Arapça:
وَقَالُوا لَوْلَا يَأْتِينَا بِآيَةٍ مِّن رَّبِّهِ ۚ أَوَلَمْ تَأْتِهِم بَيِّنَةُ مَا فِي الصُّحُفِ الْأُولَىٰ
Çeviriyazı:
veḳâlû levlâ ye'tînâ biâyetim mir rabbih. evelem te'tihim beyyinetü mâ fi-ṣṣuḥufi-l'ûlâ.
Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır:
(İnkâr edenler): "Rabbinden bize bir mucize getirse ya" dediler. Onlara önceki kitablarda olan apaçık deliller gelmedi mi?
Diyanet İşleri:
Rabbinden bize bir mucize getirseydi ya derler. Onlara, önceki Kitablarda bulunan belgeler gelmedi mi?
Abdulbakî Gölpınarlı:
Ve dediler ki: Bize Rabbinden bir delille, bir mucizeyle gelmeli değil miydin? Evvelki kitaplarda bulunan şeyler, onlara apaçık bildirilmedi mi?
Şaban Piriş:
Bize, Rabbin’den bir mucize getirmeli değil miydi? dediler. Önceki kitaplarda olanların apaçık delili (olan Kur’an) onlara gelmedi mi?
Edip Yüksel:
"Bize hiç olmazsa bir ayet (mucize) getirmeliydi!," dediler. Daha önceki kitaplarda bulunan beyyine (delil) kendilerine gelmedi mi?
Ali Bulaç:
Dediler ki: "Bize kendi Rabbinden bir ayet (mucize) getirmesi gerekmez miydi?" Onlara önceki kitaplarda açık belgeler gelmedi mi?
Suat Yıldırım:
“O resul, gerçek peygamber olduğuna dair Rabbinden bizim istediğimiz bir mûcize getirse ya!” dediler. Onlara önceki semavî kitaplarda bulunan deliller gelmedi mi?
Ömer Nasuhi Bilmen:
Ve dediler ki: «Rabbinden bize bir âyet getirmeli değil mi idi?» Onlara evvelki sahifelerde olanın beyanı gelmiş değil midir?
Yaşar Nuri Öztürk:
Dediler ki: "Rabbinden bize bir mucize getirseydi ya!" Peki, önceki sayfalardaki açık kanıt onlara gelmedi mi?
Bekir Sadak:
Peygamber: «Benim Rabbim gokte ve yerde soyleneni bilir. O, isitendir, bilendir» dedi.
İbni Kesir:
Rabbından bize bir ayet getirseydi ya derler. Onlara önceki kitablarda apaçık deliller gelmedi mi?
Adem Uğur:
Onlar: (Muhammed) bize Rabbinden bir mucize getirmeli değil miydi? dediler. Önce gelen kitaplardakinin apaçık delili (Kur´an) onlara gelmedi mi?
İskender Ali Mihr:
“Bize Rabbinden bir âyet getirse olmaz mı? Evvelki sahifelerde beyyineler (ispat vasıtaları, deliller) onlara gelmedi mi?” dediler.
Celal Yıldırım:
(İnkarcı sapıklar) O (Muhammed), Rabbından bize bir mu´cize getirse ya, dediler. Önceki sahifelerde gecen belgeler, deliller onlara gelmedi mi ? (Kur´ân, o mu´cize ve belgeleri onlara açıklamadı mı ?)
Tefhim ul Kuran:
Dediler ki: «Bize kendi Rabbinden bir ayet (mucize) getirmesi gerekmez miydi?» Onlara önceki kitaplarda açık belgeler gelmedi mi?
Fransızca:
Et ils disent : "Pourquoi ne nous apporte-t-il pas un miracle de son Seigneur ? La Preuve (le Coran) de ce que contiennent les écritures anciennes ne leur est-elle pas venue ?
İspanyolca:
Dicen: «¿Por qué no nos trae un signo de su Señor?» Pero ¿es que no han recibido prueba clara de lo que contienen las Hojas primeras?
İtalyanca:
Dicono: «Perchè mai non ci porta un segno da parte del suo Signore?». Non è forse giunta a loro la Prova che era [annunciata] nelle antiche scritture?
Almanca:
Und sie sagten: "Würde er doch uns eine Aya von seinem HERRN bringen!" Kam zu ihnen etwa nicht die Erklärung dessen, was in den früheren Schriften war?!
Çince:
他们说:他怎么不从他的那里拿一种迹象来给我们呢?关于《古兰经》的阐明,难道没有降临他们吗?
Hollandaca:
De ongeloovigen zeggen: Zoo lang hij niet met een teeken van zijn Heer tot ons zal komen, zullen wij niet in hem gelooven. Is er door de openbaring van den Koran niet eene duidelijke verklaring tot hen gekomen van hetgeen in de vroegere deelen van de schrift is bevat?
Rusça:
Они говорят: "Почему он не принес нам знамение от своего Господа?" Но разве не явилось к ним ясное знамение о том, что было в первых скрижалях?
Somalice:
waxay dheheen gaaladii muu noola yimaaddo aayad xagga Eebihiis ka timid, miyuuna u imaanin Maraggii wixii ku sugnaa Kutubihii hore.
Swahilice:
Na walisema: Kwa nini hakutuletea muujiza kutoka kwa Mola wake Mlezi? Je! Haikuwafikilia dalili wazi ya yaliyomo katika Vitabu vya kale?
Uygurca:
ئۇلار (يەنى مۇشرىكلار): «(مۇھەممەد) پەرۋەردىگارى تەرىپىدىن بىزگە بىرەر مۆجىزە كەلتۈرسىچۇ!» دەيدۇ، ئۇلارغا بۇرۇنقى ئۈممەتلەرنىڭ خەۋەرلىرىنى ئۆز ئىچىگە ئالغان قۇرئان كەلمىدىمۇ؟
Japonca:
またかれらは,「何故かれは,わたしたちに主から一つの印をも(湾?)さないのですか。」と言う。以前の諸啓典にある明証が,かれらに下っているではないか。
Arapça (Ürdün):
«وقالوا» المشركون «لولا» هلا «يأتينا» محمد «بآية من ربه» مما يقترحونه «أو لم تأتيهم» بالتاء والياء «بينة» بيان «ما في الصحف الأولى» المشتمل عليه القرآن من أنباء الأمم الماضية وإهلاكهم بتكذيب الرسل.
Hintçe:
और (अहले मक्का) कहते हैं कि अपने परवरदिगार की तरफ से हमारे पास कोई मौजिज़ा हमारी मर्ज़ी के मुवाफिक़ क्यों नहीं लाते तो क्या जो (पेशीव गोइयाँ) अगली किताबों (तौरेत, इन्जील) में (इसकी) गवाह हैं वह भी उनके पास नहीं पहुँची
Tayca:
และพวกเขากล่าวว่า “ทำไมเขาจึงไม่นำสัญญาณหนึ่งจากพระเจ้าของเขามาให้เรา” หรือว่าหลักฐานอันชัดแจ้งที่ปรากฏอยู่ในคัมภีร์ต่าง ๆ สมัยก่อนนั้น มิได้มีมายังพวกเขาดอกหรือ?
İbranice:
אמרו (הכופרים:) 'למה אינו מביא לנו אות מריבונו ,'? אך האם לא הביא להם (את הקוראן) אישור למה שנזכר בספרים (הקדושים) הקודמים
Hırvatça:
Nevjernici govore: "Zašto nam ne donese kakav znak od Gospodara svoga?" A zar im ne dolazi objašnjenje o onome što ima u prijašnjim listovima?
Rumence:
Ei au spus: “Dacă ne-ar aduce măcar un semn de la Domnul său!” Dovada de netăgăduit din întâile Scripturi nu a ajuns şi la ei?
Transliteration:
Waqaloo lawla yateena biayatin min rabbihi awalam tatihim bayyinatu ma fee alssuhufi aloola
Türkçe:
Dediler ki: "Rabbinden bize bir mucize getirseydi ya!" Peki, önceki sayfalardaki açık kanıt onlara gelmedi mi?
Sahih International:
And they say, "Why does he not bring us a sign from his Lord?" Has there not come to them evidence of what was in the former scriptures?
İngilizce:
They say: "Why does he not bring us a sign from his Lord?" Has not a Clear Sign come to them of all that was in the former Books of revelation?
Azerbaycanca:
(Kafirlər) dedilər: “Nə üçün o (Muhəmməd) Rəbbindən bizə (həqiqi peyğəmbər olmasına dəlalət edən) bir mö’cüzə gətirmir?” Məgər (Qur’anda) onlara əvvəlki (ilahi) kitablarda (keçmiş ümmətlərin həyatına, küfrləri üzündən düçar olduqları müsibətlərə dair) olanların bəyanı (yaxud açıq-aşkar dəlili) gəlmədimi?!
Süleyman Ateş:
Dediler ki: "Rabbinden bize bir ayet (mu'cize) getirmeli değil mi?" Onlara, önceki Kitap'larda bulunan kanıt gelmedi mi?
Diyanet Vakfı:
Onlar: (Muhammed) bize Rabbinden bir mucize getirmeli değil miydi? dediler. Önce gelen kitaplardakinin apaçık delili (Kur'an) onlara gelmedi mi?
Erhan Aktaş:
“Rabb’inden bize bir âyet(1) getirse ya!” dediler. Onlara, önceki suhuflarda(2) yer alan kanıt içeren açıklayıcı bilgiler ulaşmadı mı?
Kral Fahd:
Onlar: (Muhammed) bize Rabbinden bir mucize getirmeli değil miydi? dediler. Önce gelen kitaplardakinin apaçık delili (Kur'an) onlara gelmedi mi?
Hasan Basri Çantay:
Dediler ki: «Bize o Rabbinden bir mu´cize getirmeli değil miydi»? Evvelki kitablardakinden apaçık bürhan gelmedi mi onlara?
Muhammed Esed:
Yine de (hakka karşı kör olanlar): "(Muhammed) Rabbinden bize bir mucize getirseydi ya!" deyip duruyorlar. (Fakat) zaten onlara, eski yazılı belgelerde bulunması gereken konularda (bu ilahi mesajın doğruluğunu gösteren) açık bir delil gelmedi mi?
Gültekin Onan:
Dediler ki: "
Ali Fikri Yavuz:
Kafirler dediler ki: “- (o, hak Peygamber olduğuna delâlet edecek) Rabbinden bir mucize getirse ya!..” Onlara, evvelki kitablarda (Tevrat ve İncil’deki ahir zaman Peygamberi ile Kur’an’a dair) olan apaçık delil gelmedi mi?
Portekizce:
Dizem (entre si): Por que não vos apresenta ele um sinal de seu Senhor? Não lhes chegou, por acaso, a evidênciamencionada nos primeiros livros?
İsveççe:
DE [SOM sätter gudar vid Guds sida] säger: "Om han ändå [kunde] visa oss ett tecken från sin Herre!" Har alltså det klara vittnesbörd [om sanningen i denna Skrift] som de äldre Skrifterna avger inte kommit till deras kännedom?"
Farsça:
و [مشرکان] گفتند: چرا [پیامبر] معجزه ای از سوی پروردگارش برای ما نمی آورد؟ آیا [این قرآن که] شاهد و دلیلی روشن بر [معارف] کتاب های پیشین [آسمانی است] برای آنان نیامده؟!
Kürtçe:
(بێ باوەڕان) ووتیان (ئەگەر ڕاستە پێغەمبەرە) دەی بۆ بۆمان ناھێنێت بەڵگەو موعجیزەیەک لەلایەن پەروەردگاریەوە ئایا ئەوان بەڵگەی ئاشکرایان بۆ نەھاتووە کە لەپەڕاوە پێشووەکاندا ھەبوو (وەک تەورات و ئینجیل)
Özbekçe:
Улар: «Бизга Роббидан оят-мўъжиза келтирса эди», дейдилар. Ахир, уларга аввалги саҳифалардаги нарсаларнинг баёноти келмадими? (Кофир ва мушриклар, Муҳаммад Роббидан бир лол қолдирувчи мўъжиза келтирса эди, дейдилар. Ахир, Қуръонда аввалги умматларга келган нарсаларнинг баёни келди-ку. Шу уларга кифоя қилмайдими?)
Malayca:
Dan mereka yang kafir berkata: "Mengapa ia tidak membawa kepada kami satu tanda mukjizat dari Tuhannya yang membuktikan kebenarannya?" Bukankah telah datang kepada mereka berbagai-bagai keterangan dan khasnya Al-Quran yang menjadi kenyataan yang menerangkan apa yang terkandung dalam Kitab-kitab yang dahulu?
Arnavutça:
Mohuesit thonë: “Përse të mos na sjellë ai ndojë argument të qartë që gjendej në librat e mëparshëm?”
Bulgarca:
И рекоха: “Защо не ни донесе той [Мухаммад] знамение от своя Господ?” А нима не дойде при тях ясният знак за това в предишните Писания?
Sırpça:
Многобошци говоре: “Зашто нам не донесе какво чудо од Господара свог?” А зар им не долази објашњење о оном што има у давнашњим објавама?
Çekçe:
Říkají: 'Pročpak nám nepředvede nějaké znamení od Pána svého?' Což se jim nedostalo důkazu jasného z toho, co ve svitcích prvních je obsaženo?
Urduca:
وہ کہتے ہیں کہ یہ شخص اپنے رب کی طرف سے کوئی نشانی (معجزہ) کیوں نہیں لاتا؟ اور کیا ان کے پاس اگلے صحیفوں کی تمام تعلیمات کا بیان واضح نہیں آ گیا؟
Tacikçe:
Ва гуфтанд: «Чаро муъҷизае аз Парвардигораш барои мо намеоварад?» Оё далелҳои равшане, ки дар сахифаҳои пешин омада, ба онҳо нарасидааст?
Tatarca:
Мөшрикләр әйттеләр: "Мухәммәд г-м үзенең пәйгамбәрлегенә дәлаләт итә торган берәр могҗиза күрсәтсә, ни булыр иде". Әйә аларга әүвәлге китапларда ачык аятьләр вә могҗизаләр килмәдеме?
Endonezyaca:
Dan mereka berkata: "Mengapa ia tidak membawa bukti kepada kami dari Tuhannya?" Dan apakah belum datang kepada mereka bukti yang nyata dari apa yang tersebut di dalam kitab-kitab yang dahulu?
Amharca:
«ከጌታውም በኾነ ተዓምር አይመጣንምን» አሉ በመጀመሪያዎቹ ጽሑፎች ውስጥ ያለችው ማስረጃ አልመጣቻቸውምን
Tamilce:
“இவர் தன் இறைவனிடமிருந்து ஓர் அத்தாட்சியை நம்மிடம் கொண்டு வரமாட்டாரா?” என்று (இணைவைப்பவர்கள்) கூறுகிறார்கள். முந்திய வேதங்களில் உள்ளதை தெளிவுப்படுத்தும் (-குர்ஆன் என்னும்) உறுதியான சான்று அவர்களிடம் வரவில்லையா?
Korece:
그들이 말하길 그는 왜 우 리에게 그의 주님으로부터 예증을 보이지 않느뇨 라고 하나 이전의 성서에서 그들에게 예증이 이르지 아니 하였다 하더뇨
Vietnamca:
(Những kẻ vô đức tin) nói: “Tại sao (Muhammad) không mang đến cho chúng ta một bằng chứng từ Thượng Đế của Y?” Chẳng lẽ những điều ghi trong các Tờ Kinh trước (Tawrah và Injil) đã không là một bằng chứng rõ rệt cho họ ư?
Ayet Linkleri: