Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

27

Sûredeki Ayet No: 

38

Ayet No: 

3197

Sayfa No: 

380

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

قَالَ يَا أَيُّهَا الْمَلَأُ أَيُّكُمْ يَأْتِينِي بِعَرْشِهَا قَبْلَ أَن يَأْتُونِي مُسْلِمِينَ

Çeviriyazı: 

ḳâle yâ eyyühe-lmeleü eyyüküm ye'tînî bi`arşihâ ḳable ey ye'tûnî müslimîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

(Sonra Süleyman müşavirlerine) dedi ki: "Ey ulular! Onlar teslimiyet gösterip bana gelmeden önce, hanginiz o Melike'nin tahtını bana getirebilir?"

Diyanet İşleri: 

Süleyman: "Ey cemaat! Bana teslim olmalarından önce, hanginiz o kraliçenin tahtını yanıma getirebilir?" dedi.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Ey ulular dedi, onlar, bana teslim olup gelmeden onun tahtını kim getirebilir bana?

Şaban Piriş: 

Ey ileri gelenler! Onlar teslim olup gelmeden önce, onun tahtını bana hanginiz getirecek? dedi.

Edip Yüksel: 

Dedi ki, "Ey konseyim, onlar bana müslümanlar olarak gelmeden önce hanginiz onun tahtını bana getirebilir?"

Ali Bulaç: 

(Elçinin gitmesinden sonra Süleyman:) "Ey önde gelenler, onlar bana teslim olmuş (Müslüman)lar olarak gelmeden önce, sizden kim onun tahtını bana getirebilir?" dedi.

Suat Yıldırım: 

Daha sonra Süleyman onların itaatlerini bildirmek üzere huzuruna geleceklerini öğrenince yanındaki danışmanlarına:“Değerli danışmanlarım! Onların itaat içinde huzuruma gelmelerinden önce, içinizden kim onun tahtını bana getirebilir?” dedi.

Ömer Nasuhi Bilmen: 

(Hazreti Süleyman) Dedi ki: «Ey ileri gelenler! Hanginiz bana onun tahtını onların bana müslümanlar olarak gelmelerinden evvel getirir.»

Yaşar Nuri Öztürk: 

Süleyman, kurmaylarına dedi ki: "Onlar teslim olup huzuruma gelmeden önce, o kadının tahtını hanginiz bana getirebilir?"

Bekir Sadak: 

Ona: «Koske gir» dendi

İbni Kesir: 

Dedi ki: Ey ileri gelenler

Adem Uğur: 

(Sonra Süleyman müşavirlerine) dedi ki: Ey ulular! Onlar teslimiyet gösterip bana gelmeden önce, hanginiz o melikenin tahtını bana getirebilir?

İskender Ali Mihr: 

(Süleyman A.S): &quot

Celal Yıldırım: 

Süleyman, «ey ileri gelenler! Bana teslimiyet gösterip gelmelerinden önce sizden hanginiz o melikenin tahtını bana getirebilir ?» dedi.

Tefhim ul Kuran: 

(Elçinin gitmesinden sonra Süleyman:) «Ey önde gelenler, onlar bana teslim olmuş (müslüman) lar olarak gelmeden önce, sizden kim onun tahtını bana getirebilir?» dedi.

Fransızca: 

Il dit : "ô notables ! Qui de vous m'apportera son trône avant qu'ils ne viennent à moi soumis ? "

İspanyolca: 

Dijo él: «¡Dignatarios! ¿Quién de vosotros me traerá su trono antes de que vengan a mí sumisos?»

İtalyanca: 

Disse [Salomone]: «O notabili, chi di voi mi porterà il suo trono prima che vengano a me sottomessi?».

Almanca: 

Er sagte: "Ihr Entscheidungsträger! Wer von euch bringt mir ihren Thron, bevor sie zu mir als Muslime kommen?"

Çince: 

他说:臣仆们啊!在他们来归顺我之前,你们中有谁能把她的宝座拿来给我呢?

Hollandaca: 

En Salomo zeide: O edelen! wie wil mij haren troon brengen, alvorens zij kome en zich aan mij overgeven?

Rusça: 

Он сказал: "О знать! Кто из вас принесет мне ее трон до того, как они предстанут предо мною покорными?"

Somalice: 

Wuxuuna Yidhi Qoomow Yaa ii Keena Carshigeeda (Kursigeeda) ka hor Imaatinkooda Iyagoo Muslim ah.

Swahilice: 

Akasema: Enyi wahishimiwa! Ni nani kati yenu atakaye niletea kiti chake cha enzi kabla hawajanijia nao wamekwisha salimu amri.

Uygurca: 

سۇلايمان ئېيتتى: «ئى ئۇلۇغلار! ئۇلار مېنىڭ قېشىمغا مۇسۇلمان بولۇپ كېلىشتىن بۇرۇن، (سىلەردىن) كىم ئۇنىڭ تەختىنى ئېلىپ كېلىدۇ»

Japonca: 

(スライマーンは自分の民に)言った。「長老たちよ。あなたがたの中,かれらが服従してわたしの許に来る前に,かの女の王座をわたしに持って来ることが出来るのは誰ですか。」

Arapça (Ürdün): 

«قال يا أيها الملأ أيكم» في الهمزتين ما تقدم «يأتيني بعرشها قبل أن يأتوني مسلمين» منقادين طائعين فلي أخذه قبل ذلك لا بعده.

Hintçe: 

(जब वह जा चुका) तो सुलेमान ने अपने अहले दरबार से कहा ऐ मेरे दरबार के सरदारो तुममें से कौन ऐसा है कि क़ब्ल इसके वह लोग मेरे सामने फरमाबरदार बनकर आयें

Tayca: 

เขา (สุลัยมาน) กล่าวว่า “โอ้หมู่บริพารทั้งหลายเอ๋ย ! ผู้ใดในหมู่พวกท่านจะนำบัลลังก์ของนางมายังฉัน ก่อนที่พวกเขาจะมาหาฉันอย่างผู้นอบน้อม”

İbranice: 

אמר: 'הוי, השרים, מי מכם יוביל אליי את כס- מלכותה לפני שהם יגיעו אליי מוסלמים (מתמסרים)

Hırvatça: 

O dostojanstvenici, ko će mi od vas donijeti njezin prijesto prije nego što mi dođu kao muslimani."

Rumence: 

Solomon a mai spus: “O, căpetenii ale poporului meu! Care dintre voi îmi va aduce tronul ei, înainte ca sabeeni să vină la mine supuşi?”

Transliteration: 

Qala ya ayyuha almalao ayyukum yateenee biAAarshiha qabla an yatoonee muslimeena

Türkçe: 

Süleyman, kurmaylarına dedi ki: "Onlar teslim olup huzuruma gelmeden önce, o kadının tahtını hanginiz bana getirebilir?"

Sahih International: 

[Solomon] said, "O assembly [of jinn], which of you will bring me her throne before they come to me in submission?"

İngilizce: 

He said (to his own men): "Ye chiefs! which of you can bring me her throne before they come to me in submission?"

Azerbaycanca: 

(Süleyman) dedi: “Ey ə’yanlar! Onlar müt’i vəziyətdə (müsəlman olaraq) yanıma gəlməmiş hansınız onun (Bəlqisin) taxtını mənə gətirə bilər?”

Süleyman Ateş: 

(Elçi gittikten sonra Süleyman, danışmanlarını topladı): "Ey ileri gelenler, dedi, onların bana teslim olarak gelmelerinden önce hanginiz onun tahtını bana getirebilir?"

Diyanet Vakfı: 

(Sonra Süleyman müşavirlerine) dedi ki: Ey ulular! Onlar teslimiyet gösterip bana gelmeden önce, hanginiz o melikenin tahtını bana getirebilir?

Erhan Aktaş: 

Süleymân: “Ey meleler(1)! Onlar teslimiyet içinde bana gelmeden önce hanginiz onun tahtını bana getirebilir?” dedi.

Kral Fahd: 

(Sonra Süleyman müşavirlerine) dedi ki: Ey ulular! Onlar teslimiyet gösterip bana gelmeden önce, hanginiz o melikenin tahtını bana getirebilir?

Hasan Basri Çantay: 

(Süleyman) dedi: «Ey ileri gelenler, onun tahtını, kendilerinin bana müslüman olarak gelmelerinden evvel, hanginiz bana getirir»?

Muhammed Esed: 

(Olayların gidişi içinde Süleyman Sebe Melikesi´nin kendisine geleceğini öğrenince, çevresindekilere:) "Siz ey seçkin görevliler!" dedi, "Hanginiz bana (Sebe Melikesi´nin) tahtını, daha o ve ona bağlı olanlar Allah´a yürekten boyun eğmiş kimseler olarak bana çıkıp gelmeden önce buraya getirebilir?"

Gültekin Onan: 

(Elçinin gitmesinden sonra Süleyman:) &quot

Ali Fikri Yavuz: 

(Sonra Süleyman, kavminin ileri gelenlerine şöyle) dedi: “- Ey seçkin topluluk! Onlar (Belkıs ve kavmi), bana müslüman olarak gelmezden önce onun (Belkıs’ın) tahtını hanginiz bana getirir?”

Portekizce: 

Disse (dirigindo-se aos seus): Ó chefes, quem de vós trará o trono dela, ates que venham a mim, submissos?

İsveççe: 

[NÄR SALOMO hörde att drottningen avsåg att besöka honom] sade han till [sitt råd]: [”Ärade rådsmedlemmar!] Vem av er kan föra hennes tron till mig innan hon anländer med sitt följe för att tillkännage sin underkastelse?”

Farsça: 

[سلیمان] گفت: ای سران و اشراف! کدام یک از شما تخت او را پیش از آنکه همگی به حالت تسلیم نزد من آیند، برایم می آورد؟

Kürtçe: 

(سولەیمان) ووتی ئەی دەستەی پیاوماقوڵ و ئەشرافەکان کامتان تەختە (پادشاییە)کەیم بۆ دەھێنێت پێش ئەوەی بە ملکەچی بێن بۆلام

Özbekçe: 

У (Сулаймон): «Эй аъёнлар! Улар менга таслим бўлиб келишларидан олдин қайсингиз ҳузуримга у(малика)нинг тахтини келтира оладир?» деди.

Malayca: 

Nabi Sulaiman berkata pula (kepada golongan bijak pandainya): "Wahai pegawai- pegawaiku, siapakah di antara kamu yang dapat membawa kepadaku singgahsananya sebelum mereka datang mengadapku dalam keadaan berserah diri memeluk Islam?"

Arnavutça: 

(Sulejmani tha): “O parësi, kush prej jush do të më sjellë fronin e saj, para se të vijnë ata të përulur?”

Bulgarca: 

И рече: “О, знатни, кой от вас ще ми донесе нейния трон, преди да дойдат при мен отдадени на Аллах?”

Sırpça: 

“О достојанственици, ко ће од вас да ми донесе њен престо пре него што ми дођу као муслимани?“

Çekçe: 

Potom řekl: 'Shromáždění, kdo z vás mi přinese trůn její, dřív než ke mně přijdou odevzdáni do vůle Boží?'

Urduca: 

سلیمانؑ نے کہا "“اے اہل دربار، تم میں سے کون اس کا تخت میرے پاس لاتا ہے قبل اس کے کہ وہ لوگ مطیع ہو کر میرے پاس حاضر ہوں؟"

Tacikçe: 

Гуфт: «Эй бузургон, кадом як аз шумо тахти ӯро, пеш аз он, ки ба таслим назди ман ояд, бароям меоваред?»

Tatarca: 

Сөләйман әйтте: "Ий җәмәгать, Бәлкыйсның тәхетен миңа кем китерә алар минем яныма килеп иман китереп мөселман булганнарына чаклы? Чөнки кәфер хәлләрендә аларның нәрсәсен алырга дөрес, әмма мөселман булгач алырга дөрес булмый.

Endonezyaca: 

Berkata Sulaiman: "Hai pembesar-pembesar, siapakah di antara kamu sekalian yang sanggup membawa singgasananya kepadaku sebelum mereka datang kepadaku sebagai orang-orang yang berserah diri".

Amharca: 

«እናንተ መኳንንቶች ሆይ! ሙስሊሞች ኾነው ሳይመጡኝ በፊት ዙፋንዋን የሚያመጣልኝ ማንኛችሁ ነው» አለ፡፡

Tamilce: 

அவர் (தன் அவையோரிடம்) கூறினார்: “முக்கிய பிரமுகர்களே! உங்களில் யார் அவளுடைய அரச கட்டிலை - அவர்கள் என்னிடம் பணிந்தவர்களாக வருவதற்கு முன்னர் - கொண்டு வருவார்.”

Korece: 

그가 말하길 족장들이여 그 들이 내게 귀순하여 오기 전에 너희 중에 누가 그 여왕의 옥좌를 내게 가져올 수 있느뇨

Vietnamca: 

(Sulayman) hỏi (các tướng chỉ huy các đoàn quân): “Hỡi các tướng lĩnh, ai trong các ngươi có thể mang ngai vàng của nữ vương kia đến cho Ta trước khi họ đến qui hàng Ta?”