Arapça:
إِنَّ هَٰؤُلَاءِ مُتَبَّرٌ مَّا هُمْ فِيهِ وَبَاطِلٌ مَّا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Çeviriyazı:
inne hâülâi mütebberum mâ hüm fîhi vebâṭilüm mâ kânû ya`melûn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Çünkü o gördüklerinizin içinde bulundukları din, yok olmaya mahkûmdur ve bütün yaptıkları batıldır.
Diyanet İşleri:
İsrailoğullarının denizden geçmelerini sağladık. Puta gönülden tapan bir millete rastladılar. "Ey Musa! Onların tanrıları gibi bize de bir tanrı yap" dediler, Musa: " Doğrusu siz bilgisiz bir milletsiniz, bunlar yok olacaklar ve işledikleri boşa gidecektir" dedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Onların taptıkları da helak olup gitmiştir, yaptıkları da boştur.
Şaban Piriş:
Şüphesiz bunların içinde bulundukları (şirk) helâke mahkûmdur ve yapmakta oldukları batıldır.
Edip Yüksel:
Bunlar, daldıkları bu şeylerle helak olacaklar ve yaptıkları ise hiç bir temele dayanmıyor.
Ali Bulaç:
Onların içinde bulundukları şey (din) mahvolucudur ve yapmakta oldukları şeyler (ibadetler) de geçersizdir.
Suat Yıldırım:
İsrailoğullarını denizden geçirdik.Derken yolları, kendilerine mahsus birtakım putlara tapan bir topluluğa uğradı.“Mûsâ! dediler, bunların tanrıları olduğu gibi bize de bir tanrı yapıver!” O ise:“Siz” dedi, “gerçekten cahil bir milletsiniz!Çünkü şu imrendiğiniz kimselerin dini yıkılmıştır ve yaptıkları bütün ameller de boşunadır.Hem Allah size bunca lütufta bulunup öteki insanlara üstün kılmış olduğu halde, hiç ben sizin için O'ndan başka bir tanrı arar mıyım?” [2,47]
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Şüphe yok ki, bunların içinde bulundukları şey helâke maruzdur ve amel eder oldukları şey de bâtıldır.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Şu gördüklerinizin, içinde bulundukları din çökmüştür. Yapmakta oldukları da boşa çıkacaktır.
Bekir Sadak:
«Ey Musa! Verdiklerimle ve seninle konusmamla seni insanlar arasindan sectim
İbni Kesir:
Şüphesiz ki bunların içinde bulundukları
Adem Uğur:
Şüphesiz bunların içinde bulundukları (din) yıkılmıştır, yapmakta oldukları da bâtıldır.
İskender Ali Mihr:
Muhakkak ki
Celal Yıldırım:
Şüpheniz olmasın ki bunlar içinde bulundukları (dinle birlikte) yok olacaklardır ve yapageldikleri şeyler boş ve anlamsızdır.
Tefhim ul Kuran:
Onların içinde bulundukları şey (din) mahvolucudur ve yapmakta oldukları şeyler (ibadetler) de geçersizdir.»
Fransızca:
Le culte, auquel ceux-là s'adonnent, est caduc; et tout ce qu'ils font est nul et sans valeur."
İspanyolca:
«Aquello en que estas gentes están va a ser destruido y sus obras serán vanas».
İtalyanca:
Sì, il culto a cui si dedicano sarà distrutto e sarà reso vano il loro operare.
Almanca:
Gewiß, für diese wird das, woran sie sind, zugrunde gerichtet, und nichtig ist das, was sie zu tun pflegten."
Çince:
那些人所崇拜的神灵是要被毁灭的,他们所行的善功是无效的。
Hollandaca:
Want de godsdienst dien zij hebben, zal verwoest worden, en wat zij doen is ijdel.
Rusça:
У этих людей погублено будет то, что они исповедуют, и тщетно будет то, что они совершают".
Somalice:
Kuwaas waa lagu Halaagi waxay ku suganyihiin waana Baadhil waxay fali.
Swahilice:
Hakika haya waliyo nayo watu hawa yatakuja angamia, na hayo waliyo kuwa wakiyafanya yamepotea bure.
Uygurca:
شۈبھىسىزكى، ئاشۇ كىشىلەرنىڭ باتىل دىنلىرى گۇمران بولغۇسىدۇر، ئۇلارنىڭ قىلغان ئەمەللىرى بىكاردۇر
Japonca:
本当にこれらのものが奉じているものは滅び,またかれらの行うことも無益である。」
Arapça (Ürdün):
«إن هؤلاء مُتَبَّرٌ» هالك «ما هم فيه وباطل ما كانوا يعملون».
Hintçe:
(अरे कमबख्तो) ये लोग जिस मज़हब पर हैं (वह यक़ीनी बरबाद होकर रहेगा) और जो अमल ये लोग कर रहे हैं (वह सब मिटिया मेट हो जाएगा)
Tayca:
“แท้จริงชนเหล่านี้แหละ สิ่งที่พวกเขาเคารพสักการะกันอยู่นั้นจะถูกทำลาย และสิ่งที่พวกเขาเคยกระทำกันมาก็ไร้ผล ”
İbranice:
הן, אלה, ייחרב כל אשר להם, ורע כל אשר עשו
Hırvatça:
Zaista će biti poništeno ono u šta su ogrezli bili i beskorisno će im biti ono što su radili.
Rumence:
Ceea ce urmează ei va fi nimicit, iar faptele lor deşarte vor fi.”
Transliteration:
Inna haolai mutabbarun ma hum feehi wabatilun ma kanoo yaAAmaloona
Türkçe:
"Şu gördüklerinizin, içinde bulundukları din çökmüştür. Yapmakta oldukları da boşa çıkacaktır."
Sahih International:
Indeed, those [worshippers] - destroyed is that in which they are [engaged], and worthless is whatever they were doing."
İngilizce:
As to these folk,- the cult they are in is (but) a fragment of a ruin, and vain is the (worship) which they practise.
Azerbaycanca:
Şübhəsiz ki, bunların tapındıqları bütlər məhvə məhkumdur, etdikləri əməllər isə puçdur!”
Süleyman Ateş:
Şunların içinde bulundukları (din) yıkılmıştır ve yaptıkları şeyler boşa çıkmıştır.
Diyanet Vakfı:
Şüphesiz bunların içinde bulundukları (din) yıkılmıştır, yapmakta oldukları da batıldır.
Erhan Aktaş:
“Bunların içinde bulundukları(1) yok olacaktır ve yaptıkları şey(2) de bâtıldır.”
Kral Fahd:
Şüphesiz bunların içinde bulundukları (din) yıkılmıştır, yapmakta oldukları da bâtıldır.
Hasan Basri Çantay:
«Şübhe yok ki bunların, içinde bulundukları (dîn) helake mahkûmdur. (İbâdet diye) yapmakda oldukları nesne de boşunadır».
Muhammed Esed:
"Bunlara gelince, şüphe yok ki yaşama tarzları onları kaçınılmaz biçimde yok oluşa götürecek; çünkü yaptıkları her şey boş ve değersiz!"
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
Çünkü şu gördüğünüz puta tapanların içinde bulundukları din, yok olmaya mahkûmdur ve yapmakta oldukları ameller de boşunadır.”
Portekizce:
Porque em verdade, tudo quanto eles adorarem aniquilá-los-á, e em vão será tudo quanto fizerem.
İsveççe:
Vad dessa [människor] ägnar sig åt är dömt till undergång och allt vad de har åstadkommit skall gå förlorat."
Farsça:
بی تردید آنچه اینان در آن قرار دارند [وآن عقاید شرک آلود و آیین بت پرستی است] نابود شده و فاسد است، و آنچه همواره انجام می دهند، باطل و بیهوده است.
Kürtçe:
بێگومان ئەوانە ئەو (بت پەرستیەی) ئەوانی لەسەرە لە ناودەچێت وە ھەرچی دەکەن بەتاڵ و ھەڵوەشاوەیە
Özbekçe:
Ахир, анавилар этиб турган нарса ҳалокатдир ва қилаётган ишлари ботилдир», деди. (Аслида, уларни Фиръавн ва унинг аҳлининг узоқ муддатли эзишидан, хўрлашидан халос этган Аллоҳга шукр айлаб, ёлғиз Унгагина ибодат қилишлари керак эди. Аслида, уларни даҳшатли азоб-уқубатлардан Аллоҳнинг амри ва ёрдами ила фидокорлик қилиб қутқазиб олиб чиққан Пайғамбарлари Мусонинг (а. с.) маслаҳатисиз ҳеч бир иш қилмасликлари лозим эди. Лекин улар бир золим бутпараст қавмни йўл-йўлакай кўриб қолиб, уларга ҳавас қиляптилар.)
Malayca:
"Sesungguhnya mereka (penyembah-penyembah berhala itu), akan dihancurkan apa yang mereka berada di dalamnya (dari perbuatan syirik), dan tetaplah salahnya apa yang mereka kerjakan itu".
Arnavutça:
Këta, me të vërtetë janë të humbur dhe veprat që i punojnë janë të pavlefshme.
Bulgarca:
За тези е погубено онова, което имат и е напразно онова, което вършат.”
Sırpça:
Заиста ће да буде поништено оно у шта су били огрезли и бескорисно ће да им буде оно што су радили.
Çekçe:
To, v čem tihle jsou, je ke zkáze odsouzeno a nicotným se stane vše, co dělali.'
Urduca:
یہ لوگ جس طریقہ کی پیروی کر رہے ہیں وہ تو برباد ہونے والا ہے اور جو عمل وہ کر رہے ہیں وہ سراسر باطل ہے"
Tacikçe:
Он чӣ инҳо дар онанд, нобудшаванда ва коре, ки мекунанд, ботил аст».
Tatarca:
Ий каумем! Аларның эшенә кызыкмагыз, Аллаһу тәгалә аларны сынымнары белән бергә һәлак итәчәк һәм аларның кылган гамәлләре һәммәсе батыл, яраксыз.
Endonezyaca:
Sesungguhnya mereka itu akan dihancurkan kepercayaan yang dianutnya dan akan batal apa yang seIalu mereka kerjakan.
Amharca:
«እነዚህ እነርሱ በውስጡ ያሉበት ነገር ጠፊ ነው፡፡ ይሰሩት የነበሩትም ብልሹ ነው» (አላቸው)፤
Tamilce:
“நிச்சயமாக இவர்கள் எதில் இருக்கிறார்களோ அது அழிக்கப்பட்டுவிடும். இன்னும், அவர்கள் செய்து கொண்டிருப்பவை பொய்யாகும்.”
Korece:
실로 이 백성들이 승배하는것은 멸망할 것이니 그들이 드리 는 숭배는 헛됨이라
Vietnamca:
Quả thật, (những kẻ thờ phượng các bục tượng) này sẽ bị hủy diệt về điều chúng đang làm, và mọi việc làm của chúng là thứ vô giá trị.
Ayet Linkleri: