Arapça:
فَأَمَّا الَّذِينَ شَقُوا فَفِي النَّارِ لَهُمْ فِيهَا زَفِيرٌ وَشَهِيقٌ
Çeviriyazı:
feemme-lleẕîne şeḳû fefi-nnâri lehüm fîhâ zefîruv veşehîḳ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bedbaht olanlar ateştedirler. Onlar orada başka türlü soluyacak, başka türlü haykıracaklar.
Diyanet İşleri:
Bedbaht olanlar cehennemdedirler. Onlar orada ah edip inlerler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ama kutsuz olanlar, gerçekten de ateştedir, onların inliyerek nefes almaları da oradadır, biten bir inilti gibi nefes vermeleri de.
Şaban Piriş:
Şaki olanlar ateştedirler. Orada onların (azaptan dolayı öyle feci) nefes alıp vermeleri vardır ki.
Edip Yüksel:
Talihsizler ateştedir. Onlar orada sızlayıp inlerler.
Ali Bulaç:
Mutsuz olanlar ateştedirler, onlar için orada (kahırla ve acıyla) nefes alıp vermeler vardır.
Suat Yıldırım:
Bedbahtlar cehenneme atılacaklar. Çektikleri azabın dehşetinden, devamlı surette hıçkırıp canları çıkasıya feryad edecekler.
Ömer Nasuhi Bilmen:
İmdi şekavete düşmüş olanlar ateştedirler. Onlar için orada şiddetli bir soluyuş ve bir hıçkırık vardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Bahtsızlığa düşenler ateş içindedir. Çok ıstıraplı bir soluyuş ve hıçkırışları vardır orada.
Bekir Sadak:
Rabbin, onlarin islerinin karsiligini elbette tamamen verecektir. O, suphesiz, onlarin yaptiklarini bilir.
İbni Kesir:
Bedbahtlara gelince
Adem Uğur:
Bedbaht olanlar ateştedirler, orada onların (öyle feci) nefes alıp vermeleri vardır ki.
İskender Ali Mihr:
Şâkî olanlara gelince
Celal Yıldırım:
Bedbaht-mutsuz olanlar ateştedirler. Onların orada şiddetli inilti ve sesli sesli soluğu vardır.
Tefhim ul Kuran:
Mutsuz olanlar ateştedirler, onlar için orda (kahırla ve acıyla) nefes alıp vermeler vardır.
Fransızca:
Ceux qui sont damnés seront dans le Feu où ils ont des soupirs et des sanglots.
İspanyolca:
Los desgraciados estarán en el Fuego, gimiendo y bramando,
İtalyanca:
E gli infelici saranno nel Fuoco, tra sospiri e singhiozzi,
Almanca:
Also hinsichtlich derjenigen, die voller Kummer sind, diese sind im Feuer, darin stöhnen sie und atmen schwer wieder ein.
Çince:
至于薄命的,将进入火狱,他们在其中将要叹气,将要哽咽。
Hollandaca:
En zij die ellendig zullen zijn, worden in het hellevuur geworpen; daar zullen zij weenen en jammeren.
Rusça:
Несчастные пребудут в Огне, где они будут вдыхать и выдыхать.
Somalice:
kuwa xumaadayna naarbay gali dhexdeedayna ku hiinraagi kuna qaylyi.
Swahilice:
Ama wale wa mashakani hao watakuwamo Motoni wakiyayayatika na kukoroma.
Uygurca:
بەتبەختلەرگە كەلسەك، ئۇلار دوزاخقا كىرىدۇ، ئۇلار دوزاختا (ئېشەك ھاڭرىغاندەك) توۋلاپ نالە - پەرياد چېكىدۇ
Japonca:
その時惨な者たちは,火獄の中にいよう。その中でかれらは,ため息とすすり泣き(に喘ぐだけである)。
Arapça (Ürdün):
«فأما الذين شقوا» في علمه تعالى «ففي النار لهم فيها زفير» صوت شديد «وشهيق» صوت ضعيف.
Hintçe:
तो जो लोग बदबख्त है वह दोज़ख़ में होगें और उसी में उनकी हाए वाए और चीख़ पुकार होगी
Tayca:
ดังนั้น สำหรับบรรดาผู้ที่มีทุกข์ก็จะอยู่ในนรก สำหรับพวกเขาที่อยู่ในนั้นคือ การถอนหายใจและการสะอื้น
İbranice:
אולם, האומללים, הם אלה שיהיו באש הגיהינום, בה ינשפו ויזעקו
Hırvatça:
I nesretni će u Vatru, u njoj će teško izdisati i udisati;
Rumence:
Nenorociţii vor fi în Foc, unde vor geme şi vor suspina şi
Transliteration:
Faamma allatheena shaqoo fafee alnnari lahum feeha zafeerun washaheequn
Türkçe:
Bahtsızlığa düşenler ateş içindedir. Çok ıstıraplı bir soluyuş ve hıçkırışları vardır orada.
Sahih International:
As for those who were [destined to be] wretched, they will be in the Fire. For them therein is [violent] exhaling and inhaling.
İngilizce:
Those who are wretched shall be in the Fire: There will be for them therein (nothing but) the heaving of sighs and sobs:
Azerbaycanca:
Bədbəxt olanlar od içərisində (Cəhənnəmdə) qalacaqlar. Onların orada ah-fəryad gözləyir.
Süleyman Ateş:
Bahtsızlar ateştedirler. Onların orada (o bunaltıcı ateş içinde) bir soluk alıp verişleri vardır ki!...
Diyanet Vakfı:
Bedbaht olanlar ateştedirler, orada onların (öyle feci) nefes alıp vermeleri vardır ki.
Erhan Aktaş:
Mutsuz olanlar ateştedir. Onlar, orada hıçkırırlar, inleyip dururlar.
Kral Fahd:
Bedbaht olanlar ateştedirler, orada onların (öyle feci) nefes alıp vermeleri vardır ki;
Hasan Basri Çantay:
Şakıy olanlara gelince: Onlar ateşdedirler ki orada (çok fecî) bir nefes alıb vermeleri vardır onların.
Muhammed Esed:
Bedbaht olanlar (dünyadayken yaptıklarından ötürü) ateşte (yaşayacak) ve orada ah çekip inleyecekler.
Gültekin Onan:
Mutsuz olanlar ateştedirler, onlar için orada (kahırla ve acıyla) nefes alıp vermeler vardır.
Ali Fikri Yavuz:
Muazzeb olanlar, ateştedirler ki, onlar için orada feci bir inilti ve soluma vardır.
Portekizce:
Quanto aos desventurados, serão precipitados no fogo, donde exalarão gemidos e gritos,
İsveççe:
De fördömda skall ha Elden till boning och under stönanden och jämmer
Farsça:
اما تیره بختان [که خود سبب تیره بختی خود بوده اند] در آتش اند، برای آنان در آنجا ناله های حسرت بار و عربده و فریاد است.
Kürtçe:
جا ئەوانەی بێ بەخت وچارە ڕەش بوون ئەوە لەناو ئاگردان لەناو ئەو (ئاگرە) دا ھەر ئاخ وئۆف و ھەنیسکیانە
Özbekçe:
Бас, бадбахт бўлганлар дўзахдалар. У ерда улар дод-фарёд қилурлар.
Malayca:
Adapun orang-orang yang celaka (disebabkan keingkaran dan maksiatnya), maka di dalam nerakalah tempatnya. Bagi mereka di situ, hanyalah suara memekik-mekik dan mendayu-dayu (seperti suara keldai).
Arnavutça:
Ata që janë fatkëqinj, do të gjenden në zjarr, në të cilin për ata ka kërrhamë (frymënxjerrje me zë), e po ashtu edhe rrënkim,
Bulgarca:
Онези, които са злочести, ще бъдат в Огъня. В него ще вдишват и издишват,
Sırpça:
И несрећни ће у Ватру, у њој ће тешко да издишу и удишу;
Çekçe:
Pokud se týká nešťastníků, ti do ohně přijdou a v něm bude pro ně jen sténání a úpěni
Urduca:
جو بد بخت ہوں گے وہ دوزخ میں جائیں گے (جہاں گرمی اور پیاس کی شدت سے) وہ ہانپیں گے اور پھنکارے ماریں گے
Tacikçe:
Аммо бадбахтон дар оташанд ва мардумонро дар он ҷо нолае зору фарёде сахт бувад.
Tatarca:
Әмма явыз бәхетсезләр утта булырлар, аларга анда ґәзабның катылыгыннан яман тавыш белән кычкыру вә ыңгырашу булыр.
Endonezyaca:
Adapun orang-orang yang celaka, maka (tempatnya) di dalam neraka, di dalamnya mereka mengeluarkan dan menarik nafas (dengan merintih),
Amharca:
እነዚያ መናጢ የሆኑትማ፡ በእሳት ውስጥ ናቸው፡፡ ለእነርሱ በእርሷ ውስጥ ማናፋትና መንሰቅሰቅ አላቸው፡፡
Tamilce:
ஆகவே, துர்ப்பாக்கியமடைந்தவர்கள் நரகத்தில் (எறியப்படுவார்கள்). அதில் அவர்களுக்கு பெரும் கூச்சலும் இறைச்சலும் உண்டு.
Korece:
이 불행한 자들은 불지옥에있게 될 것이매 그곳에는 그들을 위해 한탄과 통곡밖엔 없노라
Vietnamca:
Đối với những kẻ bất hạnh, chúng sẽ ở trong Ngục Lửa mà thở dài, gào thét.
Ayet Linkleri: