Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

14

Sûredeki Ayet No: 

15

Ayet No: 

1765

Sayfa No: 

257

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَاسْتَفْتَحُوا وَخَابَ كُلُّ جَبَّارٍ عَنِيدٍ

Çeviriyazı: 

vestefteḥû veḫâbe küllü cebbârin `anîd.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

(Peygamberler, düşmanlarına karşı) fetih istediler, ve her zorba inatçı hüsrana uğradı.

Diyanet İşleri: 

Peygamberler yardım istediler ve her inatçı zorba hüsrana uğradı.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Peygamberler, fetih ve yardım istediler ve her inatçı cebbar, mahrum olup gitti.

Şaban Piriş: 

(Rasûller) Fetih istediler ve her inatçı zorba hüsrana uğradı.

Edip Yüksel: 

Zafer istediler, böylece her inatçı zorba perişan oldu.

Ali Bulaç: 

(Peygamberler) Fetih istediler, (sonunda) her zorba inatçı bozguna uğrayıp -yok oldu- gitti.

Suat Yıldırım: 

Resuller Allah'tan yardım ve zafer istediler. Neticede her inatçı, zorba zalim hüsrana uğradı.İş bununla bitmeyecek, ardından o zorba, cehenneme girecek.Orada kendisine kanlı irinli su içirilecek, yutmaya çalışacak ama boğazından geçiremeyecek.Ölüm her yandan ona geldiği halde yine de ölmeyecek.Bunun arkasından da pek şiddetli bir azap daha vardır. [37,171-173; 58,21; 21,105; 50,24-26; 22,21; 35,36; 55,43-44; 37,64-68]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve (peygamberler) fütühat istediler. Her zorba, inatcı da hüsrâna uğradı.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ve Allah'tan fetih istediler. Ve her inatçı zorba perişan oldu.

Bekir Sadak: 

Bu, Allah icin guc degildir.

İbni Kesir: 

Yardım istediler ve bütün inatçı zorbalar da hüsrana uğradılar.

Adem Uğur: 

(Peygamberler) fetih istediler (Allah da verdi). Her inatçı zorba da hüsrana uğradı.

İskender Ali Mihr: 

(Resûller) fetih istediler ve bütün zorba inatçılar kaybettiler.

Celal Yıldırım: 

Peygamberler fetih ve yardım dilediler

Tefhim ul Kuran: 

(Peygamberler) Fetih istediler, (sonunda) her zorba inatçı bozguna uğrayıp -yok oldu- gitti.

Fransızca: 

Et ils demandèrent [à Allah] la victoire. Et tout tyran insolent fut déçu.

İspanyolca: 

Pidieron un fallo y todo tirano desviado sufrió una decepción.

İtalyanca: 

Cercarono la vittoria: fu sconfitto ogni ostinato tiranno,

Almanca: 

Und sie baten um die Entscheidung, dann ging zugrunde jeder eigensinnige Gewalttäter.

Çince: 

他们曾要求判决。每个顽固的暴虐者都失望了。

Hollandaca: 

En zij vroegen ondersteuning van God, en ieder hoovaardig en oproerig mensch werd vernietigd.

Rusça: 

Они молили о победе, и каждый упорный притеснитель оказывался в убытке.

Somalice: 

wayna gargaar dalbeen waxaana khasaaray kibir badane madax adag dhammaantiis (xaq diid)

Swahilice: 

Na wakaomba ushindi, na akashindwa kila jabari mkaidi,

Uygurca: 

پەيغەمبەرلەر اﷲ تىن مەدەت تىلىدى، ھەر بىر ئۇچىغا چىققان تەرسا، شەپقەتسىز (يەنى اﷲ قا ئىتائەت قىلىشقا گەدەنكەشلىك قىلىپ ھەقىقەتتىن باش تارتقۇچى) ھالاك بولدى

Japonca: 

かれらは裁定を望んだが,凡ての頑固な反逆者は望みを断たれてしまった。

Arapça (Ürdün): 

«واستفتحوا» استنصر الرسل بالله على قومهم «وخاب» خسر «كل جبار» متكبر عن طاعة الله «عنيد» معاند للحق.

Hintçe: 

और हमारे अज़ाब से ख़ौफ खाए और उन पैग़म्बरों हम से अपनी फतेह की दुआ माँगी (आख़िर वह पूरी हुई)

Tayca: 

และพวกเขา(บรรดาร่อซูล) ขอต่อพระองค์ให้ได้รับชัยชนะ และให้ผู้หยิ่งผยองที่ดื้อด้านทุกคนประสบความพินาศ

İbranice: 

כאשר הם (השליחים) ביקשו את העזרה (מריבונם,) ואז הפסיד כל מתנשא ועקשן

Hırvatça: 

I poslanici su pomoć tražili, pa je svaki oholi inadžija nastradao.

Rumence: 

Ei căutau biruinţa, însă orice despot încăpăţânat este sortit pieirii:

Transliteration: 

Waistaftahoo wakhaba kullu jabbarin AAaneedin

Türkçe: 

Ve Allah'tan fetih istediler. Ve her inatçı zorba perişan oldu.

Sahih International: 

And they requested victory from Allah, and disappointed, [therefore], was every obstinate tyrant.

İngilizce: 

But they sought victory and decision (there and then), and frustration was the lot of every powerful obstinate transgressor.

Azerbaycanca: 

(Peyğəmbərlər düşmənləri üzərində qələbə çalmaqdan ötrü Allahdan) kömək dilədilər. Hər bir inadkar təkəbbür sahibi (haqdan inadla üz döndərən və Allaha itaət etməyi özlərinə sığışdırmayan kafirlər) isə ziyana uğradı.

Süleyman Ateş: 

(Elçiler, düşmanlarına karşı Allah'tan) fetih istediler ve her inatçı zorba perişan oldu.

Diyanet Vakfı: 

(Peygamberler) fetih istediler (Allah da verdi). Her inatçı zorba da hüsrana uğradı.

Erhan Aktaş: 

Fetih(1) istediler. Bile bile haktan yüz çeviren zorbaların hepsi kaybetti.

Kral Fahd: 

(Peygamberler) fetih istediler (Allah da verdi). Her inatçı zorba da hüsrana uğradı.

Hasan Basri Çantay: 

(Peygamberler hep) fütûhaat istediler. (Buna kavuşdular. Hakka karşı alabildiğine) inâd eden her zorba ise (nihayet) haaib (ve haasir) oldu,

Muhammed Esed: 

Ve (elçiler) hakkın zafere ulaşması için (Allah´a) niyaz ettiler. Ve (böylece) hakkın o inatçı ve zorba düşmanlarının hepsi (sonunda) yok olup gittiler.

Gültekin Onan: 

(Peygamberler) Fetih istediler, (sonunda) her zorba inatçı bozguna uğrayıp -yok oldu- gitti.

Ali Fikri Yavuz: 

O peygamberler, düşmanları üzerine Allah’dan zafer istediler ve her inatçı zalim de hüsrana uğradı.

Portekizce: 

Então (eles) imploraram a vitória e a decisão, e eis que fracassou o plano do poderoso opressor obstinado,

İsveççe: 

De bad till Gud om sanningens seger. [Och då] tvingades var övermodig fiende till sanningen på knä.

Farsça: 

و پیامبران [از خدا] درخواست گشایش و پیروزی کردند، و هر سرکش منحرفی [از رسیدن به هدفش] نومید شد.

Kürtçe: 

وە (پێغەمەران) داوای سەرکەوتن و زاڵ بونیان کرد (لە خوا) و ھەموو ملھوڕ و یاخیەک بێ ھیوا بوون

Özbekçe: 

Фатҳу нусрат сўрадилар ва ҳар бир жабрчи, саркаш кимса ноумидликка учради.

Malayca: 

Dan (Rasul-rasul serta umatnya yang beriman) memohon pertolongan (kepada Allah, untuk mendapat kemenangan); dan terkecewalah tiap-tiap orang yang sombong takbur, lagi bersikap degil (dalam keingkarannya).

Arnavutça: 

(E, pejgamberët) kërkuan ndihmë (nga Perëndia), andaj është shkatërruar çdo kokëfortë e kryelartë, -

Bulgarca: 

И молеха [пророците] за помощ, и се проваляше всеки упорит деспот.

Sırpça: 

И посланици су тражили помоћ, па је сваки охоли пркосник настрадао.

Çekçe: 

A prosili o rozhodnutí Boží a byl zklamán každý tyran tvrdošíjný,

Urduca: 

اُنہوں نے فیصلہ چاہا تھا (تو یوں اُن کا فیصلہ ہوا) اور ہر جبار دشمن حق نے منہ کی کھائی

Tacikçe: 

Пирӯзӣ хостанд ва ҳар ҷаббори саркаше ноумед шуд.

Tatarca: 

Пәйгамбәрләр кәферләргә ачуландылар һәм үзләренә Аллаһудан ярдәм сорадылар, шулай ук кәферләр дә, ґәзабны күргәч, котылмак өчен Аллаһудан ярдәм сорап маташтылар, Аллаһуга вә пәйгамбәргә итагать итмәгән һәр залим һәлак булды.

Endonezyaca: 

Dan mereka memohon kemenangan (atas musuh-musuh mereka) dan binasalah semua orang yang berlaku sewenang-wenang lagi keras kepala,

Amharca: 

እርዳታንም (ከአላህ) ፈለጉ፤ (ተረዱም)፡፡ ጨካኝ ሞገደኛ የኾነም ሁሉ አፈረ፡፡

Tamilce: 

இன்னும், அவர்கள் வெற்றி பெற முயற்சித்தார்கள். (ஆனால்) பிடிவாதக்காரர்கள் வம்பர்கள் எல்லோரும் (இறுதியில்) அழிந்து விட்டனர்.

Korece: 

선지자들이 강구하니 거만하며 배반하는 모든 자가 멸망케 되 었더라

Vietnamca: 

(Các Sứ Giả) cầu xin (Thượng Đế của họ) phù hộ họ giành chiến thắng trước kẻ thù và tất cả những kẻ xấc xược, kiêu ngạo (không tin vào Allah – Đấng Duy Nhất) đều rơi vào thảm bại.