Arapça:
فَإِذَا سَوَّيْتُهُ وَنَفَخْتُ فِيهِ مِن رُّوحِي فَقَعُوا لَهُ سَاجِدِينَ
Çeviriyazı:
feiẕâ sevveytühû venefaḫtü fîhi mir rûḥî feḳa`û lehû sâcidîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ben, onun yaratılışını tamamladığım ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın."
Diyanet İşleri:
'Rabbin meleklere: "Ben, balçıktan, işlenebilen kara topraktan bir insan yaratacağım. Onu yapıp ruhumdan üflediğimde ona secdeye kapanın" demişti.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onun yaratılışını tamamlayıp kemale getirerek ruhumdan ruh üfürünce derhal ona karşı secdeye kapanın.
Şaban Piriş:
"Ona şekil verip, tamamladığımda ve ruhumdan üfürdüğümde hemen ona secdeye kapanın."
Edip Yüksel:
"Onu düzenleyip ona ruhumdan üflediğimde hemen onun için secdeye varın," demişti.
Ali Bulaç:
Ona bir biçim verdiğimde ve ona Ruhum'dan üfürdüğümde hemen ona secde ederek (yere) kapanın.
Suat Yıldırım:
“Bu itibarla, Ben onu düzenlediğim insan şekline koyduğum ve içine ruhumdan üflediğim zaman, derhal onun önünde secdeye kapanınız.” [2,34; 7,11; 38,72]
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Artık Ben onu tesviye ettiğim ve ona ruhumdan üflediğim zaman siz hemen onun için secde ediciler olarak yere kapanın.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Onu, amaçlanan düzgünlüğe ulaştırıp öz ruhumdan içine üflediğim zaman, önünde hemen secdeye kapanın.
Bekir Sadak:
(34-35) «leyse defol oradan, sen artik kovulmus birisin. Dogrusu hesap gunune kadar lanet sanadir» dedi.
İbni Kesir:
Onu yapıp ruhumdan üflediğimde
Adem Uğur:
Ona şekil verdiğim ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın!
İskender Ali Mihr:
Artık onu dizayn edip, içine ruhumdan üflediğim zaman, hemen ona secde ederek yere kapanın!
Celal Yıldırım:
Bu bakımdan onu düzenleyip ruhumdan ona üflediğimde derhal secdeye kapanın» demişti.
Tefhim ul Kuran:
«Ona bir biçim verdiğimde ve ona ruhumdan üfürdüğümde hemen ona secde ederek kapanın.»
Fransızca:
Et lorsque ton Seigneur dit aux Anges : "Je vais créer un homme d'argile crissante, extraite d'une boue malléable,
İspanyolca:
y, cuando lo haya formado armoniosamente e infundido en él de Mi Espíritu, caed prosternados ante él».
İtalyanca:
quando poi lo avrò plasmato e avrò insufflato in lui del Mio spirito, prosternatevi davanti a lui».
Almanca:
Und nachdem ICH ihn vollendet und in ihn einen Ruhh von Mir eingehaucht habe, dann fallt nieder in Sudschud für ihn!"
Çince:
当我把它塑成,而且把我的精神吹入他的塑像的时候,你们应当对他俯伏叩头。
Hollandaca:
Als ik hem dus volkomen gevormd en mijn geest in hem geblazen zal hebben zult gij dan voor hem nedervallen en hem aanbidden?
Rusça:
Когда же Я придам ему соразмерный облик и вдохну в него от Моего духа, то падите перед ним ниц".
Somalice:
Ee markaan ekeeyo kuna afuufo dhexdiisa Ruuxdayda ugu dhaca Sujuud.
Swahilice:
Basi nitakapo mkamilisha na nikampulizia roho yangu, basi mumwangukie kumsujudia.
Uygurca:
مەن ئۇنى تولۇق ياراتقان (يەنى ئۇنى يارىتىپ سۈرەتكە كىرگۈزۈپ، ئەزالىرى تولۇق ۋە مۇكەممەل ئىنسان ھالىتىگە كەلتۈرگەن) ۋە ئۇنىڭغا جان كىرگۈزگەن چېغىمدا، سىلەر ئۇنىڭغا سەجدە قىلىڭلار)
Japonca:
われはかれを(完全に)形作った。それからわれの霊をかれに吹込んだ時,あなたがた(天使)はかれにサジダしなさい。」と(命じた)。
Arapça (Ürdün):
«فإذا سويته» أتممته «ونفخت» أجريت «فيه من روحي» فصار حيا وإضافة الروح إليه تشريف لآدم «فقعوا له ساجدين» سجود تحية بالانحناء.
Hintçe:
तो जिस वक्त मै उसको हर तरह से दुरुस्त कर चुके और उसमें अपनी (तरफ से) रुह फूँक दूँ तो सब के सब उसके सामने सजदे में गिर पड़ना
Tayca:
“ดังนั้น เมื่อข้าได้ทำให้เขามีรูปร่างสมส่วนและเป่าวิญญาณจากข้าเข้าไปในตัวเขา ฉะนั้นพวกเจ้าจงก้มลงสุญูดต่อเขา”
İbranice:
וכאשר אעצבו ואפח בו מרוחי, כבדו אותו וסיגדו לו
Hırvatça:
I kad mu dam lik i u njega udahnem dušu, vi mu na sedždu padnite!"
Rumence:
după ce îi voi desăvârşi chipul şi voi sufla în el din Duhul Meu, prosternaţi-vă înaintea lui.
Transliteration:
Faitha sawwaytuhu wanafakhtu feehi min roohee faqaAAoo lahu sajideena
Türkçe:
"Onu, amaçlanan düzgünlüğe ulaştırıp öz ruhumdan içine üflediğim zaman, önünde hemen secdeye kapanın."
Sahih International:
And when I have proportioned him and breathed into him of My [created] soul, then fall down to him in prostration."
İngilizce:
When I have fashioned him (in due proportion) and breathed into him of My spirit, fall ye down in obeisance unto him.
Azerbaycanca:
Mən ona surət verib ruhumdan üfürdüyüm zaman siz ona (ibadət yox, tə’zim məqsədilə) səcdə edin!”
Süleyman Ateş:
Onu düzenle(yip insan şekline koydu)ğum ve ona ruhumdan üflediğim zaman hemen ona secdeye kapanın!
Diyanet Vakfı:
"Ona şekil verdiğim ve ona ruhumdan ütlediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın!"
Erhan Aktaş:
“Onu biçimlendirip ve ona rûhumdan üflediğimde(1), hemen ona secde edin!(2)”
Kral Fahd:
«Ona şekil verdiğim ve ona ruhumdan üflediğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın!»
Hasan Basri Çantay:
«O halde ben onun yaratılışını bitirdiğim, ona ruhumdan üflediğim zaman siz derhal onun için secdeye kapanın».
Muhammed Esed:
"Ona belirli bir biçim verip de ruhumdan üflediğim zaman onun önünde yere kapanın!"
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
Ben, onun yaratılışını tamamladığım ve ona ruh verdiğim zaman, siz hemen onun için secdeye kapanın.”
Portekizce:
E ao tê-lo terminado e alentado com o Meu Espírito, prostrai-vos ante ele.
İsveççe:
och när Jag har format henne och andats in i henne något av Min ande, fall då ned på era ansikten inför henne!"
Farsça:
پس چون او را درست و نیکو گردانم و از روح خود در او بدمم، برای او سجده کنان بیفتید.
Kürtçe:
ھەر کاتێک ڕێک وپێکم کرد و فوم بە بەریدا کرد لە رۆحێک کە خۆم دروستم کردووە (مەبەست لەدانە پاڵی رۆح بۆلای خوا ڕێز و تەشریفە) دەبێ یەکسەر سوژدەی بۆ بەرن
Özbekçe:
Бас, қачонки уни тўғрилаб бўлганимда ва ичига Ўз руҳимдан пуфлаганимда, унга сажда қилган ҳолингизда йиқилинг», деганини эсла.
Malayca:
"Kemudian apabila Aku sempurnakan kejadiannya, serta Aku tiupkan padanya roh dari (ciptaan) ku, maka hendaklah kamu sujud kepadanya.
Arnavutça:
e kur t’ia jap formën dhe i jap shpirtin (e bëhet i gjallë), ju bëni sexhde atij!”
Bulgarca:
И когато го сътворя и му вдъхна от Своя дух, поклонете се пред него!”
Sırpça:
И кад му дам лик и у њега удахнем душу, ви му се поклоните.“
Çekçe:
a až jej vyrovnám a vdechnu mu něco z ducha svého, padněte na zem, před ním se klaníce!'
Urduca:
جب میں اُسے پورا بنا چکوں اور اس میں اپنی روح سے کچھ پھونک دوں تو تم سب اس کے آگے سجدے میں گر جانا"
Tacikçe:
Чун офаринишамро ба поён бурдам ва аз рӯҳи Худ дар он дамидам, дар баробари ӯ ба саҷда бияфтед».
Tatarca:
Мин аны төзеп тәмам итсәм вә үз тарафымнан рух кертеп җанлы итсәм, аңа сәҗдә кылыгыз!
Endonezyaca:
Maka apabila Aku telah menyempurnakan kejadiannya, dan telah meniup kan kedalamnya ruh (ciptaan)-Ku, maka tunduklah kamu kepadanya dengan bersujud.
Amharca:
(ፍጥረቱን) ባስተካከልኩትና በውስጡ ከመንፈሴ በነፋሁበትም ጊዜ ለእርሱ ሰጋጆች ኾናችሁ ውደቁ፡፡
Tamilce:
ஆக, “நான் அவரை செம்மைபடுத்தி, அவரி(ன் உடலி)ல் நான் படைத்த உயிரிலிருந்து ஊதினால் அவருக்கு (முன்) சிரம் பணிந்தவர்களாக விழுங்கள்!” (என்று வானத்தில் உள்ளோருக்கு நாம் கட்டளையிட்டோம்.)
Korece:
내가 형상을 만들어 그안에 나의 영혼을 불어넣을 때 너희가 그에게 부복 하라하니
Vietnamca:
“Khi TA hoàn thành việc tạo hình cho Y và thổi linh hồn của TA vào Y thì các ngươi hãy cúi xuống quỳ lạy (chào) Y.”
Ayet Linkleri: