Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

2

Sûredeki Ayet No: 

111

Ayet No: 

118

Sayfa No: 

17

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَقَالُوا لَن يَدْخُلَ الْجَنَّةَ إِلَّا مَن كَانَ هُودًا أَوْ نَصَارَىٰ ۗ تِلْكَ أَمَانِيُّهُمْ ۗ قُلْ هَاتُوا بُرْهَانَكُمْ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ

Çeviriyazı: 

veḳâlû ley yedḫule-lcennete illâ men kâne hûden ev neṣârâ. tilke emâniyyühüm. ḳul hâtû bürhâneküm in küntüm ṣâdiḳîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Bir de "yahudi ve hıristiyanlardan başkası asla cennete giremeyecek" dediler. Bu onların kendi kuruntularıdır. Sen de onlara de ki; "Eğer doğru iseniz, haydi bakalım getirin delilinizi."

Diyanet İşleri: 

Yahudi veya Hıristiyan olmayan kimse elbette cennete girmeyecek dediler; bu onların kuruntularıdır. De ki: "Sözünüz doğru ise delillerinizi getirin".

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Cennete Yahudi yahut Nasrani olmayan kesin olarak giremez dediler, kendi kuruntuları bu. De ki: Doğrucuysanız hadi, delillerinizi getirin bakalım.

Şaban Piriş: 

Yahudi ve Hıristiyan olanlardan başkası cennete giremeyecek! dediler; bu onların kuruntusudur. Onlara de ki: Eğer doğru söylüyorsanız, delilinizi getirin.

Edip Yüksel: 

Yahudi veya Hristiyanlardan başkası cennete giremez," dediler. Bu, onların kuruntusudur. De ki: "Doğru sözlüler iseniz delilinizi getirin.

Ali Bulaç: 

Dediler ki: "Yahudi veya Hıristiyan olmayan hiç kimse kesin olarak cennete giremez." Bu, onların kendi kuruntularıdır. De ki: "Eğer doğru sözlüyseniz, kesin-kanıtınızı (burhan) getirin."

Suat Yıldırım: 

Bir de: “Yahudi veya Hıristiyan olanlardan başkası cennete asla giremez!” dediler. Bu onların kendi kuruntuları... Sen de ki: “İddianızda tutarlı iseniz haydi delilinizi ortaya koyun!” [5,18]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve dediler ki «cennete Yahudi veya Nasranî olanlardan başkası elbette giremeyecektir.» Bu onların boş hülyalarıdır. De ki: «Hüccetinizi getirin, eğer siz sâdık kimseler iseniz.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Yahudi yahut Hıristiyan olandan başkası cennete asla giremeyecek. dediler. Bu, onların hurafeleri/anlamını bilmeden okuyuşları/kuruntularıdır. De ki onlara: "Eğer doğru sözlü iseniz hadi getirin susturucu kanıtınızı!"

Bekir Sadak: 

«Yahudi veya hiristiyan olmayan kimse elbettte cennete girmeyecek» dediler

İbni Kesir: 

Ve dediler ki: Yahudi ve Hristiyan olanlardan başkası cennete girmeyecek. Bu onların kuruntusudur. De ki: Eğer sadıklar dan iseniz delilinizi getirin.

Adem Uğur: 

(Ehl-i kitap:) Yahudiler yahut hıristiyanlar hariç hiç kimse cennete giremeyecek, dediler. Bu onların kuruntusudur. Sen de onlara: Eğer sahiden doğru söylüyorsanız delilinizi getirin, de.

İskender Ali Mihr: 

Dediler ki: “Cennete yahudi veya hristiyan olan kişinin dışında kimse girmeyecektir.” Bu, onların emaniyye (zan ve kuruntularına ait bilgi)leridir. De ki: “Eğer siz (iddianızda) sadıklar iseniz delilinizi getirin.”

Celal Yıldırım: 

(Yahudilerle Hıristiyanlar) dediler ki: «Yahudi ve Hıristiyan olanlardan başkası elbette Cennet´e giremez.» Bu, onların kuruntularıdır. De ki: (Eğer bu iddianızda) doğru kimselerseniz haydi kesin bilgi veren delillerinizi getirin!

Tefhim ul Kuran: 

Dediler ki: «Yahudi veya Hıristiyan olmadıkça, kimse kesin olarak cennete giremez.» Bu, onların kendi kuruntularıdır (öngörüleridir) . De ki: «Eğer doğru sözlüler iseniz, kesin kanıt (burhan) ınızı getiriniz.»

Fransızca: 

Et ils ont dit : "Nul n'entrera au Paradis que Juifs ou Chrétiens". Voilà leurs chimères. - Dis : "Donnez votre preuve, si vous êtes véridiques".

İspanyolca: 

Y dicen: «Nadie entrará en el Jardín sino los judíos o los cristianos.» Ésos son sus anhelos. Di: «¡Aportad vuestra prueba, si es verdad lo que decís!»

İtalyanca: 

E dicono: "Non entreranno nel Paradiso altri che i giudei e i nazareni". Questo è quello che vorrebbero! Di': "Portatene una prova, se siete veritieri"

Almanca: 

Und schon sagten sie: "Die Dschanna wird keiner betreten außer demjenigen, der Jude oder Nazarener war." - diese sind ihre Wunschvorstellungen - Sag: "Bringt euren Beweis, solltet ihr wahrhaftig sein."

Çince: 

他们说:除犹太教徒和基督教徒外,别的人绝不得入乐园。这是他们的妄想。你说:如果你们是诚实的,那末,你们拿出证据来吧!

Hollandaca: 

Zij zeggen: slechts Joden en Christenen komen in het paradijs, zegt hun echter: Toont uwe bewijzen, indien gij waarachtig zijt.

Rusça: 

Они сказали: "Не войдет в Рай никто, кроме иудеев или христиан". Таковы их мечты. Скажи: "Приведите ваше доказательство, если вы говорите правду".

Somalice: 

waxay dhaheen ma galo Jannado ruuxaan Yuhuud ahayn ama Nasaaro, taasina waa yididiilo (been ah) waxaad dhahdaa keena xujadiina haddaad run sheegeysaan.

Swahilice: 

Na walisema: Hataingia Peponi ila aliyekuwa Yahudi au Mkristo. Hayo ni matamanio yao. Sema: Leteni ushahidi wenu kama nyinyi ni wasema kweli.

Uygurca: 

ئۇلار: «يەھۇدىي ياكى ناسارا بولمىغان ئادەم (يەنى يەھۇدىيلار يەھۇدىي بولمىغان ئادەم، ناسارالار ناسارا بولمىغان ئادەم) ھەرگىزمۇ جەننەتكە كىرمەيدۇ» دېيىشتى. بۇ، ئۇلارنىڭ قۇرۇق ئارزۇسىدۇر. «ئەگەر (سۆزۈڭلاردا) راستچىل بولساڭلار، دەلىلىڭلارنى كەلتۈرۈڭلار» دېگىن

Japonca: 

かれらは,「ユダヤ人とキリスト教徒の外,誰も楽園に入いれないだろう。」と言う。それはかれらの(虚しい)望みである。言ってやるがいい。「もしあなたがたが真実なら,証拠を出して見なさい。」

Arapça (Ürdün): 

«وقالوا لن يدخل الجنة إلا من كان هوداً» جمع هائد «أو نصارى» قال ذلك يهود المدينة ونصارى نجران لما تناظروا بين يدي النبي أي قال اليهود لن يدخلها إلا اليهود وقال النصارى لن يدخلها إلا النصارى «تلك» القولة «أمانيهم» شهواتهم الباطلة «قل» لهم «هاتوا برهانكم» حجتكم على ذلك «إن كنتم صادقين» فيه.

Hintçe: 

और (यहूद) कहते हैं कि यहूद (के सिवा) और (नसारा कहते हैं कि) नसारा के सिवा कोई बेहिश्त में जाने ही न पाएगा ये उनके ख्याली पुलाव है (ऐ रसूल) तुम उन से कहो कि भला अगर तुम सच्चे हो कि हम ही बेहिश्त में जाएँगे तो अपनी दलील पेश करो

Tayca: 

และพวกเขากล่าวว่า จะไม่มีใครเข้าสวรรค์เลย นอกจากผู้ที่เป็นยิวหรือเป็นคริสเตียนเท่านั้น นั่นคือความเพ้อฝันของพวกเขา จงกล่าวเถิด (มูฮัมมัด) ว่า พวกท่านจงนำหลักฐานของพวกท่านมา ถ้าพวกท่านเป็นผู้พูดจริง

İbranice: 

הם סוברים לחינם, שלגן העדן ייכנסו רק יהודים או נוצרים, זו שאיפתם. אמור: 'הציגו את הוכחתכם אם באמת אתם צודקים

Hırvatça: 

Oni govore: "U Džennet neće ući niko osim onoga ko bude židov ili kršćanin!" To su puste želje njihove. Reci: "Dajte svoj dokaz, ako istinu govorite!"

Rumence: 

Ei spun: “Nu vor intra în Rai decât evreii şi nazareenii!” Aşa ar vrea ei! Spune-le: “Aduceţi dovada, dacă spuneţi adevărul!”

Transliteration: 

Waqaloo lan yadkhula aljannata illa man kana hoodan aw nasara tilka amaniyyuhum qul hatoo burhanakum in kuntum sadiqeena

Türkçe: 

"Yahudi yahut Hıristiyan olandan başkası cennete asla giremeyecek." dediler. Bu, onların hurafeleri/anlamını bilmeden okuyuşları/kuruntularıdır. De ki onlara: "Eğer doğru sözlü iseniz hadi getirin susturucu kanıtınızı!"

Sahih International: 

And they say, "None will enter Paradise except one who is a Jew or a Christian." That is [merely] their wishful thinking, Say, "Produce your proof, if you should be truthful."

İngilizce: 

And they say: "None shall enter Paradise unless he be a Jew or a Christian." Those are their (vain) desires. Say: "Produce your proof if ye are truthful."

Azerbaycanca: 

(Yəhudilər və xaçpərəstlər) dedilər: “Cənnətə yəhudilərdən və xaçpərəstlərdən başqası girməyəcək!” Bu, ancaq onların xülyalarıdır. (Ya Rəsulum!) Onlara söylə: “Əgər (bu sözü) doğru deyirsinizsə, dəlilinizi gətirin!”

Süleyman Ateş: 

Yahudi yahut hıristiyan olandan başkası cennete girmeyecek, dediler. Bu, onların kuruntusudur. De ki: "Doğru iseniz, delilinizi getirin."

Diyanet Vakfı: 

(Ehl-i kitap:) Yahudiler yahut hıristiyanlar hariç hiç kimse cennete giremeyecek, dediler. Bu onların kuruntusudur. Sen de onlara: Eğer sahiden doğru söylüyorsanız delilinizi getirin, de.

Erhan Aktaş: 

Onlar, “Yahudi ve Nesârâ’dan(1) başkası Cennet’e giremeyecek.” derler. Bu, onların kuruntusudur. De ki: “Eğer doğru söylüyorsanız iddianızı kanıtlayın.”

Kral Fahd: 

(Ehli kitap:) Yahudiler yahut hıristiyanlar hariç hiç kimse cennete giremeyecek, dediler. Bu onların kuruntusudur. Sen de onlara: Eğer sahiden doğru söylüyorsanız delilinizi getirin, de.

Hasan Basri Çantay: 

(Yahudiler ve Hıristiyanlar) dediler ki: «Yahudi veya Nasrânî olanlardan başkası asla cennete girmeyecek.» Bu, onların kuruntularıdır. (Habîbim, onlara) söyle: «Eğer (bu iddianızda) doğrucu kimseler iseniz burhanınızı getirin.».

Muhammed Esed: 

Onlar: "Yahudi ve Hıristiyan olmadıkça hiç kimse cennete giremez!" diye iddia ederler. Bu onların kuruntusudur! De ki: "Eğer söylediklerinizde samimi iseniz, iddianızı kanıtlayın!"

Gültekin Onan: 

&quot

Ali Fikri Yavuz: 

Yahûdi’ler, “-Cennet’e ancak yâhudi olanlar girer” ve hristiyanlar da, yine: “-cennet’e ancak hristiyan olanlar girer” dediler. Bu, onların kuruntularıdır. Ey Habibim, onlara söyle “- Eğer bu davânızda sâdık kimselerseniz delilinizi getirin.

Portekizce: 

Disseram: Ninguém entrará no Paraíso, a não ser que seja judeu ou cristão. Tais são as suas idéias fictícias. Dize-lhes:Mostrai vossa prova se estiverdes certos.

İsveççe: 

OCH DE säger: "Ingen skall stiga in i paradiset som inte är jude" - eller "kristen". Det är vad de önskar och hoppas. Säg: "Lägg fram era bevis, om det ni säger är sant."

Farsça: 

و گفتند: هرگز کسی وارد بهشت نمی شود مگر آنکه یهودی یا نصرانی باشد، این دروغ ها و اباطیل آنان است؛ بگو: اگر راستگویید دلیل و برهان خود را بیاورید.

Kürtçe: 

(جوولەکەو گاورەکان) وتیان: کەس ناچێتە بەھەشتەوە مەگەر یەکێک کە جوولەکە یا گاور بێت ئەمە ئاواتیانە پێیان بڵێ: بەڵگەتان بھێنن ئەگەر راست دەکەن

Özbekçe: 

Ва улар: «Жаннатга яҳудий ва насронийлардан бошқа ҳеч ким кирмайди», дедилар. Бу уларнинг хом хаёлларидир. «Агар ростгўй бўлсангиз, ҳужжатингизни келтиринг», деб айт.

Malayca: 

Dan mereka (Yahudi dan Nasrani) berkata pula: "Tidak sekali-kali akan masuk Syurga melainkan orang-orang yang berugama Yahudi atau Nasrani". Yang demikian itu hanyalah angan-angan mereka sahaja. Katakanlah (wahai Muhammad): "Bawalah kemari keterangan-keterangan yang (membuktikan kebenaran) apa yang kamu katakan itu, jika betul kamu orang-orang yang benar".

Arnavutça: 

(Hebrenjt dhe të krishterët) thonin: askush nuk do të hyjë në xhennet përveç hebrenjve ose të krishterëve. – Këto janë dëshirat e tyre boshe! – Thuaju ti (O Muhammed): “Nëse ju jini të drejtë, sillni argumentin (për atë që po thoni).

Bulgarca: 

И рекоха [хората на Писанието]: “В Рая ще влязат само юдеи и християни.” Това са техните въжделения. Кажи им: “Дайте своя довод, ако говорите истината!”

Sırpça: 

Они говоре: "У Рај неће ући нико осим онога ко буде Јевреј или хришћанин!" То су пусте жеље њихове. Реци: "Дајте свој доказ, ако истину говорите!"

Çekçe: 

Říkají: 'Nevejde do ráje nikdo kromě toho, kdo je židem či křesťanem!' Takové je jen přání jejich; ty však rci: 'Přineste mi důkazy své, jste-li pravdomluvní!'

Urduca: 

ان کا کہنا ہے کہ کوئی شخص جنت میں نہ جائے گا جب تک کہ وہ یہودی نہ ہو (یا عیسائیوں کے خیال کے مطابق) عیسائی نہ ہو یہ ان کی تمنائیں ہیں ان سے کہو، اپنی دلیل پیش کرو، اگر تم اپنے دعوے میں سچے ہو

Tacikçe: 

Гуфтанд: «Ғайра яҳудон ва тарсоён касе ба биҳишт намеравад». Ин орзуи онҳост. Бигӯ: «Агар рост мегӯед, ҳуҷҷати хеш биёваред».

Tatarca: 

Яһүдләр һәм насаралар әйтәләр: "Җәннәткә һичкем кермәс, мәгәр яһүдләр яки насаралар керер", – дип. Әмма аларның бу сүзләре – алдана торган бушка өметләнүдер. Әгәр җәннәткә без генә керәбез дигән сүзегез дөрес булса, дәлилләрегезне китерегез! Бу сүзләрне Аллаһ әйттеме?

Endonezyaca: 

Dan mereka (Yahudi dan Nasrani) berkata: "Sekali-kali tidak akan masuk surga kecuali orang-orang (yang beragama) Yahudi atau Nasrani". Demikian itu (hanya) angan-angan mereka yang kosong belaka. Katakanlah: "Tunjukkanlah bukti kebenaranmu jika kamu adalah orang yang benar".

Amharca: 

«ገነትንም አይሁድን ወይም ክርስቲያኖችን የኾነ ሰው እንጂ ሌላ አይገባትም» አሉ፡፡ ይህቺ (ከንቱ) ምኞታቸው ናት፡፡ «እውነተኞች እንደኾናችሁ አስረጃችሁን አምጡ» በላቸው፡፡

Tamilce: 

இன்னும், “யார் யூதர்களாக, அல்லது கிறித்தவர்களாக இருக்கிறார்களோ அவர்களைத் தவிர (எவரும்) சொர்க்கத்தில் நுழையவே மாட்டார்” என (அவர்கள்) கூறினார்கள். அவை அவர்களுடைய வீண் நம்பிக்கைகளாகும்! (நபியே!) கூறுவீராக: “நீங்கள் உண்மையாளர்களாக இருந்தால் உங்கள் ஆதாரத்தைக் கொண்டு வாருங்கள்.”

Korece: 

유대인이나 기독교인이 아니면 천국에 들어갈 수 없다 라고그들은 말하나 그것은 그들의 상 상에 불과하도다 일러가로되 그들이 진실이라면 증거를 제시하라 말하라

Vietnamca: 

Và họ (những người Do Thái và Thiên Chúa) nói: “Không ai được vào Thiên Đàng trừ người Do Thái hoặc Thiên Chúa.” Đó chẳng qua chỉ là mộng tưởng của họ mà thôi. Ngươi hãy bảo họ (hỡi Muhammad): “Vậy các người hãy đưa ra bằng chứng chứng minh lời nói của các người là sự thật đi nào!”