Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

12

Sûredeki Ayet No: 

28

Ayet No: 

1624

Sayfa No: 

238

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

فَلَمَّا رَأَىٰ قَمِيصَهُ قُدَّ مِن دُبُرٍ قَالَ إِنَّهُ مِن كَيْدِكُنَّ ۖ إِنَّ كَيْدَكُنَّ عَظِيمٌ

Çeviriyazı: 

felemmâ raâ ḳamîṣahû ḳudde min dübürin ḳâle innehû min keydikünn. inne keydekünne `ażîm.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ne zaman ki, gömleğin arkadan yırtılmış olduğunu gördü, o zaman dedi ki: "Bu iş, siz kadınların tuzağındandır. Gerçekten de sizin tuzağınız çok büyüktür".

Diyanet İşleri: 

Kocası gömleğin arkadan yırtılmış olduğunu görünce, karısına hitaben "Doğrusu bu sizin hilenizdir, siz kadınların fendi büyüktür" dedi. Yusuf'a dönerek: "Yusuf! Sen bundan kimseye bahsetme"; kadına dönerek: "Sen de günahının bağışlanmasını dile, çünkü suçlulardansın" dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Kocası, Yusuf'un gömleğini arka taraftan yırtılmış görünce hiç şüphe yok ki dedi bu, sizin düzenlerinizden. Gerçekten de ey kadınlar, düzenleriniz pek büyüktür sizin.

Şaban Piriş: 

Kocası gömleğin arkadan yırtılmış olduğunu görünce: Bu, siz (kadınların) hilelerinden biridir, dedi. Sizin hileleriniz pek büyüktür,

Edip Yüksel: 

Gömleğinin arkadan yırtılmış olduğunu görünce, "Bu, siz kadınların planıdır. Planınız müthiştir," dedi.

Ali Bulaç: 

Onun gömleğinin arkadan çekilip-yırtıldığını gördüğü zaman (kocası): "Doğrusu, bu sizin düzeninizden (biri)dir. Gerçekten sizin düzeniniz büyüktür" dedi.

Suat Yıldırım: 

Gömleğinin arkadan yırtıldığını görünce (kocası, eşine:) “Anlaşıldı!” dedi. “Bu, siz kadınların oyunlarınızdan biri! Gerçekten sizin fendiniz pek müthiştir! Yusuf! Sakın bunu kimseye söyleme! Kadın! Sen de günahından dolayı af dile, çünkü sen günaha girenlerden oldun.”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Vaktâ ki (kadının kocası) gömleğinin arka tarafından parçalanmış olduğunu gördü, dedi ki: «Şüphesiz bu (ey kadın!) sizin hilenizdendir. Şüphe yok ki, sizin hileniz pek büyüktür.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Gömleğin arkadan yırtılmış olduğunu görünce şöyle konuştu: "Bu sizin tuzaklarınızdandır. Sizin tuzaklarınız gerçekten çok yamandır."

Bekir Sadak: 

Yusuf: «Rabbim! Hapis benim icin, bunlarin istediklerini yapmaktan daha iyidir. Eger tuzaklarini benden uzaklastirmazsan onlara meyleder ve bilmeyenlerden olurum.» dedi.

İbni Kesir: 

Gömleğinin arkadan yırtılmış olduğunu görünce

Adem Uğur: 

(Kocası, Yusuf´un gömleğinin) arkadan yırtılmış olduğunu görünce, (kadına): &quot

İskender Ali Mihr: 

Böylece onun gömleğinin arkadan yırtılmış olduğunu gördüğü zaman, (kadının eşi) şöyle dedi: “Muhakkak ki o sizin tuzağınız. Sizin tuzağınız geçekten büyüktür.”

Celal Yıldırım: 

Evin efendisi, Yûsuf´un gömleğinin arkadan yırtıldığını görünce, dedi ki: «Doğrusu bu, siz (kadınlar)ın hilesindendir

Tefhim ul Kuran: 

Onun gömleğinin arkadan çekilip yırtıldığını gördüğü zaman (kocası) : «Doğrusu bu, sizin düzeninizden (biri) dir. Gerçekten sizin düzeniniz büyüktür» dedi.

Fransızca: 

Puis, quand il (le mari) vit la tunique déchirée par derrière, il dit : "C'est bien de votre ruse de femmes ! Vos ruses sont vraiment énormes !

İspanyolca: 

Y cuando vio que su camisa había sido desgarrada por detrás dijo: «Es una astucia propia de vosotras. Es enorme vuestra astucia...

İtalyanca: 

Vista la camicia che era strappata sul dietro, disse: «E' certamente un'astuzia di femmine! La vostra astuzia [o donne] è davvero grande!

Almanca: 

Als er dann sah, daß sein Hemd von hinten zerrissen wurde, sagte er: "Gewiß, dies ist von eurer List. Gewiß, eure List ist gewaltig.

Çince: 

当他看见他的衬衣是从后面撕破的时候,他说:这确是你们的诡计,你们的 诡计确是重大的。

Hollandaca: 

En toen haar man zag, dat zijn kleed van achteren gescheurd was, zeide hij: Dit is eene doortrapte boosheid; want waarlijk uwe boosheid is groot.

Rusça: 

Увидев, что его рубаха разорвана со спины, он сказал: "Воистину, все это - ваши женские козни. Воистину, ваши козни велики!

Somalice: 

Markuu arkay ninkeedii Qamiiskii Yuusuf oo Gadaal ka go'an wuxuu yidhi kaasi waa Dhagartiinii Dhagartiinuna waa wayn tahay.

Swahilice: 

Basi yule bwana alipoona kanzu yake imechanwa kwa nyuma, alisema: Hakika haya ni katika vitimbi vyenu wanawake. Bila ya shaka vitimbi vyenu ni vikuu.

Uygurca: 

ئۇ (يەنى زۈلەيخانىڭ ئېرى) يۇسۇفنىڭ كۆڭلىكىنىڭ ئارقىسىدىن يىرتىلغانلىقىنى كۆرۈپ: «ئەي ئاياللار جامائەسى! بۇ چوقۇم سىلەرنىڭ ھىيلەڭلاردۇر، سىلەرنىڭ ھىيلەڭلار ھەقىقەتەن چوڭدۇر» دېدى

Japonca: 

主人は,ユースフの服が後ろから裂かれているのを見て,言った。「これはあなたがた(婦人)の悪企みだ。本当にあなたがたの悪企みは,激しいものである。

Arapça (Ürdün): 

«فلما رأى» زوجها «قميصه قُدّ من دبر قال إنه» أي قولك (ما جزاء من أراد) إلخ «من كيدكن» أيها النساء «إن كيدكن عظيم».

Hintçe: 

फिर जब अज़ीजे मिस्र ने उनका कुर्ता पीछे से फटा हुआ देखा तो (अपनी औरत से) कहने लगा ये तुम ही लोगों के चलत्तर है उसमें शक़ नहीं कि तुम लोगों के चलत्तर बड़े (ग़ज़ब के) होते हैं

Tayca: 

ดังนั้น เมื่อเขาเห็นเสื้อของเขาถูกดึงขาดทางด้านหลัง เขากล่าวว่า “แท้จริงมันเป็นอุบายของพวกเธอแท้จริงอุบายของพวกเธอนั้นยิ่งใหญ่”

İbranice: 

וכאשר ראה (בעלה) כי חולצתו קרועה מאחור, אמר: ' זה מהמזימות שלכן , ואכן המזימות שלכן נוראיות

Hırvatça: 

I kad on vidje da je košulja njegova straga razderana, reče: "To je jedno od vaših - ženskih lukavstava; vaša lukavstva su, zaista, velika!

Rumence: 

Când văzu cămaşa sa ruptă în spate, spuse: “Acesta este unul dintre vicleşugurile voastre. Vicleşugul vostru este cumplit!

Transliteration: 

Falamma raa qameesahu qudda min duburin qala innahu min kaydikunna inna kaydakunna AAatheemun

Türkçe: 

Gömleğin arkadan yırtılmış olduğunu görünce şöyle konuştu: "Bu sizin tuzaklarınızdandır. Sizin tuzaklarınız gerçekten çok yamandır."

Sahih International: 

So when her husband saw his shirt torn from the back, he said, "Indeed, it is of the women's plan. Indeed, your plan is great.

İngilizce: 

So when he saw his shirt,- that it was torn at the back,- (her husband) said: "Behold! It is a snare of you women! truly, mighty is your snare!

Azerbaycanca: 

(Qadının əri Yusifin) köynəyinin arxadan cırıldığını gördükdə dedi: “Bu sizin (siz qadınların) məkrlərinizdəndir. Doğrudan da, sizin məkriniz böyükdür!”

Süleyman Ateş: 

(Kadının kocası, Yusuf'un) gömleğinin arkadan yırtılmış olduğunu görünce (kadına): "Bu, sizin düzeninizdendir, dedi, gerçekten sizin düzeniniz büyüktür!"

Diyanet Vakfı: 

(Kocası, Yusuf'un gömleğinin) arkadan yırtılmış olduğunu görünce, (kadına): "Şüphesiz, dedi; bu, sizin tuzağınızdır. Sizin tuzağınız gerçekten büyüktür."

Erhan Aktaş: 

Gömleğin arkadan yırtılmış olduğunu görünce: “Bu sizin oyununuzdur, gerçekten bu çok büyük bir oyundur.” dedi.

Kral Fahd: 

(Kocası, Yusufun gömleğinin) arkadan yırtılmış olduğunu görünce, (kadına): «Şüphesiz, dedi; bu, sizin tuzağınızdır. Sizin tuzağınız gerçekten büyüktür.»

Hasan Basri Çantay: 

Vaktaki (zevci, Yuusufun gömleğinin) arkadan yırtılmış olduğunu gördü, «Şübhesiz ki bu, sizin (siz kadınların) fendinizdendir. Çünkü sizin fendiniz büyükdür» dedi.

Muhammed Esed: 

Böylece (kadının kocası Yusuf´un) gömleğinin sırtından yırtılmış olduğunu görünce: "Belli ki, bu (yine) sizin oyunlarınızdan biri, ey kadınlar taifesi! Doğrusu, sizin oyunlarınız/tuzaklarınız korkunçtur!

Gültekin Onan: 

Onun gömleğinin arkadan çekilip yırtıldığını gördüğü zaman (kocası): &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Hanımın kocası, Yûsuf’un gömleğinin arkadan yırtıldığını görünce: “- (Ey hanım) bu söylediğin sözler, sizin hilenizdendir. Gerçekten siz kadınların hilesi, çok büyüktür.

Portekizce: 

E quando viu que a túnica estava rasgada por detrás, disse (o marido à mulher): Esta é uma de vossas conspirações, poisque elas são muitas!

İsveççe: 

Och när [hennes man] såg att [Josefs] skjorta hade rivits itu bakifrån utbrast han: "Här ser vi kvinnans list! Kvinnor, er list är i sanning stor!"

Farsça: 

پس همسر بانو چون دید پیراهن یوسف از پشت پاره شده، گفت: این [فتنه و فساد] از نیرنگ شما [زنان] است، بی تردید نیرنگ شما بزرگ است.

Kürtçe: 

ئەمجا کاتێک (عەزیز) بینی کراسەکەی یوسف لەدواوە دڕاوە ووتی بەڕاستی ئەمە لەفڕو فێڵی ئێوەی (ئافرەتانە) بەڕاستی فڕوفێڵی ئێوە زۆر گەورەیە

Özbekçe: 

Эр унинг кўйлагини орт томонидан йиртилганини кўрган пайтда: «Албатта, бу (иш) сиз хотинларнинг макрингиздир. Албатта, сиз хотинларнинг макри жуда зўрдир.

Malayca: 

Setelah suaminya melihat baju Yusuf koyak dari belakang, berkatalah ia: "Sesungguhnya ini adalah dari tipu daya kamu orang-orang perempuan; sesungguhnya tipu daya kamu amatlah besar pengaruhnya.

Arnavutça: 

Dhe kur ai (burri i saj) pa se këmisha e tij është shkyer përmbrapa, tha: “Kjo me të vërtetë, është një nga dredhitë tuaja (të femrave). – Me të vërtetë, dredhitë tuaja janë të mëdha!

Bulgarca: 

И когато [господарят] видя, че ризата му е скъсана отзад, рече: “Това е от коварството на вас, жените! Коварството ви е огромно.

Sırpça: 

И кад он виде да је његова кошуља поцепана страга, рече: „То је једно од ваших - женских лукавстава; ваша лукавства су, заиста, велика!

Çekçe: 

A když manžel uviděl, že košile vzadu je roztržena, zvolal: 'Tohle je věru jeden z vašich ženských úkladů, vždyť lest vaše zajisté je nesmírná!

Urduca: 

جب شوہر نے دیکھا کہ یوسفؑ کا قمیص پیچھے سے پھٹا ہے تو اس نے کہا "یہ تم عورتوں کی چالاکیاں ہیں، واقعی بڑ ے غضب کی ہوتی ہیں تمہاری چالیں

Tacikçe: 

Чун дид ҷомааш аз пас даридааст, гуфт: «Ин аз макри шумо занон аст, ки макри шумо занон макре бузург аст!

Tatarca: 

Кайчан Зөләйхәнең ире Йусуфның күлмәгенең арттан ертылганын күргәч, Зөләйхәгә әйтте: "Бу эш синең хәйләң икән, әлбәттә, сез хатынларның хәйләсе олугъ".

Endonezyaca: 

Maka tatkala suami wanita itu melihat baju gamis Yusuf koyak di belakang berkatalah dia: "Sesungguhnya (kejadian) itu adalah diantara tipu daya kamu, sesungguhnya tipu daya kamu adalah besar".

Amharca: 

ቀሚሱንም ከበስተኋላ ተቀድዶ ባየ ጊዜ «እርሱ (የተናገርሺው) ከተንኮላችሁ ነው (ሴቶች) ተንኮላችሁ በእርግጥ ብርቱ ነውና» አላት፡፡

Tamilce: 

ஆக, அவருடைய சட்டை பின்புறத்திலிருந்து கிழிக்கப்பட்டதாக இருப்பதை (அவளுடைய கணவர்) பார்த்தபோது, “நிச்சயமாக இது (பெண்களாகிய) உங்கள் சதி திட்டத்திலிருந்து உள்ளதாகும். நிச்சயமாக உங்கள் சதி திட்டம் மகத்தானது” என்று கூறினார்.

Korece: 

그리하여 그의 옷 됫부분이 찢어졌음을 보았을때 그가 말하 길 보라 이것은 당신 여자의 술책이며 당신 여자의 술책은 실로 훌륭하오 하더라

Vietnamca: 

Vì vậy, khi người chồng nhìn thấy áo của Yusuf bị rách phía sau lưng thì y nói: “Rõ ràng đây là trò của các nàng. Quả thật, trò của các nàng thật nghiêm trọng.”

Rubu tag: 

Hizb tag: