Kur'an Ayetleri

Sûre No: 

26

Sûredeki Ayet No: 

3

Ayet No: 

2935

Sayfa No: 

367

Nüzûl Yeri: 

Arapça: 

لَعَلَّكَ بَاخِعٌ نَّفْسَكَ أَلَّا يَكُونُوا مُؤْمِنِينَ

Çeviriyazı: 

le`alleke bâḫi`un nefseke ellâ yekûnû mü'minîn.

Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır: 

(Resulüm!) Onlar iman etmiyorlar diye adeta kendine kıyacaksın!

Diyanet İşleri: 

İnanmıyorlar diye nerdeyse kendini mahvedeceksin.

Abdulbakî Gölpınarlı: 

Kendine kıyacaksın inanmıyorlar diye adeta.

Şaban Piriş: 

Mümin olmuyorlar diye neredeyse kendini mahvedeceksin.

Edip Yüksel: 

İnanmıyorlar diye kendini kahrediyor olabilirsin

Ali Bulaç: 

Onlar mü'min olmayacaklar diye neredeyse kendini kahredeceksin (öyle mi?)

Suat Yıldırım: 

Onlar iman etmiyor diye üzüntüden nerdeyse kendini yiyip tüketeceksin. [35,8; 18,6]

Ömer Nasuhi Bilmen: 

Sen, (onlar) mü´min olmayacaklar diye ihtimal ki, kendi nefsini helâk edeceksin!

Yaşar Nuri Öztürk: 

Onlar iman etmiyorlar diye kendini üzüntüden tüketir gibisin.

Bekir Sadak: 

Rabbin suphesiz gucludur, merhametlidir. *

İbni Kesir: 

Mü´min olmuyorlar diye nerede ise kendini mahvedeceksin.

Adem Uğur: 

(Resûlüm!) Onlar iman etmiyorlar diye neredeyse kendine kıyacaksın!

İskender Ali Mihr: 

Onlar mü´min olmuyorlar diye, neredeyse kendini helâk edeceksin.

Celal Yıldırım: 

(Ey Peygamber!) Onlar dosdoğru imân etmiyeoekler diye neredeyse kendine yazık edip kıyacaksın.

Tefhim ul Kuran: 

Onlar mü´min olmayacaklar diye neredeyse kendini kahredeceksin (öyle mi?)

Fransızca: 

Il se peut que tu te consumes de chagrin parce qu'ils ne sont pas croyants !

İspanyolca: 

Tú, quizá, te consumas de pena porque no creen.

İtalyanca: 

Forse ti affliggi perché essi non sono credenti:

Almanca: 

Nicht etwa zugrunde richtest du dich selbst in Verdrießlichkeit, daß sie keine Mumin werden.

Çince: 

因为他们不信道,你或许气得的要死。

Hollandaca: 

Misschien bedroeft gij u doodelijk, omdat de bewoners van Mekka niet geloovig willen worden.

Rusça: 

Ты можешь погубить себя от скорби от того, что они не становятся верующими.

Somalice: 

Waxaadna u Dhawdahay Nabiyow inaad Halaagto Naftaada Haddayna Rumayn Xaqa.

Swahilice: 

Huenda labda ukajikera nafsi yako kwa kuwa hawawi Waumini.

Uygurca: 

(ئى مۇھەممەد!) ئۇلارنىڭ ئىمان ئېيتمىغانلىقىدىن ئۆزۈڭنى ھالاك قىلىۋېتىشىڭ مۇمكىن

Japonca: 

かれらが信者になろうとしないため,あなたは多分,死ぬ程苦悩していることであろう。

Arapça (Ürdün): 

«لعلك» يا محمد «باخعٌ نفسك» قاتلها غما من أجل «ألا يكونوا» أي أهل مكة «مؤمنين» ولعل هنا للإشفاق أي أشفق عليها بتخفيف هذا الغم.

Hintçe: 

(ऐ रसूल) शायद तुम (इस फिक्र में) अपनी जान हलाक कर डालोगे कि ये (कुफ्फार) मोमिन क्यो नहीं हो जाते

Tayca: 

บางทีเจ้า (มุฮัมมัด) เป็นผู้ทำลายชีวิตของเจ้า เพราะพวกเขาไม่เป็นผู้ศรัทธา

İbranice: 

דומה שאתה מקשה על עצמך מיגון בגלל אי רצונם להיות מאמינים

Hırvatça: 

Zar ćeš ti sebe uništiti zato što oni neće da budu vjernici?!

Rumence: 

S-ar putea să te îmbolnăveşti de mâhnire fiindcă ei nu sunt credincioşi!

Transliteration: 

LaAAallaka bakhiAAun nafsaka alla yakoonoo mumineena

Türkçe: 

Onlar iman etmiyorlar diye kendini üzüntüden tüketir gibisin.

Sahih International: 

Perhaps, [O Muhammad], you would kill yourself with grief that they will not be believers.

İngilizce: 

It may be thou frettest thy soul with grief, that they do not become Believers.

Azerbaycanca: 

(Ya Rəsulum! Məkkə müşrikləri) iman gətirməyəcəklər deyə, bəlkə, özünü həlak edəsən?! (Özünü həlakmı edəcəksən?)

Süleyman Ateş: 

Herhalde sen, inanmıyorlar diye neredeyse kendini helak edeceksin!

Diyanet Vakfı: 

(Resulüm!) Onlar iman etmiyorlar diye neredeyse kendine kıyacaksın!

Erhan Aktaş: 

Îmân etmiyorlar diye, adeta kendini helâk edeceksin.

Kral Fahd: 

(Rasûlüm!) Onlar iman etmiyorlar diye neredeyse kendine kıyacaksın!

Hasan Basri Çantay: 

(Habîbim) Onlar mü´min olmayacaklar diye aadetâ kendine kıyacaksın!

Muhammed Esed: 

(İnsanların bir kısmı, ulaştırdığın mesaja) inanmıyorlar diye (üzüntüden) neredeyse kendini tüketeceksin!

Gültekin Onan: 

Onlar inançlı olmayacaklar diye neredeyse kendini kahredeceksin (öyle mi?)

Ali Fikri Yavuz: 

Ey Rasûlüm, Kureyş halkı) iman etmiyecekler diye, kederden nerde ise, nefsine kıyacaksın.

Portekizce: 

É possível que te mortifiques, porque não se tornam fiéis.

İsveççe: 

Grämer du dig över att de [som du förmanar och varnar] inte vill tro?

Farsça: 

شاید تو می خواهی برای اینکه آنان ایمان نمی آورند، خود را از شدت اندوه هلاک کنی!

Kürtçe: 

خەریکە خۆت لەناو دەبەی (دەکوژی) بەخەفەت لەبەر ئەوەی ئەوان (خەڵکی مەککە) باوەڕ ناھێنن

Özbekçe: 

Эҳтимол, (улар) мўмин бўлмаганлари учун сен ўзингни ҳалок қилмоқчидирсан?!

Malayca: 

Jangan-jangan pula engkau (wahai Muhammad), membinasakan dirimu dengan menanggung dukacita, kerana mereka tidak menjadi orang-orang yang beriman.

Arnavutça: 

A mos vallë ti (o Muhammed) don ta shkatërrosh veten, ngase ata nuk duan të besojnë?

Bulgarca: 

Не погубвай себе си, задето не искат да повярват!

Sırpça: 

Зар ћеш себе да упропастиш зато што они неће да поверују?!

Çekçe: 

Možná že duše tvá se rmoutí proto, že uvěřit nechtějí,

Urduca: 

اے محمدؐ، شاید تم اس غم میں اپنی جان کھو دو گے کہ یہ لوگ ایمان نہیں لاتے

Tacikçe: 

Шояд аз ин, ки имон намеоваранд, худро ҳалок созӣ.

Tatarca: 

Ий Мухәммәд г-м кавемең һәммәсе дә иман китермәгәне өчен каты кайгырып үзеңне һәлак итү ихтималындасың. Ягъни мөшрикләрнең иман китермәгәннәре өчен үзеңә зарар китерер дәрәҗәдә кайгырасың, борчылма, тыныч бул.

Endonezyaca: 

Boleh jadi kamu (Muhammad) akan membinasakan dirimu, karena mereka tidak beriman.

Amharca: 

አማኞች ባለመኾናቸው፤ (በቁጭት) ነፍስህን ገዳይ መኾን ይፈራልሃል፡፡

Tamilce: 

(நபியே!) அவர்கள் நம்பிக்கை கொள்பவர்களாக மாறாததால் உம்மை நீர் அழித்துக் கொள்வீரோ!

Korece: 

아마도 그대는 그들이 믿지 아니하므로 그대 마음이 슬퍼지리라

Vietnamca: 

Có lẽ Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) khổ tâm, đau buồn khiến bản thân chết dần chết mòn về việc họ không có đức tin.