
veleḳad enẕerahüm baṭşetenâ fetemârav binnüẕür.
Arapça:
وَلَقَدْ أَنذَرَهُم بَطْشَتَنَا فَتَمَارَوْا بِالنُّذُرِ
Türkçe:
Yemin olsun, Lût onları bizim yakalayışımız hakkında uyarmıştı da onlar, uyarılarla ilgili olarak kuşkulanıp çekişmişlerdi.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Lût), onları bizim yakalamamıza karşı uyarmıştı. Fakat ikazlara karşı kuşku duydular,
Diyanet Vakfı:
Andolsun ki, Lut onları bizim şiddetli azabımızla uyardı. Fakat onlar bu tehditleri kuşkuyla karşıladılar.
İngilizce:
And (Lut) did warn them of Our Punishment, but they disputed about the Warning.
Fransızca:
Il les avait pourtant avertis de Nos représailles. Mais ils mirent les avertissements en doute.
Almanca:
Und gewiß, bereits warnten WIR sie vor Unserer Gewalttat, dann zweifelten sie die Warnungen an.
Rusça:
Он предостерег их от Нашей Хватки, но они усомнились в его предостережениях.
Açıklama:
