Arapça:
لَعَلَّكَ بَاخِعٌ نَّفْسَكَ أَلَّا يَكُونُوا مُؤْمِنِينَ
Çeviriyazı:
le`alleke bâḫi`un nefseke ellâ yekûnû mü'minîn.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(Resulüm!) Onlar iman etmiyorlar diye adeta kendine kıyacaksın!
Diyanet İşleri:
İnanmıyorlar diye nerdeyse kendini mahvedeceksin.
Abdulbakî Gölpınarlı:
Kendine kıyacaksın inanmıyorlar diye adeta.
Şaban Piriş:
Mümin olmuyorlar diye neredeyse kendini mahvedeceksin.
Edip Yüksel:
İnanmıyorlar diye kendini kahrediyor olabilirsin
Ali Bulaç:
Onlar mü'min olmayacaklar diye neredeyse kendini kahredeceksin (öyle mi?)
Suat Yıldırım:
Onlar iman etmiyor diye üzüntüden nerdeyse kendini yiyip tüketeceksin. [35,8; 18,6]
Ömer Nasuhi Bilmen:
Sen, (onlar) mü´min olmayacaklar diye ihtimal ki, kendi nefsini helâk edeceksin!
Yaşar Nuri Öztürk:
Onlar iman etmiyorlar diye kendini üzüntüden tüketir gibisin.
Bekir Sadak:
Rabbin suphesiz gucludur, merhametlidir. *
İbni Kesir:
Mü´min olmuyorlar diye nerede ise kendini mahvedeceksin.
Adem Uğur:
(Resûlüm!) Onlar iman etmiyorlar diye neredeyse kendine kıyacaksın!
İskender Ali Mihr:
Onlar mü´min olmuyorlar diye, neredeyse kendini helâk edeceksin.
Celal Yıldırım:
(Ey Peygamber!) Onlar dosdoğru imân etmiyeoekler diye neredeyse kendine yazık edip kıyacaksın.
Tefhim ul Kuran:
Onlar mü´min olmayacaklar diye neredeyse kendini kahredeceksin (öyle mi?)
Fransızca:
Il se peut que tu te consumes de chagrin parce qu'ils ne sont pas croyants !
İspanyolca:
Tú, quizá, te consumas de pena porque no creen.
İtalyanca:
Forse ti affliggi perché essi non sono credenti:
Almanca:
Nicht etwa zugrunde richtest du dich selbst in Verdrießlichkeit, daß sie keine Mumin werden.
Çince:
因为他们不信道,你或许气得的要死。
Hollandaca:
Misschien bedroeft gij u doodelijk, omdat de bewoners van Mekka niet geloovig willen worden.
Rusça:
Ты можешь погубить себя от скорби от того, что они не становятся верующими.
Somalice:
Waxaadna u Dhawdahay Nabiyow inaad Halaagto Naftaada Haddayna Rumayn Xaqa.
Swahilice:
Huenda labda ukajikera nafsi yako kwa kuwa hawawi Waumini.
Uygurca:
(ئى مۇھەممەد!) ئۇلارنىڭ ئىمان ئېيتمىغانلىقىدىن ئۆزۈڭنى ھالاك قىلىۋېتىشىڭ مۇمكىن
Japonca:
かれらが信者になろうとしないため,あなたは多分,死ぬ程苦悩していることであろう。
Arapça (Ürdün):
«لعلك» يا محمد «باخعٌ نفسك» قاتلها غما من أجل «ألا يكونوا» أي أهل مكة «مؤمنين» ولعل هنا للإشفاق أي أشفق عليها بتخفيف هذا الغم.
Hintçe:
(ऐ रसूल) शायद तुम (इस फिक्र में) अपनी जान हलाक कर डालोगे कि ये (कुफ्फार) मोमिन क्यो नहीं हो जाते
Tayca:
บางทีเจ้า (มุฮัมมัด) เป็นผู้ทำลายชีวิตของเจ้า เพราะพวกเขาไม่เป็นผู้ศรัทธา
İbranice:
דומה שאתה מקשה על עצמך מיגון בגלל אי רצונם להיות מאמינים
Hırvatça:
Zar ćeš ti sebe uništiti zato što oni neće da budu vjernici?!
Rumence:
S-ar putea să te îmbolnăveşti de mâhnire fiindcă ei nu sunt credincioşi!
Transliteration:
LaAAallaka bakhiAAun nafsaka alla yakoonoo mumineena
Türkçe:
Onlar iman etmiyorlar diye kendini üzüntüden tüketir gibisin.
Sahih International:
Perhaps, [O Muhammad], you would kill yourself with grief that they will not be believers.
İngilizce:
It may be thou frettest thy soul with grief, that they do not become Believers.
Azerbaycanca:
(Ya Rəsulum! Məkkə müşrikləri) iman gətirməyəcəklər deyə, bəlkə, özünü həlak edəsən?! (Özünü həlakmı edəcəksən?)
Süleyman Ateş:
Herhalde sen, inanmıyorlar diye neredeyse kendini helak edeceksin!
Diyanet Vakfı:
(Resulüm!) Onlar iman etmiyorlar diye neredeyse kendine kıyacaksın!
Erhan Aktaş:
Îmân etmiyorlar diye, adeta kendini helâk edeceksin.
Kral Fahd:
(Rasûlüm!) Onlar iman etmiyorlar diye neredeyse kendine kıyacaksın!
Hasan Basri Çantay:
(Habîbim) Onlar mü´min olmayacaklar diye aadetâ kendine kıyacaksın!
Muhammed Esed:
(İnsanların bir kısmı, ulaştırdığın mesaja) inanmıyorlar diye (üzüntüden) neredeyse kendini tüketeceksin!
Gültekin Onan:
Onlar inançlı olmayacaklar diye neredeyse kendini kahredeceksin (öyle mi?)
Ali Fikri Yavuz:
Ey Rasûlüm, Kureyş halkı) iman etmiyecekler diye, kederden nerde ise, nefsine kıyacaksın.
Portekizce:
É possível que te mortifiques, porque não se tornam fiéis.
İsveççe:
Grämer du dig över att de [som du förmanar och varnar] inte vill tro?
Farsça:
شاید تو می خواهی برای اینکه آنان ایمان نمی آورند، خود را از شدت اندوه هلاک کنی!
Kürtçe:
خەریکە خۆت لەناو دەبەی (دەکوژی) بەخەفەت لەبەر ئەوەی ئەوان (خەڵکی مەککە) باوەڕ ناھێنن
Özbekçe:
Эҳтимол, (улар) мўмин бўлмаганлари учун сен ўзингни ҳалок қилмоқчидирсан?!
Malayca:
Jangan-jangan pula engkau (wahai Muhammad), membinasakan dirimu dengan menanggung dukacita, kerana mereka tidak menjadi orang-orang yang beriman.
Arnavutça:
A mos vallë ti (o Muhammed) don ta shkatërrosh veten, ngase ata nuk duan të besojnë?
Bulgarca:
Не погубвай себе си, задето не искат да повярват!
Sırpça:
Зар ћеш себе да упропастиш зато што они неће да поверују?!
Çekçe:
Možná že duše tvá se rmoutí proto, že uvěřit nechtějí,
Urduca:
اے محمدؐ، شاید تم اس غم میں اپنی جان کھو دو گے کہ یہ لوگ ایمان نہیں لاتے
Tacikçe:
Шояд аз ин, ки имон намеоваранд, худро ҳалок созӣ.
Tatarca:
Ий Мухәммәд г-м кавемең һәммәсе дә иман китермәгәне өчен каты кайгырып үзеңне һәлак итү ихтималындасың. Ягъни мөшрикләрнең иман китермәгәннәре өчен үзеңә зарар китерер дәрәҗәдә кайгырасың, борчылма, тыныч бул.
Endonezyaca:
Boleh jadi kamu (Muhammad) akan membinasakan dirimu, karena mereka tidak beriman.
Amharca:
አማኞች ባለመኾናቸው፤ (በቁጭት) ነፍስህን ገዳይ መኾን ይፈራልሃል፡፡
Tamilce:
(நபியே!) அவர்கள் நம்பிக்கை கொள்பவர்களாக மாறாததால் உம்மை நீர் அழித்துக் கொள்வீரோ!
Korece:
아마도 그대는 그들이 믿지 아니하므로 그대 마음이 슬퍼지리라
Vietnamca:
Có lẽ Ngươi (Thiên Sứ Muhammad) khổ tâm, đau buồn khiến bản thân chết dần chết mòn về việc họ không có đức tin.
Ayet Linkleri: