
vekâne lehû ŝemer. feḳâle liṣâḥibihî vehüve yüḥâviruhû ene ekŝeru minke mâlev vee`azzü neferâ.
Arapça:
وَكَانَ لَهُ ثَمَرٌ فَقَالَ لِصَاحِبِهِ وَهُوَ يُحَاوِرُهُ أَنَا أَكْثَرُ مِنكَ مَالًا وَأَعَزُّ نَفَرًا
Türkçe:
Adamın başka bir geliri de vardı. Bu yüzden, arkadaşlarıyla konuştuğu bir sırada ona şöyle demişti: "Ben, malca senden zengin, insan unsuru bakımından da güçlü ve onurluyum."
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
İki bağın sahibinin ayrıca başka geliri vardı. Bundan dolayı bu adam arkadaşıyla münakaşa ederken: "Ben malca senden daha zengin ve insan sayısı bakımından da senden daha güçlü ve üstünüm" dedi.
Diyanet Vakfı:
Bu adamın başka geliri de vardı. Bu yüzden arkadaşıyla konuşurken ona şöyle dedi: "Ben, servetçe senden daha zenginim; insan sayısı bakımından da senden daha güçlüyüm."
İngilizce:
(Abundant) was the produce this man had : he said to his companion, in the course of a mutual argument: "more wealth have I than you, and more honour and power in (my following of) men."
Fransızca:
Et il avait des fruits et dit alors à son compagnon avec qui il conversait : "Je possède plus de bien que toi, et je suis plus puissant que toi grâce à mon clan".
Almanca:
Und er verfügte über Früchteertrag, dann sagte er seinem Gefährten, während er mit ihm einen Dialog führte: "Ich verfüge über mehr Vermögen als du und bin dazu noch überlegener an Gefolge."
Rusça:
У него были плоды (или богатство), и он сказал своему товарищу, беседуя с ним: "У меня больше имущества и помощников, чем у тебя".
Açıklama:
