Arapça:
وَإِن مِّن قَرْيَةٍ إِلَّا نَحْنُ مُهْلِكُوهَا قَبْلَ يَوْمِ الْقِيَامَةِ أَوْ مُعَذِّبُوهَا عَذَابًا شَدِيدًا ۚ كَانَ ذَٰلِكَ فِي الْكِتَابِ مَسْطُورًا
Çeviriyazı:
veim min ḳaryetin illâ naḥnü mühlikûhâ ḳable yevmi-lḳiyâmeti ev mü`aẕẕibûhâ `aẕâben şedîdâ. kâne ẕâlike fi-lkitâbi mesṭûrâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Hiç bir şehir (halkı) yoktur ki, kıyamet gününden önce biz onu helak etmeyelim, yahut şiddetli bir azab ile azablandırmayalım. Bu, Kitap'ta (Levhi Mahfuzda) yazılıdır.
Diyanet İşleri:
Kıyamet gününden önce ortadan kaldırmayacağımız veya çetin azaba uğratmayacağımız bir şehir yoktur. Bu, Kitap'da yazılıdır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Hiçbir şehir yoktur ki biz o şehri, kıyametten önce helak edip hak ile yeksan etmeyelim, yahut şiddetli bir azaba uğratmayalım. Bu, kitapta yazılmıştır, taktir edilmiştir.
Şaban Piriş:
Hiçbir memleket olmasın, ki hepsini kıyamet gününden önce ya helâk veya en çetin bir şekilde azap edeceğiz. Bu Kitapta yazılıdır.
Edip Yüksel:
Hiç bir ülke yok ki diriliş gününden önce onu yok edecek veya şiddetli bir biçimde cezalandıracak olmayalım. Bu, kitapta yazılmış bulunuyor.
Ali Bulaç:
Hiçbir ülke (veya şehir) olmasın ki, kıyamet gününden önce Biz onu (ya) bir yıkıma uğratacağız veya onu şiddetli bir azapla azaplandıracağız; bu (muhakkak) o kitapta yazılıdır.
Suat Yıldırım:
Hiç bir şehir yoktur ki kıyamet gününden önce Biz orayı imha etmeyelim veya şiddetli bir azaba uğratmayalım. Bu, kitapta (Levh-i Mahfuz'da) yazılıdır. [11,101; 65,8-9]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve hiçbir ülke yoktur ki, illâ onu Kıyamet gününden evvel Biz ya helâk ederiz veya onu şiddetli bir azap ile muazzep kılarız. Bu, kitapta yazılmış bulunmaktadır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Hiçbir kent/medeniyet dışta kalmamak üzere, kıyamet gününden önce hepsini ya helâk edeceğiz yahut da şiddetli bir azapla azaplandıracağız. İşte bu, Kitap'ta satır satır yazılmış bulunuyor.
Bekir Sadak:
Allah: «Haydi git! Onlardan sana kim uyarsa bil ki, cehennem hepinizin cezasi olur, hem de tam bir ceza» dedi.
İbni Kesir:
Hiç bir kasaba yoktur ki
Adem Uğur:
Ne kadar ülke varsa hepsini kıyamet gününden önce ya helâk edecek veya en çetin bir şekilde azaplandıracağız. Bu, Kitap´ta (levh-i mahfuz´da) yazılıdır.
İskender Ali Mihr:
Eğer bir şehir (helâk olacaksa), kıyâmet gününden önce onun helâk edicisi ancak Biziz. Veya onun (şehir halkının) şiddetli azap edicisi Biziz. İşte bu, Kitap´ta yazılıdır.
Celal Yıldırım:
Hiçbir şehir-kasaba yoktur ki, biz onu Kıyametten önce yok etmiyelim veya şiddetli bir azaba uğratmıyalım. Bu, o kitap (Levh-i Mahfûz) da yazılı bulunuyordur.
Tefhim ul Kuran:
Hiç bir ülke (veya şehir) olmasın ki, kıyamet gününden önce biz onu (ya) bir yıkıma uğratacağız veya onu şiddetli bir azabla azablandıracağız
Fransızca:
Il n'est point de cité [injuste] que Nous ne fassions périr avant le Jour de la Résurrection, ou que Nous ne punissons d'un dur châtiment. Cela est bien tracé dans le Livre [des décrets immuables].
İspanyolca:
No hay ninguna ciudad que no destruyamos o que no castiguemos severamente antes del día de la Resurreción. Está anotado en la Escritura.
İtalyanca:
Non v è città che non distruggeremo prima del Giorno della Resurrezione o che non colpiremo con severo castigo ; ciò è scritto nel Libro.
Almanca:
Und es gibt keine Ortschaft, ohne daß WIR sie vor dem Tag der Auferstehung zugrunde richten werden oder daß WIR sie einer harten Peinigung unterziehen werden. Dies ist in der Schrift längst niedergeschrieben.
Çince:
一切市镇,在复活日之前,我都要加以毁灭,或加以严厉的惩罚,这是记录在天经里的。
Hollandaca:
Er is geene stad, welke wij niet vóór den dag der opstanding zullen bestraffen. Dit is in het boek onzer eeuwige besluiten opgeschreven.
Rusça:
Нет такого поселения, которое Мы не разрушим перед наступлением Дня воскресения или не подвергнем тяжким мучениям. Так было предначертано в Писании.
Somalice:
Qaryo (Magaalo) Aanaan halaagayn ma jirto ka hor Qiyaamada ama aan la cadaabayn (Ciqaabayn) cadaab daran waana arrin ku qoran Kitaabka (Looxul Maxfuudka).
Swahilice:
Na hapana mji wowote ila Sisi tutauteketeza kabla ya Siku ya Kiyama, au tutaupa adhabu kali. Haya yamekwisha andikwa katika Kitabu.
Uygurca:
(اﷲ قا ئاسىيلىق قىلغان) ھەرقانداق بىر شەھەر بولمىسۇن، ئۇنى بىز قىيامەت كۈنىدىن بۇرۇن ھالاك قىلىمىز، ياكى ئۇنى قاتتىق ئازابلايمىز، بۇ لەۋھۇلمەھپۇزدا پۈتۈلۈپ كەتكەن (ھۆكۈم) دۇر
Japonca:
如何なる町でも,われは審判の日以前にそれを滅ぼし,または痛烈な刑で処罰する。それは,(わが不滅の)啓典に印されている。
Arapça (Ürdün):
«وإن» ما «من قرية» أريد أهلها «إلا نحن مهلكوها قبل يوم القيامة» بالموت «أو معذبوها عذابا شديدا» بالقتل وغيره «كان ذلك في الكتاب» اللوح المحفوظ «مسطورا» مكتوبا.
Hintçe:
और कोई बस्ती नहीं है मगर रोज़ क़यामत से पहले हम उसे तबाह व बरबाद कर छोड़ेगें या (नाफरमानी) की सज़ा में उस पर सख्त से सख्त अज़ाब करेगें (और) ये बात किताब (लौहे महफूज़) में लिखी जा चुकी है
Tayca:
และไม่มีหมู่บ้านใดเว้นแต่เราเป็นผู้ทำลายมันก่อนถึงวันกิยามะฮ หรือเป็นผู้ลงโทษมันด้วยการลงโทษอย่างสาหัส นั่นมันได้ถูกบันทึกไว้แล้วในบันทึก
İbranice:
אין עיר חוטאת שלא נשמיד לפני יום תחיית-המתים, או נעניש אותה עונש קשה. וזה היה רשום בספר (אצל אלוהים)
Hırvatça:
I ne postoji nijedno naselje koje Mi prije Kijametskog dana nećemo uništiti ili ga teškoj muci izložiti; to je u Knjizi zapisano.
Rumence:
Nu va fi cetate pe care Noi să n-o nimicim înainte de Ziua Învierii, şi pe care să n-o osândim la o osândă aprigă. Aşa este scris în Carte!
Transliteration:
Wain min qaryatin illa nahnu muhlikooha qabla yawmi alqiyamati aw muAAaththibooha AAathaban shadeedan kana thalika fee alkitabi mastooran
Türkçe:
Hiçbir kent/medeniyet dışta kalmamak üzere, kıyamet gününden önce hepsini ya helâk edeceğiz yahut da şiddetli bir azapla azaplandıracağız. İşte bu, Kitap'ta satır satır yazılmış bulunuyor.
Sahih International:
And there is no city but that We will destroy it before the Day of Resurrection or punish it with a severe punishment. That has ever been in the Register inscribed.
İngilizce:
There is not a population but We shall destroy it before the Day of Judgment or punish it with a dreadful Penalty: that is written in the (eternal) Record.
Azerbaycanca:
Elə bir məmləkət yoxdur ki, qiyamət günündən əvvəl Biz onun əhalisini məhv etməyək və ya onu şiddətli əzaba düçar etməyək. Bu, kitabda (lövhi-məhfuzda) yazılmışdır!
Süleyman Ateş:
Hiçbir kent yoktur ki biz, kıyamet gününden öne onu yok edecek, yahut ona şiddetli bir şekilde azabedecek olmayalım. Bu, Kitapta yazılmıştır.
Diyanet Vakfı:
Ne kadar ülke varsa hepsini kıyamet gününden önce ya helak edecek veya en çetin bir şekilde azaplandıracağız. Bu, Kitap'ta (levh-i mahfuz'da) yazılıdır.
Erhan Aktaş:
Hiçbir belde(1) yoktur ki, kıyâmet gününden önce biz onu yok etmeyelim veya şiddetli bir azâp ile azâplandırmayalım. Bu Kitâp’ta(2) kayıtlıdır.
Kral Fahd:
Ne kadar ülke varsa hepsini kıyamet gününden önce ya helâk edecek veya en çetin bir şekilde azaplandıracağız. Bu, Kitap'ta (levhi mahfuzda) yazılıdır.
Hasan Basri Çantay:
Hiçbir memleket haaric olmamak üzere biz onları kıyamet günündün evvel ya helak edeceyiz, yahud şiddetli bir azâb ile azâblandıracağız. Bu, o kitabda (böylece) yazılıdır.
Muhammed Esed:
Ve (unutmayın ki), Kıyamet Günü´nden önce ortadan kaldırmayacağımız ya da (günahkarca gidişinden ötürü) zorlu bir azapla azaplandırmayacağımız bir toplum yoktur; bu (olacakların) hepsi kitabımızda yazılıdır.
Gültekin Onan:
Hiç bir ülke (veya şehir) olmasın ki, kıyamet gününden önce biz onu (ya) bir yıkıma uğratacağız veya onu şiddetli bir azabla azablandıracağız
Ali Fikri Yavuz:
Hiç bir memleket (halkı) yoktur ki, kıyamet gününden önce biz onu (öldürerek) helâk etmiyelim, yahut şiddetli bir azab ile azablandırmıyalım. Bu, Levh-i Mahfuzda yazılıdır.
Portekizce:
Não existe cidade alguma que não destruiremos antes do Dia da Ressurreição ou que não a castigaremos severamente;isto está registrado no Livro.
İsveççe:
Det finns inget folk [som har förnekat och trotsat Oss] och som Vi inte kommer att låta gå under före Uppståndelsens dag, eller straffa med ett strängt straff. Detta står skrivet i [Vårt] dekret.
Farsça:
هیچ شهری [از شهرهای یاغیان و مفسدان] نیست مگر آنکه آن را پیش از قیامت [به عذاب] نابود می کنیم یا به عذابی سخت دچار می سازیم. انجام این کار در کتاب [لوح محفوظ] نگاشته شده است.
Kürtçe:
وە (خەڵکی) ھیچ شار و گوندێکمان کە ئێمە لە ناویان ببەین پێش (ھاتنی) ڕۆژی دوایی یان سزایان بدەین بە سزایەکی سەخت ئیللا ئەو (سزادانە یان لەناو بردنە) لە (لوح المحفوظ) دا نوسراوە
Özbekçe:
Ҳеч бир шаҳар йўқки, биз уни қиёмат кунидан аввал ҳалок қилгувчи бўлмасак ёки шиддатли азоб-ла азобловчи бўлмасак. Бу китобда битилгандир. (Xеч бир юрт қолмай азобга ёки ҳалокатга учраши Аллоҳнинг ҳузуридаги китобда–Лавҳул Маҳфузда очиқ-ойдин битилгандир.)
Malayca:
Dan tiada sesebuah negeri pun melainkan Kami akan membinasakannya sebelum hari kiamat, atau Kami menyeksa penduduknya dengan azab seksa yang berat; yang demikian itu adalah tertulis di dalam Kitab (Lauh Mahfuz).
Arnavutça:
Dhe s’ka asnjë vend që Ne nuk do ta zhdukim atë para Ditës së Kijametit, ose t’ia nënshtrojmë mundimit të madh. Kjo është shkruar në Libër.
Bulgarca:
И не ще има селище, което Ние да не сме погубили преди Деня на възкресението, или да не сме измъчвали със сурово мъчение. Всичко това е записано в Книгата-майка.
Sırpça:
И не постоји ниједно насеље које Ми пре Судњег дана нећемо да уништимо или да га тешкој муци изложимо; то је у Књизи одређено.
Çekçe:
A nebylo města bezbožného, jež bychom nebyli zahubili či trestem strašným nepotrestali přede dnem zmrtvýchvstání; a takto je to napsáno v Knize původní.
Urduca:
اور کوئی بستی ایسی نہیں جسے ہم قیامت سے پہلے ہلاک نہ کریں یا سخت عذاب نہ دیں یہ نوشتہ الٰہی میں لکھا ہوا ہے
Tacikçe:
Ҳеҷ деҳае набошад, ки пеш аз фаро расидаии рӯзи қиёмат ҳалокаш накунем ё ба азобе сахт гирифтораш насозем. Ва ин дар он китоб навишта шудааст.
Tatarca:
Дөньяда нинди генә шәһәр вә авыл булмасын, һәммәсен кыямәттән элек һәлак итәрбез, яки кешеләрен каты газап белән газап кыйлырбыз, ошбу хөкем Ләүхүл Мәхфуздә язылмыштыр.
Endonezyaca:
Tak ada suatu negeripun (yang durhaka penduduknya), melainkan Kami membinasakannya sebelum hari kiamat atau Kami azab (penduduknya) dengan azab yang sangat keras. Yang demikian itu telah tertulis di dalam kitab (Lauh Mahfuzh).
Amharca:
አንዲትም ከተማ የለችም እኛ ከትንሣኤ ቀን በፊት አጥፊዎችዋ ወይም ብርቱን ቅጣት ቀጭዎችዋ ብንኾን እንጂ፡፡ ይህ በመጽሐፉ የተጻፈ ነው፡፡
Tamilce:
(அநியாயக்காரர்களின்) எந்த ஊரும் இல்லை, மறுமை நாளுக்கு முன்பாக நாம் அதை அழிப்பவர்களாக; அல்லது, கடுமையான தண்டனையால் (அதை) தண்டிப்பவர்களாக இருந்தே தவிர. இது விதியில் எழுதப்பட்டதாக இருக்கிறது.
Korece:
부활의 날 이전에 하나님이 멸망케 하거나 벌하지 않을 고을 이 없나니 그 벌은 혹독하여 그 것은 이미 기록되어 있노라
Vietnamca:
Không một ngôi làng (hay thị trấn) nào mà sẽ không bị TA (Allah) tiêu diệt hoặc trừng phạt bằng một cực hình đau đớn trước Ngày Tận Thế. (Bởi) đó là điều (đã được ghi) trong Quyển Sổ Mẹ (Al-Lawhu Al-Mahfuzh).
Ayet Linkleri: