Arapça:
قَالَ كَذَٰلِكِ قَالَ رَبُّكِ هُوَ عَلَيَّ هَيِّنٌ ۖ وَلِنَجْعَلَهُ آيَةً لِّلنَّاسِ وَرَحْمَةً مِّنَّا ۚ وَكَانَ أَمْرًا مَّقْضِيًّا
Çeviriyazı:
ḳâle keẕâlik. ḳâle rabbüki hüve `aleyye heyyin. velinec`alehû âyetel linnâsi veraḥmetem minnâ. vekâne emram maḳḍiyyâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Melek: "Bu, dediğin gibidir. Ancak Rabbin buyurdu ki: Bu (babasız çocuk vermek), bana pek kolaydır. Hem biz onu nezdimizden insanlara bir mucize ve rahmet kılacağız. Hem, bu önceden (ezelde) kararlaştırılmış bir iştir." dedi.
Diyanet İşleri:
Cebrail: "Bu böyledir, çünkü Rabbin, 'Bu bana kolaydır, onu insanlar için bir mucize ve katımızdan da bir rahmet kılacağız; hem bu önceden kararlaştırılmış bir iştir' diyor" dedi.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Böyledir bu demişti ruh, bu iş, Rabbin için pek kolay demişti. Çünkü biz, onu insanlara bir delil ve katımızdan bir rahmet olarak halkedecektik ve bu iş, zaten de mukadderdi, olup bitti.
Şaban Piriş:
Bu, işte böyle. Rabbin dedi ki: “O bana çok kolaydır. Onu insanlar için bir ayet ve bizden bir rahmet kılacağız” dedi. Ve bu iş olup bitmiştir.
Edip Yüksel:
Öyledir," dedi, "Rabbin, 'O iş bana kolaydır. Onu halk için bir işaret ve bizden bir rahmet kılacağız. Bu, artık kararlaştırılmış bir iştir' diyor.
Ali Bulaç:
"İşte böyle" dedi. "Rabbin, dedi ki: -Bu Benim için kolaydır. Onu insanlara bir ayet ve Bizden bir rahmet kılmak için (bu çocuk olacaktır)." Ve iş de olup bitmişti.
Suat Yıldırım:
Ruh: “Öyledir, ama Rabbin: “Bu iş bana pek kolaydır. Çünkü biz onu insanlara kudretimimzin bir alâmeti ve tarafımızdan bir rahmet kılacağız ve artık bu, hükme bağlanmış, olup bitmiş bir iştir.” dedi.” [3,45; 48,50]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Cibril de dedi ki: «Öyledir. Rabbin buyurdu ki, o Bana göre pek kolaydır ve onu nâsa bir alâmet ve Bizden bir rahmet kılacağız. Ve (O) hükme mukterin bir emirden ibaret olmuştur.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Dedi: "İşte böyle! Rabbin buyurdu ki: 'O benim için çok kolaydır. Böyle olması onu, insanlara bir mucize ve bizden bir rahmet yapmamız içindir. Hükme bağlanmış bir iştir bu."
Bekir Sadak:
(27-28) Cocugu alip kavmine getirdi, onlar: «Meryem! Utanilacak bir sey yaptin. Ey Harun´un kizkardesi! Baban kotu bir kimse degildi, annen de iffetsiz degildi» dediler.
İbni Kesir:
Bu böyledir, zira Rabbın
Adem Uğur:
Melek: Öyledir, dedi
İskender Ali Mihr:
(Ruh´ûl Kudûs): “İşte böyle” dedi. Senin Rabbin: “O, Bana kolaydır ve onu, insanlara bir âyet (mucize) ve Bizden bir rahmet kılacağız.” buyurdu. Ve emir kaza edilmiştir (yerine getirilmiştir).
Celal Yıldırım:
Cibril ona : «Öyle de olsa, Rabbin buyurdu: Bu bana göre pek kolaydır
Tefhim ul Kuran:
«İşte böyle» dedi. «Rabbin, dedi ki: -Bu benim için kolaydır. Onu insanlara bir ayet ve bizden bir rahmet kılmak için (bu çocuk olacaktır) .» Ve iş de olup bitmişti.
Fransızca:
Il dit : "Ainsi sera-t-il ! Cela M'est facile, a dit ton Seigneur ! Et Nous ferons de lui un signe pour les gens, et une miséricorde de Notre part. C'est une affaire déjà décidée".
İspanyolca:
«Así será», dijo. «Tu Señor dice: 'Es cosa fácil para Mí. Para hacer de él signo para la gente y muestra de Nuestra misericordia'. Es cosa decidida».
İtalyanca:
Rispose: «E' così. Il tuo Signore ha detto: " Ciò è facile per Me? Faremo di lui un segno per le genti e una misericordia da parte Nostra. E' cosa stabilita"».
Almanca:
Er sagte: "Es ist so! Dein HERR sagte: "Dies ist Mir ein Leichtes!" Und zweifellos werden WIR ihn zu einer Aya machen für die Menschen und zu einer Gnade von Uns! Und dies ist bereits eine beschlossene Sache.
Çince:
他说:事实是像这样的,你的主说:这对于我是容易的。我要以他为世人的迹象,为从我发出的恩惠,这是已经判决的事情。
Hollandaca:
Gabriël hernam: Zoo zal het zijn. Uw Heer zeide: Dit is mij gemakkelijk, en wij zullen het doen, ten einde hem tot een teeken voor de menschen en tot eene genade van ons te doen zijn. Het is eene besloten zaak.
Rusça:
Он сказал: "Вот так! Господь твой сказал: "Это для Меня легко. Мы сделаем его знамением для людей и милостью от Нас. Это дело уже решено!""
Somalice:
wuxuuna yidhi waa sidaas wuxuuna yidhi Eebahaa wuu u fududyahay yidhi Eebahaa wuu u fududyahay korkayga iyo inaan uga yeello calamaad dadka iyo naxariis xagayga ah waana arrin la xukumay (dhammeeyey).
Swahilice:
(Malaika) akasema: Ndio hivyo hivyo! Mola wako Mlezi amesema: Haya ni mepesi kwangu! Na ili tumfanye kuwa ni Ishara kwa watu, na Rehema itokayo kwetu, na hilo ni jambo lilio kwisha hukumiwa.
Uygurca:
جىبرىئىل ئېيتتى: «ئەمەلىيەت سەن دېگەندەكتۇر، (لېكىن پەرۋەردىگارىڭ ئېيتتى: ئۇ ماڭا ئاساندۇر. ئۇنى كىشىلەرگە قۇدرىتىمىزنى كۆرسىتىدىغان) دەلىل ۋە بىز تەرەپتىن بولغان مەرھەمەت قىلدۇق، بۇ تەقدىر قىلىنىپ بولغان ئىشتۇر»
Japonca:
かれ(天使)は言った。「そうであろう。(だが)あなたの主は仰せられる。『それはわれにとっては容易なことである。それでかれ(息子)を入びとへの印となし,またわれからの慈悲とするためである。(これは既に)アッラーの御命令があったことである。』」
Arapça (Ürdün):
«قال» الأمر «كذلك» من خلق غلام منك من غير أب «قال ربك هو عليَّ هينٌ» أي: بأن ينفخ بأمري جبريل فيك فتحملي به ولكون ما ذكر في معنى العلة عطف عليه «ولنجعله آيةً للناس» على قدرتنا «ورحمة منا» لمن آمن به «وكان» خلقه «أمرا مقضيا» به في علمي فنفخ جبريل في جيب درعها فأحست بالحمل في بطنها مصورا.
Hintçe:
जिबरील ने कहा तुमने कहा ठीक (मगर) तुम्हारे परवरदिगार ने फ़रमाया है कि ये बात (बे बाप के लड़का पैदा करना) मुझ पर आसान है ताकि इसको (पैदा करके) लोगों के वास्ते (अपनी क़ुदरत की) निशानी क़रार दें और अपनी ख़ास रहमत का ज़रिया बनायें
Tayca:
เขา (ญิบรีล) กล่าวว่า “กระนั้นก็เถิด พระเจ้าของเธอตรัสว่า มันง่ายสำหรับข้า และเพื่อเราจะทำให้เขาเป็นสัญญาณหนึ่งสำหรับมนุษย์และเป็นความเมตตาจากเรา และนั่นเป็นกิจการที่ถูกกำหนดไว้แล้ว
İbranice:
אמר: 'כך אמר ריבונך; זה קל מאוד עבורי, ונעשה אותו (את הבן) אות לאנשים, ורחמנות מאתנו, וכבר נגזר הדבר
Hırvatça:
A on reče: "Tako je Gospodar tvoj rekao: 'To je meni lahko, i zato da ga učinimo da bude znak ljudima i milost naša.' Tako je unaprijed određeno."
Rumence:
El spuse: “Aşa va fi să fie. Domnul tău spuse: “Aceasta Îmi este uşor. Vom face din el un semn pentru oameni ca milostivenie de la Noi. Porunca este neclintită.”
Transliteration:
Qala kathaliki qala rabbuki huwa AAalayya hayyinun walinajAAalahu ayatan lilnnasi warahmatan minna wakana amran maqdiyyan
Türkçe:
Dedi: "İşte böyle! Rabbin buyurdu ki: 'O benim için çok kolaydır. Böyle olması onu, insanlara bir mucize ve bizden bir rahmet yapmamız içindir. Hükme bağlanmış bir iştir bu."
Sahih International:
He said, "Thus [it will be]; your Lord says, 'It is easy for Me, and We will make him a sign to the people and a mercy from Us. And it is a matter [already] decreed.' "
İngilizce:
He said: "So (it will be): Thy Lord saith, 'that is easy for Me: and (We wish) to appoint him as a Sign unto men and a Mercy from Us':It is a matter (so) decreed."
Azerbaycanca:
(Cəbrail) dedi: “Elədir, lakin Rəbbin buyurdu ki, bu Mənim üçün asandır. Biz onu insanlar üçün (qüdrətimizə dəlalət edən) bir mö’cüzə, (sənə və mö’minlərə isə) dərgahımızdan bir mərhəmət olaraq edəcəyik. Bu, əzəldən təqdir olunmuş bir hökmdür!”
Süleyman Ateş:
(Ruh): "Öyledir, dedi, Rabbin: 'O bana kolaydır. Onu insanlara bir mu'cize ve bizden bir rahmet kılmak için (bunu yapacağız)' dedi" ve iş olup bitti.
Diyanet Vakfı:
Melek: Öyledir, dedi; (zira) Rabbin buyurdu ki: Bu bana kolaydır. Çünkü biz, onu insanlara bir delil ve kendimizden bir rahmet kılacağız. Bu, hüküm ve karara bağlanmış (ezelde olup bitmiş) bir iş idi.
Erhan Aktaş:
“İşte böyle.” dedi.(1) Rabb’in: “O Bana kolaydır. Onu, insânlara bir âyet(2) ve Bizden bir rahmet kılacağız.” dedi.” Bunun böyle olması karara bağlanmıştır.”
Kral Fahd:
Melek: Öyledir, dedi; (zira) Rabbin buyurdu ki: Bu bana kolaydır. Çünkü biz, onu insanlara bir delil ve kendimizden bir rahmet kılacağız. Bu, hüküm ve karara bağlanmış (ezelde olup bitmiş) bir iş idi.
Hasan Basri Çantay:
(Ruuh) dedi: (Evet) öyledir. (Fakat) Rabbin buyurdu ki: — O, bana göre pek kolay. Çünkü biz onu insanlara bir âyet ve bizden bir rahmet kılacağız. Zâten iş olub bitmişdir.
Muhammed Esed:
(Melek:) "Bu doğru" dedi, "(Ancak) Rabbin diyor ki: ´Bu Benim için kolay; ve (böyle olduğu için de, senin bir oğlun olacak) ve Biz o´nu insanlar için katımızdan bir sembol ve aydınlatıcı bir bağış kılacağız!" Ve bu (Allah tarafından) önceden hükme bağlanmış bir şeydi:
Gültekin Onan:
"
Ali Fikri Yavuz:
Cebrail şöyle dedi: “- Evet, iş dediğin gibidir. Ancak Rabbin buyurdu ki, bu (baba olmaksızın çocuk vermek), bana çok kolaydır. Hem bunu, insanlara, kudretimize delâlet eden bir alâmet ve (İsa’yı da insanları hidayete götüren) tarafımızdan bir nimet yapacağız. Zaten (ezeldeki takdirimizde) bu iş olup bitmiştir.
Portekizce:
Disse-lhe: Assim será, porque teu Senhor disse: Isso Me é fácil! E faremos disso um sinal para os homens, e será umaprova de Nossa misericórdia. E foi uma ordem inexorável.
İsveççe:
[Ängeln] svarade: ”Det skall bli [som jag har sagt]. Din Herre säger: 'Detta är lätt för Mig och [det sker] för att han skall bli ett tecken för människorna och [en symbol för] Vår nåd. Så har [Vi] beslutat!'”
Farsça:
گفت: چنین است [که گفتی، ولی] پروردگارت فرموده است: این کار بر من آسان است و [فرزندی بدون ازدواج به او بخشیدن] برای این [است] که او را نشانه ای [از قدرت خود] برای مردم و رحمتی از سوی خود قرار دهیم؛ و این کار شدنی است.
Kürtçe:
(جوبرەیل) ووتی کارەکە بەو جۆرەیە (کە پێم ووتی) پەروەردگارت فەرموویەتی ئەو کارە لای من زۆر ئاسانە و بۆ ئەوەی بیکەین بەموعجیزە و نیشانەیەک بۆ خەڵکی و ڕەحمەتێکی تایبەتیش لەلایەن ئێمەوە ئەوە کارێکی بڕیاردراوە (لەلایەن خواوە)
Özbekçe:
У: «Ана шундай, Роббинг айтдики, бу Мен учун осондир ва уни одамларга белги қилиш учун ҳамда Биздан раҳмат бўлиш учун, бу, ҳукми чиқиб бўлган ишдир», деди.
Malayca:
Ia menjawab: "Demikianlah keadaannya tak usahlah dihairankan; Tuhanmu berfirman: Hal itu mudah bagiKu; dan Kami hendak menjadikan pemberian anak itu sebagai satu tanda (yang membuktikan kekuasaan Kami) untuk umat manusia dan sebagai satu rahmat dari Kami; dan hal itu adalah satu perkara yang telah ditetapkan berlakunya.
Arnavutça:
Tha (Xhebraili): “Kjo është kështu!” – ka thënë Zoti yt: “Kjo për Mua është lehtë (të krijojë njeriun pa babë). Dhe, ta bëjmë Na atë argument për njerëzit dhe mëshirë nga Ne. Dhe, kjo është punë e kryer”.
Bulgarca:
Рече [ангелът]: “Тъй каза твоят Господ: “Това за Мен е лесно. И за да го сторим знамение за хората, и милост от Нас. Това е предрешено дело.”
Sırpça:
А он рече: „Ето тако, Господар твој је казао: 'То је Мени лако, и зато да га учинимо да буде знак људима и знак наше милости.' Тако је унапред одређено.“
Çekçe:
Odpověděl: 'Staniž se tak, neb Pán tvůj pravil: Toto je pro mne snadné, a věru jej učiníme znamením pro lidi i milosrdenstvím od Nás seslaným, a je to již věcí rozhodnutou!'
Urduca:
فرشتے نے کہا "ایسا ہی ہوگا، تیرا رب فرماتا ہے کہ ایسا کرنا میرے لیے بہت آسان ہے اور ہم یہ اس لیے کریں گے کہ اُس لڑکے کو لوگوں کے لیے ایک نشانی بنائیں اور اپنی طرف سے ایک رحمت اور یہ کام ہو کر رہنا ہے"
Tacikçe:
Гуфт: «Парвардигори ту инчунин гуфтааст: «Ин барон ман осон аст. Мо он писарро барои мардум оятеву бахшоише кунем ва ин корест ҳатмӣ ва поёнёфта».
Tatarca:
Җәбраил әйтте: "Ий Мәрьям, эш әлбәттә син әйткәнчә, ләкин Раббың әйтәдер: "Атасыз бала тудыру Миңа бик җиңел. Без аны атасыз тудырдык, кодрәтебезгә ґәламәт булсын вә аңа ияргәннәргә рәхмәт булсын өчен, аның атасыз тууы әзәлдә хөкем ителгән әмер булды, әлбәттә, гамәлгә ашар.
Endonezyaca:
Jibril berkata: "Demikianlah". Tuhanmu berfirman: "Hal itu adalah mudah bagi-Ku; dan agar dapat Kami menjadikannya suatu tanda bagi manusia dan sebagai rahmat dari Kami; dan hal itu adalah suatu perkara yang sudah diputuskan".
Amharca:
አላት «(ነገሩ) እንደዚህሽ ነው፡፡» ጌታሽ «እርሱ በእኔ ላይ ገር ነው፡፡ ለሰዎችም ታምር ከእኛም ችሮታ ልናደርገው (ይህንን ሠራን) የተፈረደም ነገር ነው» አለ፤ (ነፋባትም)፡፡
Tamilce:
அவர் கூறினார்: (அது) அப்படித்தான் நடக்கும். உமது இறைவன் கூறுகிறான், “அது எனக்கு மிக எளிதா(ன காரியமா)கும். அவரை மனிதர்களுக்கு ஓர் அத்தாட்சியாகவும் நம் புறத்திலிருந்து ஓர் அருளாகவும் நாம் ஆக்குவதற்காக (இவ்வாறு நடைபெறும்). இன்னும், இது முடிவுசெய்யப்பட்ட ஒரு காரியமாக இருக்கிறது.”
Korece:
이에 그가 말하길 그렇게 되 리라 당신의 주님께서 그것은 내 게 쉬운 일이라 그로하여금 백성 을 위한 예증이 되게 하고 하나님 의 은혜가 되도록 이미 그렇게 명 하여진 일이었노라
Vietnamca:
(Jibril) bảo: “Thượng Đế của Nữ đã phán đúng như thế: Việc đó rất đơn giản đối với TA. Và chắc chắn TA sẽ làm cho đứa con trai đó thành một dấu hiệu lạ cho nhân loại và là một hồng ân từ nơi TA. Đó là điều đã được định đoạt.”
Ayet Linkleri: