Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

18

Sûredeki Ayet No: 

70

Ayet No: 

2210

Sayfa No: 

301

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالَ فَإِنِ اتَّبَعْتَنِي فَلَا تَسْأَلْنِي عَن شَيْءٍ حَتَّىٰ أُحْدِثَ لَكَ مِنْهُ ذِكْرًا

Çeviriyazı: 

ḳâle feini-tteba`tenî felâ tes'elnî `an şey'in ḥattâ uḥdiŝe leke minhü ẕikrâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

(Hızır) dedi ki: "O halde bana tabi olacaksın; ben sana sırrını anlatmadıkça, hiçbir şey hakkında bana soru sorma!"

Diyanet İşleri: 

O da: "O halde, bana uyacaksan, ben sana anlatmadıkça herhangi bir şey hakkında bana soru sormayacaksın" dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

O, bana uyarsan dedi, sana ona ait bir söz söyleyinceyedek hiçbir şey sorma bana.

Şaban Piriş: 

Eğer bana tabi olacaksan, ben sana anlatmadıkça hiç bir şey sormayacaksın, dedi.

Edip Yüksel: 

Dedi: "Bana uyacaksan, ben sana anlatmadıkça bana hiç bir şey hakkında soru sorma."

Ali Bulaç: 

Dedi ki: "Eğer bana uyacak olursan, hiçbir şey hakkında bana soru sorma, ben sana öğütle-anlatıp söz edinceye kadar."

Suat Yıldırım: 

“O halde” dedi, “bana tâbi olduğuna göre, hangi konuda olursa olsun, ben onun hakkında sana söz açmadıkça, asla bana soru sormayacaksın!”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(70-71) Dedi ki: «Eğer bana tabî olacak isen artık bana hiçbir şeyden sual etme, ondan sana ben haber verinceye değin.» Bunun üzerine gidiverdiler. Vaktâ ki bir gemiye bindiler, o, gemiyi yaraladı. Dedi ki: «Onu yaraladın mı ki, ahalisini garkediveresin? Doğrusu pek münker bir şey yaptın.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Dedi: "Bak, eğer bana uyarsan, ben sana kendisinden bahis açıncaya değin hiçbir şey hakkında bana soru sorma!"

Bekir Sadak: 

O: «Ben sana, yaptigim islere dayanamazsin demedim mi?» dedi.

İbni Kesir: 

O halde bana uyacaksan

Adem Uğur: 

(O kul:) Eğer bana tâbi olursan, sana o konuda bilgi verinceye kadar hiçbir şey hakkında bana soru sorma! dedi.

İskender Ali Mihr: 

(Hızır A.S): “Bana tâbî olduğun taktirde, sana anlatmadığım konularda (anlatmadıkça) bana bir şey sorma.” dedi.

Celal Yıldırım: 

O: «O halde bana uyacaksan, ben sana anlatmadıkça hiçbir şeyden (sebep ve iç yüzünden) sorma» dedi.

Tefhim ul Kuran: 

Dedi ki: «Eğer bana uyacak olursan, hiç bir şey hakkında bana soru sorma, ben sana öğütle anlatıp söz edinceye kadar.»

Fransızca: 

"Si tu me suis, dit [l'autre,] ne m'interroge sur rien tant que je ne t'en aurai pas fait mention".

İspanyolca: 

Dijo: «Si me sigues, pues, no me preguntes nada sin que yo te lo sugiera».

İtalyanca: 

[e l'altro] ribadì: «Se vuoi seguirmi, non dovrai interrogarmi su alcunché prima che io te ne parli».

Almanca: 

Er sagte: "Solltest du mir folgen, dann frage mich nach nichts, bis ich dir darüber Auskunft gebe."

Çince: 

他说:如果你追随我,那末,(遇事)不要问我什么道理,等我自己讲给你听。

Hollandaca: 

Hij zeide: Indien gij mij dus volgt, ondervraag mij dan nopens niets, tot ik u de bedoeling daarvan verklaar.

Rusça: 

Он сказал: "Если ты последуешь за мной, то не спрашивай меня ни о чем, пока я сам не поведаю тебе об этом".

Somalice: 

wuxuu yidhi haddaad i raacdo hay waydiinin waxba intaan kaaga sheego (warramo).

Swahilice: 

Akasema: Basi ukinifuata usiniulize kitu mpaka mimi nianze kukutajia.

Uygurca: 

(خىزىر) ئېيىتتى: «ئەگەر سەن ماڭا ئەگەشسەڭ، (يولۇققان ئىش توغرىسىدا) مەن ئۇنى ساڭا سۆزلەپ بەرگىچە ئۇنىڭدىن سورىما (يەنى ئۆزۈم سۆزلەپ بەرمىگىچە قىلغان ئىشلىرىمدىن سورىما)»

Japonca: 

かれは言った。「もしあなたがわたしに師事するのなら,わたしがあなたに(何かとりたてて)言うまでは,何事に就いても,わたしに尋ねてはならない。」

Arapça (Ürdün): 

«قال فإن اتبعتني فلا تسألني» وفي قراءة بفتح اللام وتشديد النون «عن شيء» تنكره مني في علمك واصبر «حتى أحدث لك منه ذكرا» أي أذكره لك بعلته، فقبل موسى شرطه رعاية لأدب المتعلم مع العالم.

Hintçe: 

और मै आपके किसी हुक्म की नाफरमानी न करुँगा खिज्र ने कहा अच्छा तो अगर आप को मेरे साथ रहना है तो जब तक मै खुद आपसे किसी बात का ज़िक्र न छेडँ

Tayca: 

เขากล่าวว่า “ดังนั้น ถ้าท่านติดตามฉันก็อย่าได้ถามฉันถึงสิ่งใด จนกว่าฉันจะเล่าเรื่องนั้นแก่ท่าน”

İbranice: 

אמר: 'אם תתלווה אליי , אל תשאל אותי דבר, אלא אם אזכיר אותו לך (בעצמי)

Hırvatça: 

"Ako ćeš me već pratiti", reče onaj, "onda me ni o čemu ne pitaj dok ti ja o tome prvi ne kažem."

Rumence: 

Robul spuse: “Dacă mă însoţeşti, nu mă întreba nimic până ce nu-ţi amintesc eu.”

Transliteration: 

Qala faini ittabaAAtanee fala tasalnee AAan shayin hatta ohditha laka minhu thikran

Türkçe: 

Dedi: "Bak, eğer bana uyarsan, ben sana kendisinden bahis açıncaya değin hiçbir şey hakkında bana soru sorma!"

Sahih International: 

He said, "Then if you follow me, do not ask me about anything until I make to you about it mention."

İngilizce: 

The other said: "If then thou wouldst follow me, ask me no questions about anything until I myself speak to thee concerning it."

Azerbaycanca: 

(Xızır: ) “Əgər mənə tabe olacaqsansa, səbəbini sənə izah etməyincə məndən heç bir şey haqqında soruşma!” – dedi.

Süleyman Ateş: 

(O kul): "O halde, dedi, eğer bana tabi olursan ben sana anlatıncaya kadar (yaptığım) hiçbir şey hakkında bana soru sorma."

Diyanet Vakfı: 

(O kul:) Eğer bana tabi olursan, sana o konuda bilgi verinceye kadar hiçbir şey hakkında bana soru sorma! dedi.

Erhan Aktaş: 

“O halde, eğer bana uyacaksan, hakkında bir açıklama yapıncaya kadar bana hiçbir şey hakkında soru sorma.” dedi.

Kral Fahd: 

(O kul:) Eğer bana tâbi olursan, sana o konuda bilgi verinceye kadar hiçbir şey hakkında bana soru sorma! dedi.

Hasan Basri Çantay: 

(O: «Eğer bu suretle) bana tabî´ olacaksan ben, sana anıb söyleyinceye kadar, bana hiç bir şey sorma» dedi.

Muhammed Esed: 

(Bilge kişi:) "Pekala" dedi, "O halde, eğer benim peşimden geleceksen, (yapacağım) şeyler hakkında, bu hususta ben sana bir açıklamada bulununcaya kadar bana hiçbir şey sormayacaksın."

Gültekin Onan: 

Dedi ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Hızır dedi ki: “- O halde bana tâbi olacaksan, kendisinden ben bir söz açmadıkça, bana hiç bir şeyden sorma.”

Portekizce: 

Respondeu-lhe: Então segue-me e não me perguntes nada, até que eu te faça menção disso.

İsveççe: 

[Den vise] sade: "Nåväl! Om du vill följa mig får du inte fråga mig om något [som jag företar mig] förrän jag [själv] för det på tal med dig."

Farsça: 

گفت: [ای موسی!] اگر دنبال من آمدی، از هیچ چیز از من مپرس تا خودم درباره [حقیقتِ] آن با تو آغاز سخن کنم.

Kürtçe: 

ووتی (بە موسا) جا ئەگەر شوێنم کەوتیت ئەوە پرسیاری ھیچ شتێکم لێ مەکە ھەتا خۆم دەربارەی قسەت بۆ دەکەم (لە نھێنییەکەی ئاگادارت دەکەمەوە)

Özbekçe: 

У: «Агар менга эргашадиган бўлсанг, то ўзим зикр қилиб айтмагунимча бир нарса ҳақида сўрамагин», деди.

Malayca: 

Ia menjawab: "Sekiranya engkau mengikutku, maka janganlah engkau bertanya kepadaku akan sesuatupun sehingga aku ceritakan halnya kepadamu".

Arnavutça: 

I tha (Musait): “Nëse shkon pas meje, mos më pyet për asgjë, përderisa të mos ta shpjegoj unë ty!”

Bulgarca: 

Рече: “Ако ме последваш, не ме питай за нищо, докато аз сам не ти спомена за него!”

Sırpça: 

„Ако ћеш већ да ме пратиш“, рече онај, „онда ме ни о чему не питај док ти ја о томе први не кажем.“

Çekçe: 

'Chceš-li mne následovat, tedy se mne neptej na nic, pokud já sám tě nevybídnu svou zmínkou.'

Urduca: 

اس نے کہا "اچھا، اگر آپ میرے ساتھ چلتے ہیں تو مجھ سے کوئی بات نہ پوچھیں جب تک کہ میں خود اس کا آپ سے ذکر نہ کروں"

Tacikçe: 

Гуфт: «Агар аз паи ман меой, набояд, ки аз ман чизе бипурсӣ, то ман худ туро аз он огоҳ кунам».

Tatarca: 

Хозыр г-м әйтте: "Әгәр син миңа иярсәң, мин эшли торган эшләрне ник эшлисең дип сорама, аның дөреслеге мин сиңа бәян иткәнчә".

Endonezyaca: 

Dia berkata: "Jika kamu mengikutiku, maka janganlah kamu menanyakan kepadaku tentang sesuatu apapun, sampai aku sendiri menerangkannya kepadamu".

Amharca: 

«ብትከተለኝም ለአንተ ከእርሱ ማውሳትን እስከምጀምርልህ ድረስ ከምንም ነገር አትጠይቀኝ» አለው፡፡

Tamilce: 

அவர் கூறினார்: “நீர் என்னைப் பின்தொடர்ந்தால் (நான் செய்யும்) எந்த ஒரு விஷயத்தைப் பற்றியும் என்னிடம் கேள்வி கேட்காதீர், (அது குறித்த) விளக்கத்தை நான் கூற ஆரம்பிக்கும் வரை.”

Korece: 

그가 당신이 저를 따르겠다 면 제가 당신께 설명할 때 까지 아무것도 묻지 마시요 라고 하더 라

Vietnamca: 

(Al-Khudhir) bảo: “Thôi được, nếu Ngươi đi theo Ta thì ngươi chớ hỏi Ta về bất cứ điều gì cho tới khi Ta tự nói ra điều đó cho Ngươi biết.”