Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

3

Sûredeki Ayet No: 

28

Ayet No: 

321

Sayfa No: 

53

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

لَّا يَتَّخِذِ الْمُؤْمِنُونَ الْكَافِرِينَ أَوْلِيَاءَ مِن دُونِ الْمُؤْمِنِينَ ۖ وَمَن يَفْعَلْ ذَٰلِكَ فَلَيْسَ مِنَ اللَّهِ فِي شَيْءٍ إِلَّا أَن تَتَّقُوا مِنْهُمْ تُقَاةً ۗ وَيُحَذِّرُكُمُ اللَّهُ نَفْسَهُ ۗ وَإِلَى اللَّهِ الْمَصِيرُ

Çeviriyazı: 

lâ yetteḫiẕi-lmü'minûne-lkâfirîne evliyâe min dûni-lmü'minîn. vemey yef`al ẕâlike feleyse mine-llâhi fî şey'in illâ en tetteḳû minhüm tüḳâh. veyüḥaẕẕirukümü-llâhü nefseh. veile-llâhi-lmeṣîr.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin ve onu her kim yaparsa Allah'dan ilişiği kesilmiş olur, ancak onlardan bir korunma yapmanız başkadır. Bununla beraber Allah sizi kendisinden korunmanız hususunda uyarır. Nihâyet gidiş Allah'adır.

Diyanet İşleri: 

Müminler, müminleri bırakıp kafirleri dost edinmesinler; kim böyle yaparsa Allah katında bir değeri yoktur, ancak, onlardan sakınmanız hali müstesnadır. Allah sizi Kendisiyle korkutur, dönüş Allah'adır.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

İnananlar iman edenleri bırakıp da kafirleri dost edinmesinler. Bu işi yapan, Allah'tan bir şey beklemesin, fakat kafirlerden çekinmeniz gerekse o başka. Allah, kendisinden sakınmanızı emretmektedir ve dönüp varılacak yer de Allah tapısıdır.

Şaban Piriş: 

Müminler, müminleri bırakıp kâfirleri veli/dost edinmesinler. Kim bunu yaparsa, Allah’tan hiçbir şey beklemesin. Kim bunu yaparsa, Allah ondan beri, O da Allah'tan uzaktır. Ancak onlardan (gelebilecek tehlikeden) korunmanız başkadır. Allah, asıl sizi kendisi hakkında korkutup, uyarmaktadır. Dönüş Allah’adır.

Edip Yüksel: 

İnananlar, inananları bırakıp inkarcıları dost edinmesin. Kim bunu yaparsa ALLAH ile bir ilgisi kalmaz. Ancak onlardan korkmanız hali başka... ALLAH kendisi hakkında sizi uyarıyor. Dönüş ALLAH'adır.

Ali Bulaç: 

Mü'minler, mü'minleri bırakıp da kafirleri veliler edinmesinler. Kim böyle yaparsa, Allah'tan hiçbir şey (yardım) yoktur. Ancak onlardan korunma gayesiyle sakınma(nız) başka. Allah, sizi Kendisi'nden sakındırır. Varış Allah'adır.

Suat Yıldırım: 

Müminler, müminleri bırakıp, kâfirleri velî edinmesinler! Kim böyle yaparsa, Allah ile ilişiğini kesmiş olur. Ancak onlar tarafından gelebilecek bir tehlike olursa başka! Allah sizi, Kendisine isyan etmekten sakındırır. Dönüş yalnız Allah'adır.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Mü´minler, mü´minlerden başka kâfirleri dostlar edinmesinler. Her kim onu edinirse Allah Teâlâ´dan (nusrete nâiliyet) ilgisi kalmamış olur. Meğer ki, onlardan bir korunma için çekinecek olasınız. Allah Teâlâ ise sizi Zât-ı Ulûhiyyeti hakkında tahzir buyurur. Ve nihâyet gidiş de Allah Teâlâ´yadır.

Yaşar Nuri Öztürk: 

Müminler, müminleri bırakıp da küfre sapanları gönül dostu edinmesinler. Kim bunu yaparsa Allah'la ilişiği kesilir. Ancak bir sakınma ile onlardan korunmanız müstesna. Allah sizi kendisinden sakınmaya çağırır. Ve dönüş yalnız Allah'adır.

Bekir Sadak: 

Muminler, muminleri birakip kafirleri dost edinmesinler

İbni Kesir: 

Mü´minler, Mü´minleri bırakıp da kafirleri dost edinmesinler. Kim böyle yaparsa

Adem Uğur: 

Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, artık onun Allah nezdinde hiçbir değeri yoktur. Ancak kâfirlerden gelebilecek bir tehlikeden sakınmanız başkadır. Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor. Dönüş yalnız Allah´adır.

İskender Ali Mihr: 

Mü´minler, mü´minlerden başkasını (yani) kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, o Allah´dan bir şeyin (rahmet ve fazlın) içinde değildir. Onlardan korunmanız için sakınmanız (dost olmanız) hariç. Ve Allah, sizi kendisinden sakındırır (takva sahibi olmanızı ister). Ve dönüş Allah´adır (ruhun ulaşacağı makam, Allah´ın Zat´ıdır).

Celal Yıldırım: 

Mü´minler, mü´minleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesinler. Kim bunu yaparsa, Allah´ın (dostluğundan kopup O´nun) yanında hiçbir değeri kalmaz. Ancak onlardan (gelecek olan bir tehlike ya da umum yararına bir kapının kapanmasından) korunmak için (dost görünerek) sakınmış olasınız. Allah sizi (asıl) kendisinden korkmanızla uyarır. Sonunda gidiş Allah´adır..

Tefhim ul Kuran: 

Mü´minler, mü´minleri bırakıp da kâfirleri veliler edinmesinler. Kim böyle yaparsa, Allah´tan hiç bir şey (yardım) yoktur. Ancak onlardan korunma gayesiyle sakınma(nız) başka. Allah, sizi kendisiyle sakındırır. Varış Allah´adır.

Fransızca: 

Que les croyants ne prennent pas, pour alliés, des infidèles, au lieu de croyants. Quiconque le fait contredit la religion d'Allah, à moins que vous ne cherchiez à vous protéger d'eux. Allah vous met en garde à l'égard de Lui-même. Et c'est à Allah le retour.

İspanyolca: 

Que no tomen los creyentes como amigos a los infieles en lugar de tomar a los creyentes -quien obre así notendrá ninguna participación en Alá-, a menos quetengáis algo que temer de ellos. Al á os advierte quetengáis cuidado con Él. ¡Alá es el fin de todo!

İtalyanca: 

I credenti non si alleino con i miscredenti, preferendoli ai fedeli. Chi fa ciò contraddice la religione di Allah, a meno che temiate qualche male da parte loro. Allah vi mette in guardia nei Suoi Stessi confronti. Il divenire è verso Allah.

Almanca: 

Die Mumin sollen sich die Kafir nicht als Wali anstelle der Mumin nehmen. - und wer dies tut, dieser hat nichts mit ALLAHs (Din) gemeinsam, außer wenn ihr euch vor ihnen wirklich schützen müßt. Und ALLAH warnt euch vor Seiner (Peinigung). Und zu ALLAH ist das Werden.

Çince: 

信道的人,不可舍同教而以外教为盟友;谁犯此禁令,谁不得真主的保佑,除非你们对他们有所畏惧(而假意应酬)。真主使你们防备他自己,真主是最后的归宿。

Hollandaca: 

Laten de geloovigen geene ongeloovigen, in plaats van geloovigen tot beschermers nemen. Zij die dit echter doen, hebben van God in niets op bijstand te hopen, of gij moest gevaar van hen vreezen; maar God zelf zal u beschermen en gij zult eens tot hem komen.

Rusça: 

Верующие не должны считать неверующих своими помощниками и друзьями вместо верующих. А кто поступает таким образом, тот не имеет никакого отношения к Аллаху, за исключением тех случаев, когда вы действительно опасаетесь их. Аллах предостерегает вас от Самого Себя, и к Аллаху предстоит прибытие.

Somalice: 

Yeyna ka yeelan Mu'miniintu Gaalada Sokeeye Mu'miniinta ka Sokow ruuxii fala saas waxba Eebe kama mudna, inaad dhawrsasho xaggooda ka dhawrsataan mooyee, wuxuuna idiinka digi Eebe Naftiisa, xaga Eebaana loo ahaan.

Swahilice: 

Waumini wasiwafanye makafiri kuwa wapenzi wao badala ya Waumini. Na anaye fanya hivyo, basi hatakuwa chochote mbele ya Mwenyezi Mungu. Ila ikiwa kwa ajili ya kujilinda na shari zao. Na Mwenyezi Mungu anakuhadharisheni naye. Na marejeo ni kwa Mwenyezi Mungu.

Uygurca: 

مۆمىنلەر مۆمىنلەرنى قويۇپ كاپىرلارنى دوست تۇتمىسۇن، كىمكى شۇنداق قىلىدىكەن، ئۇ اﷲ نىڭ دوستلۇقىغا ئېرىشەلمەيدۇ، ئۇلاردىن قورقۇپ دوستلۇق ئىزھار قىلىشىڭلار بۇنىڭدىن مۇستەسنا. اﷲ سىلەرنى ئۆزىنىڭ ئازابىدىن قورقۇتىدۇ، ئاخىر قايتىدىغان جاي اﷲ نىڭ دەرگاھىدۇر

Japonca: 

信者たちは,信者を差し置いて不信心な者を親密な友としてはならない。これをあえてする者は,アッラーから(の助け)は全くないであろう。だがかれらが(不信者)から(の危害を)恐れて,その身を守る場合は別である。アッラーは御自身を(のみ念じるよう)あなたがたに論される。本当にアッラーの御許に,(最後の)帰り所はある。

Arapça (Ürdün): 

«لا يتخذ المؤمنون الكافرين أولياء» يوالونهم «من دون» أي غير «المؤمنين ومن يفعل ذلك» أي يواليهم «فليس من» دين «الله في شيء إلا أن تتقوا منهم تقاة» مصدر تقيته أي تخافوا مخافة فلكم موالاتهم باللسان دون القلب وهذا قبل عزَّة الإسلام ويجري فيمن هو في بلد ليس قويا فيها «ويحذركم» يخوفكم «الله نفسه» أن يغضب عليكم إن واليتموهم «وإلى الله المصير» المرجع فيجازيكم.

Hintçe: 

मोमिनीन मोमिनीन को छोड़ के काफ़िरों को अपना सरपरस्त न बनाऐं और जो ऐसा करेगा तो उससे ख़ुदा से कुछ सरोकार नहीं मगर (इस क़िस्म की तदबीरों से) किसी तरह उन (के शर) से बचना चाहो तो (ख़ैर) और ख़ुदा तुमको अपने ही से डराता है और ख़ुदा ही की तरफ़ लौट कर जाना है

Tayca: 

ผู้ศรัทธาทั้งหลายนั้น จงอย่าได้ยึดเอาบรรดาผู้ปฏิเสธศรัทธาเป็นมิตรอื่นจากบรรดามุมิน และผู้ใดกระทำเช่นนั้น เขาย่อมไม่อยู่ในสิ่งใดที่มาจากอัลลอฮ์ นอกจากพวกเจ้าจะป้องกัน (ให้พ้นอันตราย) จากพวกเขาจริง ๆ เท่านั้น และอัลลอฮ์ทรงเตือนพวกเจ้าให้ยำเกรงพระองค์ และยังอัลลอฮ์นั้นคือการกลับไป (ของพวกเจ้า)

İbranice: 

אל ייקחו המאמינים את הכופרים לאנשי חסות במקום המאמינים. וכל העושה זאת, אין לו מה לקוות מאלוהים, אלא אם תעשו זאת כדי להגן על עצמכם מפני סכנה. אלוהים מזהירכם מפני עצמו, כי אל אלוהים כולם חוזרים

Hırvatça: 

Neka vjernici za prisne prijatelje i zaštitnike ne uzimaju nevjernike mimo vjernika, a ko to čini, s Allahom nema ništa! Učinite to samo ako se time od njih štitite! Allah vas na Sebe upozorava, a kod Allaha je konačno odredište.

Rumence: 

Credincioşii să nu-şi ia oblăduitori tăgăduitori în locul credincioşilor. Cel care va face altfel nu va avea nimic de la Dumnezeu, doar dacă nu vă temeţi de el. Dumnezeu însuşi vă previne, căci întru Dumnezeu este devenirea.

Transliteration: 

La yattakhithi almuminoona alkafireena awliyaa min dooni almumineena waman yafAAal thalika falaysa mina Allahi fee shayin illa an tattaqoo minhum tuqatan wayuhaththirukumu Allahu nafsahu waila Allahi almaseeru

Türkçe: 

Müminler, müminleri bırakıp da küfre sapanları gönül dostu edinmesinler. Kim bunu yaparsa Allah'la ilişiği kesilir. Ancak bir sakınma ile onlardan korunmanız müstesna. Allah sizi kendisinden sakınmaya çağırır. Ve dönüş yalnız Allah'adır.

Sahih International: 

Let not believers take disbelievers as allies rather than believers. And whoever [of you] does that has nothing with Allah, except when taking precaution against them in prudence. And Allah warns you of Himself, and to Allah is the [final] destination.

İngilizce: 

Let not the believers Take for friends or helpers Unbelievers rather than believers: if any do that, in nothing will there be help from Allah: except by way of precaution, that ye may Guard yourselves from them. But Allah cautions you (To remember) Himself; for the final goal is to Allah.

Azerbaycanca: 

Mö’minlər mö’minləri buraxıb kafirləri dost tutmasınlar! Bunu edən (kafirləri özünə dost tutan) kəs Allahdan heç bir şey gözləməsin (onun Allah dərgahında heç bir qədir-qiyməti olmaz). Ancaq onlardan gələ biləcək bir təhlükədən qorxmanız (çəkinməniz) müstəsnadır. Allah sizi Öz əzabından çəkindirir. Axır dönüş Allaha tərəfdir! (Hamı Allahın hüzuruna qayıdacaqdır!)

Süleyman Ateş: 

Mü'minler, inananları bırakıp, kafirleri dost edinmesin. Kim böyle yaparsa Allah ile bir dostluğu kalmaz. Ancak onlardan (gelebilecek tehlikeden) korunmanız başka. (Şerlerinden korunmak için dost gözükebilirsiniz). Allah sizi kendisin(in emirlerine karşı gelmek)den sakındırır. (Sakın hükümlerine aykırı davranarak, düşmanlarını dost tutarak O'nun gazabına uğramayın. Çünkü) dönüş Allah'adır.

Diyanet Vakfı: 

Müminler, müminleri bırakıp da kafirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, artık onun Allah nezdinde hiçbir değeri yoktur. Ancak kafirlerden gelebilecek bir tehlikeden sakınmanız başkadır. Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor. Dönüş yalnız Allah'adır.

Erhan Aktaş: 

Mü’minler, Mü’minleri bırakıp da Kâfirleri evliya(1) edinmesinler. Kâfirleri evliya edinenin, Allah’la bir bağı kalmaz. Ancak onlardan korunmanız başka. Allah, sizi, kendisine karşı gelmekten sakındırır. Dönüşünüz yalnızca Allah’adır.

Kral Fahd: 

Müminler, müminleri bırakıp da kâfirleri dost edinmesin. Kim bunu yaparsa, artık onun Allah nezdinde hiçbir değeri yoktur. Ancak kâfirlerden gelebilecek bir tehlikeden sakınmanız başkadır. Allah, kendisine karşı (gelmekten) sizi sakındırıyor. Dönüş yalnız Allah’adır.

Hasan Basri Çantay: 

Mü´minler, mü´minleri bırakıb da kâfirleri dostlar edinmesin. Kim bunu yaparsa (ona) Allahdan hiç bir şey (hiç bir yardım) yokdur. Meğer ki onlardan, gelebilecek bir tehlikeden dolayı, sakınmış olasınız. Allah size (asıl) kendisinden korkmanızı emrediyor. Nihayet gidiş de ancak Allahadır.

Muhammed Esed: 

Müminler, müminleri bırakıp hakikati inkara şartlanmış olanları dost edinmesinler -çünkü bunu yapan, Allah ile bütün bağını koparmış olur- kendinizi onlardan korumak için bu yola başvurmanız hariç. Ancak Allah, Kendisine karşı dikkatli olmanızı ihtar eder, çünkü bütün yollar Allah´a varır.

Gültekin Onan: 

İnançlılar, inançlıları bırakıp da kafirleri veliler edinmesinler. Kim böyle yaparsa, Tanrı´dan hiç bir şey (yardım) yoktur. Ancak onlardan korunma gayesiyle sakınma(nız) başka. Tanrı, sizi kendisinden sakındırır. Varış Tanrı´yadır.

Ali Fikri Yavuz: 

Müminler, müminlerden ayrılıp kâfirleri dost edinmesin. Bunu her kim yaparsa artık Allah’dan ilişiği kesilmiş olur. Meğer ki, onlardan gelebilecek bir tehlikeden dolayı sakınmış bulunasınız. (Bu takdirde zararlarından korunmak için görünüşte dostluk yapabilirsiniz.) Allah size kendinden korkmanızı emrediyor. Nihayet dönüş Allah’adır.

Portekizce: 

Que os fiéis não tomem por confidentes os incrédulos, em detrimento de outros fiéis. Aqueles que assim procedem, demaneira alguma terão o auxílio de Deus, salvo se for para vos precaverdes e vos resguardardes. Deus vos exorta a d'Ele voslembrardes, porque para Ele será o retorno.

İsveççe: 

DE TROENDE skall inte ta förnekare av sanningen snarare än sina trosbröder till bundsförvanter - den som gör så skär av banden till Gud - om inte ert syfte är att med detta [skydda er] mot ett hot. Men Gud uppmanar er att inte ta lätt på Hans varningar; Gud är målet för er färd.

Farsça: 

مؤمنان نباید کافران را به جای اهل ایمان، سرپرست و دوست بگیرند؛ و هر کس چنین کند در هیچ پیوند و رابطه ای با خدا نیست، مگر آنکه بخواهید به سبب دفع خطری که متوجه شماست از آنان تقیّه کنید؛ خدا شما را از [عذاب] خود بر حذر می دارد، و بازگشت [همه] به سوی خداست.

Kürtçe: 

نابێت بڕواداران بێباوەڕان بگرن بە دۆستی خۆیان لەجیاتی بڕواداران وە ھەر کەسێک وابکات ئیتر پەیوەستی لەگەڵ خوادا نامێنێت مەگەر بۆ خۆپاراستنتان بێت لێیان (بەشێوەیەک کە بە دەم بیڵێن و بەدڵ باوەڕتان پێی نەبێت) وە خوا دەتان ترسێنێت لە سزای خۆی وە ھەر بۆ لای خوایە گەڕانەوە

Özbekçe: 

Мўминлар мўминларни қўйиб, кофирларни дўст тутмасинлар. Ким буни қилса, бас, унга Аллоҳдан ҳеч нарса йўқ. Магар улардан сақлансангиз, Аллоҳ сизларни ўз(азоб)идан огоҳ қиладир. Ва қайтиб бориш Аллоҳнинг Ўзигадир. (Исломда бошқа диндагилар билан яхши алоқада бўлишга рухсат бор. Лекин дўст тутиш, ҳамма нарсани кофирга ишониб топшириб қўйиш мумкин эмас. Фақат бир ҳолатдагина, истисно тариқасида, юзаки равишда ўзини кофирга дўст қилиб кўрсатиши мумкин: «Магар улардан сақлансангиз». Бундай тасарруфни «тақиййа» деб аталади. Тақиййа билан жонни, молни ва номусни душманлардан сақлаб қолишга ҳаракат қилинади.)

Malayca: 

Janganlah orang-orang yang beriman mengambil orang-orang kafir menjadi teman rapat dengan meninggalkan orang-orang yang beriman. Dan sesiapa yang melakukan (larangan) yang demikian maka tiadalah ia (mendapat perlindungan) dari Allah dalam sesuatu apapun, kecuali kamu hendak menjaga diri daripada sesuatu bahaya yang ditakuti dari pihak mereka (yang kafir itu). Dan Allah perintahkan supaya kamu beringat-ingat terhadap kekuasaan diriNya (menyeksa kamu). Dan kepada Allah jualah tempat kembali.

Arnavutça: 

Besimtarët mos t’i marrin për miq qafirat (mohuesit), duke i lënë anash besimtarët. Ata që bëjnë këtë, nuk kanë çka të shpresojnë te Perëndia. Ketë mund ta bëni vetëm për t’u ruajtur nga ata – Perëndia u bënë vërejtje për pezmin e Tij. Dhe, të gjithë do të ktheheni te Perëndia.

Bulgarca: 

Вярващите да не взимат неверници за ближни вместо повярвалите. А който направи това, той няма нищо общо с Аллах, освен ако се страхувате от тях. Аллах ви предупреждава за Себе Си и към Аллах е завръщането.

Sırpça: 

Нека верници за присне пријатеље и заштитнике не узимају невернике мимо верника, а ко то чини, са Аллахом нема ништа! Учините то само ако се тиме од њих штитите! Аллах вас на Себе упозорава, а код Аллаха је коначно одредиште.

Çekçe: 

Nechť si věřící neberou nevěřící za přátele místo věřících! Kdo tak učiní, nedostane se mu od Boha ničeho, leda v případě, že byste se od nich obávali nějaké hrozby. A Bůh vás varuje před sebou samým a u Boha je cíl konečný.

Urduca: 

مومنین اہل ایمان کو چھوڑ کر کافروں کو اپنا رفیق اور دوست ہرگز نہ بنائیں جو ایسا کرے گا اس کا اللہ سے کوئی تعلق نہیں ہاں یہ معاف ہے کہ تم ان کے ظلم سے بچنے کے لیے بظاہر ایسا طرز عمل اختیار کر جاؤ مگر اللہ تمہیں اپنے آپ سے ڈراتا ہے اور تمہیں اسی کی طرف پلٹ کر جانا ہے

Tacikçe: 

Набояд мӯъминон кофиронро ба ҷои мӯъминон ба дӯстӣ гиранд. Пас ҳар кӣ чунин кунад, ӯро бо Худо робитае нест. Магар ин ки аз онҳо бимнок бошед. Ва Худо шуморо аз худаш метарсонад, ки бозгашт ба сӯӣ Ӯст».

Tatarca: 

Мөэминнәр мөэминнәрдән башка кәферләрне дус тотмасыннар. "Чөнки аларга дус булу ахырда кәфер булуга сәбәптер". Бу аять иңгәннән соң бер мөэмин кәферләргә дус булса, аңа Аллаһудан һичнәрсә юктыр. Мәгәр кәферләрнең үтерү белән янаулары булганда тыштан гына дуслык күрсәтергә ярый, Коръәнгә каршы булган әмерләрен рия белән генә үтәргә мөмкин була. Ләкин иманга зарар килүдән курку, һәм күңелдә иманны нык саклау тиешдер. Аллаһ сезне үзенең ґәзабы белән куркыта, әлбәттә, куркыгыз! Бит ахырда хөкем ителү өчен кайтачак урын Аллаһ хозурында.

Endonezyaca: 

Janganlah orang-orang mukmin mengambil orang-orang kafir menjadi wali dengan meninggalkan orang-orang mukmin. Barang siapa berbuat demikian, niscaya lepaslah ia dari pertolongan Allah, kecuali karena (siasat) memelihara diri dari sesuatu yang ditakuti dari mereka. Dan Allah memperingatkan kamu terhadap diri (siksa)-Nya. Dan hanya kepada Allah kembali(mu).

Amharca: 

ምእምናን ከሓዲዎችን ከምእምናን ሌላ ረዳቶች አድርገው አይያዙ፡፡ ይኼንንም የሚሠራ ሰው ከአላህ (ሃይማኖት) በምንም ውስጥ አይደለም፡፡ ከእነርሱ መጥጠበቅን ብትጠበቁ እንጂ፡፡ አላህም ነፍሱን (ቁጣውን) ያስጠነቅቃችኋል፡፡ መመለሻም ወደ አላህ ብቻ ነው፡፡

Tamilce: 

நம்பிக்கையாளர்கள், நம்பிக்கையாளர்களைத் தவிர நிராகரிப்பாளர்களை (தங்களது) பாதுகாவலர்களாக (உதவியாளர்களாக) எடுத்துக்கொள்ள வேண்டாம். எவர் இதைச் செய்வாரோ அவர் அல்லாஹ்வை விட்டும் நீங்கிவிட்டார். (அல்லாஹ்வும் அவரை விட்டு நீங்கிவிட்டான். இன்னும் அவர் அல்லாஹ்வின் மார்க்கத்தை விட்டு நீங்கியவர் ஆவார்.) நீங்கள் (அவர்களின் ஆதிக்கத்தில் இருந்து, அவர்கள் பெரும்பான்மையாக இருந்து) அவர்களை அதிகம் அஞ்சினால் தவிர. (அப்போது மார்க்க விஷயத்தில் அவர்களுக்கு கீழ்ப்படியாமல், உலக விஷயத்தில் அவர்களுடன் மென்மையாக நடப்பது உங்கள் மீது குற்றமில்லை). இன்னும், அல்லாஹ் தன்னைப் பற்றி உங்களை எச்சரிக்கிறான். அல்லாஹ்வின் பக்கம்தான் மீளுமிடம் இருக்கிறது.

Korece: 

신앙인들은 불신자들을 신앙 인들에 우선하여 친구로 택하지 아니하도다 그렇게 하는자 있다 면 하나님에 대한 믿음이 조금도 없나니 항상 경계하여 그들로부터 너희 자신을 보호하는 길밖엔 없 노라 하나님은 너희로 하여금 그분을 기억케 하여 주시니 최후의 목 적은 하나님에게로 가니라

Vietnamca: 

Những người có đức tin không được phép lấy những kẻ vô đức tin làm những người bảo hộ thay vì những người có đức tin. Người nào làm vậy thì Allah hoàn toàn vô can với y ngoại trừ trường hợp các ngươi lo sợ các mối họa từ họ. Allah cảnh báo các ngươi về bản thân Ngài. Quả thật, các ngươi phải trở về trình diện Allah.