
veterâ keŝîram minhüm yüsâri`ûne fi-l'iŝmi vel`udvâni veeklihimü-ssuḥt. lebi'se mâ kânû ya`melûn.
Türkçe:
Onların birçoğunun günahta, düşmanlıkta, haram yemede yarıştıklarını görürsün. Ne kötüdür o yapmakta oldukları!
İngilizce:
Many of them dost thou see, racing each other in sin and rancour, and their eating of things forbidden. Evil indeed are the things that they do.
Fransızca:
Et tu verras beaucoup d'entre eux se précipiter vers le péché et l'iniquité, et manger des gains illicites. Comme est donc mauvais ce qu'ils oeuvrent !
Almanca:
Und du siehst viele von ihnen, wie sie sich beeilen, Verfehlungen und Übertretungen zu begehen und sich Verbotenes anzueignen. Und erbärmlich ist dies, was sie zu tun pflegten.
Rusça:
Ты видишь, что многие из них поспешают совершать грехи, враждовать и пожирать запретное. Воистину, скверно то, что они совершают.
Arapça:
وَتَرَىٰ كَثِيرًا مِّنْهُمْ يُسَارِعُونَ فِي الْإِثْمِ وَالْعُدْوَانِ وَأَكْلِهِمُ السُّحْتَ ۚ لَبِئْسَ مَا كَانُوا يَعْمَلُونَ
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Onlardan çoğunu, günah işlemede, düşmanlıkta ve haram yemede yarış ederken görürsün. Bu yaptıkları şeyler ne kötüdür!
Diyanet Vakfı:
Onlardan birçoğunun günah, düşmanlık ve haram yemede yarıştıklarını görürsün. Yaptıkları ne kadar kötüdür!
