Arapça:
ذُرِّيَّةً بَعْضُهَا مِن بَعْضٍ ۗ وَاللَّهُ سَمِيعٌ عَلِيمٌ
Çeviriyazı:
ẕürriyyetem ba`ḍuhâ mim ba`ḍ. vellâhü semî`un `alîm.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
Bir zürriyet olarak birbirinden gelmişlerdir. Allah her şeyi işitendir, bilendir.
Diyanet İşleri:
Allah, Adem'i, Nuh'u, İbrahim ailesini, İmran ailesini birbirinin soyundan olarak alemlere tercih etti. Allah işitendir, bilendir.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Birbirlerinden türemiş bir soydur onlar ve Allah duyar, bilir.
Şaban Piriş:
Bunlar birbirlerinin soylarından gelen bir nesildir. Allah, hakkıyla işiten ve hakkıyla bilendir.
Edip Yüksel:
Birbirlerinin soyundan olarak... ALLAH İşitir, Bilir.
Ali Bulaç:
Onlar birbirlerinden (türeme tek) bir zürriyettir. Allah işitendir, bilendir.
Suat Yıldırım:
Gerçek şu ki Allah Âdem'i, Nûh’u, İbrâhim ailesi ile İmran ailesini, birbirinden gelen tek zürriyet halinde bütün insanlardan süzüp onlara üstün kılmıştır. Allah semî’dir, alîmdir (her şeyi hakkıyla işitir, mükemmel tarzda bilir). [2,47; 66,12] {KM, Çıkış 2,1; 6,20; 15,20}
Ömer Nasuhi Bilmen:
Bazıları bazılarından bir zürriyet olarak neşet etmiştir. Ve Allah Teâlâ semîdir, alîmdir.
Yaşar Nuri Öztürk:
Birbirinden gelen soylar halinde. Allah, hakkıyla işiten, gereğince bilendir.
Bekir Sadak:
3:33
İbni Kesir:
Onlar, birbirlerinden türemiş bir soydur. Allah, Semi´dir, Alim´dir.
Adem Uğur:
Bunlar birbirinden gelme bir nesillerdir. Allah işiten ve bilendir.
İskender Ali Mihr:
(Onlar) birbirinin zürriyetindendir (neslindendir). Ve Allah Semî ´dir (en iyi işitendir), Alîm´dir (en iyi bilendir).
Celal Yıldırım:
3:33
Tefhim ul Kuran:
Onlar birbirlerinden (türeme tek) bir zürriyettir. Allah işitendir, bilendir.
Fransızca:
En tant que descendants les uns des autres, et Allah est Audient et Omniscient.
İspanyolca:
Como descendientes unos de otros. Alá todo lo oye. todo lo sabe.
İtalyanca:
[in quanto] discendenti gli uni degli altri. Allah è audiente, sapiente.
Almanca:
Sie waren eine Nachkommenschaft, die einen von ihnen sind von den anderen. Und ALLAH ist allhörend, allwissend.
Çince:
那些后裔,是一贯的血通。真主是全聪的,是全知的。
Hollandaca:
Het eene geslacht sproot uit het andere voort. God hoort en kent alles.
Rusça:
Одни из них были потомками других. Аллах - Слышащий, Знающий.
Somalice:
Waana Farac Qaarkood Qaar ka yimid Eebana waa Maqle oge ah.
Swahilice:
Ni wazao wao kwa wao; na Mwenyezi Mungu ni Mwenye kusikia na Mwenye kujua.
Uygurca:
ئۇ ئەۋلادلار بىر - بىرى بىلەن قانداشتۇر، اﷲ (بەندىلەرنىڭ سۆزلىرىنى) ئاڭلاپ تۇرغۇچىدۇر، (بەندىلەرنىڭ نىيەتلىرىنى) بىلىپ تۇرغۇچىدۇر
Japonca:
かれらは,一系の子々孫々である。アッラーは全聴にして全知であられる。
Arapça (Ürdün):
«ذرِّية بعضها من» ولد «بعض» منهم «والله سميع عليم».
Hintçe:
बाज़ की औलाद को बाज़ से और ख़ुदा (सबकी) सुनता (और सब कुछ) जानता है
Tayca:
เป็นเผ่าพันธุ์ ซึ่งสืบเชื้อสายมาจากกันและกัน และอัลลอฮ์นั้นเป็นผู้ทรงได้ยิน ผู้ทรงรอบรู้
İbranice:
כולם בני שושלת אחת. ואלוהים שומע ויודע הכול
Hırvatça:
kao potomstvo, jedne od drugih. Allah je Onaj Koji sve čuje i Onaj Koji sve zna.
Rumence:
şi seminţiile lor, ieşite unele din altele. Dumnezeu este Auzitor, Ştiutor.”
Transliteration:
Thurriyyatan baAAduha min baAAdin waAllahu sameeAAun AAaleemun
Türkçe:
Birbirinden gelen soylar halinde. Allah, hakkıyla işiten, gereğince bilendir.
Sahih International:
Descendants, some of them from others. And Allah is Hearing and Knowing.
İngilizce:
Offspring, one of the other: And Allah heareth and knoweth all things.
Azerbaycanca:
Onlar biri digərindən törəmiş bir nəsil idilər. Allah eşidəndir, biləndir!
Süleyman Ateş:
(Bunlar) Birbirinden türeyen nesil(ler)dir. Allah işitendir, bilendir.
Diyanet Vakfı:
Bunlar birbirinden gelme bir nesillerdir. Allah işiten ve bilendir.
Erhan Aktaş:
Onlar, birbirlerinden türemiş bir soydur. Allah, Her Şeyi Duyan’dır, Her Şeyi Bilen’dir.
Kral Fahd:
Birbirinden gelme bir nesil olarak Allah işiten ve bilendir.
Hasan Basri Çantay:
(33-34) Gerçek, Allah Âdemi, Nuhu, İbrahim haanedânını, Imrân ailesini — hepsi de birbirinden (gelme) tek bir zürriyyet olarak — âlemlerin üzerine mümtaz kıldı. Allah hakkıyle işidici, kemâliyle bilicidir.
Muhammed Esed:
Tek bir soy zinciri halinde. Allah, her şeyi işiten, her şeyi bilendir.
Gültekin Onan:
Onlar birbirlerinden (türeme tek) bir zürriyettir. Tanrı işitendir, bilendir.
Ali Fikri Yavuz:
Bu Peygamberlerin hepsi de birbirinden gelme tek zürriyettir. Allah semî’dir= her şeyi işitir, Alîm’dir= her şeyi bilir.
Portekizce:
Famílias descendentes umas das outras, porque Deus é Oniouvinte, Sapientíssimo.
İsveççe:
de stammar [alla] från varandra. Gud hör allt, vet allt.
Farsça:
فرزندانی [را برگزید] که [از نظر پاکی، تقوا، درستی و راستی] برخی از [آنان از نسل] برخی دیگرند؛ و خدا شنوا و داناست.
Kürtçe:
نەوەیەکن ھەندێکیان لە ھەندێکیان کەوتوونەتەوە, وە خوا بیسەر و زانایە
Özbekçe:
Баъзилари баъзиларига зурриётдир. Аллоҳ эшитувчи, билувчи зотдир. (Ушбу 33-оятда Аллоҳ таоло Одамни ва Нуҳ алайҳиссаломларнинг ёлғиз ўзларини Иброҳим ва Имрон алайҳиссаломларни эса, сулолаларини ҳам қўшиб зикр қилди. Нега? Чунки Одам ва Нуҳ алайҳиссаломлар ёлғиз ўзлари Пайғамбар бўлганлар. Иброҳим ва Имрон алайҳиссаломлар зурриётларидан бевосита Пайғамбарлар сулоласи тарқалган. Бу насаб ёки қариндошлик асосидаги Пайғамбарлик сулоласи эмас, балки ақида асосидаги сулоладир. Бу ҳақиқат Иброҳим алайҳиссалом Аллоҳга илтижо қилиб, зурриётларидан ҳам Пайғамбар чиқаришини сўраганларида баён қилинган.)
Malayca:
(Mereka kembang biak sebagai) satu keturunan (zuriat) yang setengahnya berasal dari setengahnya yang lain. Dan (ingatlah), Allah sentiasa Mendengar, lagi sentiasa Mengetahui.
Arnavutça:
pasardhës njëri pas tjetrit. Perëndia është dëgjues dhe di çdo gjë.
Bulgarca:
потомство едни от други. Аллах е всечуващ, всезнаещ.
Sırpça:
као потомство, једне од других. Аллах све чује и све зна.
Çekçe:
jako pokolení, jež vzešla jedno z druhého. A Bůh je slyšící, vševědoucí.
Urduca:
یہ ایک سلسلے کے لوگ تھے، جو ایک دوسرے کی نسل سے پیدا ہوئے تھے اللہ سب کچھ سنتا اور جانتا ہے
Tacikçe:
Фарзандоне буданд баъзе аз насли баъзе дигар падидомада. Ва Худо шунаво ва доност!
Tatarca:
Бу пәйгамбәрләр бер-берсеннән туа килмеш бер нәселләрдер. Аллаһ һәрнәрсәне ишетүче вә белүче.
Endonezyaca:
(sebagai) satu keturunan yang sebagiannya (turunan) dari yang lain. Dan Allah Maha Mendengar lagi Maha Mengetahui.
Amharca:
ከፊልዋ ከከፊሉ የኾነች ዝርያ አድርጎ (መረጣት)፡፡ አላህም ሰሚ ዐዋቂ ነው፡፡
Tamilce:
ஒரு (சிறந்த) சந்ததியை (அல்லாஹ் தேர்ந்தெடுத்தான்). அதில் சிலர், சிலரைச் சேர்ந்தவர். (அவர்கள் அனைவரின் கொள்கையும் ஒன்றே.) அல்லாஹ் நன்கு செவியுறுபவன், நன்கறிந்தவன் ஆவான்.
Korece:
그들은 서로가 한 후예들이거늘 하나님은 모든 것을 알고 계 시노라
Vietnamca:
Họ là con cháu lẫn nhau (cùng chung tôn giáo: chỉ tôn thờ một mình Allah duy nhất). Quả thật, Allah hằng nghe, hằng biết.
Ayet Linkleri:
Rubu tag:
Hizb tag: