Arapça:
وَالَّذِينَ كَفَرُوا بَعْضُهُمْ أَوْلِيَاءُ بَعْضٍ ۚ إِلَّا تَفْعَلُوهُ تَكُن فِتْنَةٌ فِي الْأَرْضِ وَفَسَادٌ كَبِيرٌ
Çeviriyazı:
velleẕîne keferû ba`ḍuhüm evliyâü ba`ḍ. illâ tef`alûhü tekün fitnetün fi-l'arḍi vefesâdün kebîr.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kâfirler de aslında birbirlerinin dostları ve yardımcılarıdırlar. Eğer siz de öyle yapmazsanız, yeryüzünde büyük bir fitne ve fesat çıkar.
Diyanet İşleri:
İnkar edenler birbirlerinin dostlarıdır. Eğer siz aranızda dost olmazsanız yeryüzünde kargaşalık, fitne ve büyük bozgun çıkar.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Kafir olanlarsa birbirlerinin dostudur, yardımcısıdır. Birbirinize yardım etmezseniz yeryüzünde bir fitne belirir, büyük bir bozgun meydana gelir.
Şaban Piriş:
Kâfir olanlar birbirlerinin velisidir. Eğer siz bunu yapmazsanız yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat olur.
Edip Yüksel:
İnkar edenler de birbirlerinin dostudur. Bu emirleri uygulamazsanız, yeryüzünde kaos ve büyük bir fesad olur.
Ali Bulaç:
İnkar edenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur.
Suat Yıldırım:
Dini inkâr edenler birbirlerine sahip çıkarlar. Eğer siz birbirinize yardımcı olmazsanız, dünyada fitne kopar, müthiş bir bozukluk, bir fesat ortaya çıkar.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve o kimseler ki, kâfir bulunmuşlardır, onların bazıları bazılarının velîleridir. Eğer bunu yapmazsanız, yeryüzünde bir fitne ve pek büyük bir fesat olur.
Yaşar Nuri Öztürk:
Küfre sapanlar da birbirlerinin dostlarıdır. Eğer şu dikkat çekilenleri yapmazsanız yeryüzünde bir fitne, büyük bir bozgun çıkar.
Bekir Sadak:
Allah´in ve peygamberinin, puta tapanlardan uzak oldugunu, buyuk hac gunu, Allah ve peygamberi insanlara ilen eder. Eger tevbe ederseniz, bu sizin icin daha hayirli olur, yuz cevirirseniz, bilin ki siz Allah´i aciz birakamazsiniz. Inkar edenlere can yakici azabi mujdele.
İbni Kesir:
Küfredenler ise birbirlerinin dostudurlar. Eğer siz bunu yapmazsanız
Adem Uğur:
Kâfir olanlar da birbirlerinin yardımcılarıdır. Eğer siz onu (Allah´ın emirlerini) yerine getirmezseniz yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat olur.
İskender Ali Mihr:
Kâfir olan kimseler birbirinin dostlarıdır. Onu yapmazsanız (birbirinizle dost olmazsanız) yeryüzünde fitne ve büyük fesat olur.
Celal Yıldırım:
inkâr edip küfre sapanlar ise birbirlerinin dost ve yârıdırlar. Eğer böyle yapmaz (birbirinize dost ve yakın olmaz)sanız, yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesad meydana gelir.
Tefhim ul Kuran:
Küfredenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur.
Fransızca:
Et ceux qui n'ont pas cru sont alliés les uns des autres. Si vous n'agissez pas ainsi [en rompant les liens avec les infidèles], il y aura discorde sur terre et grand désordre.
İspanyolca:
Los infieles son amigos unos de otros. Si no obráis así, habrá en la tierra desorden y gran corrupción.
İtalyanca:
I miscredenti sono alleati gli uni degli altri. Se non agirete in questo modo, ci saranno disordine e grande corruzione sulla terra.
Almanca:
Und diejenigen, die Kufr betrieben haben, sind einander Wali. Wenn ihr euch daran nicht haltet, wird es auf Erden eine Fitna und großes Übel geben.
Çince:
不信道的人互为监护人。如果你们不遵守这个命令,那末,地方上将要发生迫害和大乱。
Hollandaca:
Laat de ongeloovigen elkanders bloedverwanten zijn. Zoo lang gij dit niet ook doet, zullen er wanorde en groote plagen over de aarde heerschen.
Rusça:
Неверующие являются помощниками и друзьями друг другу. И если вы не будете поступать таким образом (если верующие не будут помощниками и друзьями друг другу), то на земле возникнут смута и великое беззаконие.
Somalice:
Kuwa Gaaloobay Qaarkood Waa Sokeeyaha Qaar haddaydaan saas falinna (Ogaanna) Fidmaa ahaan Dhulka iyo Fasaad wayn.
Swahilice:
Na wale walio kufuru ni marafiki wenyewe kwa wenyewe. Msipo fanya hivi itakuwako fitna katika nchi na fisadi kubwa.
Uygurca:
كاپىرلار (ياردەمدە ۋە مىراستا) بىر - بىرىگە ئىگىدۇر، ئەگەر بۇ ھۆكۈمگە ئەمەل قىلمىساڭلار، يەر يۈزىدە پىتنە ۋە چوڭ قالايمىقانچىلىق تۇغۇلىدۇ
Japonca:
信じない者たちも互いに守護しあっている。あなたがたがそうしないならば,地上の治安は乱れて大変な退廃が起ころう。
Arapça (Ürdün):
«والذين كفروا بعضهم أولياء بعض» في النصرة والإرث فلا إرث بينكم وبينهم «إلا تفعلوه» أي تولي المسلمين وقمع الكفار «تكن فتنة في الأرض وفساد كبير» بقوة الكفر وضعف الإسلام.
Hintçe:
और जो लोग काफ़िर हैं वह भी (बाहम) एक दूसरे के सरपरस्त हैं अगर तुम (इस तरह) वायदा न करोगे तो रूए ज़मीन पर फ़ितना (फ़साद) बरपा हो जाएगा और बड़ा फ़साद होगा
Tayca:
“และบรรดาผู้ที่ปฏิเสธศรัทธานั้น บางส่วนของพวกเขาย่อมเป็นผู้ช่วยเหลืออีกบางส่วน หากพวกเจ้าไม่ปฏิบัติในสิ่งนั้น แล้ว ความวุ้นวายและความเสียหายอันใหญ่หลวง ก็จะเกิดขึ้นในแผ่นดิน
İbranice:
ואלה אשר כפרו מגינים זה לזה, ואם אתם המאמינים לא תנהגו כך (תהיו מגינים זה לזה,) תהיה התמרדות ושחיתות רבה בארץ
Hırvatça:
Nevjernici su jedni drugima zaštitnici. Ne postupite li tako, nastat će smutnja na Zemlji i nered veliki.
Rumence:
Cei care tăgăduiesc sunt prieteni unii altora. Dacă voi nu veţi face astfel, pe pământ se va întinde o răzvrătire şi o mare stricăciune.
Transliteration:
Waallatheena kafaroo baAAduhum awliyao baAAdin illa tafAAaloohu takun fitnatun fee alardi wafasadun kabeerun
Türkçe:
Küfre sapanlar da birbirlerinin dostlarıdır. Eğer şu dikkat çekilenleri yapmazsanız yeryüzünde bir fitne, büyük bir bozgun çıkar.
Sahih International:
And those who disbelieved are allies of one another. If you do not do so, there will be fitnah on earth and great corruption.
İngilizce:
The Unbelievers are protectors, one of another: Unless ye do this, (protect each other), there would be tumult and oppression on earth, and great mischief.
Azerbaycanca:
Kafirlər də bir-birinin dostlarıdır (köməkçiləridir). Əgər siz bunları (yuxarıda sizə buyurulanları) etməsəniz, yer üzündə böyük bir fitnə-fəsad olar (islam zəifləyər, küfr isə artıb qüvvətlənər).
Süleyman Ateş:
İnkar edenler, birbirlerinin velisidirler. Eğer bunu yapmazsanız (mü'minleri bırakıp kafirleri dost tutarsanız), yeryüzünde fitne ve büyük bir kargaşa olur.
Diyanet Vakfı:
Kafir olanlar da birbirlerinin yardımcılarıdır. Eğer siz onu (Allah'ın emirlerini) yerine getirmezseniz yeryüzünde bir fitne ve büyük bir fesat olur.
Erhan Aktaş:
Kâfirler birbirlerinin evliyasıdır.(1) Eğer siz de bunu yapmazsanız(2), yeryüzünde fitne(3) ve büyük kargaşa olur.
Kral Fahd:
Küfredenler de biribirlerinin velîleridirler: (Bu itibarla siz, birbirinize gerekli yardımı) yapmazsanız, yeryüzünde fitne ve büyük kargaşa olur.
Hasan Basri Çantay:
Kâfir olanlar bile birbirinin yardımcılarıdır. Eğer siz bunu yapmazsanız yer yüzünde bir fitne ve büyük fesâd olur.
Muhammed Esed:
Bütün bunlarla birlikte, (unutmayın ki) hakkı inkara şartlanmış olanlar birbirleriyle müttefiktirler; siz de (birbirinizle) öyle olmadıkça yer yüzünde fitne ve büyük bir karışıklık baş gösterecektir.
Gültekin Onan:
Küfredenler birbirlerinin velileridir. Eğer siz bunu yapmazsanız (birbirinize yardım etmez ve dost olmazsanız) yeryüzünde bir fitne ve büyük bir bozgunculuk (fesat) olur.
Ali Fikri Yavuz:
Kâfirler de birbirlerinin yardımcılarıdır. Eğer siz emredildiğiniz gibi yardımlaşmazsanız, yeryüzünde bir fitne (İslâm zâ’fiyeti) ve büyük bir fesad (küfür hâkimiyeti) olur.
Portekizce:
Quanto aos incrédulos, são igualmente protetores uns aos outros; e se vós não o fizerdes (protegerdes uns aos outros),haverá intriga e grande corrupção sobre a terra.
İsveççe:
De som framhärdar i att förneka sanningen är sinsemellan bundsförvanter och de stöder och beskyddar varandra; om ni inte handlar på samma sätt kommer förtrycket på jorden att fortsätta och oordningen och sedefördärvet att tillta.
Farsça:
و آنان که کافرند، دوستان و یاران یکدیگرند [و] اگر شما فرمان پیوند [با اهل ایمان و قطع رابطه با کافران] را به اجرا نگذارید فتنه و فسادی بزرگ در زمین پیدا خواهد شد.
Kürtçe:
وە ئەوانەی کە بێ بڕوان ھەندێکیان دۆستی ھەندێکیانن ئەگەر ئەو (پشتیوانیە) نەکەن لەزەویدا ئاژاوەو فەساد و بەد خویەکی گەورە بەرپا دەبێت
Özbekçe:
Куфр келтирганлар бир-бирларига валийдирлар. Агар (мазкур нарсани) қилмасангиз, ер юзида фитна ва катта фасод бўладир.
Malayca:
Dan orang-orang yang kafir, setengahnya menjadi penyokong dan pembela bagi setengahnya yang lain. Jika kamu (wahai umat Islam) tidak menjalankan (dasar bantu-membantu sesama sendiri yang diperintahkan oleh Allah) itu, nescaya akan berlakulah fitnah (kekacauan) di muka bumi dan kerosakan yang besar.
Arnavutça:
E, mohuesit janë miq për njëri-tjetrin. Nëse nuk veproni kështu siç jeni urdhëruar, do të bëhet ngatërresë dhe çrregullim i madh në Tokë.
Bulgarca:
А които са неверници, те са ближни един на друг. Не извършите ли това, ще има заблуда по земята и голяма развала.
Sırpça:
Неверници су једни другима заштитници. Ако не поступите тако, настаће смутња на Земљи и велики неред.
Çekçe:
Ti, kdož neuvěřili, jsou si navzájem přáteli. Jestliže neučiníte podobně, pak zavládne na zemi pokušení i zkaženost veliká.
Urduca:
جو لوگ منکرِ حق ہیں وہ ایک دوسرے کی حمایت کرتے ہیں اگر تم یہ نہ کرو گے تو زمین میں فتنہ اور بڑا فساد برپا ہو گا
Tacikçe:
Кофирон низ ёру дӯсти якдигаранд. Агар риояи он накунед, фитнаву фасоде бузург дар он сарзамин падид хоҳад омад.
Tatarca:
Кәферләр бер-берсенә дуслардыр әгәр Аллаһ кушканнарны үтәмәсәгез җирдә фетнәләр чыгар вә зур бозыклыклар булыр, ягъни иман ягы зәгыйфьләнер, кәфер ягы куәтләнер.
Endonezyaca:
Adapun orang-orang yang kafir, sebagian mereka menjadi pelindung bagi sebagian yang lain. Jika kamu (hai para muslimin) tidak melaksanakan apa yang telah diperintahkan Allah itu, niscaya akan terjadi kekacauan di muka bumi dan kerusakan yang besar.
Amharca:
እነዚያም የካዱት ከፊሎቻቸው ለከፊሉ ረዳቶች ናቸው፡፡ (ከምእምናን መረዳዳትን ከከሓዲያን መቆራረጥን) ባትሠሩት በምድር ላይ ሁከትና ታላቅ ጥፋት ይኾናል፡፡
Tamilce:
இன்னும், நிராகரிப்பவர்கள் - அவர்களில் சிலர் சிலருக்கு பொறுப்பாளர்கள் ஆவார்கள். நீங்கள் அதை செய்யவில்லையென்றால் (நம்பிக்கையாளர்களே! நீங்கள் உங்களுக்குள் ஒருவர் மற்றவருக்கு உதவவில்லையென்றால்), பூமியில் குழப்பமும் (இஸ்லாமிய மார்க்கத்திற்கு எதிராக) பெரும் கலகமும் ஆகிவிடும்.
Korece:
불신자들이 서로가 서로를 보호하니 만일 너희가 그렇게 하 지 않는다면 지상에는 혼동과 큰 재해가 있으리라
Vietnamca:
Những kẻ vô đức tin là đồng minh của nhau. Nếu các ngươi (những người có đức tin) không thực hiện (việc bảo vệ lẫn nhau) thì e rằng sự áp bức và bất công sẽ đầy rẫy khắp nơi trên trái đất và sự thối nát sẽ to lớn.
Ayet Linkleri: