Arapça:
قَالُوا لَقَدْ عَلِمْتَ مَا لَنَا فِي بَنَاتِكَ مِنْ حَقٍّ وَإِنَّكَ لَتَعْلَمُ مَا نُرِيدُ
Çeviriyazı:
ḳâlû leḳad `alimte mâ lenâ fî benâtike min ḥaḳḳ. veinneke leta`lemü mâ nürîd.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlar: "Sen de bilirsin ki, bizim senin kızlarınla bir ilgimiz yoktur. Sen bizim ne istediğimizi gayet iyi biliyorsun." dediler.
Diyanet İşleri:
And olsun ki, senin kızlarınla bir işimiz olmadığını biliyorsun; doğrusu, ne istediğimizin farkındasın dediler.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Andolsun ki dediler, sen de bilirsin, kızlarında hiç gözümüz yok, sen bizim ne istediğimizi bilirsin.
Şaban Piriş:
Senin kızlarını istemediğimizi biliyorsun. Bizim ne istediğimizi de elbette biliyorsun, dediler.
Edip Yüksel:
"Bilirsin ki senin kızlarına bizim bir ihtiyacımız yok. Sen bizim ne istediğimizi iyi bilirsin," dediler.
Ali Bulaç:
Dediler ki: "Andolsun, senin kızlarında bizim haktan bir şeyimiz (ilgimiz ve arzumuz) olmadığını sen de bilmişsindir. Bizim ne istediğimizi gerçekte sen biliyorsun."
Suat Yıldırım:
Şöyle dediler: “Sen de pek iyi bilirsin ki senin kızlarında hakkımız ve onlarla hiç bir alâkamız yoktur, onlarda gözümüz yoktur, ama sen bizim ne istediğimizi pekâla biliyorsun!”
Ömer Nasuhi Bilmen:
Dediler ki: «Muhakkak sen bilmişsindir ki bizim için senin kızlarda bir hak yoktur. Ve şüphe yoktur ki sen bizim ne kasdettiğimizi elbette bilirsin.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Dediler ki: "Senin kızlarında hakkımız olmadığını çok iyi biliyorsun. Ne istediğimizi de çok iyi biliyorsun."
Bekir Sadak:
Medyen halkina kardesleri µuayb´i gonderdik. µoyle dedi: «Ey milletim! Allah´a kulluk edin
İbni Kesir:
Dediler ki: Senin kızlarınla bizim bir ilgimizin olmadığını biliyorsun. Sen ne istediğimizi bilirsin.
Adem Uğur:
Dediler ki: Senin kızlarında bizim bir hakkımız olmadığını biliyorsun. Ve sen bizim ne istediğimizi elbette bilirsin.
İskender Ali Mihr:
“Andolsun ki
Celal Yıldırım:
Lût´a dediler ki: «Elbette sen de bilirsin, bizim senin kızlarında hiçbir hakkımız yoktur ve sen bizim ne istediğimizi de çok iyi bilirsin.»
Tefhim ul Kuran:
Dediler ki: «Andolsun, senin kızlarında bizim haktan bir şeyimiz (ilgimiz ve arzumuz) olmadığını sen de bilmişsindir. Bizim ne istemekte olduğumuzu gerçekte sen biliyorsun.»
Fransızca:
Ils dirent : Tu sais très bien que nous n'avons pas le droit sur tes filles . Et en vérité, tu sais bien ce que nous voulons".
İspanyolca:
Dijeron: «Ya sabes que no tenemos ningún derecho a tus hijas. Tú ya sabes lo que queremos...»
İtalyanca:
Dissero: «Sai bene che non abbiamo alcun diritto sulle tue figlie, sai bene quello che vogliamo!».
Almanca:
Sie sagten: "Gewiß, bereits weißt du doch, daß wir nach deinen Töchtern kein Verlangen haben, und du weißt sicher genau, was wir wollen."
Çince:
他们说:你确已知道我们对于你的女儿们没有任何权利。你确实知道我们的欲望。
Hollandaca:
Zij antwoordden: Gij weet dat wij uwe dochters niet noodig hebben, en gij weet wel wat wij begeeren.
Rusça:
Они сказали: "Ты знаешь, что нам не нужны твои дочери. Тебе известно, чего мы хотим".
Somalice:
waxay dheheen waaad ogtahay inaanaan ku lahayn gabdhahaaga xaq waadna ogtahay waxaannu dooni.
Swahilice:
Wakasema: Bila shaka umekwisha jua hatuna haki juu ya binti zako, na unayajua tunayo yataka.
Uygurca:
ئۇلار (لۇتقا) ئېيتتى: «قىزلىرىڭغا ھاجىتىمىز يوق ئىكەنلىكىنى سەن ئوبدان بىلىسەن، شۇنىڭدەك بىزنىڭ مەقسىتىمىزنىمۇ ئوبدان بىلىسەن»
Japonca:
かれらは言った。「わたしたちがあなたの娘たちに,求める気のないことを,あなたはよく知っているはずである。またわたしたちが望むものもあなたに分っている。」
Arapça (Ürdün):
«قالوا لقد علمت ما لنا في بناتك من حق» حاجة «وإنك لتعلم ما نريد» من إتيان الرجال.
Hintçe:
उन (कम्बख्तो) न जवाब दिया तुम को खूब मालूम है कि तुम्हारी क़ौम की लड़कियों की हमें कुछ हाजत (जरूरत) नही है और जो बात हम चाहते है वह तो तुम ख़ूब जानते हो
Tayca:
พวกเขากล่าวว่า “โดยแน่นอน ท่านรู้ดีว่า เราไม่มีสิทธิ์ในลูกสาวของท่าน และแท้จริงท่านรู้ดีถึงสิ่งที่เราปรารถนา”
İbranice:
אמרו: 'אתה כבר יודע כי אין לנו רצון על בנותיך, ואתה יודע מה רצוננו
Hırvatça:
"Tebi je svakako poznato da nam kćeri tvoje nisu potrebne", rekoše oni, "ti, doista, znaš šta mi hoćemo."
Rumence:
Ei spuseră: “Tu ştii prea bine că nu avem nici un drept asupra fetelor tale. Ştii ce vrem de fapt.”
Transliteration:
Qaloo laqad AAalimta ma lana fee banatika min haqqin wainnaka lataAAlamu ma nureedu
Türkçe:
Dediler ki: "Senin kızlarında hakkımız olmadığını çok iyi biliyorsun. Ne istediğimizi de çok iyi biliyorsun."
Sahih International:
They said, "You have already known that we have not concerning your daughters any claim, and indeed, you know what we want."
İngilizce:
They said: "Well dost thou know we have no need of thy daughters: indeed thou knowest quite well what we want!"
Azerbaycanca:
Onlar dedilər: “Sənin qızlarına heç bir rəğbətimiz (və ya ehtiyacımız) olmadığını, şübhəsiz, bilirsən. Nə istədiyimizi də, yəqin ki, bilirsən!”
Süleyman Ateş:
Dediler ki: "Senin kızlarında bizim bir hakkımız olmadığını bilmişsindir. Ve sen bizim ne isteğimizi de pekala bilirsin!"
Diyanet Vakfı:
Dediler ki: Senin kızlarında bizim bir hakkımız olmadığını biliyorsun. Ve sen bizim ne istediğimizi elbette bilirsin.
Erhan Aktaş:
“Senin kızlarında bizim hakkımızın olmadığını biliyorsun. Ant olsun ki ne istediğimizi çok iyi biliyorsun.” dediler.
Kral Fahd:
Dediler ki: Senin kızlarında bizim bir hakkımız olmadığını biliyorsun. Ve sen bizim ne istediğimizi elbette bilirsin.
Hasan Basri Çantay:
Dediler: «Andolsun, senin de bildiğin vech ile bizim senin kızlarınla hiç bir hak (ve alâka) mız yokdur. Sen bizim ne dilediğimizi elbette bilirsin».
Muhammed Esed:
"Sen de biliyorsun ki senin kızlarında gözümüz yok" dediler, "Sen, aslında bizim neyin peşinde olduğumuzu çok iyi bilirsin!"
Gültekin Onan:
Dediler ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Onlar dediler ki: “- Senin kızlarında hiç bir hakkımız olmadığını elbette bilmişsindir. Sen bizim ne istediğimizi (erkeklere varmak niyyetimizi) doğrusu bilirsin.”
Portekizce:
Responderam: Tu bem sabes que não temos necessidade de tuas filhas também sabes o que queremos.
İsveççe:
De svarade: "Du vet att dina döttrar inte är för oss och du inser nog vad vi vill."
Farsça:
گفتند: مسلماً دانسته ای که ما را به دخترانت هیچ حاجت و نیازی نیست و خوب می دانی که ما چه می خواهیم!!
Kürtçe:
ووتیان سوێندبێت بێگومان تۆ دەزانیت ئێمە ھیچ ھەق (و ئارەزوو) ێکمان لەکچەکانتدا نیە وە بەڕاستی تۆ دەزانی ئێمە چیمان دەوێت
Özbekçe:
Улар: «Сенинг қизларингда бизнинг ҳаққимиз йўқлигини билгансан ва биз нимани хоҳлашимизни, албатта, сен биласан», дедилар.
Malayca:
Mereka menjawab: "Sesungguhnya engkau telahpun mengetahui bahawa kami tidak ada sebarang hajat kepada anak-anak perempuanmu, dan sebenarnya engkau sedia mengetahui akan apa yang kami kehendaki."
Arnavutça:
Ata thanë: “Ti e di se neve nuk na nevojiten bijat tua. Me të vërtetë, ti e di se ç’duam ne”.
Bulgarca:
Рекоха: “Вече си узнал, че нямаме нужда от твоите щерки. Знаеш какво искаме.”
Sırpça:
„Теби је свакако познато да нам твоје кћери нису потребне“, рекоше они, „ти, заиста, знаш шта ми желимо.“
Çekçe:
Zvolali: 'Ty přece víš, že na dcery tvé si žádné nároky neděláme, a ty dobře víš, čeho si žádáme!'
Urduca:
انہوں نے جواب دیا "تجھے تو معلوم ہی ہے کہ تیری بیٹیوں میں ہمارا کوئی حصہ نہیں ہے اور تو یہ بھی جانتا ہے کہ ہم چاہتے کیا ہیں"
Tacikçe:
Гуфтаь: д: «Ту худ медонӣ, ки моро ба духтарони ту ниёзе нест ва низ медонӣ, ки чӣ мехоҳем».
Tatarca:
Әйттеләр: "Ий Лут, үзең беләсең, синең кызларында безнең хәҗәтебез юк, дәхи безнең нәрсә теләгәнебезне дә беләсең ки, без синең кунакларыңны телибез".
Endonezyaca:
Mereka menjawab: "Sesungguhnya kamu telah tahu bahwa kami tidak mempunyai keinginan terhadap puteri-puterimu; dan sesungguhnya kamu tentu mengetahui apa yang sebenarnya kami kehendaki".
Amharca:
«ከሴቶች ልጆችህ ለእኛ ምንም ጉዳይ የለንም፡፡ አንተም የምንሻውን በእርግጥ ታውቃለህ» አሉት፡፡
Tamilce:
அவர்கள் கூறினார்கள்: “உம் பெண் பிள்ளைகளிடம் எங்களுக்கு ஒரு தேவையும் இல்லை என்பதை திட்டவட்டமாக நீர் அறிந்திருக்கிறீர்; இன்னும், நாங்கள் நாடுவதையும் நிச்சயமாக நீர் நன்கு அறிவீர்.”
Korece:
이때 그들이 말하매 우리는 당신의 딸들을 원하지 아니함을 그대는 알고 있으며 또한 우리가 원하는 것이 무엇인지 아시리요
Vietnamca:
(Đám dân của Lut) nói: “Quả thật, ngươi đã biết rõ rằng bọn ta không cần những đứa con gái của Ngươi và Ngươi cũng biết quá rõ bọn ta muốn gì.”
Ayet Linkleri: