Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

14

Sûredeki Ayet No: 

6

Ayet No: 

1756

Sayfa No: 

256

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَإِذْ قَالَ مُوسَىٰ لِقَوْمِهِ اذْكُرُوا نِعْمَةَ اللَّهِ عَلَيْكُمْ إِذْ أَنجَاكُم مِّنْ آلِ فِرْعَوْنَ يَسُومُونَكُمْ سُوءَ الْعَذَابِ وَيُذَبِّحُونَ أَبْنَاءَكُمْ وَيَسْتَحْيُونَ نِسَاءَكُمْ ۚ وَفِي ذَٰلِكُم بَلَاءٌ مِّن رَّبِّكُمْ عَظِيمٌ

Çeviriyazı: 

veiẕ ḳâle mûsâ liḳavmihi-ẕkürû ni`mete-llâhi `aleyküm iẕ encâküm min âli fir`avne yesûmûneküm sûe-l`aẕâbi veyüẕebbiḥûne ebnâeküm veyestaḥyûne nisâeküm. vefî ẕâliküm belâüm mir rabbiküm `ażîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Musa kavmine demişti ki: "Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Çünkü O, bir vakit sizi Firâvun ailesinden kurtardı. Onlar sizi işkencenin en kötüsüne sürüyorlar ve oğullarınızı kesip kadınlarınızı da diri bırakıyorladı. Ve bunda Rabbinizden size büyük bir imtihan vardır."

Diyanet İşleri: 

Musa, milletine dedi ki: "Allah'ın size olan nimetlerini anın; size işkence eden, kadınlarınızı sağ bırakıp oğullarınızı boğazlayan Firavun ailesinden sizi kurtardı; bütün bunlarda Rabbinizden size büyük bir imtihan vardır."

Abdulbakî Gölpınarlı: 

An o zamanı ki Musa, kavmine Allah'ın size nimetlerini anın demişti; hani sizi kötü bir azapla azaplandıran, oğullarınızı kestirip kızlarınızı bırakan Firavun soyundan kurtarmıştı ve bunda Rabbinizden büyük bir sınama vardı size.

Şaban Piriş: 

Musa, kavmine şöyle dedi: Allah’ın size olan nimetlerini düşünün. Size kötüce işkence eden, kadınlarınızı sağ bırakıp oğullarınızı öldüren Firavun Hanedanı'ndan sizi kurtardı. Bütün bunlarda Rabbinizden size büyük bir imtihan vardır.

Edip Yüksel: 

Hani, Musa halkına, "ALLAH'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Size işkencenin en kötüsünü uygulayan, oğullarınızı kesip kadınlarınızı sağ bırakan Firavun'un adamlarından sizi O kurtardı. Bu, Rabbinizden sizin için büyük bir test idi," demişti.

Ali Bulaç: 

Hani Musa kavmine şöyle demişti: "Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın; hani O sizi Firavun ailesinden kurtarmıştı, onlar sizi en dayanılmaz işkencelere uğratıyor, kadınlarınızı sağ bırakıp erkek çocuklarınızı boğazlıyorlardı. Bunda sizin için Rabbinizden büyük bir sınav vardır."

Suat Yıldırım: 

Bir vakit Mûsâ, kavmine: “Allah'ın, sizin üzerinizdeki nimetlerini hatırlayın:Çünkü O sizi, size en kötü bir işkence uygulayan, doğan erkek çocuklarınızı öldürüp kızlarınızı perişan bir hayata zorlayan Firavun’un hâkimiyetinden kurtarmıştı. Gerçekten bunda, Rabbinizden size büyük bir imtihan vardı.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve o vakit Mûsa kavmine demişti ki: Allah´ın üzerinize olan nîmetini yâd edin. O zaman ki sizi Fir´avun´un erlerinden kurtardı. Onlar sizi kötü azaba sürüklüyorlardı. Ve oğullarınızı boğazlıyorlardı, kadınlarınızı da diri bırakıyorlardı ve bunda sizin için Rabbinizden büyük bir imtihan vardır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Mûsa'nın, kendi toplumuna şöyle dediği zamanı da hatırla: "Allah'ın üzerinizdeki nimetini anın! Hatırlayın ki, sizi Firavun'un hanedanından kurtarmıştı. Onlar size azabın en kötüsüyle acı çektiriyorlar, erkek çocuklarınızı boğazlıyorlar, kadınlarınıza hayasızca davranıyorlar/kadınlarınızın rahimlerini yokluyorlar/kadınlarınızı hayata salıyorlardı. İşte bunda sizin için Rabbinizden gelen çok büyük bir deneme ve ıstırap vardır."

Bekir Sadak: 

Peygamberleri onlara soyle dedi: «Biz ancak sizin gibi birer insaniz ama, Allah, kullarindan diledigine iyilikte bulunur. Allah´in izni olmadikca biz size delil getiremeyiz. Inananlar sadece Allah´a guvensin.»

İbni Kesir: 

Hani Musa kavmine demişti ki: Allah´ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Çünkü o, sizi azabın kötüsüne uğratan, kadınlarınızı sağ bırakıp oğullarınızı boğazlayan Firavun hanedanından kurtarmıştı. Bunda Rabbınızdan büyük bir imtihan vardır.

Adem Uğur: 

Hani Musa kavmine demişti ki: &quot

İskender Ali Mihr: 

Ve Musa (A.S) kavmine şöyle demişti: “Allah´ın üzerinizdeki ni´metini hatırlayın! Sizi firavun ailesinden (hanedanından) kurtarmıştı. Sizi azabın en kötüsüne maruz bırakıyorlar ve oğullarınızı öldürüyorlar (boğazlıyorlar) ve kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. Bunlarda Rabbinizden büyük bir imtihan vardır.

Celal Yıldırım: 

Ve Musa da o vakit kavmine şöyle demişti: «Allah´ın size olan nîmetini anın

Tefhim ul Kuran: 

Hani Musa kavmine şöyle demişti: «Allah´ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın

Fransızca: 

(Rappelle-toi) quand Moïse dit à son peuple : "Rappelez-vous le bienfait d'Allah sur vous quand Il vous sauva des gens de Pharaon qui vous infligeaient le pire châtiment. Ils massacraient vos fils et laissaient en vie vos filles. Il y avait là une dure épreuve de la part de votre Seigneur",

İspanyolca: 

Y cuando Moisés dijo a su pueblo: «Recordad la gracia que Alá os dispensó cuando os salvó de las gentes de Faraón, que os sometían a duro castigo, degollando a vuestros hijos varones y dejando con vida a vuestras mujeres. Con esto os probó vuestro Señor duramente».

İtalyanca: 

E quando Mosè disse al suo popolo: &laqno; Ricordate i favori che Allah vi ha elargito, quando vi salvò dalla gente di Faraone che vi infliggeva la peggiore delle torture. Uccidevano i vostri maschi e lasciavano in vita le femmine. Era questa una dura prova da parte del vostro Signore.

Almanca: 

Und (erinnere daran), als Musa seinen Leuten sagte: "Erinnert euch an ALLAHs Wohltat euch gegenüber, als ER euch vor Pharaos Leuten errettete, die euch das Übelste an Mißhandlung zufügten, eure Söhne abschlachteten und (nur) eure Frauen am Leben ließen. Darin lag wahrhaftig eine schwere Prüfung von eurem HERRN."

Çince: 

当时,穆萨曾对他的宗族说:你们应当铭记真主赐给你们的恩典,他曾使你们脱离法老的臣民。他们使你们遭受酷刑,屠杀你们的男子,留下你们的女子,此中有从你们的主降下的大难。

Hollandaca: 

En herinner u toen Mozes tot zijn volk zeide: Herdenk de gunst van God omtrent u, toen hij u van het juk van Pharao bevrijdde: deze verdrukte u vreeselijk; en zij doodden uwe mannelijke kinderen en lieten uwe vrouwelijke kinderen leven. Dit was een harde proef van uwen Heer.

Rusça: 

Вот Муса (Моисей) сказал своему народу: "Помните милость, которую Аллах оказал вам, когда спас вас от народа Фараона. Они подвергали вас ужасным мучениям, зарезали ваших сыновей и оставляли в живых ваших женщин. Это было для вас великим испытанием (или великой милостью) от вашего Господа".

Somalice: 

iyo markuu Nabi Muuse ku yidhi Qoomkiisa xusuusta Nicmada Eebe korkiinna markuu idinka koriyey Colkii Fircoon iyagoo idin dhadhansiin cadaab (Daran) Xun oo gawrici Wilashiinna oo dayn Gabdhihiinna (Dullaysi) arrintaasna waxaa ku sugnayd Balayo (Intixaam) Eebihiin oo wayn.

Swahilice: 

Na Musa alipo waambia watu wake: Kumbukeni neema ya Mwenyezi Mungu aliyo kujaalieni, pale alipo kuokoeni kutokana na watu wa Firauni walio kupeni adhabu mbaya kabisa, wakiwachinja wenenu wanaume, na wakiwawacha hai wanawake. Na katika hayo ulikuwa mtihani mkubwa unao toka kwa Mola wenu Mlezi.

Uygurca: 

مۇسا ئۆز قەۋمىگە ئۆز ۋاقتىدا: «اﷲ نىڭ سىلەرگە بەرگەن نېمىتىنى ئەسلەڭلار. اﷲ ئۆز ۋاقتىدا سىلەرنى پىرئەۋن قەۋمىدىن قۇتقۇزدى، ئۇلار سىلەرنى قاتتىق قىينايتتى، ئوغۇللىرىڭلارنى بوغۇزلايتتى، خوتۇن كىشىلىرىڭلارنى (خىزمەت قىلدۇرۇشقا) قالدۇراتتى. بۇنىڭدا پەرۋەردىگارىڭلار تەرىپىدىن (سىلەرگە) چوڭ سىناق بار ئىدى» دېدى

Japonca: 

ムーサーがその民に言った時を思いなさい。「アッラーがあなたがたをフィルアウンの所から救われた時あなたがたに施されたかれの恩恵を思いなさい。かれらはあなたがたを残酷な刑に会わせ,あなたがたの男児を殺し,女児を生かしておいた。本当にその中には,主からの偉大な試練があったのである。」

Arapça (Ürdün): 

«و» أذكر «إذ قال موسى لقومه اذكروا نعمة الله عليكم إذ أنجاكم من آل فرعون يسومونكم سوء العذاب ويذبِّحون أبناءكم» المولودين «ويستحيون» يستبقون «نساءكم» لقول بعض الكهنة إن مولودا يولد في بني إسرائيل يكون سبب ذهاب ملك فرعون «وفي ذلكم» الإنجاء أو العذاب «بلاء» إنعام أو ابتلاء «من ربكم عظيم».

Hintçe: 

और वह (वक्त याद दिलाओ) जब मूसा ने अपनी क़ौम से कहा कि ख़ुदा ने जो एहसान तुम पर किए हैं उनको याद करो जब अकेले तुमको फिरऔन के लोगों (के ज़ुल्म) से नजात दी कि वह तुम को बहुत बड़े बड़े दुख दे के सताते थे तुम्हारा लड़कों को जबाह कर डालते थे और तुम्हारी औरतों को (अपनी ख़िदमत के वास्ते) जिन्दा रहने देते थे और इसमें तुम्हारा परवरदिगार की तरफ से (तुम्हारा सब्र की) बड़ी (सख्त) आज़माइश थी

Tayca: 

และจงรำลึกขณะที่มูซากล่าวแก่กลุ่มชนของเขาว่า “จงรำลึกถึงความโปรดปรานของอัลลอฮที่มีต่อพวกท่าน เมื่อพระองค์ทรงให้พวกท่านรอดพ้นจากวงศ์วานของฟิรเอาน โดยให้พวกท่านได้ลิ้มรสการทรมานอันชั่วช้า และฆ่าลูกชายของพวกท่าน และไว้ชีวิตผู้หญิงของพวกท่าน และในการนั้นย่อมเป็นการทดสอบอย่างใหญ่หลวง จากพระเจ้าของพวกท่าน”

İbranice: 

וכאשר אמר משה לבני עמו: 'זכרו את החסד אשר העניק לכם אלוהים בהצילו אתכם מאנשי פרעה אשר עינו אתכם עינוי נורא, ושחטו את בניכם והחיו את נשותיכם, ובזה מבחן מריבונכם עצום

Hırvatça: 

I kad Musa reče narodu svom: "Sjetite se Allahove blagodati kad vas je izbavio od faraonovih ljudi koji su vas najgorim mukama mučili, koji su vam mušku djecu klali, a žensku u životu ostavljali - to je bilo veliko iskušenje od Gospodara vašega."

Rumence: 

Moise spuse poporului său: “Amintiţi-vă de binefacerile lui Dumnezeu asupra voastră când v-a mântuit de neamul lui Faraon care vă supunea la osânda cea mai rea: vă înjunghiau fiii şi le lăsau pe fiicele voastre să trăiască. Aceasta v-a fost vouă o încerc

Transliteration: 

Waith qala moosa liqawmihi othkuroo niAAmata Allahi AAalaykum ith anjakum min ali firAAawna yasoomoonakum sooa alAAathabi wayuthabbihoona abnaakum wayastahyoona nisaakum wafee thalikum balaon min rabbikum AAatheemun

Türkçe: 

Mûsa'nın, kendi toplumuna şöyle dediği zamanı da hatırla: "Allah'ın üzerinizdeki nimetini anın! Hatırlayın ki, sizi Firavun'un hanedanından kurtarmıştı. Onlar size azabın en kötüsüyle acı çektiriyorlar, erkek çocuklarınızı boğazlıyorlar, kadınlarınıza hayasızca davranıyorlar/kadınlarınızın rahimlerini yokluyorlar/kadınlarınızı hayata salıyorlardı. İşte bunda sizin için Rabbinizden gelen çok büyük bir deneme ve ıstırap vardır."

Sahih International: 

And [recall, O Children of Israel], when Moses said to His people, "Remember the favor of Allah upon you when He saved you from the people of Pharaoh, who were afflicting you with the worst torment and were slaughtering your [newborn] sons and keeping your females alive. And in that was a great trial from your Lord.

İngilizce: 

Remember! Moses said to his people: "Call to mind the favour of Allah to you when He delivered you from the people of Pharaoh: they set you hard tasks and punishments, slaughtered your sons, and let your women-folk live: therein was a tremendous trial from your Lord."

Azerbaycanca: 

(Ya Rəsulum!) Xatırla ki, bir zaman Musa öz tayfasına belə demişdi: “Allahın sizə bəxş etdiyi ne’məti yadınıza salın, çünki O sizi Fir’on əhlinin əlindən qurtardı. Onlar sizə dəhşətli əzab verir, oğullarınızı öldürüb, qadınlarınızı (özlərinə xidmət etmək üçün) diri saxlayırdılar. Bunda Rəbbiniz tərəfindən sizin üçün böyük bir imtahan vardır!

Süleyman Ateş: 

Musa, kavmine demişti ki: "Allah'ın üzerinizdeki ni'metini hatırlayın, O sizi Fir'avn soyundan kurtardı. Onlar sizi işkencenin en kötüsüne koşuyorlar, oğullarınızı kesiyorlar, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı. Bunda Rabbinizden size büyük bir imtihan vardı.

Diyanet Vakfı: 

Hani Musa kavmine demişti ki: "Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Çünkü O, sizi işkencenin en kötüsüne sürmekte ve oğullarınızı kesip, kadınlarınızı (kızlarınızı) bırakmakta olan Firavun ailesinden kurtardı. İşte bu size anlatılanlarda, Rabbinizden büyük bir imtihan vardır."

Erhan Aktaş: 

Hani! Mûsâ halkına demişti ki: “Allah’ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Hani O, sizi; oğullarınızı boğazlayıp, kadınlarınızı sağ bırakarak azâbın en kötüsü ile cezalandıran Firavunculardan kurtarmıştı. Bunda, Rabb’inizden çok büyük bir sınav vardı.”

Kral Fahd: 

Hani Musa kavmine demişti ki: «Allah'ın üzerinizdeki nimetini hatırlayın. Çünkü O, sizi işkencenin en kötüsüne sürmekte ve oğullarınızı kesip, kadınlarınızı (kızlarınızı) bırakmakta olan Firavun ailesinden kurtardı. İşte bu size anlatılanlarda, Rabbinizden büyük bir imtihan vardır.»

Hasan Basri Çantay: 

Hani Musa, kavmine: «Allahın üzerinizdeki ni´metini hatırlayın. Çünkü O, sizi kötü azaba (işkenceye) sürmekde olan, oğullarınızı boğazlamıya, (yalınız) kadınlarınızı (kızlarınızı) diri bırakmaya devam eden Fir´avn ailesinden sizi kurtarmışdır ve bunda Rabbinizden büyük bir imtihan vardır» demişdi.

Muhammed Esed: 

Hani, Musa (da) halkına (bu doğrultuda): "Allah´ın size bahşettiği nimeti hatırlayın!" demişti, "O sizi Firavun yönetiminin elinden kurtarmıştı; (onlar ki) size dayanılmaz acılar çektiriyor; oğullarınızı boğazlayıp, kadınlarınızı sağ bırakıyorlardı: (eğer bilirseniz) size Rabbinizden büyük bir sınamaydı, bu.

Gültekin Onan: 

Hani Musa kavmine şöyle demişti: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Hani, bir vakit Mûsa kavmine şöyle demişti: “- Allah’ın üzerindeki nimetini hatırlayın. Çünkü sizi Firavun ailesinden kurtardı

Portekizce: 

Recordai-vos de quando Moisés disse ao seu povo: Lembrai as graças de Deus para convosco ao libertar-vos do povo doFaraó, que vos infligia o pior castigo, sacrificando os vossos filhos e deixando com vida as vossas mulheres. E nissotivestes uma grande prova do vosso Senhor!

İsveççe: 

Och då talade Moses till sitt folk [och sade]: "Minns Guds välgärningar mot er när Han räddade er från Faraos anhang, som tillfogade er svåra lidanden och slaktade era söner och [bara] skonade era kvinnor - detta var en hård prövning som er Herre lade på er.

Farsça: 

و [یاد کن] زمانی را که موسی به قومش گفت: نعمت خدا را بر خودتان به یاد آورید، آن گاه که شما را از [چنگال] فرعونیان رهایی بخشید، [همانان] که پیوسته شما را شکنجه سخت می دادند، و پسرانتان را سر می بریدند، و زنانتان را [برای بیگاری] زنده می گذاشتند، و در این [حوادث] آزمایش بزرگی از سوی پروردگارتان بود.

Kürtçe: 

(بیریان بخەرەوە) کاتێک موسا بە گەلەکەی ووت بیری ئەو فەزڵ و بەھرە وچاکەی خودا بکەنەوە کە بەسەرتانەوەیە (ئەویش ئەوە بوو) کاتێک کە ڕزگاری کردن لە دارو دەستەکەی فیرعەون کەسزای خراپیان پێ دەچەشتن (بەھەمیشەیی) وکوڕانی ئێوەیان سەردەبڕی و ئافرەتانی ئێوەیان بەزیندوویی دەھێشتەوە (بۆ خزمەتکاری) لەوەتاندا تاقی کردنەوەیەکی گەورە بوو لەلایەن پەروەردگارتانەوە

Özbekçe: 

Ўшанда Мусо қавмига: «Аллоҳнинг сизга берган неъматларини эсланг; вақтики, у сизни Оли Фиръавндан қутқарди. Улар сизга бардавом ёмон азоб берардилар. Ўғилларингизни сўйиб, қизларингизни тирик қолдирардилар. Ана ўшанда Роббингиздан буюк синов бордир», деган эди. (Яъни, азоб-уқубатга дучор қилиш бир синов. Ундан қутулиш неъматини бериш иккинчи бир синовдир. Биринчисида банда сабр қилиб, иккинчисида шукр қилиб синовдан ўтиши керак.)

Malayca: 

Dan (ingatlah) ketika Nabi Musa berkata kepada kaumnya: "Kenanglah nikmat Allah kepada kamu, semasa Ia menyelamatkan kamu dari Firaun dan orang-orangnya yang sentiasa menyeksa kamu dengan berbagai seksa yang buruk dan mereka pula menyembelih anak-anak lelaki kamu dan membiarkan hidup anak-anak perempuan kamu; dan kejadian yang demikian itu mengandungi bala bencana dan cubaan yang besar dari Tuhan kamu".

Arnavutça: 

(Kujtoje) kur Musai i tha popullit të vet: “Kujtoni dhuntinë që ju dha Perëndia, kur (Ai) ju shpëtoi nga populli i Faraonit, të cilët ju munduan me torturat më të rënda, e i prenin djemtë tuaj, e ju linin në jetë femrat (tuaja), - kjo ka qenë një sprovë e madhe për ju nga Zoti juaj, -

Bulgarca: 

Рече Муса на своя народ: “Помнете благодатта на Аллах към вас, когато ви избави от хората на Фараона! Те ви причиняваха най-лошото мъчение - убиваха синовете ви и пощадяваха жените ви. В това има велико изпитание за вас от вашия Господ.”

Sırpça: 

И кад је Мојсије свом народу казао: „Сетите се Аллахове благодати када вас је избавио од фараонових људи који су вас мучили најгорим мукама, који су вам клали мушку децу, а женску остављали у животу - то је било велико искушење од вашега Господара.“

Çekçe: 

A hle, pravil Mojžíš lidu svému: 'Pomněte dobrodiní Božího vůči vám; když zachránil vás před rodem Faraónovým, jenž zlá muka vám působil, syny vaše zabíjel a jen ženy vaše naživu nechával. A v tom byla pro vás zkouška nesmírná od Pána vašeho.

Urduca: 

یاد کرو جب موسیٰؑ نے اپنی قوم سے کہا "اللہ کے اُس احسان کو یاد رکھو جو اس نے تم پر کیا ہے اس نے تم کو فرعون والوں سے چھڑایا جو تم کو سخت تکلیفیں دیتے تھے، تمہارے لڑکوں کو قتل کر ڈالتے تھے اور تمہاری عورتوں کو زندہ بچا رکھتے تھے اس میں تمہارے رب کی طرف سے تمہاری بڑی آزمائش تھی

Tacikçe: 

Ва Мӯсо ба қавми худ гуфт: «Неъматеро, ки Худо бар шумо арзонӣ доштааст, ба ёд оваред, он гоҳ ки шуморо аз фиръавниён бираҳонид. Ба сахтӣ озоратон мекарданд ва писаронатонро мекуштанд ва занонатонро зинда мегузоштанд ва дар ин аз ҷониби Парвардигоратон барои шумо озмоише бузург буд».

Tatarca: 

Муса әйтте: "Ий каумем, Аллаһуның сезгә биргән нигъмәтләрен хәтерләгез! Аллаһ сезне Фиргаун кауменнән коткарды, алар сезне каты ґәзаблыйлар иде вә алар сезнең кыз балаларыгызны калдырып ир балаларыгызны бугазлыйлар иде, вә аларның бу эшләрендә Раббыгыздан сезгә зур бәла бар иде.

Endonezyaca: 

Dan (ingatlah), ketika Musa berkata kepada kaumnya: "Ingatlah nikmat Allah atasmu ketika Dia menyelamatkan kamu dari (Fir'aun dan) pengikut-pengikutnya, mereka menyiksa kamu dengan siksa yang pedih, mereka menyembelih anak-anak laki-lakimu, membiarkan hidup anak-anak perempuanmu; dan pada yang demikian itu ada cobaan yang besar dari Tuhanmu".

Amharca: 

ሙሳም ለሕዝቦቹ ባለ ጊዜ (አስታውስ)፤ ከፈርዖን ቤተሰቦች መጥፎን ቅጣት የሚያቀምሱዋችሁ ወንዶች ልጆቻችሁንም የሚያርዱ ሴቶቻችሁንም የሚተዉ ሲኾኑ በአዳንናችሁ ጊዜ በእናንተ ላይ (የዋለላችሁን) የአላህን ጸጋ አስታውሱ፡፡ በዚህም ከጌታችሁ የኾነ ታላቅ ፈተና አለበት፡፡

Tamilce: 

மூஸா தன் சமுதாயத்திற்கு கூறிய சமயத்தை நினைவு கூர்வீராக! “(என் மக்களே!) உங்கள் மீதுள்ள அல்லாஹ்வின் அருளை நினைவு கூருங்கள், அவன் உங்களை ஃபிர்அவ்னுடைய கூட்டத்தாரிடமிருந்து காப்பாற்றியபோது (உஙகள் மீது அருள்புரிந்தான்). அவர்களோ கடினமான தண்டனையால் உங்களுக்கு மிகுந்த சிரமத்தை கொடுத்தார்கள். இன்னும், உங்கள் ஆண் பிள்ளைகளை அறுத்(து கொலை செய்)தார்கள். மேலும், உங்கள் பெண் (பிள்ளை)களை வாழவிட்டார்கள். இதில் உங்கள் இறைவனிடமிருந்து மகத்தான சோதனை (உங்களுக்கு) இருந்தது.”

Korece: 

모세가 백성에게 말하길 하나님의 은혜를 기억하라 그분이 너 희를 파라오 백성으로부터 구하셨노라 그들은 너희를 무서운 학대 로 괴롭혔으니 여아들은 그대로 두었으나 남아들은 학살하였으매 그것은 너희 주님께서 내리신 커 다란 시험이었노라

Vietnamca: 

Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) hãy nhớ khi Musa nói với người dân của mình: “Các ngươi hãy nhớ lại ân huệ của Allah đối với các ngươi khi Ngài đã giải thoát các ngươi khỏi (sự tàn ác) của Pha-ra-ông: chúng hành hạ các ngươi bằng những hình phạt man rợ, chúng tàn sát toàn bộ các con trai của các ngươi và chừa lại mạng sống cho phụ nữ của các ngươi (để làm nô lệ cho hắn). Và trong sự việc đó là một cuộc thử thách lớn lao từ Thượng Đế của các ngươi.”