
innâ enẕernâküm `aẕâben ḳarîbâ. yevme yenżuru-lmerü mâ ḳaddemet yedâhü veyeḳûlü-lkâfiru yâ leytenî küntü türâbâ.
Arapça:
إِنَّا أَنذَرْنَاكُمْ عَذَابًا قَرِيبًا يَوْمَ يَنظُرُ الْمَرْءُ مَا قَدَّمَتْ يَدَاهُ وَيَقُولُ الْكَافِرُ يَا لَيْتَنِي كُنتُ تُرَابًا
Türkçe:
Biz sizi yakın bir azap ile uyardık. Bir gündedir ki o, kişi kendi ellerinin önden gönderdiğine bakar ve küfre sapan şöyle der: "Keşke toprak olsaydım!"
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Biz sizi yakın bir azap ile uyardık. O gün kişi ellerinin ne takdim ettiğine bakacak ve kâfir diyecek ki: "Ah ne olaydı, ben bir toprak olaydım."
Diyanet Vakfı:
Biz, yakın bir azap ile sizi uyardık. O gün kişi önceden yaptıklarına bakacak ve inkarcı kişi: "Keşke toprak olsaydım!" diyecektir.
İngilizce:
Verily, We have warned you of a Penalty near, the Day when man will see (the deeds) which his hands have sent forth, and the Unbeliever will say, "Woe unto me! Would that I were (metre) dust!"
Fransızca:
Nous vous avons avertis d'un châtiment bien proche, le jour où l'homme verra ce que ses deux mains ont préparé; et l'infidèle dira : "Hélas pour moi ! Comme j'aurais aimé n'être que poussière".
Almanca:
Gewiß, WIR warnten euch vor einer nahen Peinigung an dem Tag, wenn der Mensch schaut, was er eigenhändig vorlegte, und der Kafir sagt: "Wäre ich doch nur Erde gewesen!"
Rusça:
Мы предостерегли вас от наказания близкого. В тот день человек увидит, что уготовили его руки, а неверующий скажет: "Лучше бы мне быть прахом!"
Açıklama:

vennâzi`âti garḳâ.
Arapça:
بِسْمِ اللَّهِ الرَّحْمَٰنِ الرَّحِيمِ وَالنَّازِعَاتِ غَرْقًا
Türkçe:
Yemin olsun, çekip koparanlara/yay çekenlere/kuyudan su çekenlere/bağsız-bekçisiz koşan atlara/ayrılık yüzünden hasret çekenlere/daldırıp daldırıp çıkaranlara,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Andolsun şiddetle çekip çıkaranlara,
Diyanet Vakfı:
Söküp çıkaranlara, andolsun;
İngilizce:
By the (angels) who tear out (the souls of the wicked) with violence;
Fransızca:
Par ceux qui arrachent violemment !
Almanca:
Bei den gründlichst Herausziehenden!
Rusça:
Клянусь исторгающими души неверующих жестоко,
Açıklama:

vennâşiṭâti neşṭâ.
Arapça:
وَالنَّاشِطَاتِ نَشْطًا
Türkçe:
Yemin olsun, rahatça, incitmeden çekenlere/düğümü hünerle çözenlere/bir yerden bir yere gidenlere/coşkuyla iç çekenlere,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Usulcacık çekenlere,
Diyanet Vakfı:
Yavaşça çekenlere,
İngilizce:
By those who gently draw out (the souls of the blessed);
Fransızca:
Et par ceux qui recueillent avec douceur !
Almanca:
Bei den mit behutsamem Herausnehmen Herausnehmenden!
Rusça:
извлекающими души верующих нежно,
Açıklama:

vessâbiḥâti sebḥâ.
Arapça:
وَالسَّابِحَاتِ سَبْحًا
Türkçe:
Yemin olsun, boşlukta yahut suda yüzüp gidenlere,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yüzüp yüzüp gidenlere,
Diyanet Vakfı:
Yüzdükçe yüzenlere,
İngilizce:
And by those who glide along (on errands of mercy),
Fransızca:
Et par ceux qui voguent librement,
Almanca:
Bei den schwebend Schwebenden,
Rusça:
плывущими плавно,
Açıklama:

fessâbiḳâti sebḳâ.
Arapça:
فَالسَّابِقَاتِ سَبْقًا
Türkçe:
Derken öne geçip yarışı kazananlara,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yarışıp geçenlere,
Diyanet Vakfı:
Yarıştıkça yarışanlara,
İngilizce:
Then press forward as in a race,
Fransızca:
puis s'élancent à toute vitesse,
Almanca:
dann den im Wettlauf Führenden,
Rusça:
опережающими стремительно
Açıklama:

felmüdebbirâti emrâ.
Arapça:
فَالْمُدَبِّرَاتِ أَمْرًا
Türkçe:
Bir iş ve oluşu çekip çevirenlere,
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Derken bir iş çevirenlere kasem olsun (ki kıyamet var).
Diyanet Vakfı:
Derken iş düzenleyenlere.
İngilizce:
Then arrange to do (the Commands of their Lord),
Fransızca:
et règlent les affaires !
Almanca:
dann den die Angelegenheit Regelnden!
Rusça:
и исполняющими повеления.
Açıklama:

yevme tercüfü-rrâcifeh.
Arapça:
يَوْمَ تَرْجُفُ الرَّاجِفَةُ
Türkçe:
Ki o gün şiddetle sarsacak olan saracaktır.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
O gün deprem sarsar,
Diyanet Vakfı:
Birinci üflemenin (kainatı) sarstığı,
İngilizce:
One Day everything that can be in commotion will be in violent commotion,
Fransızca:
Le jour où [la terre] tremblera [au premier son du clairon]
Almanca:
An dem Tag, wenn das Bebende bebt,
Rusça:
В тот день сотрясется сотрясающаяся (раздастся первый трубный глас, после которого творения умрут),
Açıklama:

tetbe`uhe-rrâdifeh.
Arapça:
تَتْبَعُهَا الرَّادِفَةُ
Türkçe:
Onu, ardısıra gelen izleyecektir.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onu ikinci bir sarsıntı izler.
Diyanet Vakfı:
Onu ikinci üflemenin takip ettiği gün,
İngilizce:
Followed by oft-repeated (commotions):
Fransızca:
immédiatement suivi du deuxième.
Almanca:
dann ihr die Abhängige nachfolgt,
Rusça:
вслед за чем последует еще одно сотрясение (раздастся второй трубный глас, после которого начнется воскрешение),
Açıklama:

ḳulûbüy yevmeiẕiv vâcifeh.
Arapça:
قُلُوبٌ يَوْمَئِذٍ وَاجِفَةٌ
Türkçe:
Bazı kalpler o gün kaygıdan titreyecektir.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Yürekler vardır, o gün kaygıdan hoplar.
Diyanet Vakfı:
İşte o gün yürekler kaygıdan oynar,
İngilizce:
Hearts that Day will be in agitation;
Fransızca:
Ce jour-là, il y aura des coeurs qui seront agités d'effroi,
Almanca:
die Herzen an diesem Tag sind voller Furcht,
Rusça:
В тот день затрепещут сердца,
Açıklama:

ebṣâruhâ ḫâşi`ah.
Arapça:
أَبْصَارُهَا خَاشِعَةٌ
Türkçe:
Onların gözleri yerlere eğilecektir.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Gözler kalkmaz saygıdan.
Diyanet Vakfı:
Gözler yorgun düşer.
İngilizce:
Cast down will be (their owners') eyes.
Fransızca:
et leurs regards se baisseront.
Almanca:
ihre Blicke sind vor Ehrfurcht gesenkt,
Rusça:
и потупятся взоры.
Açıklama:
Sayfalar
