Arapça:
تَدْعُونَنِي لِأَكْفُرَ بِاللَّهِ وَأُشْرِكَ بِهِ مَا لَيْسَ لِي بِهِ عِلْمٌ وَأَنَا أَدْعُوكُمْ إِلَى الْعَزِيزِ الْغَفَّارِ
Çeviriyazı:
ted`ûnenî liekfüra billâhi veüşrike bihî mâ leyse lî bihî `ilm. veenâ ed`ûküm ile-l`azîzi-lgaffâr.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Siz beni Allah'ı inkâr etmeye ve bence hiç ilimde yeri olmayan şeyleri O'na ortak koşmaya davet ediyorsunuz. Ben ise sizi o çok güçlü ve çok bağışlayıcı olan Allah'a davet ediyorum.
Diyanet İşleri:
Siz beni Allah'ı inkar etmeye, bilmediğim bir şeyi O'na ortak koşmaya çağırıyorsunuz; ben ise sizi, güçlü olan, çok bağışlayan Allah'a çağırıyorum.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Allah'a kafir olmaya ve ona şirk koşmaya çağırıyorsunuz beni bu hususta hiçbir bilgim olmadığı halde ve bense sizi üstün ve bütün suçları tamamıyla örten mabuda çağırmadayım.
Şaban Piriş:
Beni, Allah’a küfretmeye, ona hakkında bilgim olmayan bir şeyi ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi, Aziz ve çok bağışlayıcı olan (Allah'a) davet ediyorum.
Edip Yüksel:
Siz beni ALLAH'a karşı nankör olmaya ve hakkında bilgim olmayan şeyleri ona ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Bense sizi O Üstün ve Bağışlayıcı olana çağırıyorum.
Ali Bulaç:
"Siz beni Allah'a (karşı) inkar etmeye ve hakkında bilgim olmayan şeyleri O'na şirk koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi, üstün ve güçlü olan, bağışlayan (Allah')a çağırıyorum.
Suat Yıldırım:
“Çünkü benim, Allah'ı inkâr etmemi ve O’nun ortağı olduğuna dair hiçbir bilgim olmayan şeyleri, Kendisine ortak koşmamı teklif ediyorsunuz.Ben ise sizi (üstün kudret sahibi ve mağfireti pek bol olan) o Azîz ve Gaffâr’ın yoluna dâvet ediyorum.”
Ömer Nasuhi Bilmen:
«Beni dâvet ediyorsunuz ki Allah´ı inkar edeyim ve benim için kendisine bir bilgi olmayan şeyi O´na şerik koşayım. Ben ise sizi O azîz, gaffâr´a dâvet ediyorum.»
Yaşar Nuri Öztürk:
Siz beni, Allah'a nankörlük etmeye ve hakkında hiçbir bilgim olmayan şeyi O'na ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Bense sizi o Azîz ve Gaffâr olana davet ediyorum.
Bekir Sadak:
Buyukluk taslayanlar: «Dogrusu hepimiz onun icindeyiz. Allah kullar arasinda suphesiz hukum vermistir» derler.
İbni Kesir:
Siz, beni
Adem Uğur:
Siz beni, Allah´ı inkâr etmeye ve hiç tanımadığım nesneleri O´na ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi, azîz ve çok bağışlayan Allah´a davet ediyorum.
İskender Ali Mihr:
Siz beni, Allah´ı inkâra ve hakkında ilmim olmayan bir şeyi, O´na ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Ve ben, sizi Azîz ve Gaffar Olan´a (Allah´a) çağırıyorum.
Celal Yıldırım:
Siz beni Allah´ı tanımamaya, bilgim olmayan şeyi O´na ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi O çok güçlüye, çok üstüne, çok bağışlayana davet ediyorum.
Tefhim ul Kuran:
«Siz beni Allah´a (karşı) küfre sapmaya ve hakkında bilgim olmayan şeyleri O´na şirk koşmaya çağırmaktasınız. Ben ise sizi, üstün ve güçlü olan, bağışlayan (Allah´)a çağırıyorum.»
Fransızca:
Vous m'invitez à nier à Allah et à Lui donner des associés dont je n'ai aucun savoir, alors que je vous appelle au Tout Puissant, au Grand Pardonneur.
İspanyolca:
Me llamáis a que sea infiel a Alá y a que Le asocie algo de lo que no tengo conocimiento, mientras que yo os llamo al Poderoso, al Indulgente.
İtalyanca:
Mi esortate a non credere in Allah e ad attribuirGli consoci di cui non ho conoscenza alcuna, mentre io vi chiamo all'Eccelso, al Perdonatore.
Almanca:
Ihr ruft mich, um ALLAH gegenüber Kufr zu betreiben und Ihm gegenüber Schirk mit dem zu begehen, worüber ich über kein Wissen verfüge. Und ich rufe euch doch zu Dem Allwürdigen, Dem Allvergebenden.
Çince:
你们教我不要信真主,而以我所不知的事物配他;我却要教你们崇拜万能的至赦的主。
Hollandaca:
Gij noodigt mij uit, God te loochenen, en datgene met hem te vereenigen waarvan ik geene kennis; maar ik noodig u tot den Machtigste, den Vergever van zonden.
Rusça:
Вы призываете меня не веровать в Аллаха и приобщать к Нему в сотоварищи то, о чем у меня нет знания. Я же призываю вас к Могущественному, Всепрощающему.
Somalice:
liguna yeedhaan inaan ka gaaloobo Eebe lana wadaajiyo (Cibaadada) waxaanan oqoon ulahayn, aniguna waxaan idiin ku yeedhi xagga Eebaha adkaada ee dambidhaafa.
Swahilice:
Mnaniita nimkufuru Mwenyezi Mungu na nimshirikishe na yule ambaye simjui, nami nakuiteni kwa Mwenye nguvu Mwenye kusamehe?
Uygurca:
سىلەر مېنى اﷲ نى ئىنكار قىلىشقا، مەن بىلمەيدىغان نەرسىلەرنى ئۇنىڭغا شېرىك كەلتۈرۈشكە دەۋەت قىلىسىلەر، ھالبۇكى، مەن سىلەرنى غالىب، (بەندىلەرنىڭ گۇناھلىرىنى) ناھايىتى مەغپىرەت قىلغۇچى (اﷲ) غا دەۋەت قىلىمەن
Japonca:
あなたがたは,アッラーを敬わないで,わたしの知らないものをかれと一緒に配するよう勧めます。だがわたしはあなたがたを,偉力ならびなき方,度々赦しなされる方に招くのです。
Arapça (Ürdün):
«تدعونني لأكفر بالله وأشرك به ما ليس لي به علم وأنا أدعوكم إلى العزيز» الغالب على أمره «الغفار» لمن تاب.
Hintçe:
तुम मुझे बुलाते हो कि मै ख़ुदा के साथ कुफ्र करूं और उस चीज़ को उसका शरीक बनाऊ जिसका मुझे इल्म में भी नहीं, और मैं तुम्हें ग़ालिब (और) बड़े बख्शने वाले ख़ुदा की तरफ बुलाता हूँ
Tayca:
พวกท่านเชิญชวนฉันให้ปฏิเสธศรัทธาต่ออัลลอฮฺ และให้ฉันตั้งภาคีต่อพระองค์โดยที่ฉันไม่รู้มาก่อนเลยในเรื่องนั้น และฉันได้เชิญชวนพวกท่านไปสู่ผู้ทรงอำนาจ ผู้ทรงอภัยอย่างมากหมาย
İbranice:
אתם מזמינים אותי לכפור באלוהים ולצרף אליו שותפים אשר איני מכיר, ואני מזמין אתכם אל העזוז והסולח
Hırvatça:
Pozivate me da ne vjerujem u Allaha i da Njemu u obožavanju pridružujem ono o čemu nemam znanja, a ja vas pozivam Silnome, Oprostitelju stalnome.
Rumence:
Voi mă chemaţi la tăgăduirea lui Dumnezeu, să-I alătur Lui ceva de care nu am ştiinţă, iar eu vă chem către Puternicul, Mult-iertătorul.
Transliteration:
TadAAoonanee liakfura biAllahi waoshrika bihi ma laysa lee bihi AAilmun waana adAAookum ila alAAazeezi alghaffari
Türkçe:
"Siz beni, Allah'a nankörlük etmeye ve hakkında hiçbir bilgim olmayan şeyi O'na ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Bense sizi o Azîz ve Gaffâr olana davet ediyorum."
Sahih International:
You invite me to disbelieve in Allah and associate with Him that of which I have no knowledge, and I invite you to the Exalted in Might, the Perpetual Forgiver.
İngilizce:
Ye do call upon me to blaspheme against Allah, and to join with Him partners of whom I have no knowledge; and I call you to the Exalted in Power, Who forgives again and again!
Azerbaycanca:
Siz məni Allahı inkar etməyə, bilmədiyim bir şeyi Ona şərik qoşmağa çağırdığınız halda, mən sizi (hər şeyə qalib) yenilməz qüvvət sahibi olan, çox bağışlayan Allaha (ibadət etməyə) çağırıram!
Süleyman Ateş:
Siz beni, Allah'a nankörlük etmeğe ve bilmediğim şeyleri O'na ortak koşmağa çağırıyorsunuz; bense sizi O aziz ve çok bağışlayana çağırıyorum.
Diyanet Vakfı:
Siz beni, Allah'ı inkar etmeye ve hiç tanımadığım nesneleri O'na ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi, aziz ve çok bağışlayan Allah'a davet ediyorum.
Erhan Aktaş:
“Siz beni Allah’ı yalanlamaya ve hakkında bilgim olmayan şeyleri O’na ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi Mutlak Üstün ve Çok Bağışlayıcı Olan’a çağırıyorum.”
Kral Fahd:
Siz beni, Allah’ı inkâr etmeye ve hiç tanımadığım nesneleri O’na ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi, azîz ve çok bağışlayan Allah'a davet ediyorum.
Hasan Basri Çantay:
«Siz beni Allaha küfredeyim, (rübûbiyyetini) hiçbir suretle tanımadığım nesneleri Ona ortak tutayım diye çağırıyorsunuz. Ben ise sizi O mutlak Kaadire, O çok Yarlığayıcıya da´vet ediyorum».
Muhammed Esed:
Siz beni Allah´ı(n birliğini) inkara ve hakkında (belki de) hiçbir bilgim olmayan şeyleri Allah´ın uluhiyetine ortak koşmaya çağırıyorsunuz; ben ise sizi, O Kudret Sahibi ve Çok Bağışlayıcı olan(ı tanımay)a çağırıyorum!
Gültekin Onan:
40:39
Ali Fikri Yavuz:
Beni, Allah’ı inkâr etmeğe ve hakkında bilgim olmayan şeyi O’na ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise, sizi Azîz olan= her şeye galib gelen, Gaffâr olan= çok bağışlayan Allah’a davet ediyorum.
Portekizce:
Incitais-me, acaso, a renegar Deus e associar-Lhe o que ignoro, enquanto eu vos convoco até o Poderoso, oIndulgentíssimo.
İsveççe:
Ni vill förmå mig att förneka Gud och att sätta vid Hans sida det som för mig är okänt, men jag kallar er [att tro på] den Allsmäktige, Den som förlåter och förlåter på nytt!
Farsça:
مرا می خوانید که به خدای یگانه کافر شوم و بر پایه جهالت و نادانی، و بدون دانش و معرفت که روشنگر حقایق است چیزی را شریک او قرار دهم! و من شما را به توانای شکست ناپذیر و بسیار آمرزنده می خوانم.
Kürtçe:
بانگم دەکەن بۆ ئەوەی بێ باوەڕبم بەخوا وە شتێ بکەمە ھاوبەشی خوا کەھیچ زانیاری یەکم پێی نیە لەکاتێکدا من بانگتان دەکەم بۆلای خوای بەدەسەڵات و لێبوردە
Özbekçe:
Сиз мени Аллоҳга куфр келтиришимга ва ўзим билмаган нарсани Унга ширк келтиришимга чақирмоқдасиз. Ҳолбуки, мен сизни азизу ўта мағфиратли зотга чақирмоқдаман. (Сиз мени Аллоҳни инкор этиб, унга ибодат қилмасликка, худолигини билмаганим нарсани унга ширк келтириб, ўшанга ибодат қилишимга чақирмоқдасиз. Бу чақириғингиз асоссиз ва фойдасиздир.)
Malayca:
"Kamu mengajakku supaya aku kufur (tidak percayakan keesaan) Allah dan mempersekutukanNya dengan apa yang aku tidak mempunyai pengetahuan mengenainya, padahal aku mengajak kamu beriman kepada Allah Yang Maha Kuasa, lagi Maha Pengampun?
Arnavutça:
Më thërritni që ta mohojë Perëndinë dhe t’i bëj shok Atij – atë, për të cilin unë nuk di, e unë ju thërras te i Plotëfuqishmi, Mëshiruesi i Madh.
Bulgarca:
Вие ме зовете да не вярвам в Аллах и да съдружавам с Него онова, за което нямам знание, а аз ви зова към Всемогъщия, Многоопрощаващия.
Sırpça:
Позивате ме да не верујем у Аллаха и да поред Њега обожавам оно о чему немам знања, а ја вас позивам Силноме, Оном који опрашта.
Çekçe:
Vyzýváte mne, abych nevěřil v Boha a k Němu přidružoval to, o čem nemám žádné vědomosti, zatímco já vás vyzývám k mocnému, odpouštějícímu.
Urduca:
تم مجھے اس بات کی دعوت دیتے ہو کہ میں اللہ سے کفر کروں اور اس کے ساتھ اُن ہستیوں کو شریک ٹھیراؤں جنہیں میں نہیں جانتا، حالانکہ میں تمہیں اُس زبردست مغفرت کرنے والے خدا کی طرف بلا رہا ہوں
Tacikçe:
Маро даъват мекунед, ки ба Худо кофир шавам ва чизеро, ки намешиносам, шарики Ӯ қарор диҳам, ҳол он ки ман шуморо ба Худои ғолиби бахшоянда даъват мекунам.
Tatarca:
вә сез мине Аллаһуны инкяр итәргә һәм Аллаһуга ширек кылырга һич дәлилем булмаган көйгә мине мөшрик булырга чакырасыз, әмма мин сезне һәр эштә көчле вә тәүбә итүчеләрне ярлыкаучы Аллаһуга чакырамын. Менә инде уйлап күрегез, сезме мине ґәзабтан коткарып изгелек итәргә тырышучы? Яки минме сезне ґәзабтан коткарып сезгә изгелек итәргә тырышучы?
Endonezyaca:
(Kenapa) kamu menyeruku supaya kafir kepada Allah dan mempersekutukan-Nya dengan apa yang tidak kuketahui padahal aku menyeru kamu (beriman) kepada Yang Maha Perkasa lagi Maha Pengampun?
Amharca:
«በአላህ ልክድና በእርሱም ለእኔ ዕውቀት የሌለኝን ነገር በእርሱ እንዳጋራ ትጠሩኛላችሁ፡፡ እኔም ወደ አሸናፊው፤ መሓሪው (አላህ) እጠራችኋለሁ፡፡
Tamilce:
“நான் அல்லாஹ்வை நிராகரிப்பதற்கும் எனக்கு அறிவில்லாத ஒன்றை அவனுக்கு நான் இணைவைப்பதற்கும் நீங்கள் என்னை அழைக்கிறீர்கள். நானோ உங்களை மிகைத்தவனின் பக்கம், மகா மன்னிப்பாளனின் பக்கம் அழைக்கிறேன்.”
Korece:
너희는 나를 초대하매 하나 님을 불신하고 그분과 더불어 내 가 알지 못하는 것들을 숭배하라고하나 나는 너희를 권능과 관용으로충만하신 분에게로 초대하노라
Vietnamca:
“Quí ngài kêu gọi tôi vô đức tin nơi Allah và tổ hợp thần linh cùng với Ngài điều mà tôi chẳng biết gì về nó trong lúc tôi kêu gọi quí ngài đến với Đấng Toàn Năng, Đấng Hằng Tha Thứ.”
Ayet Linkleri: