Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

15

Sûredeki Ayet No: 

4

Ayet No: 

1806

Sayfa No: 

262

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَمَا أَهْلَكْنَا مِن قَرْيَةٍ إِلَّا وَلَهَا كِتَابٌ مَّعْلُومٌ

Çeviriyazı: 

vemâ ehleknâ min ḳaryetin illâ velehâ kitâbüm ma`lûm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Biz hiçbir memleketi (Allah katında) bilinen bir zamanı olmaksızın helak etmedik.

Diyanet İşleri: 

Yok ettiğimiz herhangi bir kasabanın elbette belli bir yazısı vardır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve biz hiçbir şehri helak etmedik ki helak edeceğimiz zaman, malum ve mukadder olmasın.

Şaban Piriş: 

Bilinen bir yazgısı olmayan hiçbir ülkeyi yok etmedik.

Edip Yüksel: 

Biz hiç bir topluluğu belirlenmiş bir yazgı olmaksızın yok etmeyiz.

Ali Bulaç: 

Biz, kendisi için bilinen (takdir edilmiş) bir kitap olmaksızın hiçbir ülkeyi yıkıma uğratmadık.

Suat Yıldırım: 

Bizim imha ettiğimiz her memleket hakkında mutlaka daha önce kararlaştırılmış, malum bir vaade vardır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve hiçbir ülkeyi helâk etmedik ki, illâ onun için malum bir kitap vardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Biz hiçbir yurt ve medeniyeti, belirlenmiş bir yazgısı olmaksızın ortadan kaldırmadık.

Bekir Sadak: 

Dogrusu Kitap´i Biz indirdik, onun koruyucusu elbette Biziz.

İbni Kesir: 

Biz, hiç bir kasabayı bilinen bir yazısı olmaksızın helak etmedik.

Adem Uğur: 

Helâk ettiğimiz hiçbir ülke yoktur ki hakkında (bizce) bilinen bir yazgı olmasın.

İskender Ali Mihr: 

Ve Biz hiçbir ülkeyi, onun malûm (bilinen) bir kitabı olmaksızın helâk etmedik.

Celal Yıldırım: 

Hiç bir kasabayı yok etmedik ki, onun bilinen belli bir yazısı olmasın.

Tefhim ul Kuran: 

Biz, kendisi için bilinen (takdir edilmiş) bir kitap olmaksızın hiç bir ülkeyi yıkıma uğratmadık.

Fransızca: 

Or Nous ne détruisons aucune cité sans qu'elle n'ait eu [un terme fixé en] une écriture connue.

İspanyolca: 

Nunca destruimos ciudad cuya suerte no estuviera decidida.

İtalyanca: 

Non distruggiamo alcuna città senza prima darle una Scrittura intellegibile.

Almanca: 

Und WIR haben keine Ortschaft zugrunde gerichtet, ohne daß es für sie eine bekannte Festlegung gab.

Çince: 

我不毁灭一个城市则已,但毁灭它,就有一个可知的定期。

Hollandaca: 

Wij hebben geene stad verwoest, zonder dat een vastgestelde tijd van berouw voor haar bepaald werd.

Rusça: 

Все селения, которые Мы погубили, имели известное предписание.

Somalice: 

Magaalo la halaago oo kasta waxaa u sugnaaday Wakhti la yaqaanno.

Swahilice: 

Na hatukuuangamiza mji wowote ule ila ulikuwa na muda wake maalumu.

Uygurca: 

بىز قانداق بىر شەھەرنى ھالاك قىلمايلى، پەقەت ئۇنىڭ (ھالاك بولىدىغان) مۇئەييەن ۋاقتى بولىدۇ

Japonca: 

われはどんな町を滅ぼす場合でも,定められた期限がやって来た時にそうした。

Arapça (Ürdün): 

«وما أهلكنا من» زائدة «قرية» أريد أهلها «إلا ولها كتاب» أجل «معلوم» محدود لإهلاكها.

Hintçe: 

अनक़रीब ही (इसका नतीजा) उन्हें मालूम हो जाएगा और हमने कभी कोई बस्ती तबाह नहीं की मगर ये कि उसकी तबाही के लिए (पहले ही से) समझी बूझी मियाद मुक़र्रर लिखी हुई थी

Tayca: 

เรามิได้ทำลายเมืองใด นอกจากว่าได้มีกำหนดเป็นที่รู้กันแก่มันแล้ว

İbranice: 

ולא הכחדנו עיר אלא על פי צו אלוהי שנקבע

Hırvatça: 

A nijedno naselje nismo uništili a da mu nije propisan određeni rok.

Rumence: 

Noi nu am nimicit nici o cetate fără ca ea să nu fi avut o carte cunoscută.

Transliteration: 

Wama ahlakna min qaryatin illa walaha kitabun maAAloomun

Türkçe: 

Biz hiçbir yurt ve medeniyeti, belirlenmiş bir yazgısı olmaksızın ortadan kaldırmadık.

Sahih International: 

And We did not destroy any city but that for it was a known decree.

İngilizce: 

Never did We destroy a population that had not a term decreed and assigned beforehand.

Azerbaycanca: 

Biz heç bir məmləkəti (heç bir ölkənin əhalisini) əcəli (lövhi-məhfuzda onun üçün müəyyən edilmiş vaxt) gəlib çatmamış məhv etmədik.

Süleyman Ateş: 

Biz hiçbir kenti yok etmedik ki, onun mutlaka bilinen bir yazısı olmasın (helak ettiğimiz her ülkenin yazılmış, tesbit edilmiş bir süresi vardır. O süre dolunca onları yok etmişizdir).

Diyanet Vakfı: 

Helak ettiğimiz hiçbir ülke yoktur ki hakkında (bizce) bilinen bir yazgı olmasın.

Erhan Aktaş: 

Biz, hiçbir kenti, bilinen bir kitâbı(1) olmaksızın helâk etmedik.

Kral Fahd: 

Helâk ettiğimiz hiçbir ülke yoktur ki hakkında (bizce) bilinen bir yazgı olmasın.

Hasan Basri Çantay: 

Biz hiçbir memleketi, onun (levh-i mahfuzda) ma´lûm (ve mukadder) bir yazısı olmaksızın, helak etmedik.

Muhammed Esed: 

Biz, çünkü, hiçbir toplumu, (önceden) ilahi bir kelamdan bütünüyle haberli kılmadan helak etmedik;

Gültekin Onan: 

Biz, kendisi için bilinen (takdir edilmiş) bir kitap olmaksızın hiç bir ülkeyi yıkıma uğratmadık.

Ali Fikri Yavuz: 

Biz, hiç bir memleketi, (Allah katında) bilinen bir zamanı olmaksızın helâk etmedik.

Portekizce: 

Jamais aniquilamos cidade alguma, sem antes lhes termos predestinado o término.

İsveççe: 

Vi har aldrig låtit ett folk förgås utan att först utsätta en frist för dem.

Farsça: 

و هیچ شهری را [به خاطر فساد فراگیرش] نابود نکردیم مگر اینکه برای آن سرنوشتی معین [وروزگار ودوره ای تغییرناپذیر] بود.

Kürtçe: 

(خەڵکی) ھیچ شارێکمان لەناو نەبردووە مەگەر کاتی دیاریکراو بۆ لەناو چوونیان ھەبووە

Özbekçe: 

Биз маълум битиксиз ҳеч бир шаҳарни ҳалок этганимиз йўқ.

Malayca: 

Dan tiadalah Kami binasakan (penduduk) sesebuah negeri melainkan ada baginya tempoh yang tertentu dan termaklum.

Arnavutça: 

Na nuk i kemi zhdukur banorët e asnjë vendi, për pa ardhur koha e caktuar,

Bulgarca: 

И не сме унищожили Ние никое селище, без да се знае какво му е писано.

Sırpça: 

А ниједно насеље нисмо уништили а да му није прописан одређени рок.

Çekçe: 

Nezahubili jsme žádné město, aniž se mu dostalo Písma známého,

Urduca: 

ہم نے اِس سے پہلے جس بستی کو بھی ہلاک کیا ہے اس کے لیے ایک خاص مہلت عمل لکھی جاچکی تھی

Tacikçe: 

Ҳар деҳаеро ҳалок кардем, албатта замоне маълум дошт.

Tatarca: 

Шәһәр кешеләрен һәлак итмәдек, мәгәр вакыты билгеләнеп язылганнан соң гына һәлак иттек, ягъни Аллаһ тарафыннан билгеләнгән гомерләре беткән булыр.

Endonezyaca: 

Dan Kami tiada membinasakan sesuatu negeripun, melainkan ada baginya ketentuan masa yang telah ditetapkan.

Amharca: 

ማንኛይቱንም ከተማ ለእርሷ የተወሰነ መጽሐፍ (ጊዜያት) ያላት ኾና እንጂ አላጠፋንም፡፡

Tamilce: 

எந்த ஓர் ஊரையும் அதற்கென குறிப்பிட்ட ஒரு தவணை இருந்தே தவிர நாம் (உடனே அதை) அழிக்கவில்லை.

Korece: 

이미 정하여진 계율이 이르지아니한 민족을 하나님이 멸망케 하지 아니 했으며

Vietnamca: 

TA (Allah) đã không tiêu diệt bất kỳ thị trấn nào ngoại trừ điều đó đã được ấn định từ trước.