Arapça:
أَلَمْ تَعْلَمْ أَنَّ اللَّهَ لَهُ مُلْكُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۗ وَمَا لَكُم مِّن دُونِ اللَّهِ مِن وَلِيٍّ وَلَا نَصِيرٍ
Çeviriyazı:
elem ta`lem enne-llâhe lehû mülkü-ssemâvâti vel'arḍ. vemâ leküm min dûni-llâhi miv veliyyiv velâ neṣîr.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bilmez misin ki, hakikaten göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır, hepsi O'nundur. Size de Allah'dan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır.
Diyanet İşleri:
Göklerin ve yerin Hükümdarlığının Allah'a aid olduğunu bilmez misin? Allah'tan başka dost ve yardımcınız yoktur.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Bilmez misin ki şüphesiz göklerin saltanatı da Allah'ındır, yeryüzünün saltanatı da ve sizin için Allah'tan başka ne bir dost vardır, ne bir yardımcı.
Şaban Piriş:
Göklerin ve yerin hükümranlığının Allah’a ait olduğunu ve sizin Allah’tan başka bir veli ve bir yardımcınızın olmadığını bilmez misin?
Edip Yüksel:
Yerin, göklerin egemenliğinin ALLAH'a ait olduğunu ve ALLAH'tan başka bir sahip ve yardımcın olmadığını bilmez misin?
Ali Bulaç:
(Yine) Bilmez misin ki, gerçekten göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. Sizin Allah'tan başka veliniz ve yardımcınız yoktur.
Suat Yıldırım:
Bilmez misin ki göklerin ve yerin hükümranlığı Allah'ındır. Sizin O’ndan başka ne bir hâminiz, ne de bir yardımcınız yoktur.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Bilmez misin ki göklerin ve yerin mülkü muhakkak Allah´ındır. Ve sizler için Allah Teâlâ´dan başka ne bir velî ve ne de bir yardımcı vardır.
Yaşar Nuri Öztürk:
Bilmedin mi ki göklerin de yerin de mülk ve saltanatı yalnız Allah'ındır. Sizin için Allah'tan başka ne bir velî vardır ne de bir yardımcı.
Bekir Sadak:
Goklerin ve yerin Hukumdarliginin Allah´a aid oldugunu bilmez misin? Allah´tan baska dost ve yardimciniz yoktur.
İbni Kesir:
Göklerin ve yerin mülkünün gerçekten Allah´a ait olduğunu ve sizin için Allah´dan başka bir sahib ve yardımcı olmadığını bilmez misiniz?
Adem Uğur:
(Yine) bilmez misin, göklerin ve yerin mülkiyet ve hükümranlığı yalnızca Allah´ındır? Sizin için Allah´tan başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.
İskender Ali Mihr:
Bilmez misiniz? Muhakkak ki göklerin ve yerin mülkü Allah´ındır, O´nundur. Ve sizin için Allah´tan başka dost ve yardımcı da yoktur.
Celal Yıldırım:
Göklerin ve yerin mülkünün Allah´a ait olduğunu bilmez misin? Size de Allah´tan başka ne bir dost, ne de bir yardımcı vardır.
Tefhim ul Kuran:
(Yine) Bilmez misin ki, gerçekten göklerin ve yerin mülkü Allah´ındır. Ve sizin Allah´tan başka veliniz de yardımcınız da yoktur.
Fransızca:
Ne sais-tu pas qu'à Allah, appartient le royaume des cieux et de la terre, et qu'en dehors d'Allah vous n'avez ni protecteur ni secoureur ?
İspanyolca:
¿No sabes que el dominio de los cielos y de la tierra es de Alá y que no tenéis. fuera de Alá, amigo ni auxiliar?
İtalyanca:
Non sai che Allah possiede il Regno dei cieli e della terra e, all'infuori di Lui, non c'è per voi né patrono né soccorritore?
Almanca:
Weißt du etwa nicht, daß ALLAH doch die Herrschaft der Himmel und der Erde gehört, und daß es für euch anstelle von ALLAH weder Wali noch Beistehenden gibt?!
Çince:
难道你不知道真主有天地的国权吗?除真主之外,你们既没有任何保护者,又没有任何援助者。
Hollandaca:
Weet gij niet dat hij regeerder van den hemel en van de aarde is; en gij buiten hem geen beschermer en helper hebt?
Rusça:
Разве ты не знаешь, что Аллаху принадлежит власть над небесами и землей и что нет у вас, кроме Аллаха, ни покровителя, ни помощника?
Somalice:
miyaadan ogayn in Eebe leeyahay xukunka Samaawaadka iyo Dhulka, Idinmana sugnaanin Eebe ka sokow sokoeye iyo gargaare midna.
Swahilice:
Hujui kwamba Mwenyezi Mungu ana ufalme wa mbingu na ardhi? Nanyi hamna mlinzi wala msaidizi isipo kuwa Mwenyezi Mungu.
Uygurca:
ئاسمانلارنىڭ ۋە زېمىننىڭ پادىشاھلىقى اﷲ قا مەنسۇپ ئىكەنلىكىنى بىلمەمسەن؟ سىلەرگە اﷲ تىن باشقا ھېچقانداق دوست ۋە مەدەتكار يوقتۇر
Japonca:
あなたは天と地の大権が,アッラーの有であることを知らないのか。またあなたがたには,アッラー以外に守護者も援助者もないのである。
Arapça (Ürdün):
«ألم تعلم أن الله له ملك السموات والأرض» يفعل ما يشاء «وما لكم من دون الله» أي غيره «من» زائدة «وليٌ» يحفظكم «ولا نصير» يمنع عنكم عذابه إن أتاكم، ونزل لما سأله أهل مكة أن يوسعها ويجعل الصفا ذهباً.
Hintçe:
क्या तुम नहीं जानते कि आसमान की सलतनत बेशुबहा ख़ास खुदा ही के लिए है और खुदा के सिवा तुम्हारा न कोई सरपरस्त है न मददगार
Tayca:
เจ้า (มุฮัมมัด) มิได้รู้ดอกหรือว่า แท้จริงอัลลอฮ์นั้นทรงมีอำนาจแห่งชั้นฟ้าทั้งหลาย และแผ่นดิน อื่นจากอัลลอฮ์แล้ว พวกเจ้าย่อมไม่มีผู้คุ้มครองใด ๆ และผู้ช่วยเหลือใด ๆ
İbranice:
האם לא תדע כי לאלוהים מלכות השמים והארץ, ואין לכם בלעדי אלוהים תומך ולא מגן
Hırvatça:
Zar ti ne znaš da Allahu pripada vlast i na nebesima i na Zemlji i da, osim Allaha, ni zaštitnika ni pomagača nemate?!
Rumence:
Nu ştii că a lui Dumnezeu este împărăţia cerurilor şi a pământului şi că, afară de Dumnezeu, nu aveţi nici oblăduitor şi nici ajutor?
Transliteration:
Alam taAAlam anna Allaha lahu mulku alssamawati waalardi wama lakum min dooni Allahi min waliyyin wala naseerin
Türkçe:
Bilmedin mi ki göklerin de yerin de mülk ve saltanatı yalnız Allah'ındır. Sizin için Allah'tan başka ne bir velî vardır ne de bir yardımcı.
Sahih International:
Do you not know that to Allah belongs the dominion of the heavens and the earth and [that] you have not besides Allah any protector or any helper?
İngilizce:
Knowest thou not that to Allah belongeth the dominion of the heavens and the earth? And besides Him ye have neither patron nor helper.
Azerbaycanca:
Məgər sən bilmirsən ki, göylərin və yerin səltənəti (hökmranlığı) ancaq Allaha məxsusdur və sizin Allahdan başqa bir dostunuz və yardımçınız yoxdur?!
Süleyman Ateş:
Bilmedin mi ki, göklerin ve yerin mülkü (hükümranlığı, yönetimi, mülkiyeti) yalnız Allah'ındır. Sizin için Allah'tan başka ne bir koruyucu, ne de bir yardımcı yoktur.
Diyanet Vakfı:
(Yine) bilmez misin, göklerin ve yerin mülkiyet ve hükümranlığı yalnızca Allah'ındır? Sizin için Allah'tan başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.
Erhan Aktaş:
Göklerin ve yerin egemenliğinin Allah’a ait olduğunu bilmez misin? Sizin için Allah’ın yanı sıra ne bir veli(1) ne de bir yardımcı vardır.
Kral Fahd:
(Yine) bilmez misin, göklerin ve yerin mülkiyet ve hükümranlığı yalnızca Allah'ındır? Sizin için Allah'tan başka ne bir dost ne de bir yardımcı vardır.
Hasan Basri Çantay:
Göklerin ve yerin mülk (-ü tasarrufu) hakıykaten Allahın olduğunu ve sizin Allahdan başka ne bir yâr, ne de hakıykî bir yardımcı bulunmadığını bilmedin mi?
Muhammed Esed:
Bilmez misin ki göklerin ve yerin hükümdarlığı Allah´ındır ve Allah´tan başka sizi koruyacak ve yardım edecek hiç kimse yoktur?
Gültekin Onan:
Bilmez misin ki gerçekten göklerin ve yerin mülkü Tanrı´nındır. Sizin Tanrı´dan başka veliniz ve yardımcınız yoktur.
Ali Fikri Yavuz:
Bilmezmisin ki, göklerin ve yerin saltanatı Allah’ındır ve sizin için Allah’dan başka bir dost ve yardımcı yoktur.
Portekizce:
Porventura, não sabes que a Deus pertence o reino dos céus e da terra e que, além de Deus, (vós) não tereis outroprotetor, nem defensor?
İsveççe:
Vet du inte att Gud äger herraväldet över himlarna och jorden? Ni har ingen beskyddare och ingen hjälpare utom Gud.
Farsça:
آیا ندانسته ای که فرمانروایی و حکومت آسمان ها و زمین فقط در سیطره اوست و شما را جز خدا هیچ سرپرست و یاوری نیست؟
Kürtçe:
ئایا نازانیت کە موڵکی ئاسمانەکان و زەوی ھەر بۆخوایە؟ وە ھیچ پشتیوان و یاریدە دەرێکتان نیە، خوا نەبێت
Özbekçe:
Албатта, осмонлару ернинг мулки Аллоҳники эканини ва сизларга Аллоҳдан ўзга дўст йўқ, ёрдамчи ҳам йўқлигини билмадингми? («Насх» сўзи луғатда ўзгартиш, бекор қилиш маъносини билдиради. Шариат таърифида эса, бир шаръий ҳукмнинг ундан кейин келган шаръий далил билан бекор қилинишига айтилади. Тушуниш учун оддий бир мисол келтирадиган бўлсак, кўпчилик бўлар-бўлмасга Пайғамбар алайҳиссалом ҳузурларига кириб, бекорчи гаплар билан у зотнинг вақтларини олишаверганидан сўнг, Аллоҳ таоло оят тушириб, ким Пайғамбар алайҳиссалом билан ҳузурларида ёлғиз қолиб гаплашмоқчи бўлса, гаплашишдан олдин садақа қилишга буюрди. Одамлар бу орқали Пайғамбар алайҳиссаломнинг қимматли вақтларини бекор ўтказмаслик лозим эканлигини англаб бўлганларидан сўнг, бошқа оят тушириб, аввалги ҳукм бекор қилингани эълон этилди.)
Malayca:
Tidakkah engkau mengetahui bahawa sesungguhnya Allah Yang Menguasai segala alam langit dan bumi? Dan tiadalah bagi kamu selain Allah sesiapapun yang dapat melindungi dan yang dapat memberi pertolongan.
Arnavutça:
A nuk e di ti (me siguri e di) se vetëm Perëndia është pronar i qiejve dhe Tokës dhe ju përpos Perëndisë nuk keni tjetër mbrojtës as ndihmës?
Bulgarca:
Не узна ли ти, че на Аллах принадлежи владението на небесата и на земята, и нямате освен Аллах нито покровител, нито избавител?
Sırpça:
Зар ти не знаш да небеско и земаљско царство припада Аллаху и да, осим Аллаха, ни заштитника ни помагача немате?!
Çekçe:
Což nevíš, že Bohu náleží království nebes i země a že nemáte kromě Boha ochránce ani pomocníka žádného?
Urduca:
کیا تمہیں خبر نہیں ہے کہ زمیں اور آسمان کی فرمانروائی اللہ ہی کے لیے ہے اور اس کے سوا کوئی تمہاری خبر گیری کرنے اور تمہاری مدد کرنے والا نہیں ہے؟
Tacikçe:
Оё намедонӣ, ки Худо фармонравои осмонҳо ва замин аст ва шуморо ҷуз ӯ ёреву ёваре нест?
Tatarca:
Әллә белмисеңме җир һәм күкләр байлыгы шиксез Аллаһу тәгаләнеке икәнлеген? Бит Аллаһудан башка сезгә кирәк нәрсәләрегезне бирүче вәли һәм ярдәмче юк.
Endonezyaca:
Tiadakah kamu mengetahui bahwa kerajaan langit dan bumi adalah kepunyaan Allah? Dan tiada bagimu selain Allah seorang pelindung maupun seorang penolong.
Amharca:
አላህ የሰማያትና የምድር ንግሥና ለርሱ ብቻ መኾኑን አታውቅምን? ለእናንተም ከአላህ ሌላ ዘመድና ረዳት ምንም የላችሁም፡፡
Tamilce:
(நபியே!) நிச்சயமாக அல்லாஹ், அவனுக்கே வானங்கள் இன்னும் பூமியின் ஆட்சி உரியது என்பதை நீர் அறியவில்லையா? இன்னும், அல்லாஹ்வை அன்றி உங்களுக்கு பொறுப்பாளருமில்லை; உதவியாளருமில்லை.
Korece:
천지가 하나님께 있음을 너회는 알지 않느뇨 그분 외에는 보 호자도 원조자도 없노라
Vietnamca:
Lẽ nào Ngươi không biết vương quyền cai trị các tầng trời và trái đất đều thuộc về Allah hay sao? Và ngoài Allah, các ngươi sẽ không có bất cứ vị bảo hộ cũng như vị giúp đỡ nào.
Ayet Linkleri: