Nuzul 414

 
00:00

veiẕ gadevte min ehlike tübevviü-lmü'minîne meḳâ`ide lilḳitâl. vellâhü semî`un `alîm.

Arapça:

وَإِذْ غَدَوْتَ مِنْ أَهْلِكَ تُبَوِّئُ الْمُؤْمِنِينَ مَقَاعِدَ لِلْقِتَالِ ۗ وَاللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ

Türkçe:

Hani, sen ailenden erkenden ayrılmıştın da müminleri savaş için tutulması gereken noktalara yerleştiriyordun. Allah her şeyi çok iyi duyar, çok iyi bilir.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:

Hani sen sabah erkenden müminleri savaş mevzilerine yerleştirmek için ailenden ayrılmıştın. Allah, hakkıyla işiten ve bilendir.

Diyanet Vakfı:

Hani sen, sabah erkenden müminleri savaş mevzilerine yerleştirmek için ailenden ayrılmıştın...-Allah, hakkıyle işiten ve bilendir.

İngilizce:

Remember that morning Thou didst leave Thy household (early) to post the faithful at their stations for battle: And Allah heareth and knoweth all things:

Fransızca:

Lorsqu'un matin, tu (Muhammad) quittas ta famille, pour assigner aux croyants les postes de combat et Allah est Audient et Omniscient.

Almanca:

Und (erinnere daran), als du dich bei Tagesanbruch von deinen Angehörigen aufgemacht hast, um die Mumin in den Kampfstellungen zu postieren. Und ALLAH ist allhörend, allwissend.

Rusça:

Вот ты покинул свою семью рано утром, чтобы расставить верующих по местам для сражения при Ухуде. Аллах - Слышащий, Знающий.

Açıklama:
Nuzul 414 beslemesine abone olun.