kapanın!

Celal Yıldırım: 

Bu bakımdan onu düzenleyip ruhumdan ona üflediğimde derhal secdeye kapanın» demişti.

Tefhim ul Kuran: 

«Ona bir biçim verdiğimde ve ona ruhumdan üfürdüğümde hemen ona secde ederek kapanın.»

Fransızca: 

Et lorsque ton Seigneur dit aux Anges : "Je vais créer un homme d'argile crissante, extraite d'une boue malléable,

İspanyolca: 

y, cuando lo haya formado armoniosamente e infundido en él de Mi Espíritu, caed prosternados ante él».

İtalyanca: 

quando poi lo avrò plasmato e avrò insufflato in lui del Mio spirito, prosternatevi davanti a lui».

Almanca: 

Und nachdem ICH ihn vollendet und in ihn einen Ruhh von Mir eingehaucht habe, dann fallt nieder in Sudschud für ihn!"

Çince: 

当我把它塑成,而且把我的精神吹入他的塑像的时候,你们应当对他俯伏叩头。

Hollandaca: 

Als ik hem dus volkomen gevormd en mijn geest in hem geblazen zal hebben zult gij dan voor hem nedervallen en hem aanbidden?

Rusça: 

Когда же Я придам ему соразмерный облик и вдохну в него от Моего духа, то падите перед ним ниц".

Somalice: 

Ee markaan ekeeyo kuna afuufo dhexdiisa Ruuxdayda ugu dhaca Sujuud.

Swahilice: 

Basi nitakapo mkamilisha na nikampulizia roho yangu, basi mumwangukie kumsujudia.

Uygurca: 

مەن ئۇنى تولۇق ياراتقان (يەنى ئۇنى يارىتىپ سۈرەتكە كىرگۈزۈپ، ئەزالىرى تولۇق ۋە مۇكەممەل ئىنسان ھالىتىگە كەلتۈرگەن) ۋە ئۇنىڭغا جان كىرگۈزگەن چېغىمدا، سىلەر ئۇنىڭغا سەجدە قىلىڭلار)

Japonca: 

われはかれを(完全に)形作った。それからわれの霊をかれに吹込んだ時,あなたがた(天使)はかれにサジダしなさい。」と(命じた)。

Arapça (Ürdün): 

«فإذا سويته» أتممته «ونفخت» أجريت «فيه من روحي» فصار حيا وإضافة الروح إليه تشريف لآدم «فقعوا له ساجدين» سجود تحية بالانحناء.

Hintçe: 

तो जिस वक्त मै उसको हर तरह से दुरुस्त कर चुके और उसमें अपनी (तरफ से) रुह फूँक दूँ तो सब के सब उसके सामने सजदे में गिर पड़ना

Tayca: 

“ดังนั้น เมื่อข้าได้ทำให้เขามีรูปร่างสมส่วนและเป่าวิญญาณจากข้าเข้าไปในตัวเขา ฉะนั้นพวกเจ้าจงก้มลงสุญูดต่อเขา”

İbranice: 

וכאשר אעצבו ואפח בו מרוחי, כבדו אותו וסיגדו לו

Hırvatça: 

I kad mu dam lik i u njega udahnem dušu, vi mu na sedždu padnite!"

Rumence: 

după ce îi voi desăvârşi chipul şi voi sufla în el din Duhul Meu, prosternaţi-vă înaintea lui.

Transliteration: 

Faitha sawwaytuhu wanafakhtu feehi min roohee faqaAAoo lahu sajideena

Türkçe: 

"Onu, amaçlanan düzgünlüğe ulaştırıp öz ruhumdan içine üflediğim zaman, önünde hemen secdeye kapanın."

Sahih International: 

And when I have proportioned him and breathed into him of My [created] soul, then fall down to him in prostration."

İngilizce: 

When I have fashioned him (in due proportion) and breathed into him of My spirit, fall ye down in obeisance unto him.

Azerbaycanca: 

Mən ona surət verib ruhumdan üfürdüyüm zaman siz ona (ibadət yox, tə’zim məqsədilə) səcdə edin!”

Süleyman Ateş: 

Onu düzenle(yip insan şekline koydu)ğum ve ona ruhumdan üflediğim zaman hemen ona secdeye kapanın!

Diyanet Vakfı: 

"Ona şekil verdiğim ve ona ruhumdan ütlediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın!"

Erhan Aktaş: 

“Onu biçimlendirip ve ona rûhumdan üflediğimde(1), hemen ona secde edin!(2)”

Kral Fahd: 

«Ona şekil verdiğim ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın!»

Hasan Basri Çantay: 

«O halde ben onun yaratılışını bitirdiğim, ona ruhumdan üflediğim zaman siz derhal onun için secdeye kapanın».

Muhammed Esed: 

"Ona belirli bir biçim verip de ruhumdan üflediğim zaman onun önünde yere kapanın!"

Gültekin Onan: 

&quot

Ali Fikri Yavuz: 

Ben, onun yaratılışını tamamladığım ve ona ruh verdiğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın.”

Portekizce: 

E ao tê-lo terminado e alentado com o Meu Espírito, prostrai-vos ante ele.

İsveççe: 

och när Jag har format henne och andats in i henne något av Min ande, fall då ned på era ansikten inför henne!"

Farsça: 

پس چون او را درست و نیکو گردانم و از روح خود در او بدمم، برای او سجده کنان بیفتید.

Kürtçe: 

ھەر کاتێک ڕێک وپێکم کرد و فوم بە بەریدا کرد لە رۆحێک کە خۆم دروستم کردووە (مەبەست لەدانە پاڵی رۆح بۆلای خوا ڕێز و تەشریفە) دەبێ یەکسەر سوژدەی بۆ بەرن

Özbekçe: 

Бас, қачонки уни тўғрилаб бўлганимда ва ичига Ўз руҳимдан пуфлаганимда, унга сажда қилган ҳолингизда йиқилинг», деганини эсла.

Malayca: 

"Kemudian apabila Aku sempurnakan kejadiannya, serta Aku tiupkan padanya roh dari (ciptaan) ku, maka hendaklah kamu sujud kepadanya.

Arnavutça: 

e kur t’ia jap formën dhe i jap shpirtin (e bëhet i gjallë), ju bëni sexhde atij!”

Bulgarca: 

И когато го сътворя и му вдъхна от Своя дух, поклонете се пред него!”

Sırpça: 

И кад му дам лик и у њега удахнем душу, ви му се поклоните.“

Çekçe: 

a až jej vyrovnám a vdechnu mu něco z ducha svého, padněte na zem, před ním se klaníce!'

Urduca: 

جب میں اُسے پورا بنا چکوں اور اس میں اپنی روح سے کچھ پھونک دوں تو تم سب اس کے آگے سجدے میں گر جانا"

Tacikçe: 

Чун офаринишамро ба поён бурдам ва аз рӯҳи Худ дар он дамидам, дар баробари ӯ ба саҷда бияфтед».

Tatarca: 

Мин аны төзеп тәмам итсәм вә үз тарафымнан рух кертеп җанлы итсәм, аңа сәҗдә кылыгыз!

Endonezyaca: 

Maka apabila Aku telah menyempurnakan kejadiannya, dan telah meniup kan kedalamnya ruh (ciptaan)-Ku, maka tunduklah kamu kepadanya dengan bersujud.

Amharca: 

(ፍጥረቱን) ባስተካከልኩትና በውስጡ ከመንፈሴ በነፋሁበትም ጊዜ ለእርሱ ሰጋጆች ኾናችሁ ውደቁ፡፡

Tamilce: 

ஆக, “நான் அவரை செம்மைபடுத்தி, அவரி(ன் உடலி)ல் நான் படைத்த உயிரிலிருந்து ஊதினால் அவருக்கு (முன்) சிரம் பணிந்தவர்களாக விழுங்கள்!” (என்று வானத்தில் உள்ளோருக்கு நாம் கட்டளையிட்டோம்.)

Korece: 

내가 형상을 만들어 그안에 나의 영혼을 불어넣을 때 너희가 그에게 부복 하라하니

Vietnamca: 

“Khi TA hoàn thành việc tạo hình cho Y và thổi linh hồn của TA vào Y thì các ngươi hãy cúi xuống quỳ lạy (chào) Y.”