
ḳul inneme-l`ilmü `inde-llâh. veinnemâ ene neẕîrum mübîn.
Arapça:
قُلْ إِنَّمَا الْعِلْمُ عِندَ اللَّهِ وَإِنَّمَا أَنَا نَذِيرٌ مُّبِينٌ
Türkçe:
De ki: "Bilgi Allah'ın katındadır. Bana gelince, ben ancak açıkça uyaran biriyim."
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
De ki: "(O'na ait) bilgi, Allah'ın yanındadır. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım."
Diyanet Vakfı:
De ki: O bilgi, ancak Allah'a mahsustur. Ben ise sadece apaçık bir uyarıcıyım.
İngilizce:
Say: "As to the knowledge of the time, it is with Allah alone: I am (sent) only to warn plainly in public."
Fransızca:
Dis : "Allah seul [en] a la connaissance. Et moi je ne suis qu'un avertisseur clair".
Almanca:
Sag: "DasWissen ist doch nur bei ALLAH. Und ich bin doch nur ein deutlicher Warner."
Rusça:
Скажи: "Знание об этом - у Аллаха, а я - всего лишь предостерегающий и разъясняющий увещеватель".
Açıklama:
