Arapça:
قَالُوا تَاللَّهِ لَقَدْ آثَرَكَ اللَّهُ عَلَيْنَا وَإِن كُنَّا لَخَاطِئِينَ
Çeviriyazı:
ḳâlû tellâhi leḳad âŝerake-llâhü `aleynâ vein künnâ leḫâṭiîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Dediler ki: "Allah'a yemin olsun, Allah seni bize üstün kıldı. Biz gerçekten de büyük hata işlemiştik".
Diyanet İşleri:
Allah'a yemin ederiz ki, Allah seni bizden üstün tutmuştur; doğrusu biz suç işlemiştik dediler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Allah'a andolsun ki dediler, Allah seni gerçekten de bizden üstün etmiş ve doğrucası biz hata etmiştik.
Şaban Piriş:
Vallahi, Allah seni bize üstün kıldı; biz gerçekten hataya düşmüş kimseleriz, dediler.
Edip Yüksel:
"ALLAH'a andolsun ki ALLAH seni bizden üstün tutmuştur. Biz gerçekten hatalıydık," dediler.
Ali Bulaç:
Dediler ki: "Allah adına, hayret, Allah seni gerçekten bize karşı tercih edip-seçmiştir ve biz de gerçekten hataya düşenler idik."
Suat Yıldırım:
Kardeşleri de şöyle dediler: “Vallahi de, tallahi de Allah seni bize üstün kılmıştır. Doğrusu bizler suçlu idik!”
Ömer Nasuhi Bilmen:
Dediler ki: «Allah´a kasem olsun, Allah seni bizim üzerimize elbette tercih buyurmuştur. Halbuki, biz elbette hata edicilerden olmuştuk.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Dediler: "Vallahi, Allah seni bizden üstün kıldı/seni bize tercih etti. Doğrusu biz de büyük suç işlemiştik."
Bekir Sadak:
Mujdeci gelip, gomlegi Yakub´un yuzune birakinca, hemen gozleri acildi. Bunun uzerine Yakub «Ben size, Allah katindan sizin bilmediginizi biliyorum dememis miydim?» dedi.
İbni Kesir:
Dediler ki: Allah´a yemin ederiz, Allah gerçekten seni bizden üstün kılmıştır. Doğrusu biz, suçlu idik.
Adem Uğur:
(Kardeşleri) dediler ki: Allah´a andolsun, hakikaten Allah seni bize üstün kılmış. Gerçekten biz hataya düşmüşüz.
İskender Ali Mihr:
“Allah´a yemin olsun ki
Celal Yıldırım:
Allah hakkı için, Allah seni seçip bize üstün kılmıştır. Doğrusu bizler suçlu kimseler idik, dediler.
Tefhim ul Kuran:
Dediler ki: «Allah adına, hayret, Allah seni gerçekten bize karşı tercih edip seçmiştir ve biz de gerçekten hataya düşenler idik.»
Fransızca:
- Ils dirent : "Par Allah ! Vraiment Allah t'a préféré à nous et nous avons été fautifs".
İspanyolca:
Dijeron: «¡Por Alá! Ciertamente, Alá te ha preferido a nosotros. ¡Hemos pecado!»
İtalyanca:
Dissero: «Per Allah, certo Allah ti ha preferito a noi e certo noi siamo colpevoli».
Almanca:
Sie sagten: "Bei ALLAH! Gewiß, bereits hat ALLAH dich vor uns bevorzugt und wir waren doch Verfehlende."
Çince:
他们说:指真主发誓,真主确已从我们当中拣选了你。从前,我们确是有罪的。
Hollandaca:
Zij zeiden: Bij den naam van God, thans heeft God u boven ons gekozen en waarlijk, wij zijn zondaars geweest.
Rusça:
Они сказали: "Клянемся Аллахом! Аллах предпочел тебя нам. Мы же были грешниками".
Somalice:
waxay dheheen dhaar Eebee waxaa naga kiin doortay Eebe waana gafsanayn.
Swahilice:
Wakasema: Wallahi! Mwenyezi Mungu amekufadhilisha wewe kuliko sisi, na hakika sisi tulikuwa wenye kukosa.
Uygurca:
ئۇلار «اﷲ نىڭ نامى بىلەن قەسەمكى، اﷲ سېنى ھەقىقەتەن بىزدىن ئارتۇق قىلىپتۇ، بىز جەزمەن خاتا قىلىپتۇق» دېيىشتى
Japonca:
かれらは言った。「アッラーにかけて。本当にアッラーはわたしたちの上に,あなたを御引き立てなされた。わたしたちは本当に罪深い者です。」
Arapça (Ürdün):
«قالوا تالله لقد آثرك» فضلك «الله علينا» بالملك وغيره «وإن» مخففة أي إنَّا «كنا لخاطئين» آثمين في أمرك فأذللناك.
Hintçe:
वह लोग कहने लगे ख़ुदा की क़सम तुम्हें ख़ुदा ने यक़ीनन हम पर फज़ीलत दी है और बेशक हम ही यक़ीनन (अज़सरतापा) ख़तावार थे
Tayca:
พวกเขากล่าวว่า “ขอสาบานต่ออัลลอฮ์โดยแน่นอนอัลลอฮ์ทรงให้เกียรติท่านเหนือพวกเรา โดยที่พวกเราเป็นผู้ผิดอย่างแน่นอน”
İbranice:
הם אמרו: 'באלוהים! אכן אלוהים רומם אותך מעלינו, ואנו אכן היינו חוטאים
Hırvatça:
"Allaha nam", rekoše oni, "Allah ti je nad nama prednost dao, mi smo, zaista, griješili!"
Rumence:
Ei spuseră: “Pe Dumnezeu! Dumnezeu te-a ales înaintea noastră. Noi suntem greşiţi.”
Transliteration:
Qaloo taAllahi laqad atharaka Allahu AAalayna wain kunna lakhatieena
Türkçe:
Dediler: "Vallahi, Allah seni bizden üstün kıldı/seni bize tercih etti. Doğrusu biz de büyük suç işlemiştik."
Sahih International:
They said, "By Allah, certainly has Allah preferred you over us, and indeed, we have been sinners."
İngilizce:
They said: "By Allah! indeed has Allah preferred thee above us, and we certainly have been guilty of sin!"
Azerbaycanca:
Onlar: “Allaha and olsun ki, Allah səni bizdən ustün etmişdir. Biz isə (sənin barəndə), sözsüz ki, günah etmişik!” – dedilər.
Süleyman Ateş:
Vallahi dediler, Allah seni bizden üstün kıldı. Doğrusu biz suç işlemiştik!
Diyanet Vakfı:
(Kardeşleri) dediler ki: Allah'a andolsun, hakikaten Allah seni bize üstün kılmış. Gerçekten biz hataya düşmüşüz.
Erhan Aktaş:
Dediler ki: “Allah’a yemin olsun ki, Allah, seni bize üstün kıldı. Ve biz gerçekten yanlış yapmışız.”
Kral Fahd:
(Kardeşleri) dediler ki: Allah'a andolsun, hakikaten Allah seni bize üstün kılmış. Gerçekten biz hataya düşmüşüz.
Hasan Basri Çantay:
(Kardeşleri): «Allaha yemîn ederiz, Allah seni hakıykat bizden üstün kılmışdır. Biz doğrusu (sana yapdığımız hareketde) suçlu idik» dediler.
Muhammed Esed:
"Allah şahittir ki" dediler, "gerçekten Allah seni kesin bir biçimde bizim üstümüze çıkardı ve biz gerçekten günahkar kimselerdik!"
Gültekin Onan:
Dediler ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Kardeşleri ona: “- Allah’a yemin ederiz, doğrusu Allah seni bize üstün kılmıştır hakikaten biz (sana yaptığımızdan ötürü) suçlu idik.” dediler.
Portekizce:
Disseram-lhe: Por Deus! Ele te preferiu a nós, e confessamos que fomos culpados.
İsveççe:
[Bröderna] sade: "Store Gud! Gud har gett dig företräde framför oss och vi, vi var sannerligen syndare!"
Farsça:
گفتند: به خدا سوگند یقیناً که خدا تو را بر ما برتری بخشید و به راستی که ما خطاکار بودیم.
Kürtçe:
ووتیان (بەیوسف) سوێند بەخوا بەڕاستی خوا تۆی ھەڵ بژارد بەسەر ئێمەدا وە بەڕاستی ئێمە لە خەتاکاران بووین
Özbekçe:
Улар: «Аллоҳга қасамки, ҳақиқатда Аллоҳ сени биздан устун қилди. Биз эса, хатокорлардан бўлдик», дедилар. (Оғалар бор ҳақиқатни эътироф қилдилар, хато қилганларини ҳам тан олдилар.)
Malayca:
Mereka berkata: "Demi Allah! Sesungguhnya Allah telah melebihkan dan memuliakan engkau daripada kami (disebabkan taqwa dan kesabaranmu); dan sesungguhnya kami adalah orang-orang yang bersalah".
Arnavutça:
Ata thanë: “Pasha Perëndinë, me të vërtetë, Perëndia të ka lartësuar ty mbi ne, e na, me të vërtetë, kemi qenë të gabueshëm.
Bulgarca:
Рекоха: “Кълнем се в Аллах, предпочете те Аллах пред нас. Наистина съгрешихме.”
Sırpça:
„Аллаха нам“, рекоше они, „Аллах ти је над нама дао предност, ми смо, заиста, грешили!“
Çekçe:
Pravili: 'Při Bohu, Bůh ti dal vskutku přednost před námi, zatímco my byli jsme věru hříšníci!'
Urduca:
انہوں نے کہا "بخدا کہ تم کو اللہ نے ہم پر فضیلت بخشی اور واقعی ہم خطا کار تھے"
Tacikçe:
Гуфтанд: «Ба Худо савганд, ки худо туро бар мо фазилат дод ва мо хатокор будем».
Tatarca:
Куркып калтырап әйттеләр: "Ий Йусуф, валлаһи сине Аллаһ безгә ихтыярлы вә баш кылды, шиксез, без хаталанучылардан булдык".
Endonezyaca:
Mereka berkata: "Demi Allah, sesungguhnya Allah telah melebihkan kamu atas kami, dan sesungguhnya kami adalah orang-orang yang bersalah (berdosa)".
Amharca:
«በአላህ እንምላለን፡፡ አላህ በኛ ላይ በእርግጥ አበለጠህ፡፡ እኛም በእርግጥ አጥፊዎች ነበርን» አሉ፡፡
Tamilce:
அவர்கள் கூறினார்கள்: “அல்லாஹ்வின் மீது சத்தியமாக! அல்லாஹ் எங்களைவிட உம்மை மேன்மைப்படுத்தி இருக்கிறான். நிச்சயமாக நாங்கள் தவறிழைப்பவர்களாகவே இருந்தோம்.”
Korece:
그들이 말하기를 주여 하나 님께서는 그대를 우리 위에 두셨 으며 실로 우리가 죄지은 자들입 니다 하매
Vietnamca:
(Các anh của Yusuf) nói: “Xin thề với Allah, chắc chắn em đã được Allah đối đãi tốt hơn các anh, quả thật, trước đây các anh là những người sai trái.”
Ayet Linkleri: