Arapça:
وَيَوْمَ نَبْعَثُ مِن كُلِّ أُمَّةٍ شَهِيدًا ثُمَّ لَا يُؤْذَنُ لِلَّذِينَ كَفَرُوا وَلَا هُمْ يُسْتَعْتَبُونَ
Çeviriyazı:
veyevme neb`aŝü min külli ümmetin şehîden ŝümme lâ yü'ẕenü lilleẕîne keferû velâ hüm yüsta`tebûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Her ümmetten bir şahid getireceğimiz gün, artık kâfirlere ne izin verilecek, ne de onlardan özür dilemeleri istenecektir.
Diyanet İşleri:
Kıyamet günü her ümmetten bir şahit getiririz; inkar edenlere itiraz için izin de verilmez, onların özürleri de dinlenmez.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve o gün her ümmete bir tanık getiririz de sonra kafirlere, ağız açıp özür dilemeye bile izin verilmez ve yaptıkları kötülüklerden vazgeçeceklerine dair verdikleri söz de kabul edilmez.
Şaban Piriş:
Her toplumdan birer şahit getirdiğimiz gün, artık küfredenlere (mazeret sunmaları için) izin verilmeyecek ve onlardan (Rablerini) râzı etmeleri de istenmeyecektir.
Edip Yüksel:
Her topluluktan bir tanık gönderdiğimiz gün, inkar edenlere ne izin verilir ne de özürleri kabul edilir.
Ali Bulaç:
Her ümmetten bir şahid göndereceğimiz gün; (artık ondan) sonra ne inkar edenlere (özür dilemeleri için) izin verilecek, ne (Allah'tan) hoşnutluk dilekleri kabul edilecek.
Suat Yıldırım:
Gün gelir, o gün her ümmetten birer şahit getiririz.Artık ne o kâfirlere konuşmaları için izin verilir, ne de özür dileme imkânı bırakılacak. [77,35-36]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve bir gün her ümmetten birer şahit göndereceğiz. Sonra kâfir olmuş olanlara izin verilmeyecektir ve onlardan bir tarziye de istenmiyecektir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Her ümmetten bir tanığı ortaya sürdüğümüz gün, küfre sapanlara ne izin verilir ne de özür dilemelerine imkân sağlanır.
Bekir Sadak:
O gun her ummetten bir kisiyi onlara sahit tutariz. Seni de ummetine sahit getiririz. Sana her seyi aciklayan ve muslumanlara dogruyu gosteren bir rehber, rahmet ve mujde olarak Kuran´i indirdik. *
İbni Kesir:
Her ümmetten birer şahit göndereceğimiz gün
Adem Uğur:
Her ümmetten bir şahit göndereceğimiz gün, artık ne kâfir olanlara (özür dilemelerine) izin verilir ne de onların özür dilemeleri istenir.
İskender Ali Mihr:
Ve o gün, bütün ümmetlerden birer şahit göndeririz. Sonra kâfirlere cehennemden çıkmaları için izin verilmez. Ve onlardan, (Allah´tan) rıza talepleri kabul edilmez.
Celal Yıldırım:
(Kıyamet) günü her ümmetten bir şâhid göndereceğiz. Sonra da o inkâr edenlere ne izin verilecek, ne de hoşnut edilmeleri için özürleri dinlenecek.
Tefhim ul Kuran:
Her ümmetten bir şahid göndereceğimiz gün
Fransızca:
(Et rappelle-toi) le jour où de chaque communauté Nous susciterons un témoin , on ne permettra pas aux infidèles (de s'excuser), et on ne leur demandera pas de revenir [sur ce qui a provoqué la colère d'Allah].
İspanyolca:
Y el día que hagamos surgir de cada comunidad a un testigo, no se permitirá a los que no hayan creído, ni se les agraciará.
İtalyanca:
Il Giorno in cui susciteremo un testimone da ogni comunità, ai miscredenti non sarà data la parola e non avranno nessuna scusa.
Almanca:
Und (erinnere an) den Tag, wenn WIR aus jeder Umma einen Zeugen erwecken, dann wird denjenigen, die Kufr betrieben haben, weder erlaubt (sich zu entschuldigen), noch werden sie zufrieden gestellt.
Çince:
在那日,我要在每个民族中推举一个见证,然后,不信道者不得为自己辩护,也不得向他们讨好。
Hollandaca:
Op zekeren dag zullen wij een getuige van ieder volk doen opstaan; dan zullen zij, die ongeloovigen waren, zich niet kunnen verontschuldigen, en zij zullen niet in gunst worden opgenomen.
Rusça:
В тот день, когда Мы выставим из каждой общины свидетеля, неверующим не позволят оправдываться, и от них не потребуют покаяния.
Somalice:
(Xusuusi) maalintaan ka soo bixin Umad kasta marag, markaasna aan loo Idmayn kuwii Gaaloobay cudar daarasho, Lagana doonayn cudur daar.
Swahilice:
Na siku tutakapo wainua kutokana na kila umma shahidi, kisha hawataruhusiwa walio kufuru wala hawataachiliwa kutaka radhi.
Uygurca:
شۇ كۈندە (يەنى قىيامەت كۈنىدە) ھەر ئۈممەتتىن (ئۇنىڭغا ئىمان بىلەن ياكى كۇفرى بىلەن گۇۋاھلىق بېرىدىغان) بىر شاھىت (يەنى پەيغەمبەر) كەلتۈرىمىز، ئاندىن كاپىرلارغا (ئۆزرە ئېيتىشقا) رۇخسەت قىلىنمايدۇ ھەمدە ئۇلاردىن پەرۋەردىگارىنى رازى قىلىش (يەنى پەرۋەردىگارىنى رازى قىلىدىغان ئەمەللەرنى قىلىش) تەلەپ قىلىنمايدۇ
Japonca:
われが各々の民から,1人の証人を選んで出す(審判の)日(を警告せよ)。その時,不信心者から(の弁解)は入れられず,また恩恵を懇願することも出来ないであろう。
Arapça (Ürdün):
«و» اذكر «يوم نبعث من كل أمة شهيداً» هو نبيها يشهد لها وعليها وهو يوم القيامة «ثم لا يؤذن للذين كفروا» في الاعتذار «ولا هم يستعتبون» لا يطلب منهم العتبى أي الرجوع إلى ما يرضي الله.
Hintçe:
और जिस दिन हम एक उम्मत में से (उसके पैग़म्बरों को) गवाह बनाकर क़ब्रों से उठा खड़ा करेगे फिर तो काफिरों को न (बात करने की) इजाज़त दी जाएगी और न उनका उज्र (जवाब) ही सुना जाएगा
Tayca:
และวันที่เราจะตั้งพยานขึ้นจากทุกประชาชาติ แล้วบรรดาผู้ปฏิเสธศรัทธาจะไม่ถูกอนุญาต และพวกเขาจะไม่ถูกขอร้องให้รำพันถึงความผิด
İbranice:
ביום ההוא (יום הדין) נביא עד מכל אומה, ולא תינתן לאלה אשר כפרו אפשרות לדבר ולא לבקש סליחה
Hırvatça:
A na Dan kada iz svakog naroda svjedoka podignemo, nevjernicima neće biti dopušteno da se pravdaju, niti će im biti udovoljeno da blagonaklonost za povratak traže.
Rumence:
În Ziua când vom învia câte un martor din fiece adunare, nu li se va da îngăduinţa tăgăduitorilor să vorbească şi nici nu vor fi băgaţi în seamă.
Transliteration:
Wayawma nabAAathu min kulli ommatin shaheedan thumma la yuthanu lillatheena kafaroo wala hum yustaAAtaboona