Sayfa Sayfa Kur'an Gösterimi

Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 72
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
461 72 3 168 4 الَّذِينَ قَالُوا لِإِخْوَانِهِمْ وَقَعَدُوا لَوْ أَطَاعُونَا مَا قُتِلُوا ۗ قُلْ فَادْرَءُوا عَنْ أَنفُسِكُمُ الْمَوْتَ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ elleẕîne ḳâlû liiḫvânihim veḳa`adû lev eṭâ`ûnâ mâ ḳutilû. ḳul fedraû `an enfüsikümü-lmevte in küntüm ṣâdiḳîn. Onlar oturup, kardeşleri için: "Bize itaat etselerdi öldürülmezlerdi" dediler. De ki: "Eğer doğru sözlü iseniz, ölümü kendinizden savın". Those who said about their brothers while sitting [at home], "If they had obeyed us, they would not have been killed." Say, "Then prevent death from yourselves, if you should be truthful." Sayfa 72, Cuz 4, آلعمران, Aal-e-Imran--آلعمران
462 72 3 169 4 وَلَا تَحْسَبَنَّ الَّذِينَ قُتِلُوا فِي سَبِيلِ اللَّهِ أَمْوَاتًا ۚ بَلْ أَحْيَاءٌ عِندَ رَبِّهِمْ يُرْزَقُونَ velâ taḥsebenne-lleẕîne ḳutilû fî sebîli-llâhi emvâtâ. bel aḥyâün `inde rabbihim yürzeḳûn. Allah yolunda öldürülenleri ölü saymayın, bilakis Rableri katında diridirler. Allah'ın bol nimetinden onlara verdiği şeylerle sevinç içinde rızıklanırlar, arkalarından kendilerine ulaşamayan kimselere, kendilerine korku olmadığını ve kendilerinin üzülmeyeceklerini müjde etmek isterler. And never think of those who have been killed in the cause of Allah as dead. Rather, they are alive with their Lord, receiving provision, Sayfa 72, Cuz 4, آلعمران, Aal-e-Imran--آلعمران
463 72 3 170 4 فَرِحِينَ بِمَا آتَاهُمُ اللَّهُ مِن فَضْلِهِ وَيَسْتَبْشِرُونَ بِالَّذِينَ لَمْ يَلْحَقُوا بِهِم مِّنْ خَلْفِهِمْ أَلَّا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَ feriḥîne bimâ âtâhümü-llâhü min faḍlihî veyestebşirûne billeẕîne lem yelḥaḳû bihim min ḫalfihim ellâ ḫavfün `aleyhim velâ hüm yaḥzenûn. Allah yolunda öldürülenleri ölü saymayın, bilakis Rableri katında diridirler. Allah'ın bol nimetinden onlara verdiği şeylerle sevinç içinde rızıklanırlar, arkalarından kendilerine ulaşamayan kimselere, kendilerine korku olmadığını ve kendilerinin üzülmeyeceklerini müjde etmek isterler. Rejoicing in what Allah has bestowed upon them of His bounty, and they receive good tidings about those [to be martyred] after them who have not yet joined them - that there will be no fear concerning them, nor will they grieve. Sayfa 72, Cuz 4, آلعمران, Aal-e-Imran--آلعمران
464 72 3 171 4 ۞ يَسْتَبْشِرُونَ بِنِعْمَةٍ مِّنَ اللَّهِ وَفَضْلٍ وَأَنَّ اللَّهَ لَا يُضِيعُ أَجْرَ الْمُؤْمِنِينَ yestebşirûne bini`metim mine-llâhi vefaḍliv veenne-llâhe lâ yüḍî`u ecra-lmü'minîn. Onlar Allah'tan olan bir nimeti, bolluğu ve Allah'ın, müminlerin ecrini zayi etmeyeceğini müjdelemek isterler. They receive good tidings of favor from Allah and bounty and [of the fact] that Allah does not allow the reward of believers to be lost - Sayfa 72, Cuz 4, آلعمران, Aal-e-Imran--آلعمران
465 72 3 172 4 الَّذِينَ اسْتَجَابُوا لِلَّهِ وَالرَّسُولِ مِن بَعْدِ مَا أَصَابَهُمُ الْقَرْحُ ۚ لِلَّذِينَ أَحْسَنُوا مِنْهُمْ وَاتَّقَوْا أَجْرٌ عَظِيمٌ elleẕîne-stecâbû lillâhi verrasûli mim ba`di mâ eṣâbehümü-lḳarḥ. lilleẕîne aḥsenû minhüm vetteḳav ecrun `ażîm. Kendileri savaşta yara aldıktan sonra Allah ve Peygamberin çağrısına koşanlara, hele onlardan iyilik edip sakınanlara büyük ecir vardır. Those [believers] who responded to Allah and the Messenger after injury had struck them. For those who did good among them and feared Allah is a great reward - Sayfa 72, Cuz 4, آلعمران, Aal-e-Imran--آلعمران
466 72 3 173 4 الَّذِينَ قَالَ لَهُمُ النَّاسُ إِنَّ النَّاسَ قَدْ جَمَعُوا لَكُمْ فَاخْشَوْهُمْ فَزَادَهُمْ إِيمَانًا وَقَالُوا حَسْبُنَا اللَّهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ elleẕîne ḳâle lehümü-nnâsü inne-nnâse ḳad ceme`û leküm faḫşevhüm fezâdehüm îmânâ. veḳâlû ḥasbüne-llâhü veni`me-lvekîl. İnsanlar onlara: "Düşmanınız olan insanlar size karşı bir ordu topladılar, onlardan korkun" dediler. Bu, onların imanını artırdı da: "Allah bize yeter. O ne güzel Vekil'dir" dediler. Those to whom hypocrites said, "Indeed, the people have gathered against you, so fear them." But it [merely] increased them in faith, and they said, "Sufficient for us is Allah, and [He is] the best Disposer of affairs." Sayfa 72, Cuz 4, آلعمران, Aal-e-Imran--آلعمران
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 73
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
467 73 3 174 4 فَانقَلَبُوا بِنِعْمَةٍ مِّنَ اللَّهِ وَفَضْلٍ لَّمْ يَمْسَسْهُمْ سُوءٌ وَاتَّبَعُوا رِضْوَانَ اللَّهِ ۗ وَاللَّهُ ذُو فَضْلٍ عَظِيمٍ fenḳalebû bini`metim mine-llâhi vefaḍlil lem yemseshüm sûüv vettebe`û riḍvâne-llâh. vellâhü ẕû faḍlin `ażîm. Bu yüzden kendilerine bir fenalık dokunmadan, Allah'tan nimet ve bollukla geri döndüler; Allah'ın rızasına uydular. Allah büyük, bol nimet sahibidir. So they returned with favor from Allah and bounty, no harm having touched them. And they pursued the pleasure of Allah, and Allah is the possessor of great bounty. Sayfa 73, Cuz 4, آلعمران, Aal-e-Imran--آلعمران
468 73 3 175 4 إِنَّمَا ذَٰلِكُمُ الشَّيْطَانُ يُخَوِّفُ أَوْلِيَاءَهُ فَلَا تَخَافُوهُمْ وَخَافُونِ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ innemâ ẕâlikümü-şşeyṭânü yüḫavvifü evliyâeh. felâ teḫâfûhüm veḫâfûni in küntüm mü'minîn. İşte o şeytan ancak kendi dostlarını korkutur, inanmışsanız onlardan korkmayın, Benden korkun. That is only Satan who frightens [you] of his supporters. So fear them not, but fear Me, if you are [indeed] believers. Sayfa 73, Cuz 4, آلعمران, Aal-e-Imran--آلعمران
469 73 3 176 4 وَلَا يَحْزُنكَ الَّذِينَ يُسَارِعُونَ فِي الْكُفْرِ ۚ إِنَّهُمْ لَن يَضُرُّوا اللَّهَ شَيْئًا ۗ يُرِيدُ اللَّهُ أَلَّا يَجْعَلَ لَهُمْ حَظًّا فِي الْآخِرَةِ ۖ وَلَهُمْ عَذَابٌ عَظِيمٌ velâ yaḥzünke-lleẕîne yüsâri`ûne fi-lküfr. innehüm ley yeḍurrü-llâhe şey'â. yürîdü-llâhü ellâ yec`ale lehüm ḥażżan fi-l'âḫirah. velehüm `aẕâbün `ażîm. Küfürde yarışanlar seni üzmesin; şüphesiz onlar Allah'a bir zarar veremezler. Allah ahirette onlara bir pay vermemek istiyor; onlara büyük azab vardır. And do not be grieved, [O Muhammad], by those who hasten into disbelief. Indeed, they will never harm Allah at all. Allah intends that He should give them no share in the Hereafter, and for them is a great punishment. Sayfa 73, Cuz 4, آلعمران, Aal-e-Imran--آلعمران
470 73 3 177 4 إِنَّ الَّذِينَ اشْتَرَوُا الْكُفْرَ بِالْإِيمَانِ لَن يَضُرُّوا اللَّهَ شَيْئًا وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ inne-lleẕîne-şteravu-lküfra bil'îmâni ley yeḍurrü-llâhe şey'en. velehüm `aẕâbün elîm. İmanı inkara değişenler, şüphesiz Allah’a bir zarar veremiyeceklerdir. Elem verici azab onlaradır. Indeed, those who purchase disbelief [in exchange] for faith - never will they harm Allah at all, and for them is a painful punishment. Sayfa 73, Cuz 4, آلعمران, Aal-e-Imran--آلعمران
471 73 3 178 4 وَلَا يَحْسَبَنَّ الَّذِينَ كَفَرُوا أَنَّمَا نُمْلِي لَهُمْ خَيْرٌ لِّأَنفُسِهِمْ ۚ إِنَّمَا نُمْلِي لَهُمْ لِيَزْدَادُوا إِثْمًا ۚ وَلَهُمْ عَذَابٌ مُّهِينٌ velâ yaḥsebenne-lleẕîne keferû ennemâ nümlî lehüm ḫayrul lienfüsihim. innemâ nümlî lehüm liyezdâdû iŝmâ. velehüm `aẕâbüm mühîn. İnkar edenler, kendilerine vermiş olduğumuz mühletin sakın kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar. Biz onlara ancak, günahları çoğalsın diye mühlet veriyoruz. Küçültücü azab onlaradır. And let not those who disbelieve ever think that [because] We extend their time [of enjoyment] it is better for them. We only extend it for them so that they may increase in sin, and for them is a humiliating punishment. Sayfa 73, Cuz 4, آلعمران, Aal-e-Imran--آلعمران
472 73 3 179 4 مَّا كَانَ اللَّهُ لِيَذَرَ الْمُؤْمِنِينَ عَلَىٰ مَا أَنتُمْ عَلَيْهِ حَتَّىٰ يَمِيزَ الْخَبِيثَ مِنَ الطَّيِّبِ ۗ وَمَا كَانَ اللَّهُ لِيُطْلِعَكُمْ عَلَى الْغَيْبِ وَلَٰكِنَّ اللَّهَ يَجْتَبِي مِن رُّسُلِهِ مَن يَشَاءُ ۖ فَآمِنُوا بِاللَّهِ وَرُسُلِهِ ۚ وَإِن تُؤْمِنُوا وَتَتَّقُوا فَلَكُمْ أَجْرٌ عَظِيمٌ mâ kâne-llâhü liyeẕera-lmü'minîne `alâ mâ entüm `aleyhi ḥattâ yemîze-lḫabîŝe mine-ṭṭayyib. vemâ kâne-llâhü liyuṭli`aküm `ale-lgaybi velâkinne-llâhe yectebî mir rusülihî mey yeşâü feâminû billâhi verusülih. vein tü'minû vetetteḳû feleküm ecrun `ażîm. Allah inananları sizin durumunuzda bırakacak değildir, temizi pisten ayıracaktır. Allah size gaybı bildirecek değildir; fakat Allah peygamberlerinden dilediğini seçip, ona gaybı bildirir. Artık Allah'a ve peygamberlerine inanın; inanır ve sakınırsanız size büyük ecir vardır. Allah would not leave the believers in that [state] you are in [presently] until He separates the evil from the good. Nor would Allah reveal to you the unseen. But [instead], Allah chooses of His messengers whom He wills, so believe in Allah and His messengers. And if you believe and fear Him, then for you is a great reward. Sayfa 73, Cuz 4, آلعمران, Aal-e-Imran--آلعمران
473 73 3 180 4 وَلَا يَحْسَبَنَّ الَّذِينَ يَبْخَلُونَ بِمَا آتَاهُمُ اللَّهُ مِن فَضْلِهِ هُوَ خَيْرًا لَّهُم ۖ بَلْ هُوَ شَرٌّ لَّهُمْ ۖ سَيُطَوَّقُونَ مَا بَخِلُوا بِهِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ۗ وَلِلَّهِ مِيرَاثُ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ ۗ وَاللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ خَبِيرٌ velâ yaḥsebenne-lleẕîne yebḫalûne bimâ âtâhümü-llâhü min faḍlihî hüve ḫayral lehüm. bel hüve şerrul lehüm. seyüṭavveḳûne mâ beḫilû bihî yevme-lḳiyâmeh. velillâhi mîrâŝü-ssemâvâti vel'arḍ. vellâhü bimâ ta`melûne ḫabîr. Allah'ın bol nimetinden verdiklerinde cimrilik edenler, sakın bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar, bilakis bu onların kötülüğünedir. Cimrilik yaptıkları şey, kıyamet günü boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah'ındır. Allah işlediklerinizden haberdardır. And let not those who [greedily] withhold what Allah has given them of His bounty ever think that it is better for them. Rather, it is worse for them. Their necks will be encircled by what they withheld on the Day of Resurrection. And to Allah belongs the heritage of the heavens and the earth. And Allah, with what you do, is [fully] Acquainted. Sayfa 73, Cuz 4, آلعمران, Aal-e-Imran--آلعمران
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 74
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
474 74 3 181 4 لَّقَدْ سَمِعَ اللَّهُ قَوْلَ الَّذِينَ قَالُوا إِنَّ اللَّهَ فَقِيرٌ وَنَحْنُ أَغْنِيَاءُ ۘ سَنَكْتُبُ مَا قَالُوا وَقَتْلَهُمُ الْأَنبِيَاءَ بِغَيْرِ حَقٍّ وَنَقُولُ ذُوقُوا عَذَابَ الْحَرِيقِ leḳad semi`a-llâhü ḳavle-lleẕîne ḳâlû inne-llâhe feḳîruv venaḥnü agniyâ'. senektübü mâ ḳâlû veḳatlehümü-l'embiyâe bigayri ḥaḳḳiv veneḳûlü ẕûḳû `aẕâbe-lḥarîḳ. And olsun ki, Allah: "Allah fakir; biz zenginiz" diyenlerin sözünü işitmiştir. Dediklerini ve haksız yere peygamberleri öldürdüklerini elbette yazacağız, "Yakıcı azabı tadın" diyeceğiz. Allah has certainly heard the statement of those [Jews] who said, "Indeed, Allah is poor, while we are rich." We will record what they said and their killing of the prophets without right and will say, "Taste the punishment of the Burning Fire. Sayfa 74, Cuz 4, آلعمران, Aal-e-Imran--آلعمران
475 74 3 182 4 ذَٰلِكَ بِمَا قَدَّمَتْ أَيْدِيكُمْ وَأَنَّ اللَّهَ لَيْسَ بِظَلَّامٍ لِّلْعَبِيدِ ẕâlike bimâ ḳaddemet eydîküm veenne-llâhe leyse biżallâmil lil`abîd. Bu, yaptığınızın karşılığıdır. Yoksa Allah kullara asla zulmetmez. That is for what your hands have put forth and because Allah is not ever unjust to [His] servants." Sayfa 74, Cuz 4, آلعمران, Aal-e-Imran--آلعمران
476 74 3 183 4 الَّذِينَ قَالُوا إِنَّ اللَّهَ عَهِدَ إِلَيْنَا أَلَّا نُؤْمِنَ لِرَسُولٍ حَتَّىٰ يَأْتِيَنَا بِقُرْبَانٍ تَأْكُلُهُ النَّارُ ۗ قُلْ قَدْ جَاءَكُمْ رُسُلٌ مِّن قَبْلِي بِالْبَيِّنَاتِ وَبِالَّذِي قُلْتُمْ فَلِمَ قَتَلْتُمُوهُمْ إِن كُنتُمْ صَادِقِينَ elleẕîne ḳâlû inne-llâhe `ahide ileynâ ellâ nü'mine lirasûlin ḥattâ ye'tiyenâ biḳurbânin te'külühü-nnâr. ḳul ḳad câeküm rusülüm min ḳablî bilbeyyinâti vebilleẕî ḳultüm felime ḳateltümûhüm in küntüm ṣâdiḳîn. Doğrusu, ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir peygambere inanmamak üzere Allah bize ahid verdi diyenlere sen, de ki: "Benden önce peygamberler size belgeler ve dediğiniz şeyi getirdi. Doğru sözlü iseniz niçin onları öldürdünüz?" [They are] those who said, "Indeed, Allah has taken our promise not to believe any messenger until he brings us an offering which fire [from heaven] will consume." Say, "There have already come to you messengers before me with clear proofs and [even] that of which you speak. So why did you kill them, if you should be truthful?" Sayfa 74, Cuz 4, آلعمران, Aal-e-Imran--آلعمران
477 74 3 184 4 فَإِن كَذَّبُوكَ فَقَدْ كُذِّبَ رُسُلٌ مِّن قَبْلِكَ جَاءُوا بِالْبَيِّنَاتِ وَالزُّبُرِ وَالْكِتَابِ الْمُنِيرِ fein keẕẕebûke feḳad küẕẕibe rusülüm min ḳablike câû bilbeyyinâti vezzübüri velkitâbi-lmünîr. Seni yalancı saydılarsa, senden önce belgeler, sahifeler ve aydınlatıcı kitap getiren peygamberler de yalanlanmıştı. Then if they deny you, [O Muhammad] - so were messengers denied before you, who brought clear proofs and written ordinances and the enlightening Scripture. Sayfa 74, Cuz 4, آلعمران, Aal-e-Imran--آلعمران
478 74 3 185 4 كُلُّ نَفْسٍ ذَائِقَةُ الْمَوْتِ ۗ وَإِنَّمَا تُوَفَّوْنَ أُجُورَكُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ ۖ فَمَن زُحْزِحَ عَنِ النَّارِ وَأُدْخِلَ الْجَنَّةَ فَقَدْ فَازَ ۗ وَمَا الْحَيَاةُ الدُّنْيَا إِلَّا مَتَاعُ الْغُرُورِ küllü nefsin ẕâiḳatü-lmevt. veinnemâ tüveffevne ücûraküm yevme-lḳiyâmeh. femen zuḥziḥa `ani-nnâri veüdḫile-lcennete feḳad fâz. veme-lḥayâtü-ddünyâ illâ metâ`u-lgurûr. Her insan ölümü tadacaktır. Kıyamet günü, ecirleriniz size mutlaka ödenecektir. Ateşten uzaklaştırılıp cennete sokulan kimse artık kurtulmuştur. Dünya hayatı, zaten, sadece aldatıcı bir geçinmeden ibarettir. Every soul will taste death, and you will only be given your [full] compensation on the Day of Resurrection. So he who is drawn away from the Fire and admitted to Paradise has attained [his desire]. And what is the life of this world except the enjoyment of delusion. Sayfa 74, Cuz 4, آلعمران, Aal-e-Imran--آلعمران
479 74 3 186 4 ۞ لَتُبْلَوُنَّ فِي أَمْوَالِكُمْ وَأَنفُسِكُمْ وَلَتَسْمَعُنَّ مِنَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ مِن قَبْلِكُمْ وَمِنَ الَّذِينَ أَشْرَكُوا أَذًى كَثِيرًا ۚ وَإِن تَصْبِرُوا وَتَتَّقُوا فَإِنَّ ذَٰلِكَ مِنْ عَزْمِ الْأُمُورِ letüblevunne fî emvâliküm veenfüsiküm veletesme`unne mine-lleẕîne ûtü-lkitâbe min ḳabliküm vemine-lleẕîne eşrakû eẕen keŝîrâ. vein taṣbirû vetetteḳû feinne ẕâlike min `azmi-l'ümûr. And olsun ki mallarınız ve canlarınızla sınanacaksınız; hiç şüphesiz, sizden önce Kitap verilenlerden ve Allah'a eş koşanlardan çok üzücü sözler işiteceksiniz. Sabreder ve Allah'a karşı gelmekten sakınırsanız bilin ki, bu üzerinde sebat edilecek işlerdendir. You will surely be tested in your possessions and in yourselves. And you will surely hear from those who were given the Scripture before you and from those who associate others with Allah much abuse. But if you are patient and fear Allah - indeed, that is of the matters [worthy] of determination. Sayfa 74, Cuz 4, آلعمران, Aal-e-Imran--آلعمران
Sayfa Sayfa Kur'an-ı Kerim Gösterimi - SyNo: 75
ANoazalan sırada SyNo SrNo SrANo Cuz Arapça Çeviriyazı Diyanet İşleri Sahih International Etiketler
480 75 3 187 4 وَإِذْ أَخَذَ اللَّهُ مِيثَاقَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ لَتُبَيِّنُنَّهُ لِلنَّاسِ وَلَا تَكْتُمُونَهُ فَنَبَذُوهُ وَرَاءَ ظُهُورِهِمْ وَاشْتَرَوْا بِهِ ثَمَنًا قَلِيلًا ۖ فَبِئْسَ مَا يَشْتَرُونَ veiẕ eḫaẕe-llâhü mîŝâḳa-lleẕîne ûtü-lkitâbe letübeyyinünnehû linnâsi velâ tektümûneh. fenebeẕûhü verâe żuhûrihim veşterav bihî ŝemenen ḳalîlâ. febi'se mâ yeşterûn. Allah, Kitap verilenlerden, onu insanlara açıklayacaksınız ve gizlemeyeceksiniz, diye ahid almıştı. Onlar ise, onu arkalarına atıp az bir değere değiştiler. Alış verişleri ne kötüdür! And [mention, O Muhammad], when Allah took a covenant from those who were given the Scripture, [saying], "You must make it clear to the people and not conceal it." But they threw it away behind their backs and exchanged it for a small price. And wretched is that which they purchased. Sayfa 75, Cuz 4, آلعمران, Aal-e-Imran--آلعمران

Sayfalar

CSV