Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

48

Sûredeki Ayet No: 

24

Ayet No: 

4607

Sayfa No: 

514

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

وَهُوَ الَّذِي كَفَّ أَيْدِيَهُمْ عَنكُمْ وَأَيْدِيَكُمْ عَنْهُم بِبَطْنِ مَكَّةَ مِن بَعْدِ أَنْ أَظْفَرَكُمْ عَلَيْهِمْ ۚ وَكَانَ اللَّهُ بِمَا تَعْمَلُونَ بَصِيرًا

Çeviriyazı: 

vehüve-lleẕî keffe eydiyehüm `anküm veeydiyeküm `anhüm bibaṭni mekkete mim ba`di en ażferaküm `aleyhim. vekâne-llâhü bimâ ta`melûne beṣîrâ.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

O sizi onlara karşı muzaffer kıldıktan sonra Mekke'nin göbeğinde onların ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan çekendir. Allah, yaptıklarınızı görendir.

Diyanet İşleri: 

Sizi onlara üstün kıldıktan sonra, Mekke bölgesinde, onların ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan geri tutan, savaşı önleyen O'dur. Allah yaptıklarınızı görendir.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ve o, bir mabuttur ki, onlara karşı zafer kazandınız da ondan sonra Mekke vadisinde onların ellerini sizden çekti, sizin ellerinizi de onlardan ve Allah, ne yaparsanız hepsini görür.

Şaban Piriş: 

Sizi onlara karşı zafere ulaştırdıktan sonra, Mekke’nin içinde (Hudeybiye'de) onların ellerini sizden, sizin elinizi de onlardan çeken O’dur. Allah, bütün işlediğiniz amelleri görendir.

Edip Yüksel: 

Sizi onlara karşı üstün getirdikten sonra Mekke'nin göbeğinde onların ellerini yakanızdan sizin de ellerinizi onların yakasından çeken odur. ALLAH yaptıklarınızı görendir.

Ali Bulaç: 

Onlara karşı size zafer verdikten sonra, Mekke'nin göbeğinde ellerini sizden ve sizin de ellerinizi onlardan çeken O'dur. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.

Suat Yıldırım: 

Mekke vâdisinde size kâfirlere karşı zafer nasib ettikten sonra, onların ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan çeken O'dur. Allah bütün yaptıklarınızı görür.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ve O, o (Hâlık-i Azîm)dir ki onların ellerini sizden ve sizin ellerinizi de onlardan Mekke vadisinde çektirdi, sizi onların üzerlerine muzaffer kıldıktan sonra ve Allah, sizin bütün işlediklerinizi görücüdür.

Yaşar Nuri Öztürk: 

O odur ki, sizi onlara galip getirdikten sonra Mekke'nin göbeğinde onların ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan uzak tuttu. Allah, yapmakta olduklarınızı iyice görmektedir.

Bekir Sadak: 

Ey inananlar! Allah´tan ve peygamberinden one gecmeyin

İbni Kesir: 

Mekke´nin göbeğinde sizi onlara muzaffer kıldıktan sonra, onların ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan çeken O´dur. Allah

Adem Uğur: 

O sizi onlara karşı muzaffer kıldıktan sonra, Mekke´nin içinde onların ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan çekendir. Allah, yaptıklarınızı görendir.

İskender Ali Mihr: 

Ve sizi, Mekke´nin ortasında onlara karşı muzaffer kıldıktan sonra, onların ellerini sizden ve sizin ellerinizi onlardan çeken O´dur. Ve Allah, yaptıklarınızı görendir.

Celal Yıldırım: 

Size, onlara karşı zafer sağladıktan sonra Mekke sınırları içinde onların ellerini sizden çeken, sizin de ellerinizi onlardan çeken O´dur. Allah yaptıklarınızı görüp bilendir.

Tefhim ul Kuran: 

Onlara karşı size zafer verdikten sonra, Mekke´nin göbeğinde onların ellerini sizden ve sizin de ellerinizi onlardan çeken O´dur. Allah, yapmakta olduklarınızı hakkıyla görmekte olandır.

Fransızca: 

C'est Lui qui, dans la vallée de la Mecque, a écarté leurs mains de vous, de même qu'Il a écarté vos mains d'eux, après vous avoir fait triompher sur eux. Et Allah voit parfaitement ce que vous oeuvrez.

İspanyolca: 

Él es Quien, en el valle de La Meca, retiró de vosotros sus manos y de ellos las vuestras, luego de haberos dado la victoria sobre ellos. Alá ve bien lo que hacéis.

İtalyanca: 

Egli è Colui che nella valle di Mecca ha trattenuto da voi le loro mani e da loro le vostre, dopo avervi concesso la supremazia. Allah osserva quel che fate.

Almanca: 

Und ER ist Derjenige, Der ihre Hände von euch zurückhielt sowie eure Hände von ihnen inmitten des Makka-Tales, nachdem ER euch über sie hatte siegen lassen. Und ALLAH ist immer über das, was ihr tut, allsehend.

Çince: 

他曾制止他们对你们下手,也制止你们在战胜他们之后在麦加山谷中对他们下手,真主是明察你们的行为的。

Hollandaca: 

Hij was het die hunne handen van u afhield, en hen voor de uwe beschermde, in de vallei van Mekka, nadat hij u de overwinning over hen had geschonken ; en God zag hetgeen gij deedt.

Rusça: 

Он - Тот, Кто убрал их руки от вас и ваши руки от них в долине Мекки после того, как Он позволил вам одержать над ними верх. Аллах видит то, что вы совершаете.

Somalice: 

Eebe waa kan idin kala reebay «idinna kala ilaaliyay» gaaladii markaad maka gudeheeda joogteen intuu idin makaniyay korkooda kaddib, Eebana waa arkaa waxaad camal falaysaan.

Swahilice: 

Na Yeye ndiye aliyeizuia mikono yao kwenu, na mikono yenu kwao, katika bonde la Makka baada ya kukupeni Ushindi juu yao. Na Mwenyezi Mungu ni Mwenye kuyaona myatendayo.

Uygurca: 

اﷲ ئۇلارنى سىلەرگە قول سېلىشتىن توستى ھەمدە ئۇلار ئۈستىدىن غەلىبە قىلغىنىڭلاردىن كېيىن، مەككىنىڭ ئىچىدە (يەنى ھۇدەيبىيىدە) سىلەرنى ئۇلارغا قول سېلىشىڭلاردىن توستى، اﷲ قىلدىغان ئىشىڭلارنى كۆرۈپ تۇرغۇچىدۇر

Japonca: 

またかれこそは,マッカの谷間であなたがたからかれらの手を,また,かれらからあなたがたの手を押えられた方であり,その後かれは,あなたがたにかれらに対し好結果を与えられた。本当にアッラーは,あなたがたの行うことの監視者であられる。

Arapça (Ürdün): 

«وهو الذي كف أيديهم عنكم وأيديكم عنهم ببطن مكة» بالحديبية «من بعد أن أظفركم عليهم» فإن ثمانين منهم طافوا بعسكركم ليصيبوا منكم فأخذوا وأتي بهم إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم فعفا عنهم وخلى سبيلهم فكان ذلك سبب الصلح «وكان الله بما يعملون بصيرا» بالياء والتاء، أي لم يزل متصفا بذلك.

Hintçe: 

और वह वही तो है जिसने तुमको उन कुफ्फ़ार पर फ़तेह देने के बाद मक्के की सरहद पर उनके हाथ तुमसे और तुम्हारे हाथ उनसे रोक दिए और तुम लोग जो कुछ भी करते थे ख़ुदा उसे देख रहा था

Tayca: 

และพระองค์คือผู้ทรงยับยั้งมือของพวกเขาจากพวกเจ้า และมือของพวกเจ้าจากพวกเขา (มิให้มีการสู้รบกัน) ที่หุบเขานครมักกฮ. (ที่ฮุดัยบียะฮ.) หลังจากที่พระองค์ได้ทรงให้พวกเจ้ามีชัยชนะเหนือพวกเขา และอัลลอฮ.ทรงรู้เห็นในสิ่งที่พวกเจ้ากระทำ

İbranice: 

והוא אשר השיב את ידיהם מעליכם ואת ידיכם מעליהם בעמק מכה, לאחר שהגביר אתכם עליהם, כי אלוהים רואה את מעשיכם

Hırvatça: 

On je zadržao ruke njihove od vas i vaše od njih usred Mekke, i to nakon što vam je pružio mogućnost da ih pobijedite- a Allah dobro vidi ono što vi radite.

Rumence: 

El este Cel ce a îndepărtat mâinile lor de voi şi de ei mâinile voastre în valea Meccăi, după ce v-a dat câştig asupra lor. Dumnezeu este Văzător a ceea ce făptuiţi.

Transliteration: 

Wahuwa allathee kaffa aydiyahum AAankum waaydiyakum AAanhum bibatni makkata min baAAdi an athfarakum AAalayhim wakana Allahu bima taAAmaloona baseeran

Türkçe: 

O odur ki, sizi onlara galip getirdikten sonra Mekke'nin göbeğinde onların ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan uzak tuttu. Allah, yapmakta olduklarınızı iyice görmektedir.

Sahih International: 

And it is He who withheld their hands from you and your hands from them within [the area of] Makkah after He caused you to overcome them. And ever is Allah of what you do, Seeing.

İngilizce: 

And it is He Who has restrained their hands from you and your hands from them in the midst of Makka, after that He gave you the victory over them. And Allah sees well all that ye do.

Azerbaycanca: 

Sizi onlara (müşriklərə) qalib etdikdən sonra Məkkə vadisində (Hüdeybiyyədə) onların əlini sizdən, sizin də əlinizi onlardan çəkən (onları sizinlə, sizi də onlarla vuruşmağa qoymayan) Odur. Allah sizin nə etdiklərinizi görəndir! (Peyğəmbər əshabəsi ilə Hüdeybiyyədə yerləşdiyi zaman səksən silahli Məkkə müşriki müsəlmanlara hücum etmək istəmiş, lakin əsir tutulub Peyğəmbərin yanına gətirilmiş, o da onlara heç bir cəza verməyib hamısını azad etmişdi. Muhəmməd əleyhissəlamın bu lütfü Hüdeybiyyə sülhünün imzalanmasına səbəb olmuşdu).

Süleyman Ateş: 

Mekke'nin göbeğinde, sizi onlara galip getirdikten sonra onların ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan çeken O'dur. Allah, yaptıklarınızı görmektedir.

Diyanet Vakfı: 

O sizi onlara karşı muzaffer kıldıktan sonra, Mekke'nin içinde onların ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan çekendir. Allah, yaptıklarınızı görendir.

Erhan Aktaş: 

Sizi, Mekke’nin merkezinde onlara galip kıldıktan sonra, onların ellerini sizden ve sizin ellerinizi de onlardan çeken O’dur.(1) Allah, yaptıklarınızı görendir.

Kral Fahd: 

O sizi onlara karşı muzaffer kıldıktan sonra, Mekke'nin içinde onların ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan çekendir. Allah, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.

Hasan Basri Çantay: 

O, sizi Mekkenin karnında onlara karşı muzaffer kıldıkdan sonra onların ellerini sizden, sizin ellerinizi onlardan çekendi. Allah ne yaparsanız hakkıyle görücüdür.

Muhammed Esed: 

Sizi onlara muzaffer kıldıktan sonra Mekke vadisinde onların ellerini sizin üzerinizden, sizin ellerinizi de onların üzerinden çeken O´dur; ve Allah yapmış olduğunuz her şeyi görmektedir.

Gültekin Onan: 

Onlara karşı size zafer verdikten sonra, Mekke´nin göbeğinde ellerini sizden ve sizin de ellerinizi onlardan çeken O´dur. Tanrı, yaptıklarınızı hakkıyla görendir.

Ali Fikri Yavuz: 

Allah O’dur ki, sizi, Mekke vadisinde kâfirlere karşı sizi zafere erdirdikten sonra, onların ellerini sizden, sizin ellerinizi de onlardan çekti (birbirinizle savaşmadınız). Allah bütün yaptıklarınızı görendir.

Portekizce: 

Ele foi Quem conteve as mãos deles, do mesmo modo como conteve as vossas mãos no centro de Makka, depois de voster feito prevalecer sobre eles; sabei que Deus bem vê tudo quanto fazeis.

İsveççe: 

Det är Han som i Mekka-dalen höll deras händer borta från er och era händer borta från dem, sedan Han låtit er få övertaget över dem; och Gud såg vad ni gjorde.

Farsça: 

و اوست که پس از آنکه شما را [بی جنگ و خونریزی] بر دشمن پیروز و مسلط کرد، دست های آنان را از [جنگ با] شما و دست های شما را از [جنگ با] آنان در دل مکه [که منطقه حدیبیه است] باز داشت؛ و خدا همواره به آنچه انجام می دهید بیناست.

Kürtçe: 

خوا ئەو زاتەیە کەدەستی ئەوانی (کافران) لەئێوە کۆتا کرد، دەستی ئێوەشی لەوان (کۆتاکرد بەڕێکەوتنی حودەیبیە) لەناوجەرگەی مەککەدا لەپاش ئەوەی ئێوەی بەسەر ئەواندا زاڵ کرد وەخوا بەھەرچی ئێوە دەیکەن بینایە

Özbekçe: 

У зот Макка водийсида сизларни уларнинг устидан зафар қозонтирганидан сўнг уларнинг қўлларини сиздан, сизнинг қўлингизни улардан тўсган зотдир. Ва Аллоҳ қилаётган амалларингизни кўриб турувчидир. (Ҳудайбия сулҳининг ўзи мўминлар учун катта зафар, ғалабадир. Ўша зафар якунланиш арафисида бир гуруҳ мушриклар фитна қўзғаб сулҳни бекорга чиқаришга уриниб кўришди. Лекин Аллоҳ таолонинг инояти билан фитна содир бўлмади, қон тўкилмади.)

Malayca: 

Dan Dia lah yang telah menahan tangan mereka (yang musyrik) daripada melakukan perkara yang buruk terhadap kamu, dan tangan kamu daripada berbuat demikian kepada mereka di kawasan Makkah, sesudah Ia menjadikan kamu dapat menewaskan mereka. Dan (ingatlah), Allah adalah Maha Melihat akan segala yang kamu kerjakan.

Arnavutça: 

Ai ka penguar duart e tyre ndaj jush dhe duart tuaja ndaj tyre – brenda në Mekke, pasi u ka dhënë juve fitoren mbi ta. Perëndia i sheh të gjitha çka punoni ju.

Bulgarca: 

Той е, Който възпря край Мека техните ръце от вас и вашите ръце от тях, след като ви отреди да ги победите. Аллах е зрящ за вашите дела.

Sırpça: 

Он је задржао њихове руке од вас и ваше од њих усред Мекке, и то након што вам је пружио могућност да их победите - а Аллах добро види оно што ви радите.

Çekçe: 

On je ten, jenž odvrátil ruce jejich od vás a ruce vaše od nich v údolí Mekky poté, co vám nad nimi uštědřil vítězství; a Bůh dobře pozoruje vše, co děláte.

Urduca: 

وہی ہے جس نے مکہ کی وادی میں اُن کے ہاتھ تم سے اور تمہارے ہاتھ اُن سے روک دیے، حالانکہ وہ اُن پر تمہیں غلبہ عطا کر چکا تھا اور جو کچھ تم کر رہے تھے اللہ اسے دیکھ رہا تھا

Tacikçe: 

Ӯст, ки чун дар батни (мобайни) Макка бар онҳо ғолибиятатон дод, дасти онҳоро аз шумо ва дасти шуморо аз онҳо боздошт. Ва Худо ба корҳое, ки мекардед, огоҳу бино буд!

Tatarca: 

Ул – Аллаһ кәферләрнең кулын сездән һәм сезнең кулыгызны алардан тыйды, Мәккә янында ягъни Хөдәйбиядә, сезне аларга өстен кылганыннан соң. Ягъни Аллаһ Хөдәйбия бәйгәтеннән соң Мәккә мөшрикләре белән сугышуны насыйб итмәде, бәлки алар белән ун ел сугышмый торуны килешеп солых ясауны насыйб итте. Аллаһ сезнең кылган эшләрегезне күрүче булды.

Endonezyaca: 

Dan Dialah yang menahan tangan mereka dari (membinasakan) kamu dan (menahan) tangan kamu dari (membinasakan) mereka di tengah kota Mekah sesudah Allah memenangkan kamu atas mereka, dan adalah Allah Maha Melihat apa yang kamu kerjakan.

Amharca: 

እርሱም ያ በመካ ውስጥ በእነርሱ ላይ ካስቻለችሁ በኋላ እጆቻቸውን ከእናንተ ላይ እጆቻችሁንም ከእነርሱ ላይ የከለከለ ነው፡፡ አላህም የምትሠሩትን ሁሉ ተመልካች ነው፡፡

Tamilce: 

அவன்தான் அவர்களின் கரங்களை உங்களை விட்டும் தடுத்தான். இன்னும், அவர்கள் மீது உங்களுக்கு வெற்றியை கொடுத்த பின்னர் உங்கள் கரங்களை அவர்களை விட்டும் மக்காவின் நடுப்பகுதியில் வைத்து தடுத்தான். இன்னும், அல்லாஹ் நீங்கள் செய்பவற்றை உற்று நோக்கியவனாக இருக்கிறான்.

Korece: 

사람들의 손들을 너희로부터제지하여 주사 너희에게 승리를 부여한 후 메카 중심부에서 너희 의 손들을 그들로부터 제지하신 분은 바로 하나님이시라 실로 하 나님은 너희가 행하는 모든 것을 지켜보고 계시니라

Vietnamca: 

Ngài là Đấng đã giữ tay của chúng khỏi các ngươi và giữ tay của các ngươi khỏi chúng tại thung lũng Makkah sau khi Ngài đã làm cho các ngươi chiến thắng chúng. Quả thật, Allah thấy rõ những điều các ngươi làm.