Arapça:
مَّا يَوَدُّ الَّذِينَ كَفَرُوا مِنْ أَهْلِ الْكِتَابِ وَلَا الْمُشْرِكِينَ أَن يُنَزَّلَ عَلَيْكُم مِّنْ خَيْرٍ مِّن رَّبِّكُمْ ۗ وَاللَّهُ يَخْتَصُّ بِرَحْمَتِهِ مَن يَشَاءُ ۚ وَاللَّهُ ذُو الْفَضْلِ الْعَظِيمِ
Çeviriyazı:
mâ yeveddü-lleẕîne keferû min ehli-lkitâbi vele-lmüşrikîne ey yünezzele `aleyküm min ḫayrim mir rabbiküm. vellâhü yaḫteṣṣu biraḥmetihî mey yeşâ'. vellâhü ẕü-lfaḍli-l`ażîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Ne Kitap ehlinden, ne de müşriklerden hiçbiri, size Rabbinizden bir hayır indirilsin istemez. Allah ise, üstünlüğü, rahmetiyle dilediğine mahsus kılar ve Allah çok büyük lütuf sahibidir.
Diyanet İşleri:
Kitap ehlinden ve Allah'a eş koşanlardan inkar edenler, Rabbinizden size bir iyilik gelmesini istemezler. Allah, rahmetini dilediğine tahsis eder. Allah büyük nimet sahibidir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ne kitap ehlinden kafir olanlar, ne de müşrikler, size Rabbinizden bir hayır indirilmesini istemezler. Allah'sa dilediğini rahmetiyle seçer de ona bir hususiyet verir. Allah büyük bir ihsan sahibidir.
Şaban Piriş:
Kitap ehli olan kâfirler de, müşrikler de size Rabbinizden hiçbir hayır indirilmesini istemezler. Allah ise rahmetiyle dilediği kimseyi seçerek ihsanda bulunur. Şüphesiz Allah en büyük lütuf ve ihsan sahibidir.
Edip Yüksel:
Kitaplıların inkarcıları da, putperestler de Rabbinizden size bir iyilik indirilmesini istemez. ALLAH rahmetini dilediğine verir. ALLAH büyük lütuf sahibi.
Ali Bulaç:
Kitap Ehlinden olan kafirler ve müşrikler, Rabbinizden üzerinize bir hayrın indirilmesini arzu etmezler. Allah ise, dilediğine rahmetini tahsis eder. Allah büyük fazl sahibidir.
Suat Yıldırım:
Gerek Ehl-i kitaptan gerek müşriklerden olsun, kâfirler, Rabbinizden size herhangi bir hayır indirilmesini arzu etmezler. Fakat Allah rahmetini dilediğine seçip ihsan eder. Allah büyük lütuf sahibidir.
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ehl-i kitaptan kâfir olanlar da ve müşrikler de sizin üzerinize Rabbiniz tarafından bir hayrın indirilmesini arzu etmezler. Allah Teâlâ ise rahmetini dilediğine tahsis buyurur. Ve Allah Teâlâ pek büyük ihsan sahibidir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Ehlikitap'ın küfre sapanlarıyla müşrikler, Rabbinizden size bir hayır indirilmesini istemezler. Ama Allah, rahmetini dilediğine özgüler. Allah, büyük lütfun sahibidir.
Bekir Sadak:
Kitab ehlinden ve Allah´a es kosanlardan inkar edenler, Rabbinizden size bir iyilik gelmesini istemezler. Allah, rahmetini diledigine tahsis eder. Allah buyuk nimet sahibidir.
İbni Kesir:
Ehl-i Kitab´dan kafir olanlar da, müşrikler de Rabbınızdan size hiç bir hayır indirilmesini istemezler. Allah, rahmetini dilediğine tahsis eder. Allah, büyük lütuf ve ihsan sahibidir.
Adem Uğur:
(Ey müminler!) Ehl-i Kitaptan kâfirler ve putperestler de Rabbinizden size bir hayır indirilmesini istemezler. Halbuki Allah rahmetini dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.
İskender Ali Mihr:
Ehli kitaptan kâfir olanlar ve müşrikler, Rabbinizden sizin üzerinize hayırdan (rahmet ve fazl) indirilmesini sevmezler (istemezler). Ve Allah, rahmetini dilediği kimseye tahsis eder. Ve Allah, fazlıl azîmin sahibidir.
Celal Yıldırım:
Kitap ehlinden inkâra sapanlar da, Allah´a ortak koşanlar da Rabbinizden size bir iyilik indirilmesini istemezler. Allah ise rahmetini dilediğine tahsîs eder. Allah çok büyük lütuf ve iyilik sahibidir.
Tefhim ul Kuran:
Kitap Ehlinden olan kafirler ve müşrikler, Rabbinizden üzerinize bir hayrın indirilmesini arzu etmezler. Allah ise, dilediğine rahmetini tahsis eder. Allah büyük fazl sahibidir.
Fransızca:
Ni les mécréants parmi les gens du Livre , ni les Associateurs n'aiment qu'on fasse descendre sur vous un bienfait de la part de votre Seigneur, alors qu'Allah réserve à qui Il veut sa Miséricorde. Et c'est Allah le Détenteur de l'abondante grâce.
İspanyolca:
Los que no creen, tanto gente de la Escritura como asociadores, no desearían que vuestro Señor os enviara bien alguno. Pero Alá particulariza con Su misericordia a quien Él quiere. Alá es el Dueño del favor inmenso.
İtalyanca:
Quelli della gente del Libro che sono miscredenti e gli associatori, detestano che il vostro Signore faccia scendere su di voi la Sua benevolenza. Ma Allah sceglie chi vuole per la Sua misericordia! Allah è il Padrone dell'immenso favore.
Almanca:
Weder diejenigen unter den Schriftbesitzern, die Kufr betrieben haben, noch die Muschrik wünschen sich, daß euch etwas Gutes von eurem HERRN nach und nach hinabgesandt wird. Doch ALLAH gewährt Gnade, wem er will. Und ALLAH ist von unermeßlicher Gunst.
Çince:
不信道者──信奉天经的和以物配主的──都不愿有任何福利从你们的主降於你们。真主把他的慈恩专赐给他所意欲的人,真主是有宏恩的。
Hollandaca:
De ongeloovigen en de schriftbezitters wenschen, even als de heidenen, dat geenerhande gunst van uwen Heer op u nederdale; maar God beweldadigt wien hij wil; want God is almachtig.
Rusça:
Неверующие люди Писания и многобожники не хотят, чтобы вам ниспосылалось благо от вашего Господа. Аллах же отмечает Своей милостью, кого пожелает. Аллах обладает великой милостью.
Somalice:
ma jeela kuwii Gaaloobay oo ehelu Kitaabka ahaa (Yuhuud iyo Na- saara) lye Gaaladii Carbeed in Iaydinku soo dajiyo khayr xagga Eebe ka yimid. Eebana wuxuu ku kaliyeelaa Naxariistiisa ruuxuu donna, Eebana fadligiisu (Khayrkiisu) waa waynyahay.
Swahilice:
Walio kufuru miongoni mwa watu wa Kitabu na washirikina hawapendi mteremshiwe kheri yoyote kutoka kwa Mola wenu Mlezi. Na Mwenyezi Mungu humkusudia kumpa rehema yake ampendaye. Na Mwenyezi Mungu ni mwenye fadhila kubwa.
Uygurca:
ئەھلى كىتاب ۋە مۇشرىكلاردىن بولغان كاپىرلار پەرۋەردىگارىڭلار تەرىپىدىن سىلەرگە بىرەر ياخشىلىقنىڭ چۈشۈشىنى ياقتۇرمايدۇ، اﷲ ئۆزىنىڭ خالىغان بەندىسىگە پەيغەمبەرلىكنى خاس قىلىدۇ، اﷲ چوڭ پەزل ئىگىسىدۇر
Japonca:
啓典の民の中,不信心者と多神教徒は,主からあなたがたに善いことが下るのを決して喜ばない。だがアッラーは,御心に適う者に,特別な慈悲をかけられる。アッラーは偉大な恩恵の主であられる。
Arapça (Ürdün):
«ما يود الذين كفروا من أهل الكتاب ولا المشركين» من العرب عطف على أهل الكتاب ومن للبيان «أن يُنَزَّلَ عليكم من» زائدة «خير» وحي «من ربكم» حسداً لكم «والله يختص برحمته» نبوته «من يشاء والله ذو الفضل العظيم»
Hintçe:
ऐ रसूल अहले किताब में से जिन लोगों ने कुफ्र इख़तेयार किया वह और मुशरेकीन ये नहीं चाहते हैं कि तुम पर तुम्हारे परवरदिगार की तरफ से भलाई (वही) नाज़िल की जाए और (उनका तो इसमें कुछ इजारा नहीं) खुदा जिसको चाहता है अपनी रहमत के लिए ख़ास कर लेता है और खुदा बड़ा फज़ल (करने) वाला है
Tayca:
บรรดาผู้ปฏิเสธการศรัทธาทั้งจากอะฮ์ลุลกิตาป และจากบรรดามุชริกนั้น ต่างไม่ชอบที่จะให้มีความดีใด ๆ จากพระเจ้าของพวกเจ้าถูกประทานลงมาแก่พวกเจ้าและอัลลอฮ์านั้นจะทรงเจาะจงความกรุณาของพระองค์แก่ผู้ที่พระองค์ทรงประสงค์และอัลลอฮ์นั้นเป็นผู้มีบุญคุณอันใหญ่หลวง
İbranice:
אלה אשר כפרו מבין בעלי הספר או מהמשתפים (עבודה זרה,) אינם רוצים כי תורד אליכם כל טובה מעם ריבונכם, אך אלוהים מקצה את רחמיו למי שירצה. כי אלוהים בעל החסד האדיר
Hırvatça:
Oni kojima je data Knjiga koji ne vjeruju, a ni oni koji Allahu druge u obožavanju pridružuju, ne vole da se vama od Gospodara vašeg bilo kakvo dobro objavi. Allah Svojom milošću odlikuje koga hoće, i Allah je posjednik obilja velikog.
Rumence:
Aceia dintre oamenii Cărţii care nu cred, dimpreună cu închinătorii la idoli, nu vor ca asupra voastră să fie pogorâtă vreo binefacere a Domnului vostru, însă Dumnezeu alege pentru milostivenia Sa pe cine voieşte. Dumnezeu este Stăpânul Harului cel Mare.
Transliteration:
Ma yawaddu allatheena kafaroo min ahli alkitabi wala almushrikeena an yunazzala AAalaykum min khayrin min rabbikum waAllahu yakhtassu birahmatihi man yashao waAllahu thoo alfadli alAAatheemi
Türkçe:
Ehlikitap'ın küfre sapanlarıyla müşrikler, Rabbinizden size bir hayır indirilmesini istemezler. Ama Allah, rahmetini dilediğine özgüler. Allah, büyük lütfun sahibidir.
Sahih International:
Neither those who disbelieve from the People of the Scripture nor the polytheists wish that any good should be sent down to you from your Lord. But Allah selects for His mercy whom He wills, and Allah is the possessor of great bounty.
İngilizce:
It is never the wish of those without Faith among the People of the Book, nor of the Pagans, that anything good should come down to you from your Lord. But Allah will choose for His special Mercy whom He will - for Allah is Lord of grace abounding.
Azerbaycanca:
(Ey mö’minlər!) Nə əhli-kitabdan olan kafirlər, nə də müşriklər sizə Rəbbiniz tərəfindən heç bir xeyir göndərilməsini istəməzlər. Halbuki Allah Öz mərhəmətini istədiyi kimsəyə məxsus (bəxş) edər. Allah böyük mərhəmət (ne’mət) sahibidir!
Süleyman Ateş:
Nankör olan bazı Kitap ehli kimseler de, müşrikler de size Rabbinizden bir hayır indirilmesini istemezler. Oysa Allah, rahmetini dilediğine tahsis eder, Allah, büyük lutuf sahibidir.
Diyanet Vakfı:
(Ey müminler!) Ehl-i Kitaptan kafirler ve putperestler de Rabbinizden size bir hayır indirilmesini istemezler. Halbuki Allah rahmetini dilediğine verir. Allah büyük lütuf sahibidir.
Erhan Aktaş:
Kitâp Ehli’nin ve Müşriklerin kâfirleri(1) Rabb’inizden, size bir hayrın indirilmesini istemezler. Oysa Allah, rahmetini dilediği kimseye ayırır. Allah, Büyük Lütuf Sahibi’dir.
Kral Fahd:
(Ey müminler!) Ehli kitaptan ve müşriklerden olan kâfirler, Rabbinizden size bir hayır indirilmesini istemezler. Halbuki Allah rahmetini dilediği kimseye tahsis eder. Allah büyük lütuf sahibidir.
Hasan Basri Çantay:
Ehl-i Kitabdan olan kâfirler de, (Allaha eş koşan) müşriklerde size Rabbinizden hiç bir hayır indirilmesini istemez (ler) Allah ise rahmetiyle kimi dilerse onu mümtaz kılar. Allah en büyük lûtf-ü inayet saahibidir.
Muhammed Esed:
Ne önceki vahyin takipçilerinden hakikati inkara yeltenenler, ne de Allah´tan başka şeylere ilahlık yakıştıranlar, Rabbin tarafından sana indirilen bir hayrı görmekten hoşlanırlar; ancak Allah dilediğini rahmete ulaştırır; zira Allah, sınırsız lütuf Sahibidir.
Gültekin Onan:
Kitap ehlinden olan küfredenler ve müşrikler rabbinizden üzerinize bir hayrın indirilmesini istemezler / arzu etmezler. (Oysa) Tanrı (ise) rahmetini dilediğine verir. Tanrı büyük fazl sahibidir.
Ali Fikri Yavuz:
Ne ehli kitaptan olan kâfirler, ne de müşrikler, size Rabbınızdan hiç bir hayır indirilmesini sevmez ve istemezler. Allah nübüvvet ve vahyi, rahmetiyle dilediği kimseye tahsis eder. Allah büyük ihsan sahibidir.
Portekizce:
Aos incrédulos, dentre os adeptos do Livro, e aos idólatras, agradaria que não vos fosse enviada nenhuma mercê dovosso Senhor; mas Deus outorga a Sua Clemência exclusivamente a quem Lhe apraz, porque é Agraciante por excelência.
İsveççe:
Varken de som förnekar sanningen bland efterföljarna av äldre tiders uppenbarelser eller de som dyrkar avgudar ser med blida ögon att er Herre skänker er något av Sitt goda. Men Gud utmärker den Han vill med Sin nåd; Guds nåd är en outsinlig källa.
Farsça:
نه کافران از اهل کتاب و نه مشرکان، دوست ندارند که هیچ خیری از سوی پروردگارتان بر شما نازل شود، در حالی که خدا هرکه را بخواهد به رحمت خود اختصاص می دهد؛ و خدا دارای فضل بزرگی است.
Kürtçe:
حەزناکەن ئەوانەی کەبێ بڕوان لە خاوەن نامە و ھاوبەش پەیداکەرەکان کە ھیچ شتێکی باشتان لەخواوە بۆ بنێردرێتە خوارەوە بەڵام خواش بەخششی خۆی بۆ کەسێک کەبیەوێ تەرخان دەکات و خوا خاوەنی چاکەی گەورەیە
Özbekçe:
Аҳли китоб ва мушриклардан бўлган кофирлар сизларга Роббингиздан яхшилик туширилишини ёқтирмайдилар. Ва ҳолбуки, Аллоҳ Ўз раҳматини кимга хоҳласа, ўшанга хос қилади. Аллоҳ улуғ фазл эгасидир.
Malayca:
Orang-orang kafir dari Ahli kitab, dan juga dari orang-orang musyrik, tidak suka kiranya diturunkan kepada kamu sedikit dari kebaikan (atau wahyu) dari Tuhan kamu Padahal Allah berhak menentukan rahmatNya kepada sesiapa yang dikehendakiNya; dan Allah (jualah Yang) mempunyai limpah kurnia yang amat besar.
Arnavutça:
Nuk duan mohuesit: ithtarët e Librit dhe paganët, që t’u zbresë juve ndonjë e mirë nga Zoti juaj. E, Perëndia, mëshirën e vet ia dhuron kujt të dojë; Perëndia është pronar i mirësisë së madhe.
Bulgarca:
Нито онези от хората на Писанието, които не повярваха, нито съдружаващите желаеха на вас да бъде низпослано благо от вашия Господ. Но Аллах определя за Своята милост когото пожелае. Аллах е Владетелят на великата благодат.
Sırpça:
Не воле они који не верују међу следбеницима Књиге а ни многобошци, да се вама од Господара вашег било какво добро објави. Аллах Својом милошћу одликује кога хоће, и Аллах је поседник доброте величанствене.
Çekçe:
Ti, kdož nevěří z vlastníků Písma a modloslužebníků, si nepřejí, aby na vás sestoupilo dobrodiní od Pána vašeho. Avšak Bůh vyznamenává milosrdenstvím Svým, koho chce - a Bůh vládcem je přízně nesmírné.
Urduca:
یہ لوگ جنہوں نے دعوت حق کو قبول کرنے سے انکار کر دیا ہے، خواہ اہل کتاب میں سے ہوں یا مشرک ہوں، ہرگز یہ پسند نہیں کرتے کہ تمہارے رب کی طرف سے تم پر کوئی بھلائی نازل ہو، مگر اللہ جس کو چاہتا ہے، اپنی رحمت کے لیے چن لیتا ہے اور وہ بڑا فضل فرمانے والا ہے
Tacikçe:
Аз миёни аҳли китоб онон, ки кофир шуданд ва низ мушрикон дӯст намедоранд, ки аз ҷониби Парвардигор ба шумо хайре бирасад. Ва ҳол он ки Худо ҳар касро, ки бихоҳад, ба бахшоиши хеш махсус медорад. Худо соҳиби фазле бузург аст!
Tatarca:
Ий мөэминнәр! Раббыгыздан сезгә хәерле аятьләрнең иңевен кәферләр һәм мөшрикләр һич тә яратмыйлар. Аллаһ, үзе теләгән бәндәләренә рәхмәт кылыр, Ул үзенә итагать иткәннәргә олугъ фазыйләт иясе.
Endonezyaca:
Orang-orang kafir dari Ahli Kitab dan orang-orang musyrik tiada menginginkan diturunkannya sesuatu kebaikan kepadamu dari Tuhanmu. Dan Allah menentukan siapa yang dikehendaki-Nya (untuk diberi) rahmat-Nya (kenabian); dan Allah mempunyai karunia yang besar.
Amharca:
እነዚያ ከመጽሐፉ ባለቤቶችና ከአጋሪዎቹም የካዱት በናንተ ላይ ከጌታችሁ የኾነ መልካም ነገር መወረዱን አይወዱም፡፡ አላህም በችሮታው (በነቢይነት) የሚሻውን ይመርጣል፡፡ አላህም የታላቅ ችሮታ ባለቤት ነው፡፡
Tamilce:
(நம்பிக்கையாளர்களே!) வேதக்காரர்கள் இன்னும் இணைவைப்பவர்கள் ஆகிய நிராகரிப்பாளர்கள் (தங்களிடம் உள்ளதை விட) சிறந்தது எதுவும் உங்கள் இறைவனிடமிருந்து உங்களுக்கு இறக்கப்படுவதை விரும்ப மாட்டார்கள். என்றாலும், அல்லாஹ் - தான் நாடுகிறவர்களுக்குத் தனது கருணையை - விசேஷமாக வழங்குகிறான். அல்லாஹ் மகத்தான அருளுடையவன் ஆவான்.
Korece:
성서의 백성들 가운데 믿음 이 없는 자들이나 불신자들은 그 들 주님으로부터 너회들 위에 복 음이 계시되는 것을 좋아하지 않 으나 하나님께서는 그분의 뜻에 따라 그분이 선택하여 자비를 베 푸시니 하나님의 은총은 충만하심 이라
Vietnamca:
Không một người vô đức tin nào thuộc dân Kinh Sách (Do Thái và Thiên Chúa) kể cả dân đa thần lại muốn Thượng Đế của các ngươi ban điều tốt xuống cho các ngươi bao giờ (hỡi những người có đức tin). Tuy nhiên, với lòng thương xót của Ngài, Ngài dành đặc ân cho ai Ngài muốn bởi Allah là chủ nhân của thiên ân vĩ đại.
Ayet Linkleri: