Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

13

Sûredeki Ayet No: 

26

Ayet No: 

1733

Sayfa No: 

252

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

اللَّهُ يَبْسُطُ الرِّزْقَ لِمَن يَشَاءُ وَيَقْدِرُ ۚ وَفَرِحُوا بِالْحَيَاةِ الدُّنْيَا وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا فِي الْآخِرَةِ إِلَّا مَتَاعٌ

Çeviriyazı: 

allâhü yebsüṭu-rrizḳa limey yeşâü veyaḳdir. veferiḥû bilḥayâti-ddünyâ. veme-lḥayâtü-ddünyâ fi-l'âḫirati illâ metâ`.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Allah, dilediği kimseye rızkı genişletir de, daraltır da. Onlar ise dünya hayatı ile ferahlanmaktalar. Oysa düna hayatı ahiret hayatının yanında bir yol azığından ibarettir.

Diyanet İşleri: 

Allah dilediği kimsenin rızkını genişletir ve bir ölçüye göre verir. Dünya hayatıyla övünenler bilsinler ki dünyadaki hayat ahiret yanında sadece bir geçimlikten ibarettir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Allah, dilediğinin rızkını genişletir ve daraltır ve onlar, dünya yaşayışıyla sevinip övünürler, halbuki dünya yaşayışı, ahirete nispetle değersiz, müddeti az ve geçici bir şeyden ibarettir.

Şaban Piriş: 

Allah dilediği kimseye rızkını genişletir ve (dilediğini de) daraltır. Onlar dünya hayatıyla sevinip,şımardılar. Oysa ahiretin yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir.

Edip Yüksel: 

ALLAH dilediğine rızkı açar veya kısar. Onlar dünya hayatı ile sevindiler, halbuki bu dünya hayatı ahiret ile karşılaştırıldığında bir geçimlikten ibarettir.

Ali Bulaç: 

Allah dilediğine rızkı genişletir-yayar ve daraltır da. Onlar ise dünya hayatına sevindiler. Oysaki dünya hayatı, ahirette (ki sınırsız mutluluk yanında geçici) bir meta'dan başkası değildir.

Suat Yıldırım: 

Allah dilediği kimsenin rızkını bollaştırır, dilediği kimsenin rızkını ise daraltır. O inkârcılar, sadece dünya hayatıyla sevinirler. Halbuki dünya hayatı, âhiretin yanında geçici, değersiz bir metadan başka bir şey değildir. [23,55-56; 87,16-17]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Allah Teâlâ dilediğine rızkını genişletir ve darlatır. Ve onlar dünya hayatı ile sevindiler. Halbuki, dünya hayatı ahiret yanında bir metadan başka değildir.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah, dilediği kimse için rızkı alabildiğine açar da sınırlayıp kısar da. İğreti dünya hayatıyla sevinip şımardılar. Oysaki dünya hayatı, âhirete oranla sadece küçük bir nimetlenme.

Bekir Sadak: 

Eger Kuran ile daglar yurutulmus veya yeryuzu parcalanmis yahut oluler konusturulmus olsaydi, kafirler yine de inanmazlardi. Oysa butun isler Allah´a aittir. Inananlarin, «Allah dilese butun insanlari dogru yola eristirebilir» gercegini akillari kesmedi mi? Allah´Ùn sozu yerine gelinceye kadar, yaptÙklarÙ isler sebebiyle inkar edenlere bir belanÙn dokunmasÙ veya evlerinin yakÙnÙna inmesi devam eder durur. Allah, verdigi sozden suphesiz caymaz. *

İbni Kesir: 

Alah

Adem Uğur: 

Allah dilediğine rızkını bollaştırır da daraltır da. Onlar dünya hayatıyla şımardılar. Oysa ahiretin yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir.

İskender Ali Mihr: 

Allah, dilediği kimseye rızkı genişletir ve daraltır. Onlar, dünya hayatı ile sevinirler (ferahlanırlar). Dünya hayatı, ahiret hayatı yanında (geçici) bir metadan başka bir şey değildir.

Celal Yıldırım: 

Allah dilediğine rızkı genişletir ve bir ölçüye göre de daraltır. (İnkarcı maddeciler) ise Dünya hayatiyle sevinirler. Oysa Dünya hayatı Âhiret´e göre ancak az bir geçimlik ve çok az bir yararlanmadan ibarettir.

Tefhim ul Kuran: 

Allah dilediğine rızkı genişletir, yayar ve daraltır da. Onlar ise dünya hayatına sevindiler. Oysaki dünya hayatı, ahirette (ki sınırsız mutluluk yanında geçici) bir metâ´dan başkası değildir.

Fransızca: 

Allah étend largement Ses dons ou [les] restreint à qui Il veut. Ils se réjouissent de la vie sur terre, mais la vie d'ici-bas ne paraîtra que comme une jouissance éphémère en comparaison de l'au-delà.

İspanyolca: 

Alá dispensa el sustento a quien Él quiere: a unos con largueza, a otros con mesura. Se han regocijado en la vida de acá y la vida de acá no es, comparada con la otra, sino breve disfrute...

İtalyanca: 

Allah dà generosamente a chi vuole e lesina a chi vuole. Essi si rallegrano di questa vita che in confronto all'Altra non è che godimento effimero.

Almanca: 

ALLAH gewährt viel Rizq, wem ER will, und läßt es wenig sein. Und sie freuten sich über das diesseitige Leben. Doch das diesseitige Leben ist im Jenseits nur ein (vergängliches) Gebrauchsgut.

Çince: 

真主使他所意欲者享受宽裕的给养或窘迫的给养。他们因今世的生活而欢喜,然而今世的生活比起后世的生活来,只是一种(暂时)的享受。

Hollandaca: 

God geeft zijne weldaden in overvloed aan dengeen welke hem behaagt, en beperkt, die naar zijn welbehagen. De bewoners van Mekka verheugen zich in het tegenwoordige leven, hoewel dit leven, in vergelijking met het volgende, slechts een tijdelijk voordeel is.

Rusça: 

Аллах увеличивает или ограничивает удел тому, кому пожелает. Они радуются мирской жизни, но ведь мирская жизнь по сравнению с Последней жизнью - всего лишь преходящее удовольствие.

Somalice: 

Eebaana u fidiya rizqiga cidduu doono kuna cidhiidhya (cidduudoono), waxayna ku farxeen gaaladii Nolosha Adduunyo, mana aha nolosha adduunyo Aakharo agteeda waxaan maalmo lahu raaxaysto ahayn.

Swahilice: 

Mwenyezi Mungu humkunjulia riziki amtakaye, na humkunjia kwa kipimo. Na wamefurahia maisha ya dunia. Na uhai wa dunia kwa kulingana na Akhera si kitu ila ni starehe ndogo.

Uygurca: 

اﷲ (ئۆزىنىڭ ھېكمىتىگە ئاساسەن) خالىغان ئادەمنىڭ رىزقىنى كەڭ قىلىدۇ ۋە (خالىغان ئادەمنىڭ رىزقىنى) تار قىلىدۇ. (مۇشرىكلار) دۇنيا تىرىكچىلىكىگە خۇش بولۇپ كەتتى، دۇنيا تىرىكچىلىكى ئاخىرەتكە قارىغاندا ئازغىنا نەرسىدۇر

Japonca: 

アッラーは御心に適う者に豊かに糧を与え,また乏しくも授けられる。(かれらは) 現世の生活を楽しむ。だが現世の生活は,来世では,(はかない)享楽に過ぎない。

Arapça (Ürdün): 

«الله يبسط الرزق» يوسعه «لمن يشاء ويقدر» يضيقه لمن يشاء «وفرحوا» أي أهل مكة فرح بطر «بالحياة الدنيا» أي بما نالوه فيها «وما الحياة الدنيا في» جنب حياة «الآخرة إلا متاع» شيء قليل يتمتع به ويذهب.

Hintçe: 

और ख़ुदा ही जिसके लिए चाहता है रोज़ी को बढ़ा देता है और जिसके लिए चाहता है तंग करता है और ये लोग दुनिया की (चन्द रोज़ा) ज़िन्दगी पर बहुत निहाल हैं हालॉकि दुनियावी ज़िन्दगी (नईम) आख़िरत के मुक़ाबिल में बिल्कुल बेहकीक़त चीज़ है

Tayca: 

อัลลอฮทรงให้กว้างขวางและทรงให้คับแคบซึ่งปัจจัยยังชีพ แก่ผู้ที่พระองค์ทรงประสงค์ และพวกเขาดีใจต่อชีวิตในโลกนี้ และชีวิตของโลกนี้เมื่อเทียบกับโลกอาคิเราะฮแล้ว หาใช่อื่นใดไม่ นอกจากความเพลิดเพลินเท่านั้น

İbranice: 

אלוהים מפרנס ביד רחבה או בהפחתה את מי שירצה. ונהנו מהעולם הזה, אך חיי העולם הזה הם רק הנאה חולפת לעומת העולם הבא

Hırvatça: 

Kome hoće, Allah daje opskrbu u obilju, i uskraćuje. Oni se raduju životu na ovom svijetu, a život na ovom svijetu prema ahiretu samo je prolazno uživanje.

Rumence: 

Dumnezeu înzestrează cu prisosinţă, însă cu măsură, pe cine voieşte. Ei se bucură de Viaţa de Acum, însă ce este Viaţa de Acum pe lângă Viaţa de Apoi, dacă nu o bucurie vremelnică?

Transliteration: 

Allahu yabsutu alrrizqa liman yashao wayaqdiru wafarihoo bialhayati alddunya wama alhayatu alddunya fee alakhirati illa mataAAun

Türkçe: 

Allah, dilediği kimse için rızkı alabildiğine açar da sınırlayıp kısar da. İğreti dünya hayatıyla sevinip şımardılar. Oysaki dünya hayatı, âhirete oranla sadece küçük bir nimetlenme.

Sahih International: 

Allah extends provision for whom He wills and restricts [it]. And they rejoice in the worldly life, while the worldly life is not, compared to the Hereafter, except [brief] enjoyment.

İngilizce: 

Allah doth enlarge, or grant by (strict) measure, the sustenance (which He giveth) to whomso He pleaseth. (The wordly) rejoice in the life of this world: But the life of this world is but little comfort in the Hereafter.

Azerbaycanca: 

Allah istədiyi bəndənin ruzisi bol da edər, azaldar da. (Məkkəlilər) dünya həyatı (bol ruzi) ilə sevindilər. Halbuki dünya həyatı (ne’məti) axirət həyatı (ne’məti) ilə müqayisədə çox cüz’i (əhəmiyyətsiz) bir şeydir (dünya ne’məti müvəqqəti, axirət ne’məti isə əbədidir).

Süleyman Ateş: 

Allah, dilediğine rızkı açar da, kısar da. Dünya hayatıyle sevindiler. Oysa ahiretin yanında dünya hayatı, bir geçimden ibarettir.

Diyanet Vakfı: 

Allah dilediğine rızkını bollaştırır da daraltır da. Onlar dünya hayatıyla şımardılar. Oysa ahiretin yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir.

Erhan Aktaş: 

Allah, rızkı dilediğine genişletir de ölçülendirir de. Dünya hayatı ile şımardılar. Oysa dünya, âhiret hayatı yanında bir metadan(1) başka bir şey değildir.

Kral Fahd: 

Allah dilediğine rızkını bollaştırır da daraltır da. Onlar dünya hayatıyla şımardılar. Oysa ahiretin yanında dünya hayatı, geçici bir faydadan başka bir şey değildir.

Hasan Basri Çantay: 

Allah kimi dilerse onun rızkını genişletir, daraltır. Onlar (ehl-i Mekke) dünyâ hayatiyle böbürlendiler. Halbuki dünyâ hayaatı âhiret yanında (geçici ve değersiz) bir metâ´dan başka (bir şey) değildir.

Muhammed Esed: 

Rızkı dilediğine bolca, dilediğine sınırlı ölçüde veren Allah´tır. Hal böyleyken, (bol rızık verilenler) dünya hayatıyla sevinirler; oysa, ahiret hayatı yanında dünya hayatı yalnızca geçici bir doyumdan, bir avuntudan ibarettir.

Gültekin Onan: 

Tanrı dilediğine rızkı genişletir / yayar veya daraltır / kısar. Onlar ise dünya hayatına sevindiler. Oysaki dünya hayatı ahirette(ki sınırsız mutluluk yanında geçici) bir metadan başkası değildir.

Ali Fikri Yavuz: 

Allah, dilediği kimseye rızkı genişletir ve daraltır. Mekke’liler dünya hayatı ile (geniş rızıkla) ferahlandılar. Halbuki ahiret yanında dünya hayatı, ancak bir yol azığıdır.

Portekizce: 

Deus prodigaliza ou restringe o Seu sustento a quem Lhe apraz. Eles se regozijam da vida terrena; porém, o que é a vidaterrena, comparada com a outra, senão um prazer transitório?

İsveççe: 

GUD GER den Han vill riklig och [den Han vill] knappare utkomst; de [vilkas håg står till det jordiska] gläds åt detta liv fastän det, sett ur evighetens synvinkel, inte skänker annat än tom och flyktig glädje.

Farsça: 

خدا روزی را برای هر کس که بخواهد، وسعت می دهد و برای هر کس که بخواهد، تنگ می گیرد. و [آنان که از حیات جاوید و پرنعمت آخرت بی خبرند] به زندگی زودگذر دنیا شادمان شدند، در حالی که زندگی دنیا در برابر آخرت جز متاعی اندک و ناچیز نیست.

Kürtçe: 

خوا ڕزق و ڕۆزی فراوان دەکات بۆ ھەرکەسێک خۆی بیەوێت وەکەمی دەکات (بۆ ھەرکەسێک بیەوێت) وە ئەوانە دڵخۆش بوون بەژیانی دونیا لەکاتێکدا ژیانی دونیا ھیچ نیە لەچاو ڕۆژی دواییدا جگە لە ڕابواردنێکی چەند ساتێکی کەم نەبێت

Özbekçe: 

Аллоҳ хоҳлаган кишисининг ризқини кенг қилур ва (хоҳлаганиникини) тор қилур. Улар бу дунё ҳаёти ила шод бўлдилар. Ҳолбуки, бу дунё ҳаёти охират олдида арзимас матоҳ, холос.

Malayca: 

Allah memewahkan rezeki bagi sesiapa yang dikehendakiNya, dan Ia juga yang menyempitkannya. Dan mereka (yang ingkar): bergembira dengan kehidupan dunia, sedang kehidupan dunia itu tidak lain, hanyalah kesenangan yang kecil dan tidak, kekal berbanding dengan kesenangan hari akhirat.

Arnavutça: 

Perëndia ia zgjëron furnizimin kujt të dojë dhe ia pakson. Ata i gëzohen jetës së kësaj bote, por jeta e kësaj bote në krahasim me botën tjetër, është vetëm kënaqësi transite (e përkohshme).

Bulgarca: 

Аллах увеличава препитанието за когото пожелае и Той го намалява. И радват се [неверниците] на земния живот, а земният живот пред отвъдния е само [кратко] наслаждение.

Sırpça: 

Коме жели, Аллах даје опскрбу у изобиљу, и ускраћује. Они се радују животу на овом свету, а живот на овом свету према оном свету само је пролазно уживање.

Çekçe: 

Bůh hojně uštědřuje či odměřuje obživu, komu chce. Oni se radují ze života pozemského, ačkoliv život pozemský je proti životu budoucímu jen dočasným užíváním.

Urduca: 

اللہ جس کو چاہتا ہے رزق کی فراخی بخشتا ہے اور جسے چاہتا ہے کہ نپا تلا رزق دیتا ہے یہ لوگ دنیوی زندگی میں مگن ہیں، حالانکہ د نیا کی زندگی آخرت کے مقابلے میں ایک متاع قلیل کے سوا کچھ بھی نہیں

Tacikçe: 

Худо ҳар киро хоҳад, рӯзии бисёр диҳад ё рӯзии андак. Ва мардум ба зиндагии дунё хушнуданд, ҳол он ки зиндагии дунё дар баробари зиндагии охират ҷуз андак матоъе нест.

Tatarca: 

Аллаһ теләгән кешесенә ризыкны киң кылыр вә теләгән кешесенә ризыкны тар кылыр, әмма кәферләр дөнья байлыгы белән шатланырлар. Бит ахирәт алдында дөнья байлыгы алдый торган бик аз гына нәрсә.

Endonezyaca: 

Allah meluaskan rezeki dan menyempitkannya bagi siapa yang Dia kehendaki. Mereka bergembira dengan kehidupan di dunia, padahal kehidupan dunia itu (dibanding dengan) kehidupan akhirat, hanyalah kesenangan (yang sedikit).

Amharca: 

አላህ ለሚሻው ሰው ሲሳይን ያሰፋል፤ ያጠባልም፡፡ (ከሓዲዎች) በቅርቢቱም ሕይወት ተደሰቱ፡፡ የቅርቢቱም ሕይወት በመጨረሻይቱ አንጻር (ትንሽ) መጠቀሚያ እንጂ ምንም አይደለችም፡፡

Tamilce: 

அல்லாஹ், தான் நாடுகிறவர்களுக்கு வாழ்க்கை வசதியை விசாலப்படுத்துகிறான். (தான் நாடுகிறவர்களுக்கு அதை) சுருக்கிவிடுகிறான். மேலும், (மறுமையை நிராகரிக்கின்ற) அவர்கள் உலக வாழ்க்கையைக் கொண்டு மகிழ்கிறார்கள். உலக வாழ்க்கையோ மறுமையில் (கிடைக்கும் சுகத்தோடு ஒப்பிடப்படும்போது) ஒரு (சொற்ப) சுகமாகவே தவிர இல்லை.

Korece: 

하나님은 그분의 뜻이 있는 자에게는 일용할 양식을 더하시거나 줄이시니라 불신자들은 현세의생활을 기뻐하나 현세의 생활은 내세의 기쁨에 비하여 순간의 기 쁨에 불과하니라

Vietnamca: 

Allah nới rộng bổng lộc cho ai Ngài muốn và thu hẹp bổng lộc đối với ai là tuỳ ý Ngài. (Những kẻ vô đức tin), chúng vui với cuộc sống trần gian trong khi cuộc sống trần gian này so với cuộc sống Đời Sau chỉ là một sự hưởng thụ (ngắn ngủi, chóng tàn).