Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

24

Sûredeki Ayet No: 

27

Ayet No: 

2818

Sayfa No: 

352

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَدْخُلُوا بُيُوتًا غَيْرَ بُيُوتِكُمْ حَتَّىٰ تَسْتَأْنِسُوا وَتُسَلِّمُوا عَلَىٰ أَهْلِهَا ۚ ذَٰلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ لَعَلَّكُمْ تَذَكَّرُونَ

Çeviriyazı: 

yâ eyyühe-lleẕîne âmenû lâ tedḫulû büyûten gayra büyûtiküm ḥattâ teste'nisû vetüsellimû `alâ ehlihâ. ẕâliküm ḫayrul leküm le`alleküm teẕekkerûn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Ey iman edenler! Kendi evinizden başka evlere, geldiğinizi farkettirip ev halkına selam vermedikçe girmeyin. Bu sizin için daha iyidir. Herhalde (bunu) düşünüp anlarsınız.

Diyanet İşleri: 

Ey inananlar! Evlerinizden başka evlere, izin almadan, seslenip sahiplerine selam vermeden girmeyiniz. Eğer düşünürseniz bu sizin için daha iyidir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ey inananlar, kendi evlerinizden başka evlere, sahipleriyle tanışmadan ve onlara selam vermeden girmeyin, düşünüp öğüt almanız için daha hayırlıdır bu size.

Şaban Piriş: 

Ey iman edenler! Evlerinizden başka evlere izin almadan ve ev halkına selam vermeden girmeyin. Eğer düşünecek olursanız bu sizin için daha hayırlıdır.

Edip Yüksel: 

Ey inananlar, evlerinizden başka evlere, izin almadan, halkına selam vermeden girmeyiniz. Düşünürseniz bunun sizin için daha iyi olduğunu görürsünüz.

Ali Bulaç: 

Ey iman edenler, evlerinizden başka evlere, yakınlık kurup (izin almadan) ve (ev halkına) selam vermeden girmeyin. Bu sizin için daha hayırlıdır; umulur ki öğüt alıp düşünürsünüz.

Suat Yıldırım: 

Ey iman edenler! Kendi evleriniz dışındaki evlere, sahiplerinden izin isteyip onlara selâm vermeden girmeyiniz!Böyle yapmanız sizin için daha münasiptir.Olur ki düşünür, hikmetini anlarsınız.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ey imân edenler, kendi evlerinizden başka evlere müsaade istemeden ve sahiplerine selâm vermeden girmeyiniz. Bu sizin için hayırlıdır. Umulur ki, düşünüp anlarsınız.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Ey iman edenler! Kendi evleriniz dışındaki evlere, sahipleriyle kaynaşıp izin almadan, bir de ev sakinlerine selam vermeden girmeyin! Düşünüp taşınmanızı sağlamada bu sizin için daha hayırlıdır.

Bekir Sadak: 

Evlenemeyenler, Allah kendilerini lutfu ile zenginlestirene kadar iffetli davransinlar. Kolelerinizden hur olmak icin bedel vermek isteyenlerin, onlarda bir iyilik gorurseniz, bedel vermelerini kabul edin. Onlara Allah´in size verdigi maldan verin. Dunya hayatinin gecici menfaatini elde etmek icin, iffetli olmak isteyen cariyelerinizi fuhsa zorlamayin. Kim onlari buna zorlarsa bilsin ki Allah hic suphesiz onu degil zorlanan kadinlari bagislar ve merhamet eder.

İbni Kesir: 

Ey iman edenler

Adem Uğur: 

Ey iman edenler! Kendi evinizden başka evlere, geldiğinizi farkettirip (izin alıp) ev halkına selâm vermedikçe girmeyin. Bu sizin için daha iyidir

İskender Ali Mihr: 

Ey âmenû olanlar! Evlerinizden başka evlere, izin isteyip ev halkına selâm vermedikçe (içeri) girmeyin. Bu, sizin için hayırdır. Umulur ki

Celal Yıldırım: 

Ey imân edenler! Kendi evlerinizden başka evlere, sahipleriyle alışkanlık sağlayıp (onlardan) izin almadıkça ve onlara selâm vermedikçe girmeyin. Bu sizin için hayırlıdır. Umulur ki iyice düşünürsünüz.

Tefhim ul Kuran: 

Ey iman edenler, evlerinizden başka evlere, yakınlık kurup (izin almadan) ve (ev halkına) selam vermeden girmeyin. Bu sizin için daha hayırlıdır

Fransızca: 

ô vous qui croyez ! N'entrez pas dans des maisons autres que les vôtres avant de demander la permission [d'une façon délicate] et de saluer leurs habitants. Cela est meilleur pour vous. Peut-être vous souvenez-vous.

İspanyolca: 

¡Creyentes! No entréis en casa ajena sin daros a conocer y saludar a sus moradores. Es mejor para vosotros. Quizás, así, os amonestar.

İtalyanca: 

O voi che credete, non entrate in case che non siano le vostre senza aver chiesto il permesso e aver salutato la gente [che le abita]; questo è meglio per voi. Ve ne ricorderete?

Almanca: 

Ihr, die den Iman verinnerlicht habt! Betretet keine Häuser die nicht eure Häuser sind, bis ihr euch bemerkbar macht und deren Bewohner mit dem Salam- Gruß begrüßt. Dies ist besser für euch, damit ihr euch besinnt.

Çince: 

信道的人们啊!你们不要进他人的家去,直到你们请求许可, 并向主人祝安。这对于你们是更高尚的,(真主这样指导你们),以便你们能记取教诲。

Hollandaca: 

O ware geloovigen! treedt geene huizen binnen, behalve uwe eigene huizen, dan nadat gij verlof gevraagd en het gezin daarvan gegroet hebt; dit is beter voor u menschen; gij zult dit in acht nemen.

Rusça: 

О те, которые уверовали! Не входите в чужие дома, пока не спросите позволения и не поприветствуете миром их обитателей. Это лучше для вас. Быть может, вы помяните назидание.

Somalice: 

Kuwa (Xaqa) Rumeeyow ha Galina Guryo aan Kuwiinna ahayn Intaad ka Idam Warsataan kana Salaantaan Ehelkooda, Saasaana idiin Khayr Roon si aad u Xusuusataan.

Swahilice: 

Enyi mlio amini! Msiingie nyumba zisio nyumba zenu mpaka mwombe ruhusa, na mwatolee salamu wenyewe. Hayo ni bora kwenu mpate kukumbuka.

Uygurca: 

ئى مۆمىنلەر! باشقىلارنىڭ ئۆيلىرىگە (كىرىشكە) ئىجازەت سورىمىغىچە ۋە ئۆي ئىگىسىگە سالام بەرمىگىچە كىرمەڭلار، ۋەز - نەسىھەت ئېلىشىڭلار (يەنى بۇ گۈزەل ئەخلاق - ئەدەبكە ئەمەل قىلىشىڭلار) ئۈچۈن بۇ (يەنى ئىجازەت سوراپ ۋە سالام بېرىپ كىرىش ئۇشتۇمتۇت كىرىشتىن) سىلەرگە ياخشىدۇر

Japonca: 

あなたがた信者よ,許しを求めて,家族に挨拶するまでは,自分の家以外の住まいに入ってはならない。それはあなたがたのために善い。必ずあなたがたは留意するであろう。

Arapça (Ürdün): 

«يا أيها الذين آمنوا لا تدخلوا بيوتا غير بيوتكم حتى تستأنوا» أي تستأذنوا «وتسلموا على أهلها» فيقول الواحد السلام عليكم أأدخل؟ كما ورد في حديث «ذلكم خير لكم» من الدخول بغير استئذان «لعلكم تذكرون» بإدغام التاء الثانية في الذال خيريته فتعملون به.

Hintçe: 

और इज्ज़त की रोज़ी ऐ ईमानदारों अपने घरों के सिवा दूसरे घरों में (दर्राना) न चले जाओ यहाँ तक कि उनसे इजाज़त ले लो और उन घरों के रहने वालों से साहब सलामत कर लो यही तुम्हारे हक़ में बेहतर है

Tayca: 

โอ้บรรดาผู้ศรัทธาเอ๋ย พวกเจ้าอย่าเข้าไปในบ้านใดอื่นจากบ้านของพวกเจ้า จนกว่าจะขออนุญาติและให้สลามแก่เจ้าของบ้านเสียก่อน เช่นนั้นแหละเป็นการดีสำหรับพวกเจ้า หวังว่าพวกเจ้าจะใคร่ครวญ

İbranice: 

הוי, אלה אשר האמינו! אל תיכנסו אל הבתים של אחרים לפני שתקבלו רשות ותדרשו בשלום שוכניו, זה טוב יותר לכם למען תיזכרו

Hırvatça: 

O vi koji vjerujete, u tuđe kuće ne ulazite dok dopuštenje ne zatražite i dok ukućane ne poselamite, to vam je bolje, da biste se prisjetili i pouku primili!

Rumence: 

O, voi cei ce credeţi! Nu intraţi în case ce nu sunt casele voastre până ce nu aţi devenit obişnuiţi şi până ce nu-i salutaţi pe locuitorii lor. Aşa este bine pentru voi. Poate vă veţi aminti!

Transliteration: 

Ya ayyuha allatheena amanoo la tadkhuloo buyootan ghayra buyootikum hatta tastanisoo watusallimoo AAala ahliha thalikum khayrun lakum laAAallakum tathakkaroona

Türkçe: 

Ey iman edenler! Kendi evleriniz dışındaki evlere, sahipleriyle kaynaşıp izin almadan, bir de ev sakinlerine selam vermeden girmeyin! Düşünüp taşınmanızı sağlamada bu sizin için daha hayırlıdır.

Sahih International: 

O you who have believed, do not enter houses other than your own houses until you ascertain welcome and greet their inhabitants. That is best for you; perhaps you will be reminded.

İngilizce: 

O ye who believe! enter not houses other than your own, until ye have asked permission and saluted those in them: that is best for you, in order that ye may heed (what is seemly).

Azerbaycanca: 

Ey iman gətirənlər! Başqalarının evlərinə (sizin olmayan evlərə) sahiblərindən icazə almadan və onlara salam vermədən girməyin. Bu, (ədəb-ərkan baxımından) sizin üçün daha yaxşıdır. Bəlkə, (Allahın bu əmrinin hikmətini) düşünüb anlayasınız (və həmişə yadda saxlayıb ona əməl edəsiniz).

Süleyman Ateş: 

Ey inananlar, kendi evlerinizden başka evlere, izin alıp halkına selam vermeden girmeyin. Herhalde bunun, sizin için daha iyi olduğunu düşünüp anlarsınız.

Diyanet Vakfı: 

Ey iman edenler! Kendi evinizden başka evlere, geldiğinizi farkettirip (izin alıp) ev halkına selam vermedikçe girmeyin. Bu sizin için daha iyidir; herhalde (bunu) düşünüp anlarsınız.

Erhan Aktaş: 

Ey Îmân Edenler! Kendi evinizden başka evlere, sahiplerinin sizi istekle karşılayacaklarından emin olmadan ve selâm vermeden(1) girmeyin. Bu sizin için daha hayırlıdır. Umulur ki öğüt alırsınız.

Kral Fahd: 

Ey iman edenler! Evlerinizden başka evlere izin almadan ve ev halkına selâm vermeden girmeyin. Eğer düşünecek olursanız, bu sizin için daha hayırlıdır.

Hasan Basri Çantay: 

Ey îman edenler, kendi (ev ve) odalarınızdan başka (evlere ve) odalara saahibleriyle alışkanlık peyda etmeden ve selâm da vermeden girmeyin. Bu, sizin için daha hayırlıdır. Olur ki iyice düşünür (hikmetini idrâk eder) siniz.

Muhammed Esed: 

Siz ey imana erişenler! Kendi evlerinizden başka evlere sakinlerinden izin almadan, onlara selam vermeden girmeyin. Eğer (karşılıklı haklarınızı) dikkate alacak olursanız bu (öğüt) sizin kendi iyiliğiniz içindir.

Gültekin Onan: 

Ey inananlar, evlerinizden başka evlere yakınlık kurup (izin almadan) ve (ev) ehline (halkına) selam vermeden girmeyin. Bu sizin için daha hayırlıdır

Ali Fikri Yavuz: 

Ey iman edenler! Kendi ev ve odalarınızdan başka evlere, sahibleriyle alışkanlık temin edib izin almadan ve selâm vermeden, girmeyin. Bu, sizin için daha hayırlıdır. Olur ki düşünür, hikmetini anlarsınız.

Portekizce: 

Ó fiéis, não entreis em casa de alguma além da vossa, a menos que peçais permissão e saudeis os seus moradores. Isso épreferível para vós; quiçá, assim, mediteis.

İsveççe: 

TROENDE! Gå inte in i främmande hus utan att först ha gett er till känna och hälsat husets folk. Detta är bäst för er [och mest passande]; detta sägs för att ni skall lägga det på minnet!

Farsça: 

ای اهل ایمان! به خانه هایی غیر از خانه های خودتان وارد نشوید تا آنکه اجازه بگیرید، و بر اهل آنها سلام کنید، [رعایت] این [امور اخلاقی] برای شما بهتر است، باشد که متذکّر شوید.

Kürtçe: 

ئەی ئەو کەسانەی بڕواتان ھێناوە مەچنە ھیچ ماڵێک جگە لەماڵەکانی خۆتان ھەتا پرس دەکەن (بەخاوەنەکانیان) وە (دوای ئەوەی موڵەتدران) سەلام بکەن لە خاوەن ماڵەکە ئەوە چاکترە بۆتان بۆ ئەوەی پەندو ئامۆژگاری وەرگرن

Özbekçe: 

Эй иймон келтирганлар! Ўз уйларингиздан бошқа уйларга то изн сўрамагунингизча ва уларнинг аҳлига салом бермагунингизча, кирманг. Ана шундай қилмоғингиз сиз учун яхшидир, шоядки эсласангиз. (Ушбу оятга амал қилинса, бировнинг хонадонига изн сўраб, салом бериб кирилсагина, турли ноқулай ҳолатларнинг олди олинади. Изн сўрамай кирган одам уй эгаларининг ноқулай ҳолда турганларини кўриб қолса, гуноҳ бўлади. Икки томон ҳам ҳижолатга тушади. Балки хусумат, уруш-жанжал чиқиши ҳам мумкин. Баъзи ҳолларда уйда аёл киши ёлғиз бўлиши, устига бегона эркак кириб, орада иғво, бўҳтон, фитна чиқиши мумкин.)

Malayca: 

Wahai orang-orang yang beriman, janganlah kamu masuk ke dalam mana-mana rumah yang bukan rumah kamu, sehingga kamu lebih dahulu meminta izin serta memberi salam kepada penduduknya; yang demikian adalah lebih baik bagi kamu, supaya kamu beringat (mematuhi cara dan peraturan yang sopan itu).

Arnavutça: 

O besimtarë! Mos hyni në shtëpitë e huaja përderisa të mos lajmëroheni e të mos i përshëndetni banuesit e saj. Kjo është më mirë, që ju të këshilloheni!

Bulgarca: 

О, вярващи, не влизайте в домове, освен в собствените си, докато не поискате разрешение и не поздравите обитателите им! За вас това е най-доброто, за да се поучите.

Sırpça: 

О верници, у туђе куће не улазите док допуштење не добијете и док укућане не поздравите – то вам је боље, поучите се!

Çekçe: 

Vy, kteří věříte! Nevstupujte do jiných domů kromě vlastních, pokud se nezeptáte, zda jste vítáni, a pokud nepozdravíte jejich obyvatele! A toto je pro vás vhodnější - snad si to připomenete.

Urduca: 

اے لوگو جو ایمان لائے ہو، اپنے گھروں کے سوا دوسرے گھروں میں داخل نہ ہوا کرو جب تک کہ گھر والوں کی رضا نہ لے لو اور گھر والوں پر سلام نہ بھیج لو، یہ طریقہ تمہارے لیے بہتر ہے توقع ہے کہ تم اس کا خیال رکھو گے

Tacikçe: 

Эй касоне, ки имон овардаед, ба хонае ғайр аз хонаи худ бе он, ки иҷозат талабида ва бар сокинонаш салом карда бошед, надароед. Ин барои шумо беҳтар аст, бошад, ки панд гиред!

Tatarca: 

Ий мөэминнәр, үзегезнең өйләрегездән башка өйләргә рөхсәт алмыйча һәм сәлам бирмичә кермәгез, рөхсәт сорагыз һәм өйдә булган кешеләргә сәлам бирегез. Әнә шулай эшләсәгез сезнең өчен хәерледер, шаять вәгазьләнерсез!

Endonezyaca: 

Hai orang-orang yang beriman, janganlah kamu memasuki rumah yang bukan rumahmu sebelum meminta izin dan memberi salam kepada penghuninya. Yang demikian itu lebih baik bagimu, agar kamu (selalu) ingat.

Amharca: 

እናንተ ያመናችሁ ሆይ! እስከምታስፈቅዱና በባለቤቶቿ ላይ ሰላምታን እስከምታቀርቡ ድረስ ከቤቶቻችሁ ሌላ የኾኑን ቤቶች አትግቡ፡፡ ይህ ለእናንተ መልካም ነው፡፡ እናንተ ትገነዘቡ ዘንድ (በዚህ ታዘዛችሁ)፡፡

Tamilce: 

நம்பிக்கையாளர்களே! உங்கள் வீடுகள் அல்லாத (பிறருடைய) வீடுகளில் நீங்கள் (அனுமதியின்றி) நுழையாதீர்கள், நீங்கள் அவ்வீட்டார்களுக்கு ஸலாம் கூறி, பேசி அனுமதி பெறுகின்ற வரை (உள்ளே செல்லாதீர்கள்). இதுதான் உங்களுக்கு சிறந்ததாகும், நீங்கள் நல்லறிவு பெறவேண்டும் என்பதற்காக.

Korece: 

믿는자들이여 허락을 받고 그 집안 가족에 인사를 하기전까 지는 너희집이 아닌 어떠한 가정 도 들어가지 말라 그것이 너희에 게 복이 되리니 너희가 교훈으로 삼으라

Vietnamca: 

Hỡi những người có đức tin! Các ngươi chớ đi vào nhà của người khác trừ phi các ngươi đã xin phép và chào Salam đến chủ nhà. Điều đó tốt cho các ngươi mong rằng các ngươi lưu tâm.