
elem tera ile-lleẕîne yüzekkûne enfüsehüm. beli-llâhü yüzekkî mey yeşâü velâ yużlemûne fetîlâ.
Türkçe:
Bakmaz mısın, şu benliklerini ak-berrak gösterip duranlara! Hayır! İş, sandıkları gibi değil. Ancak Allah, dilediğini temizleyip aklar. Ve bir hurma lifi kadar zulme uğratılmazlar.
İngilizce:
Hast thou not turned Thy vision to those who claim sanctity for themselves? Nay-but Allah Doth sanctify whom He pleaseth. But never will they fail to receive justice in the least little thing.
Fransızca:
N'as-tu pas vu ceux-là qui se déclarent purs ? Mais c'est Allah qui purifie qui Il veut; et ils ne seront point lésés, fût-ce d'un brin de noyau de datte .
Almanca:
Hast du etwa nicht diejenigen wahrgenommen, die von sich selbst (behaupten), geläutert zu sein?! Nein, sondern ALLAH erklärt als geläutert, wen ER will. Und ihnen wird nicht im Geringsten Unrecht angetan.
Rusça:
Разве ты не видел тех, которые восхваляют сами себя? О нет! Аллах восхваляет, кого пожелает, и они не будут обижены даже на величину нити на финиковой косточке.
Arapça:
أَلَمْ تَرَ إِلَى الَّذِينَ يُزَكُّونَ أَنفُسَهُم ۚ بَلِ اللَّهُ يُزَكِّي مَن يَشَاءُ وَلَا يُظْلَمُونَ فَتِيلًا
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Kendi nefislerini temize çıkaranları görmüyor musun? Hayır! Ancak Allah, dilediğini temize çıkarır. Onlara kıl kadar zulmedilmez.
Diyanet Vakfı:
Kendilerini temize çıkaranlara ne dersin! Hayır, Allah dilediğini temize çıkarır ve hiç kimse kıl payı kadar haksızlık görmez.
