
veḳul câe-lḥaḳḳu vezeheḳa-lbâṭil. inne-lbâṭile kâne zehûḳâ.
Arapça:
وَقُلْ جَاءَ الْحَقُّ وَزَهَقَ الْبَاطِلُ ۚ إِنَّ الْبَاطِلَ كَانَ زَهُوقًا
Türkçe:
Ve de ki: "Hak geldi bâtıl yıkılıp gitti. Bâtıl, yok olmaya zaten mahkûmdu."
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Ey Muhammed!) De ki: "Hak geldi, batıl yok oldu. Elbette batıl yok olmaya mahkumdur."
Diyanet Vakfı:
Yine de ki: Hak geldi; batıl yıkılıp gitti. Zaten batıl yıkılmaya mahkumdur.
İngilizce:
And say: "Truth has (now) arrived, and Falsehood perished: for Falsehood is (by its nature) bound to perish."
Fransızca:
Et dis : "La Vérité (l'Islam) est venue et l'Erreur a disparu. Car l'Erreur est destinée à disparaître".
Almanca:
Und sag: "Das Wahre ist gekommen und das für nichtig Erklärte ist vergangen." Gewiß, das für nichtig Erklärte ist immer vergänglich.
Rusça:
Скажи: "Явилась истина, и сгинула ложь. Воистину, ложь обречена на погибель".
