
vekeẕâlike fetennâ ba`ḍahüm biba`ḍil liyeḳûlû ehâülâi menne-llâhü `aleyhim mim beyninâ. eleyse-llâhü bia`leme bişşâkirîn.
Arapça:
وَكَذَٰلِكَ فَتَنَّا بَعْضَهُم بِبَعْضٍ لِّيَقُولُوا أَهَٰؤُلَاءِ مَنَّ اللَّهُ عَلَيْهِم مِّن بَيْنِنَا ۗ أَلَيْسَ اللَّهُ بِأَعْلَمَ بِالشَّاكِرِينَ
Türkçe:
Biz böylece onların bir kısmını diğer bir kısmıyla imtihana çektik ki, şunu söylesinler: "Allah aramızdan şunlara mı lütufta bulundu?" Allah şükredenleri daha iyi bilmiyor mu?
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Biz onlardan kimini kimi ile, "Allah aramızdan bunlara mı lutfunu layık gördü" desinler diye, işte böyle imtihan ettik. Allah, şükredenleri daha iyi bilen değil midir?
Diyanet Vakfı:
"Aramızdan Allah'ın kendilerine lütuf ve ihsanda bulunduğu kimseler de bunlar mı!" demeleri için onların bir kısmını diğerleri ile işte böyle imtihan ettik. Allah şükredenleri daha iyi bilmez mi?
İngilizce:
Thus did We try some of them by comparison with others, that they should say: "Is it these then that Allah hath favoured from amongst us?" Doth not Allah know best those who are grateful?
Fransızca:
Ainsi, éprouvons-Nous (les gens) les uns par les autres , pour qu'ils disent : "Est-ce là ceux qu'Allah a favorisés parmi nous ? " N'est-ce pas Allah qui sait le mieux lesquels sont reconnaissants ?
Almanca:
Und solcherart haben WIR die einen von ihnen durch die anderen der Fitna ausgesetzt, damit sie sagen: "Sind diese etwa diejenigen, die ALLAH unter uns auserwählt hat?" Weiß ALLAH etwa nicht besser Bescheid über die Dankbaren?!
Rusça:
Таким образом Мы искушали одних из них другими, дабы они сказали: "Неужели среди нас Аллах оказал милость только этим?" Разве Аллах не лучше знает тех, кто благодарен?
Açıklama:
