Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

40

Sûredeki Ayet No: 

48

Ayet No: 

4181

Sayfa No: 

472

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالَ الَّذِينَ اسْتَكْبَرُوا إِنَّا كُلٌّ فِيهَا إِنَّ اللَّهَ قَدْ حَكَمَ بَيْنَ الْعِبَادِ

Çeviriyazı: 

ḳâle-lleẕîne-stekberû innâ küllün fîhâ inne-llâhe ḳad ḥakeme beyne-l`ibâd.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Büyüklük taslayanlar da şöyle derler: "Evet, hepimiz onun içindeyiz. Allah kulları arasında hükmünü vermiştir."

Diyanet İşleri: 

Büyüklük taslayanlar: "Doğrusu hepimiz onun içindeyiz. Allah kullar arasında şüphesiz hüküm vermiştir" derler.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ululuk satanlarsa, şüphe yok ki diyecekler, hepimiz de ateş içindeyiz; şüphe yok ki Allah, kullar arasında hükmetti.

Şaban Piriş: 

Büyüklenenler de: Biz, hepimiz onun içindeyiz. Allah, kulları arasında hükmünü vermiştir.

Edip Yüksel: 

Büyüklük taslamış olanlar, "Hepimiz onun içindeyiz. ALLAH kulları arasında artık hüküm vermiştir," derler.

Ali Bulaç: 

Büyüklenen (müstekbir)ler derler ki: "Biz hepimiz (ateşin) içindeyiz; gerçekten Allah, kullar arasında hüküm verdi (artık)."

Suat Yıldırım: 

Büyüklük taslayanlar da: “Bizim hepimiz ateşin içindeyiz. Allah kulları arasında vereceği hükmü verdi, iş bitti!”

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Ululanmış olanlar da derler ki: «Şüphe yok, bizler cümleten bunun (bu azabın) içindeyiz. Muhakkak ki, Allah kulları arasında hükmetmiştir.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Böbürlenen takım şöyle konuşur: "Gerçek şu ki, hepimiz ateşin içindeyiz. Allah, kullar arasında hüküm vermiş."

Bekir Sadak: 

40:53

İbni Kesir: 

Büyüklük taslayanlar: Doğrusu hepimiz, onun içindeyiz. Şüphesiz Allah kullar arasında hükmünü vermiştir, derler.

Adem Uğur: 

O büyüklük taslayanlar ise: Doğrusu hepimiz bunun içindeyiz. Şüphe yok ki Allah kulları arasında vereceği hükmü verdi, derler.

İskender Ali Mihr: 

Kibirlenenler dedi ki: &quot

Celal Yıldırım: 

Büyüklük taslayanlar şöyle derler: «Doğrusu hepimiz ateşteyiz. Allah ise kulları arasında hükmünü vermiştir.»

Tefhim ul Kuran: 

Büyüklenen (müstekbir)ler derler ki: «Biz hepimiz (ateşin) içindeyiz

Fransızca: 

Et ceux qui s'enflaient d'orgueil diront : "En vérité, nous y voilà tous". Allah a déjà rendu Son jugement entre les serviteurs.

İspanyolca: 

Los altivos dirán: «Estamos todos en él. Alá ha decidido entre Sus siervos».

İtalyanca: 

E coloro che erano stati superbi diranno: «In verità tutti noi ci siamo dentro. Allah ha emesso la sentenza sui Suoi servi».

Almanca: 

Diejenigen, die sich in Arroganz erhoben, sagten: "Gewiß, wir sind alle drinnen. ALLAH richtete bereits über die Diener!"

Çince: 

自大者说:我们大家的确都在火狱中,真主确已替众仆判决了。

Hollandaca: 

De hoovaardigen zullen antwoorden: Waarlijk, wij zijn allen gedoemd daarin te lijden; want God heeft thans zijne dienaren geoordeeld.

Rusça: 

Те, которые превозносились, скажут: "Все мы - в нем. Воистину, Аллах уже рассудил между рабами".

Somalice: 

waxay dheheen kuwii iskibriyey dhamaanteen waxaan ahaanaynaa naarta dhexdeeda, Eebana waa kala xukumay addoomadiisa dhexdooda.

Swahilice: 

Watasema walio jitukuza: Hakika sote sisi tumo humo humo! Kwani Mwenyezi Mungu kesha hukumu baina ya waja!

Uygurca: 

ھاكاۋۇر (ئەگەشتۈرگۈچىلىرى): «شۈبھىسىزكى، بىز ھەممىمىز دوزاختادۇرمىز، اﷲ ھەقىقەتەن بەندىلەرنىڭ ئارىسىدا ھۆكۈم چىقاردى» دەيدۇ

Japonca: 

高慢であった者は(答えて言う)。「本当にわたしたちは,皆その中にいます。アッラーはしもべたちの間を,もう判決されてしまった。」

Arapça (Ürdün): 

«قال الذين استكبروا إنا كلَّ فيها إن الله قد حكم بين العباد» فأدخل المؤمنين الجنة والكافرين النار.

Hintçe: 

तो बड़े लोग कहेंगें (अब तो) हम (तुम) सबके सब आग में पड़े हैं ख़ुदा (को) तो बन्दों के बारे में (जो कुछ) फैसला (करना था) कर चुका

Tayca: 

บรรดาหัวหน้ากล่าวว่า แท้จริงเราทั้งหมดอยู่ในนรก แท้จริงอัลลอฮฺทรงตัดสินระหว่างปวงบ่าวแล้วอย่างแน่นอน

İbranice: 

אלה היהירים יענו, 'אכן אנחנו כולנו בתוך האש, כי אלוהים כבר שפט בין עבדיו

Hırvatça: 

Onda će glavešine reći: "Doista smo svi u njoj! Allah je već presudio robovima Svojim."

Rumence: 

Cei care au fost trufaşi vor spune: “Cu toţii suntem în el.” Dumnezeu i-a judecat pe robii Săi.

Transliteration: 

Qala allatheena istakbaroo inna kullun feeha inna Allaha qad hakama bayna alAAibadi

Türkçe: 

Böbürlenen takım şöyle konuşur: "Gerçek şu ki, hepimiz ateşin içindeyiz. Allah, kullar arasında hüküm vermiş."

Sahih International: 

Those who had been arrogant will say, "Indeed, all [of us] are in it. Indeed, Allah has judged between the servants."

İngilizce: 

Those who had been arrogant will say: "We are all in this (Fire)! Truly, Allah has judged between (his) Servants!"

Azerbaycanca: 

Təkəbbür göstərənlər deyəcəklər: “Biz hamımız oradayıq (cəhənnəm odundayıq). Allah artıq Öz bəndələri arasında (lazımi) hökmünü vermişdir! (Buna heç bir çarə yoxdur!)”

Süleyman Ateş: 

Büyüklük taslayanlar da dediler ki: "Hepimiz de onun içindeyiz. Allah kullar arasında (böyle) hüküm verdi!"

Diyanet Vakfı: 

O büyüklük taslayanlar ise: Doğrusu hepimiz bunun içindeyiz. Şüphe yok ki Allah kulları arasında vereceği hükmü verdi, derler.

Erhan Aktaş: 

Büyüklük taslayanlar: “Hepimiz onun içindeyiz. Artık Allah, kulları arasında hükmünü verdi.” derler.

Kral Fahd: 

O büyüklük taslayanlar ise: Doğrusu hepimiz bunun içindeyiz. Şüphe yok ki Allah kulları arasında vereceği hükmü verdi, derler.

Hasan Basri Çantay: 

O büyüklük satanlar (şöyle) dediler (diyecekler): «biz (de, siz de) hepimiz bunun içindeyiz. Şübhe yok ki Allah kulları arasında (vereceği) hükmü verdi».

Muhammed Esed: 

Büyüklük taslayanlar ise, "Biz hepimiz onun içindeyiz! Allah, (artık) kulları arasında hüküm vermiş bulunmaktadır!" diye cevap verecekler.

Gültekin Onan: 

Büyüklenen (müstekbir)ler derler ki: &quot

Ali Fikri Yavuz: 

Büyüklük taslayıb imandan yüz çevirenler de şöyle diyecektir: “- Biz topyekün o ateş içindeyiz. Doğrusu Allah, kulları arasında (gerekli) hükmünü verdi. (Müminleri cennete koydu, kâfirleri cehenneme soktu).”

Portekizce: 

E os que se ensoberbeceram lhes responderão: Em verdade, estamos todos aqui, porque Deus julgou entre os servos!

İsveççe: 

Och de som ansåg sig stå över de andra skall svara: "Vi delar alla samma [straff]; Gud har dömt [Sina] tjänare!"

Farsça: 

مستکبران می گویند: هم اکنون همه ما در آتش هستیم، بی تردید خدا [به عدالت و انصاف] میان بندگان داوری کرده است.

Kürtçe: 

ئەوانەی خۆ بەزل زان و زۆردار بوون دەڵێن: بەڕاستی ھەموومان لەئاگرداین بێگومان خوا لەنێوان بەندەکانیدا دادوەری کردوو ( وحوکمی تەواو بوو)

Özbekçe: 

Мутакаббирлик қилганлар: «Албатта, ҳаммамиз унинг ичидамиз. Шубҳасиз, Аллоҳ бандалар орасида ҳукм чиқариб бўлди», дерлар. (Бўлар иш бўлди, энди бу саволни бериб нима қиласизлар. Бу ерда у дунёдагига ўхшаб катта-бошлиқ ёки заифлигига қараб эмас, қилган амалига қараб ҳукм чиқарилар экан. Биз ҳам куфр келтирдик, сиз ҳам куфр келтирдингиз ва қилганимизга яраша ҳаммамиз жазоимизни олдик. Аллоҳ ҳукмини чиқариб бўлди. Ҳаммамиз жаҳаннамга тушдик.)

Malayca: 

Orang-orang yang sombong angkuh itu menjawab: "Sebenarnya kita semua menderita bersama-sama dalam neraka (tidak ada jalan untuk kita melepaskan diri), kerana sesungguhnya Allah telah menetapkan hukumanNya di antara sekalian hambaNya "

Arnavutça: 

Ata që madhështoheshin, do të thonë (që ishin eprorë): “Të gjithë ne jemi në të (zjarr). Perëndia, me të vërtetë, ka gjykuar mes robërve”.

Bulgarca: 

Онези, които се големееха, ще рекат: “Ние всички сме в него. Аллах отсъди вече между рабите.”

Sırpça: 

Онда ће главешине да кажу: „Заиста смо сви у њој! Аллах је већ пресудио Својим слугама.“

Çekçe: 

A řeknou ti, kdož pyšní byli: 'My v ohni jsme nyní všichni a věru Bůh již mezi služebníky Svými rozsoudil.'

Urduca: 

وہ بڑے بننے والے جواب دیں گے "ہم سب یہاں ایک حال میں ہیں، اور اللہ بندوں کے درمیان فیصلہ کر چکا ہے"

Tacikçe: 

Онон, ки саркашӣ карда буданд, мегӯянд: «Ҳамаи мо дар оташем. Ва Худост, ки миёни бандагонаш довари кардааст!»

Tatarca: 

Ияртүче олугъ кәферләр әйтерләр: "Без дә, сез дә бүген барчабыз да бергә уттабыз, тәхкыйк Аллаһ бәндәләре арасын гаделлек белән хөкем итте, мөэминнәрне җәннәткә, кәферләрне җәһәннәмгә кергезде".

Endonezyaca: 

Orang-orang yang menyombongkan diri menjawab: "Sesungguhnya kita semua sama-sama dalam neraka karena sesungguhnya Allah telah menetapkan keputusan antara hamba-hamba-(Nya)".

Amharca: 

እነዚያም የኮሩት «እኛ ሁላችንም በውስጧ ነን፡፡ አላህ በባሮቹ መካከል በእርግጥ ፈረደ» ይላሉ፡፡

Tamilce: 

பெருமை அடித்த (தலை)வர்கள் கூறுவார்கள்: “நிச்சயமாக நாம் எல்லோரும் அதில்தான் தங்கி இருப்போம். நிச்சயமாக அல்லாஹ் அடியார்களுக்கு மத்தியில் (இறுதி) தீர்ப்பளித்துவிட்டான்.”

Korece: 

오만했던 자들이 대답하여 말하길 우리 모두가 불지옥에 있 지 않느뇨 실로 하나님만이 그분 의 종들을 심판하시니라

Vietnamca: 

Những kẻ (lãnh đạo) kiêu ngạo nói: “Toàn bộ chúng ta đều ở trong Hỏa Ngục cả (chẳng một ai có thể thoát được), bởi quả thật Allah đã phân xử (công bằng) giữa đám bầy tôi (của Ngài).”