
ẕâlike biennehüm ḳâlû lilleẕîne kerihû mâ nezzele-llâhü senüṭî`uküm fî ba`ḍi-l'emr. vellâhü ya`lemü isrârahüm.
Arapça:
ذَٰلِكَ بِأَنَّهُمْ قَالُوا لِلَّذِينَ كَرِهُوا مَا نَزَّلَ اللَّهُ سَنُطِيعُكُمْ فِي بَعْضِ الْأَمْرِ ۖ وَاللَّهُ يَعْلَمُ إِسْرَارَهُمْ
Türkçe:
Bu şundandır: Bunlar, Allah'ın indirdiğinden tiksinenlere, "Bazı işlerde size itaat edeceğiz." demişlerdi. Fakat Allah onların gizlediklerini biliyor.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Çünkü onlar Allah'ın indirdiğini beğenmeyen kimselere: "Bazı işlerde biz size itaat edeceğiz." demişlerdi. Oysa Allah onların gizlediklerini biliyordu.
Diyanet Vakfı:
Bunun sebebi; onların, Allah'ın indirdiğinden hoşlanmayanlara: Bazı hususlarda size itaat edeceğiz, demeleridir. Oysa Allah, onların gizlediklerini biliyor.
İngilizce:
This, because they said to those who hate what Allah has revealed, "We will obey you in part of (this) matter"; but Allah knows their (inner) secrets.
Fransızca:
C'est parce qu'ils ont dit à ceux qui ont de la répulsion pour la révélation d'Allah : "Nous allons vous obéir dans certaines choses". Allah cependant connaît ce qu'ils cachent.
Almanca:
Dies, weil sie gewiß zu denjenigen, die dem gegenüber, was ALLAH nach und nach hinabsandte, abgeneigt waren, sagten: "Wir werden euch in manchem von der Angelegenheit gehorchen." Und ALLAH kennt ihre Geheimnisse.
Rusça:
Это - потому, что они сказали тем, которые возненавидели ниспосланное Аллахом: "Мы будем повиноваться вам в некоторых делах". Аллах знает то, что они скрывают.
Açıklama:
