Arapça:
فَاعْتَرَفُوا بِذَنبِهِمْ فَسُحْقًا لِّأَصْحَابِ السَّعِيرِ
Çeviriyazı:
fa`terafû biẕembihim. fesuḥḳal liaṣḥâbi-sse`îr.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Böylece günahlarını itiraf ederler. (Artık) o çılgın ateş halkı (Allah'ın rahmetinden) uzak olsunlar!
Diyanet İşleri:
Böylece, günahlarını itiraf ederler. Çılgın alevli cehennemlikler yok olsunlar!
Abdulbakî Gölpınarlı:
Derken suçlarını söylerler; artık ırak olsun yakıp kavuran cehennemin ehli.
Şaban Piriş:
İşte böylece günahlarını itiraf ederler. Uzak olsun çılgın ateş halkı!
Edip Yüksel:
Böylece günahlarını itiraf ettiler. Ateşin halkı uzak olsunlar.
Ali Bulaç:
Böylece kendi günahlarını itiraf ettiler. Çılgınca yanan ateşin halkına (Allah'ın rahmetinden) uzaklık olsun.
Suat Yıldırım:
Böylece günahlarını itiraf ederler. Rahmetten uzak olsun o cehennemlikler!
Ömer Nasuhi Bilmen:
67:10
Yaşar Nuri Öztürk:
Günahlarını işte böyle itiraf ettiler. Çılgın ateşin halkına böyle kahır yaraşır.
Bekir Sadak:
Gokte olanin basiniza tas yagdirmasindan guvende misiniz? Benim uyarmamin nasil oldugunu yakinda bileceksiniz.
İbni Kesir:
Böylece günahlarını itiraf ettiler. Yok olsun çılgın alevli cehennem ashabı.
Adem Uğur:
Böylece günahlarını itiraf ederler. Artık (Allah´ın rahmetinden) uzak olsun, o alevli cehennemin mahkûmları!
İskender Ali Mihr:
Böylece günahlarını itiraf ettiler. Artık ateş ehli (Allah´ın rahmetinden) uzak olsun.
Celal Yıldırım:
Böylece günahlarını gizlemeyip söylerler. Alev alev köpüren Cehennem dostlarına uzaklık ve helak olsun !
Tefhim ul Kuran:
Böylece kendi günahlarını itiraf ettiler. Çılgınca yanan ateşin halkına (Allah´ın rahmetinden) uzaklık olsun.
Fransızca:
Ils ont reconnu leur péché. Que les gens de la Fournaise soient anéantis à jamais.
İspanyolca:
Confesarán su pecado. ¡Que Alá aleje a los moradores del fuego de la gehena!
İtalyanca:
Riconoscono il loro peccato. Che siano ridotti in polvere i compagni della Fiamma!
Almanca:
So gaben sie ihre Verfehlung zu. Also Vernichtung sei den Weggenossen der Gluthitze!
Çince:
他们承认他们的罪过。让火狱的居民远离真主的慈恩!
Hollandaca:
En zij zullen hunne zonden belijden; maar verre zij het, dat de bewoners van het brandende vuur genade zullen verwerven!
Rusça:
Они признаются в своем грехе. Прочь же, обитатели Пламени!
Somalice:
Waxay kirteen (Gaaladu) dambigoodii waxaana u sugnaatay fogaansho Naarta Saciiro ehelkeeda.
Swahilice:
Wakakiri dhambi zao. Basi kuangamia ni kwa watu wa Motoni!
Uygurca:
ئۇلار گۇناھىنى تونۇيدۇ، ئەھلى دوزاخ اﷲ نىڭ رەھمىتىدىن يىراق بولسۇن!
Japonca:
かれらは自分の様々な罪を認めた。烈火の住人は,(容赦から)遠く離れている。
Arapça (Ürdün):
«فاعترفوا» حيث لا ينفع الأعتراف «بذنبهم» وهو تكذيب النذر «فسحقا» بسكون الحاء وضمها «لأصحاب السعير» فبعدا لهم عن رحمة الله.
Hintçe:
ग़रज़ वह अपने गुनाह का इक़रार कर लेंगे तो दोज़ख़ियों को ख़ुदा की रहमत से दूरी है
Tayca:
พวกเขายอมสารภาพในความผิดของพวกเขา แต่มันห่างไกลไปเสียแล้วสำหรับชาวนรก
İbranice:
כך הם יודו בחטאיהם . ואכן, רחמיו של אלוהים כל כך רחוקים מאלו הנשרפים בגיהינום
Hırvatça:
I oni će priznati svoje grijehe, pa daleko bili stanovnici Ognja!
Rumence:
Ei şi-au recunoscut păcatul. Să piară soţii Focului!
Transliteration:
FaiAAtarafoo bithanbihim fasuhqan liashabi alssaAAeeri
Türkçe:
Günahlarını işte böyle itiraf ettiler. Çılgın ateşin halkına böyle kahır yaraşır.
Sahih International:
And they will admit their sin, so [it is] alienation for the companions of the Blaze.
İngilizce:
They will then confess their sins: but far will be (Forgiveness) from the Companions of the Blazing Fire!
Azerbaycanca:
Və beləcə öz günahlarını e’tiraf edəcəklər. Məhv olsun cəhənnəm əhli!
Süleyman Ateş:
Günahlarını itiraf ettiler. O çılgın ateş halkına (Allah'ın acımasından) uzak olup ezilmek yaraşır!
Diyanet Vakfı:
Böylece günahlarını itiraf ederler. Artık (Allah'ın rahmetinden) uzak olsun, o alevli cehennemin mahkumları!
Erhan Aktaş:
Böylece suçlarını itiraf ettiler. Rahmetten uzak olsun Cehennemlikler.
Kral Fahd:
Böylece günahlarını itiraf ederler. Artık (Allah'ın rahmetinden) uzak olsun, o alevli cehennemin mahkûmları !
Hasan Basri Çantay:
Bu suretle günâhlarını i´tiraaf etdiler (ederler). (Ko Allah) Cehennem yaranını (rahmetinden) koğsun!
Muhammed Esed:
Onlar böylece günahlarının farkına varacaklar ama (o zaman) bütün güzellikler bu yakıcı ateşe mahkum olanlardan uzak bulunacak.
Gültekin Onan:
Böylece kendi günahlarını itiraf ettiler. Çılgınca yanan ateşin halkına (Tanrı´nın rahmetinden) uzaklık olsun.
Ali Fikri Yavuz:
Böylece günahlarını itiraf ederler. O halde kahrolsun cehennemlikler!...
Portekizce:
E confessarão os seus pecados; anátema aos condenados ao tártaro!
İsveççe:
De kommer alltså [till sist] att erkänna sin synd, men de vars mål är den högt flammande Elden är då långt bortom all nåd och förlåtelse.
Farsça:
پس به گناه خود اعتراف می کنند. و مرگ و دوری از رحمت بر اهل آتش سوزان باد.
Kürtçe:
ئەوسا ئیتر بەناچاری دان بەگوناھەکانیاندا دەنێن، کەوابوو دووریی لە میھرەبانی خوا بۆ ھاوەڵانی دۆزەخ
Özbekçe:
Бас, улар ўз гуноҳларини эътироф этдилар. Йўқолсин дўзахийлар!
Malayca:
Akhirnya mereka mengakui dosa-dosa mereka (sebagai orang-orang yang kufur ingkar), maka tetaplah jauhnya rahmat Allah dari ahli neraka.
Arnavutça:
Dhe, ata e pranuan mëkatin e tyre. Larg qofshin prej mëshirës së Zotit banorët e skëterrës!
Bulgarca:
И така ще признаят своя грях. Гибел за обитателите на Пламъците!
Sırpça:
И они ће да признају своје грехе, па далеко били становници Огња!
Çekçe:
Svou vinu tedy doznali - pryč s plamene obyvateli!
Urduca:
اس طرح وہ اپنے قصور کا خود اعتراف کر لیں گے، لعنت ہے ان دوزخیوں پر
Tacikçe:
Пас ба гуноҳи худ эътироф мекунанд. Эй лаънат бод бар онҳо, ки аҳли оташи сӯзандаанд!
Tatarca:
Эш узгач гөнаһларын таныдылар, без ґәепле диделәр, кыздырылган ут әһелләренә Аллаһуның рәхмәте гаять ерактыр!
Endonezyaca:
Mereka mengakui dosa mereka. Maka kebinasaanlah bagi penghuni-penghuni neraka yang menyala-nyala.
Amharca:
በኀጢኣታቸውም ያምናሉ ለእሳት ጓዶችም (ከእዝነት) መራቅ ተገባቸው፡፡
Tamilce:
ஆக, அவர்கள் தங்கள் குற்றத்தை ஒப்புக் கொள்வார்கள். ஆகவே, நரகவாசிகளுக்குக் கேடுதான்!
Korece:
그들은 죄악들을 고백하나 타오르는 불지옥의 동료들로부터 용서가 되지 않노라
Vietnamca:
Chúng đã thú nhận tội lỗi của mình. Vì vậy, những người bạn của Hỏa Ngục đã ở quá xa (với sự tha thứ)!
Ayet Linkleri: