Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

7

Sûredeki Ayet No: 

144

Ayet No: 

1098

Sayfa No: 

168

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالَ يَا مُوسَىٰ إِنِّي اصْطَفَيْتُكَ عَلَى النَّاسِ بِرِسَالَاتِي وَبِكَلَامِي فَخُذْ مَا آتَيْتُكَ وَكُن مِّنَ الشَّاكِرِينَ

Çeviriyazı: 

ḳâle yâ mûsâ inni-ṣṭafeytüke `ale-nnâsi birisâletî vebikelâmî. feḫuẕ mâ âteytüke veküm mine-şşâkirîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Allah buyurdu: Ey Musa! Sana verdiğim peygamberlikle ve kelâmımla seni insanlar üzerine seçkin kıldım. Sana verdiğime sıkı sarıl ve şükredenlerden ol!

Diyanet İşleri: 

Ey Musa! Verdiklerimle ve seninle konuşmamla seni insanlar arasından seçtim; sana verdiğimi al ve şükret dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Tanrı, ya Musa dedi, ben sana peygamberlik vererek ve seninle konuşarak bütün insanlara üstün ettim seni, seçtim seni, sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol.

Şaban Piriş: 

Ey Musa! Risaletlerimle ve seninle konuşmamla seni (zamanının) insanları üzerine seçtim sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol! dedi.

Edip Yüksel: 

Dedi ki: "Musa, mesajlarımla ve seninle konuşmamla seni halkın üzerine seçtim. Sana verdiklerimi al ve şükredenlerden ol."

Ali Bulaç: 

(Allah:) "Ey Musa" dedi. "Sana verdiğim risaletimle ve seninle konuşmamla seni insanlar üzerinde seçkin kıldım. Sana verdiklerimi al ve şükredenlerden ol."

Suat Yıldırım: 

Allah buyurdu ki: “Mûsâ! Ben seni risaletlerim, mesajlarımla ve hitabıma mazhar etmemle öbür insanlar arasından seçip mümtaz kıldım.Şimdi şu sana verdiğim nübüvveti al ve bu nimetime şükreden kullarımdan ol!”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Buyurdu ki: «Ya Mûsa! Muhakkak Ben, seni risâletlerimle ve kelâmım ile nâs üzerine ihtiyar ettim. İmdi sana verdiğimi al ve şükredicilerden ol.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Allah buyurdu: "Ey Mûsa! Ben, gönderdiğim vahiylerle, konuşmamla seni seçip yücelttim. Sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol!"

Bekir Sadak: 

Elleri bogrunde, caresiz kalip, kendilerinin sapitmis olduklarini gorunce: «Eger Rabbimiz bize acimaz ve bizi bagislamazsa, and olsun ki mahvoluruz» dediler.

İbni Kesir: 

Buyudu ki: Ey Musa

Adem Uğur: 

(Allah) Ey Musa! dedi, ben risaletlerimle (sana verdiğim görevlerle) ve sözlerimle seni insanların başına seçtim. Sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol.

İskender Ali Mihr: 

(Allahû Tealâ) şöyle buyurdu: “Ey Musa! Muhakkak ki

Celal Yıldırım: 

(Rabbi ona): «Ey Musa!» dedi. «şüphesiz ki seni risâletimle (peygamberlik göreviyle) ve sözümle diğer insanlar arasından seçip üstün kıldım. O halde sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol!» buyurdu.

Tefhim ul Kuran: 

(Allah:) «Ey Musa» dedi. «Sana verdiğim risaletimle ve seninle konuşmamla seni insanlar üzerinde seçkin kıldım. Sana verdiklerimi al ve şükredenlerden ol.»

Fransızca: 

Et (Allah) dit : "ô Moïse, Je t'ai préféré à tous les hommes, par Mes messages et Ma parole. Prends donc ce que Je te donne, et sois du nombre des reconnaissants".

İspanyolca: 

Dijo: «¡Moisés! Con Mis mensajes y con haberte hablado, te he escogido entre todos los hombres. ¡Coge, pues, lo que te doy y sé de los agradecidos!»

İtalyanca: 

Disse [Allah]: «O Mosè, ti ho eletto al di sopra degli uomini per [affidarti] i Miei messaggi e le Mie parole. Prendi ciò che ti dò e sii riconoscente».

Almanca: 

ER sagte: "Musa! Gewiß, ich habe dich vor allen Menschen für Meine Botschaft und für Meine Worte auserwählt, so nimm das entgegen, was ICH dir zuteil werden ließ, und sei von den Dankbaren!"

Çince: 

主说:穆萨啊!我确已借我的使命和面谕而将你选拔在众人之上了,你要接受我所赐你的恩惠,并当感谢我。

Hollandaca: 

God zeide tot hem: o Mozes! Ik heb u boven alle menschen uitverkoren, door u met mijne opdrachten te vereeren, en door met u te spreken; ontvang dus wat ik u heb gebracht, en wees een van hen die dankbaar zijn.

Rusça: 

Он сказал: "О Муса (Моисей)! Я возвысил тебя над людьми благодаря Моему посланию и Моей беседе. Посему возьми то, что Я даровал тебе, и будь одним из благодарных".

Somalice: 

Wiixuu Yidhi Eebe Muusow waxaan kaa doortay Dadka (Sabankan) Diriddayda iyo lahadalkayga Dartiis ee qaado waxaan ku siiyey ahowoa kuwa Mahdiya.

Swahilice: 

(Mwenyezi Mungu) akasema: Ewe Musa! Mimi nimekuteuwa wende kwa watu na Ujumbe wangu na maneno yangu. Basi chukua niliyo kupa na uwe katika wanao shukuru.

Uygurca: 

اﷲ ئېيتتى: «ئى مۇسا! مەن ھەقىقەتەن سېنى (زامانىڭدىكى) كىشىلەر ئارىسىدىن پەيغەمبەرلىككە ۋە مەن بىلەن (بىۋاسىتە) سۆزلىشىشكە تاللىدىم، ساڭا مەن ئاتا قىلغن پەيغەمبەرلىكنى قوبۇل قىلغىن ۋە شۈكۈر قىلغۇچىلاردىن بولغىن»

Japonca: 

かれは仰せられた。「ムーサーよ,本当にわれは,わが啓示と御言葉によってあなたを万人の上に選んだ。だからわれの授けたものをしっかりと身に付け,感謝する者の一人となりなさい。」

Arapça (Ürdün): 

«قال» تعالى له «يا موسى إني اصطفيتك» اخترتك «على الناس» أهل زمانك «برسالاتي» بالجمع والإفراد «وبكلامي» أي تكليمي إياك «فخذ ما آتيتك» من الفضل «وكن من الشاكرين» لأنعمي.

Hintçe: 

ख़ुदा ने फरमाया ऐ मूसा मैने तुमको तमाम लोगों पर अपनी पैग़म्बरी और हम कलामी (का दरजा देकर) बरगूज़ीदा किया है तब जो (किताब तौरैत) हमने तुमको अता की है उसे लो और युक्रगुज़ार रहो

Tayca: 

“พระองค์ตรัสว่า โอ้มูซา! แท้จริงข้าได้เลือกเจ้าให้เหนือกว่ามนุษย์ทั้งหลาย เนื่องด้วยบรรดาสารของข้า และด้วยถ้อยคำของเขา ดังนั้นจงยึดถือสิ่งที่ข้าได้ให้แก่เจ้า และจงอยู่ในหมู่ผู้ขอบคุณ”

İbranice: 

אמר (אלוהים,) 'הוי משה! אני בחרתיך מעל האנשים בעשותך השליח שלי ובדברי אליך. לכן קח את מה שנתתי לך והיה מהמודים

Hırvatça: 

"O Musa", reče On, "Ja sam tebe, doista, nad drugima poslanicama Svojim i govorom Svojim odabranim učinio. Ono što ti dajem uzmi i zahvalan budi!"

Rumence: 

Domnul spuse: “O, Moise! Eu te-am ales dintre toţi oamenii prin Solia Mea, prin Cuvântul Meu. Ia ceea ce ţi-am dăruit şi fii dintre mulţumitori!”

Transliteration: 

Qala ya moosa innee istafaytuka AAala alnnasi birisalatee wabikalamee fakhuth ma ataytuka wakun mina alshshakireena

Türkçe: 

Allah buyurdu: "Ey Mûsa! Ben, gönderdiğim vahiylerle, konuşmamla seni seçip yücelttim. Sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol!"

Sahih International: 

[Allah] said, "O Moses, I have chosen you over the people with My messages and My words [to you]. So take what I have given you and be among the grateful."

İngilizce: 

(Allah) said: "O Moses! I have chosen thee above (other) men, by the mission I (have given thee) and the words I (have spoken to thee): take then the (revelation) which I give thee, and be of those who give thanks."

Azerbaycanca: 

(Allah) belə buyurdu: “Ya Musa! Mən Öz risalətlərimdə (Tövratın lövhələrini nazil etməklə) və (səninlə arada heç bir vasitə olmadan) danışmağımla (dövründəki bütün) insanlardan səni seçib üstün tutdum. İndi sən verdiyimi al və (bu ne’mətlərə görə) şükür edənlərdən ol!”

Süleyman Ateş: 

(Allah) buyurdu ki: "Ey Musa, Ben mesajlarımla ve konuşmamla seni insanların başına seçtim; sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol!"

Diyanet Vakfı: 

(Allah) Ey Musa! dedi, ben risaletlerimle (sana verdiğim görevlerle) ve sözlerimle seni insanların başına seçtim. Sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol.

Erhan Aktaş: 

“Ey Mûsâ! Gönderdiklerimle ve Kelâmımla seni insanlar arasında üstün kıldım.(1) Sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol!” dedi.

Kral Fahd: 

(Allah) Ey Musa! dedi, ben risaletlerimle (sana verdiğim görevlerle) ve sözlerimle seni insanların başına seçtim. Sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol.

Hasan Basri Çantay: 

Buyurdu ki: «Ey Musa, ben seni risâletlerimle, kelâmımla (bütün) insanlardan mümtaz kıldım. Şimdi şu sana verdiğimi al ve şükredenlerden ol».

Muhammed Esed: 

(Allah): "Ey Musa" dedi, "(sana) ayetler vahyederek ve (seninle) konuşarak sana insanların arasında üstün bir yer ayırdım; sana bahşettiklerime sıkı sıkı sarıl öyleyse; ve şükreden kimselerden ol!"

Gültekin Onan: 

(Tanrı :) &quot

Ali Fikri Yavuz: 

(Allah şöyle) buyurdu: “- Ya Mûsa! Ben, (seni) peygamber göndermemle ve (seninle vasıtasız) kelâm etmemle seni asrının insanları üzerine seçtim. Şimdi şu sana verdiği emir ve yasakları al da şükredenlerden ol.”

Portekizce: 

Disse-lhe: Ó Moisés, tenho-te preferido aos (outros) homens, revelando-te as Minhas mensagens e as Minhas palavras!Recebe, pois, o que te tenho concedido, e sê um dos agradecidos!

İsveççe: 

[Gud] sade: "Moses! Jag har utvalt dig av alla människor genom [att anförtro dig] Mitt budskap och [låta dig höra] Mitt ord; håll därför fast vid allt som Jag har gett dig och [visa att] du hör till de tacksamma!"

Farsça: 

[خدا] فرمود: ای موسی! من تو را به [ابلاغ] پیام هایم و به سخن گفتنم با تو بر همه مردم برگزیدم؛ پس آنچه را [از پیام هایم] به تو دادم، دریافت کن، [وبه کار بند] و از سپاس گزاران باش.

Kürtçe: 

(پەروەردگار) فەرمووی: ئەی موسا بێگومان من تۆم ھەڵبژاردوە بەسەر ھە موو خەڵکیدا بەپەیامەکانم و قسەکردنم (لەگەڵت ڕاستەوخۆ) کەواتە ئەوەی پێم بەخشیوی توند دەستی پێوە بگرە وە لە سوپاسگوزاران بە

Özbekçe: 

У зот: «Эй Мусо, Мен сени одамлар ичидан Пайғамбарлигим ва гаплашишим ила танлаб олдим. Бас, сенга берган нарсамни ол ва шукр қилувчилардан бўл!» деди.

Malayca: 

Allah berfirman: "Wahai Musa! Sesungguhnya Aku memilihmu melebihi umat manusia (yang ada pada zamanmu), dengan membawa perutusanKu (Kitab Taurat) dan dengan KalamKu; oleh itu, terimalah apa yang Aku kurniakan kepadamu, dan jadikanlah dirimu dari orang-orang yang bersyukur".

Arnavutça: 

(Zoti) tha: “O Musa, Unë të kam zgjedhur ty mbi të tjerët – me dërgimet e Mia dhe bisedimin Tim. Merre atë që ta kam dhënë dhe bëhu nga mirënjohësit!”

Bulgarca: 

Каза: “О, Муса, Аз теб избрах над хората чрез Моите послания и Моето Слово. Вземи онова, което ти дарих, и бъди от признателните!”

Sırpça: 

„О Мојсије“, рече Он, „ Ја сам те, заиста, одабрао изнад осталих људи Својом посланицом и Својим те говором учинио одабраним. Оно што ти дајем прихвати и захвалан буди!“

Çekçe: 

I pravil Pán: 'Mojžíši, vyvolil jsem tě pro Své poselství i pro slovo Své mezi lidmi všemi. Vezmi to, co ti dávám, a buď jedním z vděčných!'

Urduca: 

فرمایا "اے موسیٰؑ، میں نے تمام لوگوں پر ترجیح دے کر تجھے منتخب کیا کہ میر ی پیغمبری کرے اور مجھ سے ہم کلام ہو پس جو کچھ میں تجھے دوں اسے لے اور شکر بجالا"

Tacikçe: 

Гуфт: «Эй Мӯсо, Ман туро ба паёмҳоям ва сухан гуфтанам аз миёни мардум интихобидам, пас он чиро ба ту додаам, фаро гир ва аз сипосгузорон бош!»

Tatarca: 

Аллаһ, Мусага әйтте: "Ий Муса! Кешеләргә пәйгамбәр итеп җибәрербез вә үзем белән сөйләшергә сине ихтыяр кылдым. Без биргән китапны куәт белән тот, вә Без биргән нигъмәтләргә шөкер итүчеләрдән бул".

Endonezyaca: 

Allah berfirman: "Hai Musa, sesungguhnya Aku memilih (melebihkan) kamu dan manusia yang lain (di masamu) untuk membawa risalah-Ku dan untuk berbicara langsung dengan-Ku, sebab itu berpegang teguhlah kepada apa yang Aku berikan kepadamu dan hendaklah kamu termasuk orang-orang yang bersyukur".

Amharca: 

(አላህም) አለው፡- «ሙሳ ሆይ! እኔ በመልክቶቼና በማናገሬ በሰዎች ላይ መረጥኩህ፡፡ የሰጡህንም ያዝ፡፡ ከአመስጋኞቹም ኹን፡፡»

Tamilce: 

(இறைவன்) கூறினான்: “மூஸாவே! என் தூதுசெய்திகளுக்கும், நான் பேசுவதற்கும் மக்களைவிட நிச்சயமாக நான் உம்மைத் தேர்ந்தெடுத்தேன். ஆகவே, நான் உமக்கு கொடுத்ததைப் பற்றிப்பிடிப்பீராக. இன்னும், நன்றி செலுத்துவோரில் ஆகிவிடுவீராக!”

Korece: 

하나님께서 말씀하사 모세 야 내가 너를 선택하여 나의 메시 지와 나의 말씀으로 다른 사람 위 에 두었으니 내가 그대에게 준 것을 가지라 그리고 감사하라

Vietnamca: 

(Allah) phán: “Này Musa, quả thật, TA đã chọn Ngươi (và ban hồng phúc cho Ngươi) hơn ai khác trong nhân loại qua Bức Thông Điệp và Lời Phán của TA. Cho nên, Ngươi hãy nhận lấy điều mà TA đã ban cho Ngươi và Ngươi hãy là người biết tri ân.”