Arapça:
۞ وَمَا مِن دَابَّةٍ فِي الْأَرْضِ إِلَّا عَلَى اللَّهِ رِزْقُهَا وَيَعْلَمُ مُسْتَقَرَّهَا وَمُسْتَوْدَعَهَا ۚ كُلٌّ فِي كِتَابٍ مُّبِينٍ
Çeviriyazı:
vemâ min dâbbetin fi-l'arḍi illâ `ale-llâhi rizḳuhâ veya`lemü müsteḳarrahâ vemüstevde`ahâ. küllün fî kitâbim mübîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yeryüzünde rızkı Allah'a ait olmayan hiçbir canlı yoktur. O, onların karar kıldıkları yerleri de, emaneten durdukları yerleri de bilir. Onların hepsi apaçık bir kitaptadır.
Diyanet İşleri:
Yeryüzünde yaşayan bütün canlıların rızkı ancak Allah'a aittir. O, canlıları babaların sulbünde kararlaşmış ve anaların rahminde kararlaşmakta iken de bilir. Her şey apaçık bir Kitaptadır.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Yeryüzünde hiçbir mahluk yoktur ki rızkını vermek, Allah'a ait olmasına ve karar ettikleri ata bellerini de bilir, tevdi edildikleri ana rahimlerini de. Ve her şey, apaçık kitapta tespit edilmiştir.
Şaban Piriş:
Yeryüzünde hareket eden her canlının rızkı Allah’a aittir. Onun karar kılma /bulundukları yerini de emanet edileceği (gideceği) yeri de bilir. Hepsi açıklanmış bir kitaptadır.
Edip Yüksel:
Yeryüzündeki hiç bir yaratık yoktur ki rızkı ALLAH tarafından garanti edilmesin. Onların konaklarını ve uğrak yerlerini bilir. Tüm bunlar apaçık bir kitaptadır.
Ali Bulaç:
Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah'a ait olmasın. Onun karar (yerleşik) yerini de ve geçici bulunduğu yeri de bilir. (Bunların) Tümü apaçık bir kitapta (yazılı)dır.
Suat Yıldırım:
Yeryüzünde kımıldayan hiçbir canlı yoktur ki onun rızkı Allah'a ait olmasın.Allah her canlının hayatını geçirdiği yeri de, öleceği yeri de bilir. Bütün bunlar apaçık bir kitaptadır.[2,44; 29,17; 6,59]{KM, Mezmurlar 104, 11-12; 155,15-16}
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve yeryüzünde hiçbir yürüyen hayat sahibi yoktur ki, illâ onun rızkı Allah Teâlâ´ya aittir. Ve onun duracağı yeri de, emanet bırakılacak yeri de bilir. Hepsi de apaçık bir kitaptadır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Yerde hiçbir debelenen yoktur ki, rızkı Allah'ın üzerinde olmasın. O, onun karar kıldığı noktayı da bilir, emanet edildiği yeri de. Herşey, apaçık bir Kitap'tadır.
Bekir Sadak:
Bunlarin disinda, sabredip iyi isler isleyen kimseler, iste onlara magfiret ve buyuk ecir vardir.
İbni Kesir:
Yeryüzünde yürüyen hiç bir canlı yoktur ki, rızkı Allah´a ait olmasın. Onların durup dinlenecek ve saklanacak yerlerini de O bilir. Hepsi apaçık kitabdadır.
Adem Uğur:
Yeryüzünde yürüyen her canlının rızkı, yalnızca Allah´ın üzerinedir. Allah o canlının durduğu yeri ve sonunda bırakılacağı mekanı bilir. (Bunların) hepsi açık bir kitapta (levh-i mahfuz´da) dır.
İskender Ali Mihr:
Ve yeryüzünde yürüyen bir canlı yoktur ki
Celal Yıldırım:
Yeryüzünde hareket eden hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah´a ait olmasın. Onların yerleştikleri yeri de, tevdi´ edildikleri yeri de bilir. Bunların hepsi açık kitâbdadır.
Tefhim ul Kuran:
Yeryüzünde hiç bir canlı yoktur ki, rızkı Allah´a ait olmasın. Onun karar (yerleşik) yerini de ve geçici bulunduğu yeri de bilir. (Bunların) Tümü apaçık bir kitaptadır.
Fransızca:
Il n'y a point de bête sur terre dont la subsistance n'incombe à Allah qui connaît son gîte et son dépôt; tout est dans un Livre explicite.
İspanyolca:
No hay bestia sobre la tierra a cuyo sustento no provea Alá, Que conoce su madriguera y su depósito: todo está en una Escritura clara.
İtalyanca:
Non c'è animale sulla terra, cui Allah non provveda il cibo; Egli conosce la sua tana e il suo rifugio, poiché tutto [è scritto] nel Libro chiarissimo.
Almanca:
Und es gibt kein Lebewesen, das sich bewegt, dessen Rizq nicht ALLAH obliegt. Und ER kennt dessen Aufenthalts- und Aufbewahrungsort. Alles steht in einem deutlichen Register.
Çince:
大地上的动物,没有一个不是由真主担负其给养的,没有一个不是真主知道其住所 和贮藏处的。一切事物都记载在一本明确的天经中。
Hollandaca:
Er is geen schepsel dat op aarde kruipt, of God voorziet het van voedsel, en hij kent zijne woning en de plaats waar het zich verbergt. Het geheel is geschreven in het duidelijke boek van zijne besluiten.
Rusça:
Нет на земле ни единого живого существа, которого Аллах не обеспечивал бы пропитанием. Аллах знает их место пребывания и место хранения (утробы матерей или могилы). Все это записано в ясном Писании.
Somalice:
Dhul socod kasta Risqigeedu wuxuu saaranyahay Eebe wuxuuna ogyahay meejey ku Hoyan ooy u dheelman dhammaanna Kitaab Cad yey ku suganyihiin.
Swahilice:
NA HAKUNA mnyama yoyote katika ardhi ila riziki yake iko kwa Mwenyezi Mungu. Naye anajua makao yake na mapitio yake. Yote yamo katika Kitabu chenye kubainisha.
Uygurca:
يەر يۈزىدىكى ھايۋانلارنىڭ ھەممىسىگە رىزىق بېرىشنى اﷲ (مەرھەمەت يۈزىسىدىن) ئۈستىگە ئالغان، اﷲ ئۇلارنىڭ تۇرار جايىنى ۋە (ئۆلگەندىن كېيىن) كۆمۈلىدىغان جاينى بىلىدۇ، ئۇلارنىڭ ھەممىسى روشەن كىتابقا (يەنى لەۋھۇلمەھپۇزغا يېزىلغاندۇر
Japonca:
地上の凡ての生きもので,その御恵みをアッラーからいただいていない者はない。かれはそれらの居住所と寄留所を知っておられる。凡てはっきりと書物に(記されて)ある。
Arapça (Ürdün):
«وما من» زائدة «دابة في الأرض» هي ما دبَّ عليها «إلا على الله رزقها» تكفل به فضلا منه تعالى «ويعلم مستقرها» مسكنها في الدنيا أو الصُلب «ومستودعها» من الموت أو في الرحم «كل» ما ذكر «في كتاب مبين» بيِّن هو اللوح المحفوظ.
Hintçe:
और ज़मीन पर चलने वालों में कोई ऐसा नहीं जिसकी रोज़ी ख़ुदा के ज़िम्मे न हो और ख़ुदा उनके ठिकाने और (मरने के बाद) उनके सौपे जाने की जगह (क़ब्र) को भी जानता है सब कुछ रौशन किताब (लौहे महफूज़) में मौजूद है
Tayca:
และไม่ว่าสัตว์ตัวใดที่เหยียบย่ำอยู่ในแผ่นดิน เว้นแต่เครื่องยังชีพของมันเป็นหน้าที่ของอัลลอฮ์ และพระองค์ทรงรู้ที่พำนักของมันและที่พักชั่วคราวของมัน ทุกสิ่งอยู่ในบันทึกอันชัดแจ้ง
İbranice:
אין כל נפש חיה בארץ אלא שמאת אלוהים מתפרנסת, והוא יודע את משכנה כשהיא חיה, ויודע את מקום מותה, כי הכול (כתוב ומפורט) בספר ברור
Hırvatça:
Na Zemlji nema nijednog živog bića a da ga Allah ne hrani i da ne zna gdje koje skončava i gdje se sklanja. Sve to ima u jasnoj Knjizi.
Rumence:
Nu este vietate pe pământ care să nu fie înzestrată de Dumnezeu, şi căruia El să nu-i cunoască culcuşul şi cămara, căci totul este într-o Carte desluşită.
Transliteration:
Wama min dabbatin fee alardi illa AAala Allahi rizquha wayaAAlamu mustaqarraha wamustawdaAAaha kullun fee kitabin mubeenin
Türkçe:
Yerde hiçbir debelenen yoktur ki, rızkı Allah'ın üzerinde olmasın. O, onun karar kıldığı noktayı da bilir, emanet edildiği yeri de. Herşey, apaçık bir Kitap'tadır.
Sahih International:
And there is no creature on earth but that upon Allah is its provision, and He knows its place of dwelling and place of storage. All is in a clear register.
İngilizce:
There is no moving creature on earth but its sustenance dependeth on Allah: He knoweth the time and place of its definite abode and its temporary deposit: All is in a clear Record.
Azerbaycanca:
Yer üzündə yaşayan elə bir canlı yoxdur ki, Allah onun ruzisini verməsin. Allah onların (ata belindəki, ana bətnindəki və ya dünyadakı) sığınacaqlarını da, əmanət qoyulacaq (ölüb dəfn ediləcək) yerlərini də bilir. (Bunların) hamısı açıq-aşkar kitabdadır (lövhi-məhfuzdadır).
Süleyman Ateş:
Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah'a aidolmasın. (Allah) onun durduğu ve emanet bırakıldığı yeri bilir. Bunların hepsi apaçık bir Kitaptadır.
Diyanet Vakfı:
Yeryüzünde yürüyen her canlının rızkı, yalnızca Allah'ın üzerinedir. Allah o canlının durduğu yeri ve sonunda bırakılacağı mekanı bilir. (Bunların) hepsi açık bir kitapta (levh-i mahfuz'da) dır.
Erhan Aktaş:
Yeryüzünde yaşayan hiçbir canlı yoktur ki, rızkı Allah’a ait olmasın. O, onun karar kıldığı yeri ve geçici durduğu yeri bilir.(1) Bunların tamamı apaçık bir Kitâp’tadır.(2)
Kral Fahd:
Yeryüzünde hiçbir canlı yoktur ki, onun rızkı, Allah'ın üzerine olmasın. O, o canlının duracağı yeri de konulacağı yeri de bilir. Bunların hepsi de açık bir kitapta (levhi mahfuzda) dır.
Hasan Basri Çantay:
Yerde yürüyen hiç bir canlı haaric olmamak üzere rızıklar) Allahın üstünedir. Onların duracak yerlerini de, emânet edilen yerlerini de O bilir. (Bunların) hepsi (ve bütün halleri) o apaçık kitabdadır.
Muhammed Esed:
Ve yeryüzünde yaşayan hiçbir canlı yoktur ki rızkı Allaha bağlı olmasın; ayrıca O, her canlının (yeryüzünde) yaşama süresini de, (ölümden sonra) yerleşip kalacağı yeri de bilmektedir: Bütün bunlar apaçık bir kitapta yer almış bulunmaktadır.
Gültekin Onan:
Yeryüzünde hiç bir canlı yoktur ki rızkı Tanrı´ya ait olmasın. Onun karar (yerleşik) yerini de, geçici bulunduğu yeri de bilir. (Bunların) Tümü apaçık bir kitapta (yazılı)dır.
Ali Fikri Yavuz:
Yerde yürüyen ne kadar canlı varsa, hepsinin rızkı ancak Allah’a aittir. Onların dünyadaki meskenlerini de bilir, yumurtalıklardaki yerlerini de... Bunların hepsi Levh-i Mahfuz’da yazılıdır.
Portekizce:
Não existe criatura sobre a terra cujo sustento não dependa de Deus; Ele conhece a sua estância temporal e permanente,porque tudo está registrado num Livro lúcido.
İsveççe:
Det finns ingen levande varelse på jorden som Gud inte sörjer för; Han vet var de gömmer sig [vid fara] och den plats som skall bli deras sista vilorum; allt är inskrivet i [Guds] öppna bok.
Farsça:
و هیچ جنبده ای در زمین نیست مگر اینکه روزیِ او برخداست، و [او] قرارگاه واقعی و جایگاه موقت آنان را می داند؛ همه در کتابی روشن ثبت است.
Kürtçe:
ھیچ گیان لەبەرێک نیە لەزەویدا ئیلا لەسەر خوایە ڕزق و ڕۆزیەکەی وە (خوا) دەزانێت شوێنی مانەوەی وە شوێنی لێ دەرچوونی ھەمووی نوسراوە لەکتێبی ڕوون کەرەوە (لوح المحفوظ)دا
Özbekçe:
Ер юзида ўрмалаган нарса борки, уларнинг ризқи Аллоҳнинг зиммасидадир. У уларнинг турар жойларини ҳам, борар жойларини ҳам билур. Ҳаммаси очиқ-ойдин китобдадир.
Malayca:
Dan tiadalah sesuatupun dari makhluk-makhluk yang bergerak di bumi melainkan Allah jualah yang menanggung rezekinya dan mengetahui tempat kediamannya dan tempat ia disimpan. Semuanya itu tersurat di dalam Kitab (Lauh mahfuz) yang nyata (kepada malaikat-malaikat yang berkenaan).
Arnavutça:
S’ka asnjë gjallesë në Tokë, që Perëndia të mos ia ketë caktuar furnizimin dhe Ai di vendbanimin e tij dhe vendin e vdekjes. Të gjitha keto janë (të shënuara) në Librin e qartë.
Bulgarca:
И няма по земята твар, препитанието на която да не е от Аллах. Той знае нейното обиталище и хранилище. Всичко е в ясна книга.
Sırpça:
На Земљи нема ниједног живог бића а да му Аллах није обезбедио опскрбу, и Он зна где се свако живо биће налази и где ће умрети. Све је то записано у јасној Књизи.
Çekçe:
A není na světě zvířete jediného, jehož obživa by od Boha nezávisela; a On zná spočinutí jeho i složení jeho a to vše je v Knize zjevné zapsáno.
Urduca:
زمین میں چلنے والا کوئی جاندار ایسا نہیں ہے جس کا رزق اللہ کے ذمے نہ ہو اور جس کے متعلق وہ نہ جانتا ہو کہ کہاں وہ رہتا ہے اور کہاں وہ سونپا جاتا ہے، سب کچھ ایک صاف دفتر میں درج ہے
Tacikçe:
Ҳар ҷунбандае дар рӯи замин мавҷуд аст, рӯзии ӯ бар ӯҳдаи Худост ва ҷои зисту маргашро медонад зеро ҳама дар китоби мубин омадааст.
Tatarca:
Җирдәге һәр җан иясенең ризыгы Аллаһ кулында, дәхи аларның торачак җирләрен вә үлгәч күмеләчәк җирләрен белер. Барчасы Ләүхүл Мәхфуздәге китапта язылмыш.
Endonezyaca:
Dan tidak ada suatu binatang melata pun di bumi melainkan Allah-lah yang memberi rezekinya, dan Dia mengetahui tempat berdiam binatang itu dan tempat penyimpanannya. Semuanya tertulis dalam Kitab yang nyata (Lauh mahfuzh).
Amharca:
በምድርም ላይ ምንም ተንቀሳቃሽ የለችም ምግቧ በአላህ ላይ ያለ ቢኾን እንጂ፡፡ ማረፊያዋንም መርጊያዋንም ያውቃል፡፡ ሁሉም ግልጽ በሆነው መጽሐፍ ውስጥ ነው፡፡
Tamilce:
எந்த ஓர் உயிரினமும் பூமியில் இல்லை அதற்கு உணவளிப்பது அல்லாஹ்வின் மீது (கடமையாக) இருந்தே தவிர. (உலகத்தில்) அவை தங்குமிடத்தையும், (அவை இறந்த பிறகு) அவை அடக்கம் செய்யப்படும் இடத்தையும் அவன் நன்கறிவான். எல்லாம் தெளிவான பதிவேட்டில் (முன்பே பதிவுசெய்யப்பட்டு) உள்ளன.
Korece:
하나님의 양식이 아니고는 지상에 어떤 동물도 생식 할 수 없 으며 또한 그분은 그것들이 사는 곳과 그것들이 있는 곳을 아시나 니 그 모든 것이 성서에 분명히 쓰여 있노라
Vietnamca:
Không một sinh vật nào trên trái đất mà Allah không cung cấp bổng lộc cho nó. Ngài biết rõ nơi chúng cư ngụ và nơi chúng sẽ chết. Tất cả đều được ghi chép rõ ràng trong Quyển Kinh (Mẹ - Lawhu Al-Mahfuzh).
Ayet Linkleri: